Bölgesel Uçaklar Hidrojenle Uçabilecek mi?

California merkezli start-up Universal Hydrogen, önümüzdeki dört yıl içinde, hidrojenle çalışan ticari uçuşları gerçeğe dönüştürmeyi planlıyor. Bu amaç doğrultusunda küçük bölgesel uçaklara güç sağlamak için hidrojen kullanmayı planlan şirket, İzlandair ve Air Nostrum gibi havayolları ile 2025 yılına kadar mevcut turboprop sistemlerinin yerini alacak hidrojen kapsüllerini tanıtmak için yaptığı ön anlaşmaları duyurmaya hazırlanıyor.

ABD’li şirketin geliştirdiği yeni teknoloji, 2035 yılına kadar hizmete başlaması planlanan Airbus ‘ZEROe‘ sıfır emisyonlu uçak gibi amaca yönelik hidrojenle çalışan uçaklardan farklı.

Bunun yerine, şirket, mevcut uçak modellerine sonradan takılabilen hidrojen yakıt kapsüllerini kullanan bir çözüm üzerinde çalışıyor. Proje için şu anda daha küçük, bölgesel uçaklara odaklanılıyor. Yani proje ile turboprop sistemler, modüler hidrojen kapsülleriyle değiştirilmek isteniyor.

Eski Airbus Teknoloji şefi Paul Eremenko tarafından kurulan şirket, 2025 yılına kadar küçük uçaklar için hidrojen teknolojisini hızlandırmak istiyor.

Geliştirilen kitler, geleneksel turbopropların yerini alacak bir yakıt hücresi ve elektrikli güç aktarma organı içerecek. Eremenko, bölgesel uçakların karbondan arındırılmasının 2,5 milyar Dolar!lık bir pazar olabileceği düşüncesinde. Universal Hydrogen, havacılık endüstrisini karbondan arındırmak isteyen az sayıdaki şirketten biri durumunda.

“Biz hidrojenin Nespresso kapsülüyüz. Kahveyi biz yetiştirmiyoruz ve kahve makinesini biz yapmıyoruz” diyen Eremenko, Reuters’e verdiği röportajda, kapsüllerle kahve içmeye öncülük eden Nestlé’ye atıfta bulundu. “Bizimki benzer bir model. Biri ilk kahve makinesini yapmalı ve biz geliştirdiğimiz dönüşüm kitini geliştirip, bunu bölgesel havayollarına sunmalıyız.” şeklinde iş planlarını özetliyor.

İspanyol bölgesel havayolu Air Nostrum, ATR 72-600 turboprop uçaklarını dönüştürmek için 11 kit satın alacak. Alaska bölgesel taşıyıcısı Ravn Alaska da uzun vadeli hidrojen yakıtı tedarik anlaşması kapsamında beş dönüşüm kiti satın alacak.

İzlanda’nın ulusal bayrak taşıyıcısı Icelandair de bölgesel uçak filosu için dönüşüm kitleri satın almakla ilgilendiğini açıkladı. Hem Icelandair hem de Ravn Alaska, hidrojenli sisteme dönüştürmek  için uygun De Havilland Canada DHC-8 turboprop uçakları kullanıyor. Ancak Icelandair’in hidrojenli bu yeni sistemlerin nasıl sertifikalandırılacağı konusunda bazı endişeleri var.

Kitlere yatırım yapan havayollarının, bu kapsüller aracılığıyla, yakıt tedarik etmek için uzun vadeli sözleşmeler yaparak, kite ödedikleri parayı çıkarabileceği düşünülüyor.

Şirket, Nisan ayında Airbus, Toyota ve JetBlue tarafından desteklenen A serisi finansmanı kapsamında 20,5 milyon Dolar topladı. Şimdi de B serisi finansmanını artırmayı hedefliyor.

Hidrojenin maliyeti ve bulunabilirliği, bir süre daha, şirketlerin önündeki en büyük engel olmaya devam edecek. Şu anda hidrojen pahalı. Ancak gelecekte hidrojenin daha kullanılabilir hale gelmesiyle rekabetçi olmaya daha yakın olacağına inanılıyor.

İzlandalı havayolları ise bu tür teknolojileri erken benimseyerek, gelecekte avantajlı bir konum elde edebilmenin planlarını yapıyor.

Universal Hydrogen ayrıca, Alman şirketi Deutsche Aircraft ile Dornier 328 bölgesel turboprop uçaklarında bu kapsülleri hayata geçirmek için bir tasarım çalışması başlatacak. Aynı şirket, 2025 yılına kadar hidrojenle çalışan Dornier 328’i gökyüzünde görmek için, yakıt hücresi geliştiricisi H2FLY ile ortaklık yapıyor.

Yeni altyapı gerekecek

Universal Hydrogen, uygun sertifikasyon ve güvenlik standartları geliştirmek için endüstri paydaşları ve düzenleyicilerle birlikte çalışarak, hidrojen çözümlerini mümkün olduğunca ekonomik ve kullanılabilir hale getirmek için çalışmalarını sürdürecek.

Teoride, hidrojenin tek atık ürünü su olduğu için, uçuşları karbonsuzlaştırmanın çözümü olabilir gibi geliyor. Hidrojen, ayrıca birim başına jet yakıtından üç kat daha fazla kütle oluşturur. Hidrojen’in, büyük bir karbon ayak izi oluşturmadan, yeterli miktarlarda ve rekabetçi bir fiyatla üretilip üretilemeyeceği sorusunun yanıtı aranıyor.

Depolama konusunda, jet yakıtının gerektirdiği alanın dört katına ihtiyaç duyulduğu için hidrojenle çalışan uçaklar için önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu, tankları yerleştirmek için uçaktaki koltukların sökülmesi anlamına geliyor. Ayrıca, havaalanlarında hidrojenin taşınması ve depolanması için tamamen yeni bir altyapının inşa edilmesi gerekecek…

adbanner