Havacılığın Geleceği Uydu Bağlantılı Uçaklar

Havacılık sektöründe son bir buçuk yıldır tüm dikkatler, maliyetlerin düşürülmesi, nakit tasarrufu sağlanması ve oluşan tarihi türbülansın üstesinden gelmek için gösterilen çabalara çevrildi. Bu inişli çıkışlı ve oldukça sancılı dönemin ardından, sektör artık toparlanmaya hazırlanıyor. Peki bu toparlanma, pandemi öncesinde bıraktığımızdaki gibi bir dünyaya dönüş anlamına mı gelecek? Yanıt kesinlikle HAYIR.

Yeni dönemde havayolları, yolcuları etkileyen, onları elinde tutmasını sağlayacak, sürdürülebilirlik, verimlilik ve hizmetlere odaklanan esnek iş modelleri tasarlamak zorunda.

İşte tam da bu noktada bağlantılı uçak kavramı devreye giriyor. Connected Aircraft, yani bağlantılı uçak teknolojisi, havacılık endüstrisindeki iletişim biçimini topyekün değiştirmek için uçak donanımlarını, bağlantı süresi ve şeklini, uçak içindeki ve dışındaki uygulamalar ve hizmetlerin tamamını, uydu bileşenleri ile entegre etmek anlamına geliyor. Nesnelerin interneti ve bağlantılı uçak teknolojisi, havacılıkta büyük bir değişim ve dönüşümün öncüsü olacak.

Peki bu neden gerekli?

Çünkü uydu destekli bağlantı, sadece sahip olunduğunda iyi hissettirecek bir şey değil. Bu teknoloji, endüstrinin yeniden inşa edileceği süreçte, havayolları için muazzam maliyet tasarruflar ve çevresel faydalar sunarken; yolcular için de pek çok avantaj sağlayacak.

Dijital uçak devrimini başka bir düzeye taşıyacak

Pandemi sonrası toparlanma sürecinde, uzun vadede güçlü bir yapı kurmaya çalışmak isteyen tüm havayolları tek bir yaklaşım izlemeyecek. Ancak, havayollarının müşteriler için farklılaşması, dijitalleşme ve inovasyon faaliyetlerine vereceği önem, verimliliği artırmak, çevresel etkiyi azaltmak ve yolcu deneyimini iyileştirmek için çok kritik olacak.

Artık havayolları, ticari kaygılar nedeniyle, performansı artırmaya yönelik fırsatlar ortaya çıkarmak için mümkün olan her türlü maliyet tasarrufunu ve operasyonel çevikliği her zamankinden daha fazla arıyor. London School of Economics‘te yayımlanan Sky High Economics başlıklı bir rapora göre, havayolları uydu bağlantılı bir uçak politikasıyla, yılda 15 milyar Dolar‘a kadar tasarruf sağlayabilir. Bu, yakıtın boşa harcandığı verimsiz uçuş rotalarından kaçınarak, yalnızca yakıt tüketimini %5’e kadar iyileştirmek anlamına gelmiyor. Endüstrinin CO2 emisyonlarını, 2050 yılına kadar yarı yarıya azaltma hedefine ulaşmasına yardımcı olmak gibi çok çeşitli adımları da beraberinde getiriyor.

Bugünün sorununa bugünün çözümü

Eski hava trafik yönetiminin (ATM) havacılığın karbon ayak izinin azaltılması hedefine yaptığı katkı bazen yetersiz kalıyor. Yolcu memnuniyetsizlikleri de işin ayrı bir boyutunu oluşturuyor. Zayıf ATM altyapısının, havayollarının %23 daha fazla yakıt tüketmesine neden olduğunu tahmin ediyor. Bu nedenle uçakların birbirine daha yakın ve güvenli bir şekilde uçmasına izin verme kararıyla, gökyüzünün kapasitesinin büyük ölçüde artırılması, gecikmelerin azaltılması ve verimliliğin yükseltilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Uygun maliyetli, güvenli ve oldukça esnek veri bağlantı iletişim sistemleri kullanılarak, pilotlar, hava trafik kontrolörleri ve havayollarının operasyon merkezleri arasında gerçek zamanlı işbirliğine olanak tanıyan bu yeni nesil sistemler, yakın gelecekte tüm pazarı ele geçirecek.

Bu sayede, mevcut en kısa rotalar hesaplanabilecek, uçuş güzergahları belirlenebilecek ve optimum irtifalarda seyir yapılmasına olanak tanınacak. Aynı zamanda hava durumu güncellemeleri gibi en son dijital bilgiler de eş zamanlı olarak sağlanabilecek.


İlgili Haber | Uçakta İnternet Nasıl Çalışıyor?


Bu çalışmalar, yalnızca gelecekteki büyümeye uyum sağlamak için hava sahası kullanımını iyileştirmekle kalmıyor. Aynı zamanda havayollarının gecikme ve rötarları en aza indirmesine, yakıt tasarrufu yapmasına ve operasyonlarının çevre üzerindeki etkisini azaltmasına da olanak tanıyor.

Havacılıkta kısa vadeli hedefler arasında, uçaklarla hava trafik kontrol iletişimleri için bağlantılı uçak teknolojisinin küresel bir standart haline getirilmesi var.

Bağlantılı uçuş teknolojisi, bir dizi ek avantajı da beraberinde getiriyor.

Ek maliyet tasarrufu ve avantajlar

Bağlantılı uçuş teknolojisi, ayrıca bir dizi ek avantajı da beraberinde getiriyor. Sky High Economics isimli çalışmada, satcom bağlantılı sanal ekip odalarının, mürettebat gecikmesini yarı yarıya azaltabileceği iddiası yer alıyor. Mürettebat planlama sorunları, uçuş gecikmelerinin %3’ünü oluşturuyor ve bu da 3,6 milyar Dolar’lık bir maliyete tekabül ediyor. Küresel mobil bağlantı teknolojisi, uçakları sanal bir ekip odasına dönüştürebilir, uçuş öncesi yüz yüze brifing ihtiyacını ortadan kaldırabilir ve zamanında kalkış oranlarını iyileştirebilir.

Tıp uzmanlarının, dünyanın herhangi bir yerinden, hasta bir yolcuyla ilgilenen ekiplerle iletişim kurmasını sağlayan teletıp teknolojisi, çok yüksek maliyetli acil durum sebebiyle yapılan inişleri ortadan kaldırabilir. LSE’nin raporuna göre, bunlar bir havayoluna 200.000 Dolar’a kadar yakıt maliyeti ve yolcular için ayrıca tazminata mal olabiliyor.

Mobil bağlantının bir başka avantajı ise bakımlar konusunda. Her havayolu şirketi, planlansız bir bakım gereksinimi nedeniyle operasyonlarının kesintiye uğramasından korkar. Uzun süreli AOG durumları ise havayolu için tam bir baş belasıdır. Uçaktaki motorların ve sistemlerin performansını sürekli izleyerek, arızalar, sorun haline gelmeden önce tespit edilebilir, bu da maliyeti azaltıp operasyonel güvenilirliği (reliability) artırır.

Gerçek zamanlı hava durumu verileri, uydu bağlantısının bir başka artısıdır. Sistem, pilotların gök gürültülü fırtınalar, türbülans ve diğer hava durumu tehlikelerinin etrafından dolaşabilmesine fırsat verir. Yıldırım çarpmaları,, uçak gövdelerinde ciddi hasara neden olabilir ve bu da uçağın uzun süre hangarda kalmasına neden olabilir.

En deneyimli uçak yolcusu bile 36.000 ft’de akşam yemeğini yerken bir türbülans ile keyfinin kaçmasını istemez. Bu sebeple uydu teknolojisi ile uçakların bağlantılı hale getirilmesi konusunda belki de en önemli fayda yolcu konforu olarak öne çıkarılabilir.

Dijital bağlantı fırsatlarını benimsemek, havayolları için havacılık endüstrisinin tarihinin en türbülanslı dönemlerini yaşadığı bu süreçten çıkması için anahtar olabilir. Bu sürecin sonunda kazananlar ve kaybedenler olacak. Hayatta kalabilen, daha hızlı ve daha güçlü bir şekilde geri dönecek olanların stratejik, çevik ve teknoloji odaklı bir yaklaşım benimseyenler olmasına kesin gözüyle bakılıyor.

adbanner