Havacılık Bülteni-99

TÜRK HAVALİMANLARI KARA LİSTEYE GİRDİ!

Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı (EASA) tarafından hazırlanan bir liste ile, Avrupa’da yüksek riskli ulaşım merkezleri belirlendi ve buralara sefer yapan uçakların, çok daha geniş kapsamlı bir dezenfeksiyon işlemine tabi tutulmaları gerektiği tavsiye edildi.

EASA yetkilileri, listenin seyahat kısıtlamaları veya karantina gibi halk sağlığı önlemlerini önermeyi amaçlamadığını açıklasa da Yunanistan ve Hollanda gibi bazı ülkeler, EASA’nın hazırladığı bu listeyi, seyahat kısıtlamaları ve havalimanlarına varışlarda alınacak önlemleri belirlemek için kullanacaklarını duyurdu.

Bu listenin ne anlama geldiğiyle ilgili çok fazla kafa karışıklığı olsa da EASA yetkilileri sadece COVID-19’un yayılmasını önlemek için uçakların ekstra dezenfekte edilmesi gereken havalimanları olduğunu belirtmekle yetiniyor.

Yunan hükümeti Pazartesi günü yaptığı açıklamada, yolcuların hangi havaalanından uçtuklarına bağlı olarak az ya da çok tarama önlemleri ile karşı karşıya kalacağını doğruladı. EASA’nın oluşturduğu kara listedeki havaalanlarından seyahat edenlerin tümünün test edileceğini açıklayan Yunan yetkililer, testi negatif çıkanların 7 gün; pozitif çıkanların 14 gün karantinaya alınacağını duyurdu. Kara listede olmayan havaalanlarından gelen turistlerin ise rastgele şekilde teste tabi tutulacağı açıklandı.

Hollanda yönetimi ise EASA’nın listesini uygulamaya alacağını açıklamasının yanında,  EASA’nın açıkladığı yüksek riskli bölgelerden Hollanda’ya gelenler ve transit tüm yolculara, uçuş öncesi havayolu aracılığıyla sağlık beyan formu doldurtulacağı da duyuruldu. Covid-19 belirtilerinizin olup olmadığı da dahil olmak üzere sağlık durumunuz hakkında sorular içerecek formda verdiğiniz beyana bağlı olarak uçağa binişiniz reddedilebilecek. Hollanda’ya vardığınızda ise beyanınız halk sağlığı ve güvenliği yetkilileri tarafından kontrol edilecek. Yüksek riskli bölgelerden gelen yolculara Hollanda hükümeti tarafından kendilerini en az 14 gün karantinaya almaları şiddetle tavsiye ediliyor.

Benzer uygulamaların, pek çok ülke tarafından hayata geçirilmesi durumunda, turistlerin, seyahat rotalarını değiştirerek, EASA’nın kara listesinde yer almayan havalimanlarından seyahat etmeyi tercih edebilecekleri konuşuluyor.

EASA’nın kara listesinde Fransa’da sadece Ile de France bölgesindeki iki havaalanı, yüksek riskli olarak belirtilirken İtalya’nın 20 bölgesinin yalnızca üçü listede. EASA, Türkiye’deki tüm havalimanlarını da kara listeye dahil etti. Bu kararın, hafta içinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun, 10 Haziran’dan itibaren kademeli olarak 40 ülkeye uçak seferlerinin başlayacağını açıklamasını da olumsuz etkileyeceğine kesin gözüyle bakıyor.

EASA yetkilileri listenin oluşturulmasında kullanılan en önemli parametrelerden biri halk sağlığı yetkililerinin rakamları. Yetkililerin bu bilgileri derleme şekli ülkeden ülkeye değiştiği için EASA da kara listesinde bazı ülkeler için havaalanlarınA bazı ülkelerde ise bölgelere göre bir ayrım yapmış.

Öte yandan ülkemizde 4 Nisan’da tamamen durdurulan iç hat seferleri, geçtiğimiz pazartesi günü itibariyle yeniden başladı. THY, iç hat uçuşlarına İstanbul-Ankara seferiyle başlarken, Pegasus Sabiha Gökçen’den İzmir’e uçtu. SunExpress’in İzmir’den Antalya’ya gelen ilk uçağı da bir havacılık geleneği olan su takıyla karşılandı.

IATA: ‘HAVACILIKTA TOPARLANMA BAŞLADI!’

Hava yolu seyahatlerine olan talebin aşırı dibe vurduğu sürecin ardından, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) sektörde toparlanmanın başladığına dair bazı olumlu istatistiklerin elde edilmeye başladığını açıkladı. Nisan ayında hava trafiği, 1990 yılından bu yana en büyük düşüşünü yaşadı. Günlük uçuş sayısı, 21 Nisan ile 27 Mayıs arasında, bugüne kadarki en düşük trafiğin bile yüzde 30 altındaydı.

Mevcut yolcu talebi ile yolcu başına kilometre değerleri ise geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında, yüzde 94,3’lük rekor bir düşüş görülüyor. Ancak IATA tarafından yapılan açıklamada, küresel havacılık endüstrisinin, salgının tekrar nüksetmemesi durumunda dibi gördüğü ve yükselişe geçtiği duyuruldu. Nisan ayının ilk haftasında, IATA tarafından izlenen pazarların% 75’indeki hükümetlerin, ülkelerine girişi tamamen yasakladığını, yüzde 19’unun ise uluslararası seyahatler için kısıtlamalar uyguladığı veya zorunlu karantina gereksinimleri olduğunu raporlamıştı. İç hat uçuş pazarlarının hareketlendiği ve ülkelerin adım adım seyahat kısıtlamalarını kaldırdığı bugünlerde havayolu endüstrisinin toparlanma eğiliminde olduğu vurgulandı.

LUFTHANSA DEVLET DESTEĞİ İÇİN AB İLE ANLAŞTI!

Avrupa Birliği ile Lufthansa arasında, Alman hükümetinin havayoluna vereceği 9 Milyar Euro’luk destek paketinin detayları konusunda anlaşma sağlandı.

AB rekabet kurallarının çiğnenmemesi için Lufthansa’nın, devlet yardımını alması durumunda, Frankfurt ve Münih havalimanlarındaki toplam 72 slot hakkını rakiplerine devretmesini istemiş ve Lufthansa yönetimi bunu kabul etmemişti. Ancak hafta içinde 24 slotun devredilmesi şartı ile uzlaşma sağlandı. Lufthansa yönetimi anlaşmaya eklettiği 2 ekstra madde ile durumu kendi lehine çevirmeyi de başardı. Buna göre boşa çıkacak slotlara ilk bir buçuk sene sadece, şu anda Frankfurt ve Münih’e sefer yapmayan, Avrupa Birliği üye ülkelerinde tescilli havayolları başvurabilecek. Bu süre içinde slotlar için başvuru gelmezse, diğer havayolları da slot talebinde bulunabilecek.

Öte yandan Avrupa Birliği bünyesinde devlet yardımı almış olan havayollarının da, Frankfurt ve Münih’te Lufthansa’dan boşa çıkan slotlara sahip olması engellendi.

SCHIPHOL HAVALİMANI’NDA TAXIBOT TESTLERE BAŞLADI!

Hollanda’nın milli havayolu KLM ve Schiphol Havalimanı işbirliğiyle, havacılığın daha çevreci hale getirilmesi için yeni bir girişim hayata geçirildi. Uçakları pist başına kadar iten taxibot test edilmeye başlandı.

Taxibot, standart push back araçlarının aksine, uçakların motorlarını çalıştırmak zorunda kalmadan pist başına kadar götürebilme lisansına sahip olan hibrid bir araç.

Bu projede amaç, uçakların taksi sırasındaki yakıt tüketimini, yüzde 50-85 arasında azaltmak. Bu sayede hem ekonomik hem de çevresel faydalar ortaya çıkarabilmek. KLM, Transavia ve Corendon, Schiphol Havalimanı’nda uçaklarına Taxibot’un hizmet vermesini kabul eden ilk havayolları oldu. Geçtiğimiz hafta, KLM’in boş Boeing 737’si, Taxibot tarafından pist başına götürüldü.

Devam edecek test süreçlerinde, Taxibot’un uçakları ne kadar sürede pist başına götürebileceği, bunun uçakların ve motorların bakım süreçleri üzerindeki etkisini ve Schiphol’deki günlük operasyon trafiğine nasıl bir etki yapacağı ölçülmüş olacak.

ABD’DE ÜRETİLEN İLK AIRBUS A220 UÇTU!

Avrupalı imalatçı Airbus’ın, ABD’nin Alabama Eyaleti’ndeki Mobile tesislerinde birkaç hafta önce hizmete aldığı A220 uçaklarının son montaj hattından çıkan ilk A220 ilk uçuşunu yaptı. ABD’li Delta’ya teslim edilecek A220, başarılı bir test uçuşu gerçekleştirdi. Delta, filosundaki 31 adet A220-100 ile Airbus A220’nin tek ABD’li operatörü durumunda. Havayolu, 14 adet A220-100 ve 50 adet A220-300 olmak üzere toplam 64 adet A220’yi daha teslim alacak. JetBlue ise Alabama’da üretilecek A220’leri almayı bekleyen bir başka ABD’li havayolu. JetBlue’nun da 70 adet A220-300 siparişi bulunuyor.

A220 son montaj hattının inşaat planları ilk olarak Ekim 2017’de duyuruldu. Ancak Airbus, Ağustos 2019’dan beri, Mobile tesislerindeki A320 Ailesi uçaklarının üretimi için kurulmuş olan son montaj hattı hangarlarını kullanarak A220’yi inşa etmeye çalışıyordu. A220’nin ana üretim tesisi ve programın merkezi Kanada’nın Mirabel şehrinde bulunuyor.

Hem A220-100 hem de A220-300 versiyonlarının üretimi için inşa edilen 25 bin metrekarelik tesiste, A220 uçaklarının gövdesi ve tüm bileşenlerinin bir araya geldiği, beş ana montaj istasyonu bulunuyor. Açılan yeni son montaj hattı, Airbus’ın ABD’deki üretim yeteneklerini geliştirme konusunda önemli bir adım oldu. Zira A220 üretim operasyonlarının başlamasıyla birlikte, Airbus’un Alabama’daki tesisinin boyutu da iki katına çıkmış oldu.

DELTA’NIN MD UÇAKLARI EMEKLİ OLDU!

ABD’li Delta, filosundaki MD-88 ve MD-90 uçaklarına 2 Haziran’da yaptığı son uçuşlarla veda etti ve havacılıkta önemli bir devir kapandı.

28 yaşındaki bir MD-88, Washington-Atlanta seferini yaparken, MD-90 ise son uçuşunu Houston’dan Atlanta’ya yaptı.

Delta yönetimi, 19 Mayıs’ta yaptıkları bir açıklamayla, uçakların pandeminin yarattığı olumsuz ekonomik etkiler nedeniyle planlanandan daha erken emekliye ayrılacağını duyurmuştu.

Efsanevi MD uçaklarını filosunda aktif olarak uçuran son ABD’li havayolu olan Delta, pandemi öncesinde günlük olarak gerçekleştirdiği yaklaşık 900 uçuşun 185’ini Mad Gog lakaplı MD filosuyla icra ediyordu.

Delta, McDonnell Douglas uçaklarının en büyük müşterilerden biriydi. İlk DC-9, 1965’te; ilk MD-88, Ocak 1988’de ve ilk MD-90 ise 1995’te lansman müşterisi olan Delta filosuna katıldı.

Şubat ayı itibariyle yani koronavirüs kaynaklı olarak filo küçültme harekatı öncesinde havayolunun filosunda 47 adet MD-88 ve 29 adet MD-90 bulunuyordu. 33 yıl boyunca, Delta filosundaki MD uçakları 12 milyon saat uçuşta 750 milyon yolcuyu uçurdu. Öte yandan Delta, 2020’nin sonunda, filosundaki 18 adet Boeing 777’nin tamamını da filosundan çıkaracak.

BOMBARDIER 2500 KİŞİ ÇIKARACAK!

Kanadalı imalatçı Bombardier, düşük talep ve küresel krizin etkilerinin bir sonucu olarak yaklaşık 2.500 çalışanın işine son verileceğini duyurdu. Pandemi ile birlikte üretim operasyonlarını askıya alan Bombardier, salgın nedeniyle yüzde 30 azalması öngörülen iş jeti teslimatları ile kriz sonrası ayakta kalabilmek için operasyonlar ve iş gücünün ayarlanabilmesi için bu kararın alınmasının mecburi olduğu vurgulandı. İşten çıkarmaların çoğu, Kanada’daki üretim tesislerini etkileyecek ve 2020 boyunca kademeli olarak gerçekleştirilecek.

MITSUBISHI CRJ’Yİ SATIN ALDI!

Japon uçak imalatçısı Mitsubishi, Bombardier’in CRJ uçak programının satın alınma sürecini tamamladı. Anlaşmaya göre MHI, CRJ Serisi uçakların bakım, destek, yenileme, pazarlama ve satış faaliyetlerinin yanı sıra tip sertifikalarını da aldı. Ayrıca Montréal ve Ontario’da bulunan ilgili hizmetler ve destek ağı ile Bridgeport ve Tucson’da bulunan servis merkezleri MHI’ya geçti. Bombardier, bileşenler ve yedek parçaları tedarik etmeye devam edecek ve 31 Mart 2020 itibariyle siparişi verilmiş ve üretimi bekleyen 15 CRJ uçağı, MHI adına, 2020’nin ikinci yarısında teslim edilecek.

Anlaşma şartları, kapanış sonrası düzeltmeler ve MHI tarafından kredi ve kalıntı değer garantileri ve yaklaşık 200 milyon $ tutarındaki kira sübvansiyonları ile ilgili yükümlülüklerin üstlenilmesine tabi olarak yaklaşık 550 milyon $ ‘lık nakit bedeli içeriyor. Anlaşma uyarınca Bombardier’in, yaklaşık 170 milyon dolar değerindeki Bölgesel Uçak Güvenlileştirme Programı’na (RASPRO) olan net karı da MHI’ya devredilmiştir.

AIR CANADA SATIN ALMAK İSTEMİYOR!

Pandemi etkisiyle ortaya çıkan küresel kriz, Air Canada’nın, en büyük rakibi Air Transat’ı satın alma planını engelleyek gibi görünüyor. Air Canada yönetiminin, Federal hükümetin, satın alma işleminin durdurulması için müdahale etmesini istediği konuşulluyor.

Geçen yıl Ağustos ayında Air Canada hisseleri 13 $ ‘dan 18 $’ a yükseldi. Havayolu, Quebec merkezli havayolu Air Transat’ı almak için 720 milyon dolar ödemeye hazırdı. Satın alma sürecü ulaştırma bakanlığından onay sürecindeydi.

Ancak pandeminin başlaması, durumu biraz karıştırdı. Satın alma işlemi, ulusal taşıyıcı için gereksiz hale geldi. Air Canada yönetimi bu yüzden hükümete satın almanın onaylanmaması isteğini iletti.

Justin Trudeau ise basın toplantısında, ‘Air Canada ve Air Transat arasındaki duruma bakacağız, Kanada’nın havacılık sektöründe küresel olarak rekabetçi bir ülke olarak kalmasını sağlamak için yapmamız gerekeni yapacağız’ demekle yetindi. Air Transat hisseleri Toronto Menkul Kıymetler Borsası’nda 16,19 $’ dan 5,88 $ ‘a düştü. Konuyla ilgili hükümetin kararını yakında açıklaması bekleniyor.

adbanner