Havacılık Bülteni-89

RESMİ RAPOR AÇIKLANDI! TÜRK İŞ JETİ İRAN’DA NEDEN DÜŞTÜ?

11 Mart 2018’de Birleşik Arap Emirlikleri’nin Sharjah Havalimanı’ndan, Atatürk Havalimanı’na ulaşmak üzere havalanan, MC Havacılık Şirketi’ne ait Challenger 604 tipi iş jeti, İran’da düşmüş ve uçakta bulunan 8 yolcu ve 3 mürettebattan kurtulan olmamıştı. İran sivil havacılık otoritesi, kazanın nihai raporunu açıkladı.

Rapora göre iş jetinin kokpit ekibinin, Tahran Hava Trafik Kontrol Merkezi’nden 36 bin feet yani yaklaşık 12 bin metre irtifadayken 38 bin feet irtifaya çıkmak için izin istediği; ancak bu sırada kaptan pilot ile ikinci pilotun önündeki hız göstergelerinde okunan hız değerlerinde farklılıklar görüldüğü anlaşılıyor. Kaptan pilotun önündeki göstergede hız artarken ikinci pilotun önündeki gösterge hızın azalmaya başladığı görülüyor. Rapora göre, kaptan pilot tarafındaki sürat bilgisine bilgi aktaran pitot tüpünün yüksek irtifada tıkandığı ve normalden yüksek hız değeri gösterildiği anlaşılıyor.

Aradaki farkın 10 knot’ı geçmesiyle birlikte kaptan pilotun, hızın arttığı varsayımı ile gaz kollarını geri çektiği ancak 63 saniye sonra 38 bin feet irtifada uçağın stall denilen anormal duruma girerek süratsiz kaldığı anlaşılıyor. Lövye üzerindeki ‘shaker’ olarak adlandırılan uçağın süratsiz kaldığını ikaz eden sesli uyarı sisteminin bu esnada devreye girdiği raporda yer aldı.

Hazırlanan rapora göre kazanın oluşumunda sürat saatlerinde yaşanan arızanın kokpit ekibi tarafından doğrulanması konusunda yetersiz kalması, yaşanan probleme uçağın stall koruma sistemi devreye girmesine rağmen, kaptan pilot tarafından gösterilen yanlış reaksiyon sonucunda her iki motorun da stall olarak durması birincil faktör olarak öne çıkıyor. Kaptanın olay anında ikinci pilotun direktiflerini dikkate almamasından yola çıkılarak uçuş ekibi arasında CRM konusundaki eksikliklerin de kazanın oluşumunda önemli bir etken olduğu raporda yer aldı.

Rapora göre, kokpitteki sürat saati göstergelerindeki farklılığa neden olarak uçağın pitot tüplerinde buzlanma ihtimali öne çıkıyor. Zira kazadan 14 ay önce, benzer uçak tiplerinde, uçakta sürat bilgisi veren pitot tüplerinde, yüksek irtifada kristal buzlanmalar nedeniyle tıkanmalar yaşandığı bilgisi yayınlanarak uçağın tüm kullanıcılarının bu konuda uyarıldığı raporda yer alıyor. Uçağın stall durumuna girmeden yapısal bir hasar almadığı raporda belirtilirken; stall durumu sonrası yapısal hasara uğrayıp uğramadığı konusunda herhangi bir sonuca varılamadığı da rapordan ulaşılabilen diğer sonuç oldu.

İran’da dağa çarparak düşen uçağın kaptan pilotununun cesedine bugün hala ulaşılamadı.

QATAR AIRWAYS UÇUŞLARINA NEDEN DEVAM EDİYOR?

Küresel koronavirüs salgını nedeniyle seyahat talebinin neredeyse sıfıra inmesi, ülkelerin seyahat kısıtlamaları ve sınırların kapanması gibi nedenlerle, dünya genelinde havayolları uçaklarının neredeyse tamamını yere indirip operasyonlarını yüzde 95’e varan oranlarda durduruyor. Ancak bu durumun tam tersi yöntem izleyen bir havayolu var: Qatar Airways…

Katar’ın milli havayolu, uçuş ağına 10.000 ekstra koltuk kapasitesi ekleyeceğini duyurdu. Doha’dan Paris, Perth ve Dublin’e ekstra uçuşlar yapma kararı alan havayolu, filosundaki A380 uçaklarını Frankfurt, Londra Heathrow ve Perth’e uçuruyor. Ayrıca, ABD ve Asya’dan Avrupa’ya charter uçuş hizmetleri de veriyor. Bunun yanı sıra havayolu, tarihinde ilk kez Brisbane’e uçmaya başlayacak. Mart ayının sonundan Nisan ortasına kadar Boeing 777-300ER ile uçuşlar gerçekleştirilecek.

Dünyadaki diğer havayollarının aksine, Qatar Airways hala ABD dahil günde ortalama 150 uçuşla, 75 varış noktasına hizmet veriyor. Ancak havayolunun yöneticileri, bazı ülkelerin önümüzdeki süreçte daha sıkı kısıtlamalar uygulama ihtimaline karşın hizmet verilen destinasyon sayısının giderek azalabileceğinin farkında olduklarını söylüyor.

Özellikle Emirates gibi rakiplerinin bile tüm uçaklarını yere indirdiği; ABD’li dev havayollarının bile sadece birkaç uluslararası noktaya uçmaya devam ettiği bir dönemde Qatar Airways’in kararı finansal olarak pek mantıklı görünmüyor. Ancak havayolunun yöneticileri şu anda kendilerine küresel salgınla boğuşan insanları sevdikleriyle buluşturmak gibi bir misyon edindiklerini savunuyor.

Şirketin verileri, İngiltere, Fransa ve Almanya’dan yapılan seferlerin yüzde % 80 doluluk oranıyla gerçekleştiğini gösteriyor. Ancak gidiş uçuşlarında doluluk % 36’ya düşüyor. Havayolu, son yedi gün içinde yaklaşık 100.000 yolcunun uçtuğunu söylüyor.

Buradaki talebin eve ulaşmaya çalışan yolcular tarafından oluştuğu aşikar. Bu yüzden bu akışın uzun vadede sürmeyeceği ve havayolunun çok sayıda uçuşu devam ettirmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Ancak şimdilik, bu rotaların çoğunda hala uçuş sunan birkaç havayolundan biri kalması nedeniyle Doha’nın çok önemli bir transit merkezi haline geldiği kesin. Dubai, Abu Dhabi, Singapur Changi ve Hong Kong gibi büyük aktarma merkezleri tüm transit yolculara kapılarını kapatmış durumda.

Qatar Airways’in uçuşlara devam kararının arkasında, pandemi döneminde küresel tüketici üzerinde olumlu algı yaratmak ve yolcu sadakatini artırabilmek gibi güçlü bir PR stratejisinin yer aldığı da düşünülüyor. Zira bu süreçte havayolunun sosyal medyada #takingyouhome gibi hashtagler ile yeni çalışmalar yapması bunun en önemli göstergesi olarak kabul ediliyor.

BOEING SEATTLE’DAKİ TESİSLERİNİ KAPATTI!

12 Mart 2019’da tüm 737 MAX uçaklarının yere indirilmesiyle tarihinin en türbülanslı dönemine giren Boeing için küresel coronavirüs salgını da yaşanan krizin daha da derinleşmesini sağlayan çok önemli bir gelişme oldu.

Geçtiğimiz hafta Havacılık Bülteni’nde detaylarını açıkladığımız üzere Boeing ABD hükümetinden 60 Milyar Dolar’lık bir destek paketi talep etmişti. Ancak bu paketin kredi olarak verilmesi halinde borç yükü giderek ağırlaşacak olan Boeing’in iflas yolculuğunun başlayabileceği konuşulmuştu.

Hafta içinde Boeing’te bazı yeni gelişmeler yaşandı. 25 Mart  Çarşamba günü Boeing’in Seattle’da Puget Sound bölgesindeki tesislerinde üretim faaliyetleri, koronavirüs risklerini azaltmak için en az 14 gün durduruldu. Şirketin en önemli iki üretim tesisi Renton ve Everett de Seattle’ın kuzeyindeki bu bölgede yer alıyor. Renton’da 737 uçakları; Everett’te ise 777, 787, 767 ve 747 uçakları üretiliyor.

Hem tesislerde hem de çevre bölgelerde onlarca pozitif vaka olduğu biliniyor. Hatta sosyal medya paylaşımlarında bir Everett’te çalışan bir Boeing personelinin de virüs nedeniyle hayatını kaybettiği paylaşıldı. Boeing, tüm tedarikçilerine de gönderimleri durdurmalarını iletti. İki haftalık arada Boeing yönetimi, gelişmeleri yakından izleyeceklerini, etkilenen bölgelerde ekstra derin hijyen faaliyetleri yapılacağını ve işe dönüş için sıkı kriterler belirleneceğini duyurdu.

Washington eyaletindeki fabrikalarında üretimin tamamen askıya alınması yaklaşık 70.000 çalışanı etkiledi. Evden çalışma imkanı olanlar çalışmaya devam edecek; uzaktan devam etme şansı olmayanlar ise ücretli izine gönderildi. Normalde şirket politikasında 1 hafta ile sınırlı olan ücretli izin süresi 2 haftaya çıkarıldı.

737 MAX ÜRETİMİ MAYIS AYINDA BAŞLAYACAK MI?

Öte yandan Boeing, verimsizlikleri azaltmak, kaliteyi artırmak ve uçağın gökyüzüyle yeniden buluşmasını kolaylaştırmak gibi gerekçelerle Ocak ayında 737 MAX uçaklarının üretimini durdurmuştu. Hafta içinde yapılan bazı yeni açıklamalarla Mayıs 2020’de 737 MAX üretimine yeniden başlanacağı iddia edildi. ABD medyasına verilen demeçler, Boeing’in tedarikçilerinden Nisan ayında 737 MAX için parça göndermeye hazır olmalarını istediği ancak virüsün giderek yayılmasıyla üretimin yeniden başlangıcının Mayıs ayına ötelendiği iddia edildi.

Boeing, 371 adet 737 MAX uçağını operatörlere teslim etti. Uçaklar yere indirildikten sonra üretilen ve müşterilerine teslim edilemeyen 400 civarında uçak olduğu biliniyor. Uçağın yeniden sertifikalandırılması için test uçuşları bile henüz başlayamadı ve uçakta yeni sorunlara rastlandığı ve kontrollerin devam ettiği biliniyor. Küresel salgının havacılık sektörü üzerinde yarattığı olumsuz etki de ortadayken uçağın yeniden üretilmeye başlaması pek rasyonel bir adım gibi görünmüyor. 737 MAX ile ilgili önümüzdeki günler ne gibi gelişmeleri beraberinde getirecek hep birlikte göreceğiz.

AIRBUS KANAT ÜRETİM TESİSLERİNİ KAPATTI!

Avrupalı imalatçı Airbus, küresel COVID-19 salgınıyla mücadele için adımlar atmayı sürdürüyor. Şirket, çalışanlarının sağlık ve güvenliğini sağlamak için ek önlemler alındığını duyurdu.

Airbus, geçen hafta hijyen ve ilaçlama için verilen dört günlük aranın ardından 23 Mart Pazartesi günü Fransa ve İspanya’daki üretim ve montaj çalışmalarına kısmi olarak devam ediyor.

İngiltere, Almanya ve ABD’deki üretim operasyonları ise normal akışında sürdürülürken, üretim akışında da çeşitli değişiklikler yapıldığı açıklandı. Buna göre, uçakların kanat imalatlarının gerçekleştirildiği İngiltere’deki Filton ve Broughton ile Almanya’daki Bremen tesislerinde, üretim 3 hafta boyunca durduruldu.

Bu süreçte tesisler açık kalacak ve daha önce üretilen kanatların son montaj hatlarına gönderimi devam edecek. Çalışanlar arasında işlerini evden yürütebilecek ekip işlerine devam edecek. Bu sayede Airbus, küresel endüstriyel akışında sürekliliğini sürdürebilecek. Böylece yaşanan krizin müşterileri, tedarikçileri ve küresel ekonomiyi olumsuz etkilememesi için önemli bir adım atılmış olacak.

Öte yandan Airbus A330-800 test uçağı ile Çin’in Tianjin şehrinden Fransa ve İspanya’ya yaklaşık 2 milyon yüz maskesi taşıyarak bir farkındalık adımı attı. Önümüzdeki günlerde bu uçuşların devam edebileceği açıklandı.

ANTONOV AN-225 YENİDEN GÖKYÜZÜYLE BULUŞTU!

Dünyanın en büyük uçağı Antonov AN-225, 18 aydır devam eden bakım ve revizyon programının tamamlanmasının ardından hafta içinde yeniden ait olduğu gökyüzüne döndü.

Ekim 2018’de büyük bir bakım ve revizyon programına giren rüya anlamına gelen Mriya isimli dev kargo uçağı resmi operasyonlara dönmeden önce Kiev’den havalanarak yaklaşık 2 saat süren başarılı bir test uçuşu yaptı.

1980’lerin sonunda, Sovyetler Birliği’nin uzay görevlerinde kullanılmak üzere imal edilen, 6 motorlu, 88,4 metre kanat açıklığı ve 250 ton taşıma kapasitesine sahip olan dev uçak dünyanın en büyük ve en ağır uçağı ünvanlarını elinde bulunduruyor. İnanılmaz ağırlıktaki yükleri uzun mesafelerdeki noktalara taşıyarak çok özel görevler icra eden AN-225, yaklaşık 190 ton ağırlığındaki bir jeneratörün teslimat uçuşunu yaparak dünyanın en ağır kargo ürününü taşıyarak bir dünya rekorunun da sahibi oldu.

Maksimum kalkış ağırlığı 600 ton olan uçak, dünyanın her bölgesinde hem devlet hem de özel sektör tarafından kiralanarak çok özel operasyonları gerçekleştiriyor.

Altı adet devasa turbofan motoru ile donatılan, benzersiz çift kuyruk düzeneği ve eğimli kanatlarıyla, uçak tasarımında eski ve modernliğin bir kombinasyonu olan AN-225, fly by wire  kontrol sistemi ile üç yedekli hidrolik sisteme sahip. Ana iniş takımında 32 tekerlek bulunan uçağın burun iniş takımı, yüklemeyi kolaylaştırmak için alçaltabilen bir mekanizmaya sahip. AN-225, 1302 metreküp hacme sahip kargo kompartmanına alacağı tüm yükü ön kısmından alıyor.

Antonov firması, 18 aylık büyük bakım molasında uçağa ne gibi değişimler yapıldığını açıklamasa da uçağın motorlarından en az birinin değiştirildiği biliniyor. Antonov, AN-225’in uçuş programını kamuoyuna açıklamadığı için, uçağı takip etmek havacılık tutkunları için uzun zamandır büyük bir hobi durumunda. AN-225, bazen Batı Afrika, Güney Amerika’nın uzak köşeleri veya Avustralya gibi uzak yerlerde; bazen de Avrupa, Orta Doğu ve Asya’daki daha tanıdık varış noktalarında karşımıza çıkabiliyor. Bugüne kadar pek çok defa ABD’de de görüldü.

1985’te üretilen ve ilk uçuşunu 21 aralık 1988’de yapan AN-225 bugüne kadar sadece 1 tane üretildi. Yıllardır sadece kısmi tamamlanma durumunda olan ikinci bir AN-225 de var. 2016’da Antonov bu uçağı tamamlamak için bir girişim başlatsa da, projede hangi noktaya gelindiği bilinmiyor.

Tüm havacılık endüstrisinin büyük bir kriz yaşadığı bugünlerde AN-225’in gökyüzüne geri dönmesi havacılık tutkunlarını sevindirirken; dünyanın dört bir yanına çok daha büyük hacimlerde acil durum malzemesi; tıbbi ya da insani yardım gönderilebilmesini kolaylaştıracak olması nedeniyle ona önümüzdeki günlerde gökyüzünde çok daha fazla rastlayacağız gibi görünüyor.

LONGVIEW UÇAK ÜRETİMLERİNİ ASKIYA ALDI!

Kanadalı uçak imalatçısı Bombardier’in ticari uçaklar bölümü finansal açıdan çok büyük bir  kriz yaşıyordu. Şirket, bölgeel yolcu uçağı CSeries programını Temmuz 2018’de Airbus’a sattı ve uçaklar A220 olarak yeniden markalaştırdı. Kasım 2018’de ise Longview Aviation Capital Corp. şirketi, Bombardier’in QSeries dahil olmak üzere tüm turboprop uçak programlarını satın aldı.

Longview, Covid-19 salgını nedeniyle De Havilland Dash 8-400 ve Twin Otter serilerinin üretimini geçici olarak askıya aldı. De Havilland Canada ve Twin Otter serisi uçakların üreticisi Viking Air’in ana şirketi olan Longview, üretimi durdurma kararının Toronto (Ontario), Victoria (Britanya Kolumbiyası) ve Calgary’de (Alberta) görev yapan 980 çalışanı etkileyeceğini açıkladı. Bu, Toronto’daki toplam iş gücünün yüzde 65’i  ve Batı Kanada’daki iş gücünün yüzde 40’ını temsil ediyor. Longview ve iştirakleri, son birkaç haftadır müşteriler ve tedarikçilerle yakın iletişim halindeydi. Dünya genelinde havayolu faaliyetlerinin önemli ölçüde azalmış olmasını da fırsat bilerek, Longview tüm yeni uçak üretim faaliyetlerini duraklatmanın gerekli olduğu kararına vardı. Kararın yalnızca yeni uçak üretimi için geçerli olduğu açıklandı. Longview müşterilerine tam kapasite ürün desteği ve teknik hizmetler sunmaya devam edecek.

adbanner