1867 kışında bir gecede donan East River, New Yorkluları hazırlıksız yakaladı. Limanda bekleyen gemiler ve tekneler buzda sıkışıp kaldı, ulaşım felç oldu. Onbinlerce insan günlerce işe gidemedi, üretim aksadı.
Çok uzun zamandır Manhattan Adası ile Brooklyn’i birbirine bağlayacak asma köprü projesi olan Alman asıllı mimar ve mühendis John Roebling harekete geçti.
John, köprünün hazırlıkları için gözlemler yaptığı sırada, 6 Temmuz 1869 günü ayağını liman ile ferry arasına sıkıştırıp, 16 gün sonra, 63 yaşında hayatını kaybetti.
Projeyi oğul Washington A. Roebling devraldı. Takvimler 3 Ocak 1870’i gösterdiğinde, resmi olarak köprü inşaatına başladı.
Sonradan şehrin sembollerinden biri haline gelecek olan köprü inşaatındaki şanssızlıklar Roebling ailesinin peşini bırakmıyordu.
Köprüyü taşıyacak beton yapının nehir tabanına oturtulması sırasında bir çok işçi ile beraber Washington da vurgun yedi ve felç oldu.
Washington’un eşi Emily Warren Roebling, hergün köprüye gidip çalışmaları takip edip notlar aldı. Eşi Washington’ın direktiflerini çalışanlara iletti.
19.yüzyıl mühendisliğinin doruk noktası ve dünyanın 8. Harikası olarak kabul edilen, tamamlandığında dünyanın en geniş asma köprüsü olan, 15.1 Milyon Dolar’a mal olan Brooklyn Köprüsü, 24 Mayıs 1883’de halka açıldığında, şehirde resmi tatil ilan edildi.
O gün köprüden geçen 150.300 kişinin suya 1 cent attığı söyleniyor.
Toplam 27 işçi, inşa süresince çeşitli iş kazalarında hayatını kaybetti. Ancak köprü bitince ölümler bitmedi. Brooklyn’in laneti sürüyordu. 30 Mayıs günü New Yorklular köprüyü geçmek için toplandı. Bir kadının ayağının takılıp tökezlediği anda “Köprü yıkılıyor!” diye bağıran bir kişi paniğe sebep oldu. Yaşanan kaosta 12 kişi hayatını kaybetti, 36 kişi yaralandı.
New York belediyesi buna ilginç bir çözüm buldu. Dönemin en çok tanınan sirk sanatçısı P.T. Barnum birkaç gün sonra, binlerce kişinin gözleri önünde, tanesi 6 ton ağırlığında 21 fil ve 17 deve ile yürüyerek köprüden karşıya geçti. Herkes köprünün sağlamlığına ikna oldu❗️
