OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Pitot Tüpü Ne İşe Yarar?

6 Şubat 1996’da Türk charter havayolu Birgen Air’e ait Boeing 757, Frankfurt’a gitmek üzere Dominik Cumhuriyeti’nin Puerto Plata Havalimanı’ndan kalkışından 5 dakika sonra, Atlas Okyanusu’na düştü. Uçak düşmeden önce, pilotlar durumu anlamaya çalışırken kokpitte yaşanan kriz anları, uçağın kara kutusuna ait ses kayıt cihazı tarafından saniye saniye kaydedildi…

176 yolcu ve 13 mürettebatın yaşamını yitirdiği bu korkunç kazanın nedeni ise bir arının uçağın pitot tüpünün içine yuva yapmasıydı. Peki küçücük bir arı, dev bir yolcu uçağını nasıl düşürebilir? Pitot tüplerinin uçaktaki görevi ve çalışma prensibi nedir?

PİTOT TÜPÜ UÇAĞIN HIZINI BELİRLİYOR!

Bütün uçakların kokpitinde standart olarak bulunan 6 temel uçuş enstrümanından biri, uçağın hızını gösteren sürat saatidir. Sürat saatinin çalışması ve uçağın seyir hızını doğru gösterebilmesi ise dış ortamdaki basıncın hatasız şekilde ölçülebilmesine bağlıdır.

Uçağın farklı bölgelerine, uçları, seyir yönüne doğru bakan yani havayı tam karşıdan alacak şekilde yerleştirilen, küçük ince boru görünümündeki çıkıntılar yani pitot tüpleri, dış ortamdaki toplam basıncı ölçmek için kullanılır.

Gövdenin farklı noktalarına, hava akışına dik şekilde konumlandırılan statik portlar ise seyir esnasında statik yani durağan basınç değerini ölçer.

Pitot tüpünün ölçtüğü toplam basınç değeri ile statik portlar aracılığıyla ölçülen statik basınç değeri arasındaki fark ise dinamik basınçtır. Uçakların sürat saatlerinin çalışması için gerekli olan dinamik basınç değeridir.

Elde edilen dinamik basınç değeri üzerinden, çeşitli matematiksel hesaplamalar yapılarak, uçağın seyir hızı hesaplanır ve pilotların önündeki hız göstergesine yansıtılır. Eski tip uçaklarda göstergenin arkasındaki diyafram benzeri yapının, dış ortamdan ölçülen dinamik basınç değerine göre sıkışıp gevşemesi, ibreleri hareket ettirerek, uçağın hızı analog şekilde kadrana yansıtılırken; günümüz modern uçaklarında, uçağın bilgisayarları yapılan ölçüm ve hesaplamalar sonucu elde edilen analog değeri dönüştürerek, kokpitteki dijital ekranlara yansıtıyor.

Böylece pilotlar, uçuş boyunca, uçağın kaç knot hız ile uçtuğunu düzenli olarak takip edebilir. Kritik hız değerlerine yaklaşmadan, uçak için belirlenen hız limitleri içinde kalarak, uçuşu emniyetli bir şekilde sürdürürler.

Yani kokpitte pilotların önlerindeki göstergelerde uçağın hızını görebilmesini, pitot tüpleri ve elbette fizik kurallarına borçluyuz.

UÇAK YERDEYKEN PİTOT TÜPÜ KAPATILIYOR!

Mikron düzeyinde hassaslıkla üretilen ve uçağın en önemli duyu organlarından biri olarak tarif edebileceğimiz pitot tüplerinin ağzı, uçak yerdeyken mutlaka özel bir kılıfla kapatılır ve uçak hareket etmeden önce bu koruyucular çıkarılır.

İşte Birgen Air’in yaşadığı korkunç kazanın nedeni de uçağın Dominik’te uzun süre yerde yerde beklediği sürede bu basit önlemin alınmamış olmasıydı.

En basit ve en ilkel akış sensörlerinden biri olmasına rağmen, yarış arabalarından, ticari yolcu uçaklarına hatta ses hızını aşan savaş jetlerine kadar yüz milyonlarca dolarlık hava araçlarının, hızını ölçebilmek için bu basit sistem kullanılıyor. Pitot tüpleri basit, güvenilir ve ucuz olmaları nedeniyle tercih edilmelerinin yanı sıra çok geniş sıcaklık ve basınç değerleri aralığında çalışabilmeleri nedeniyle farklı çevresel koşullarda kullanılmaya izin vermeleri nedeniyle tercih ediliyor.

UÇAKTA KAÇ PİTOT TÜPÜ BULUNUR?

Uçaklarda genellikle 3 adet pitot tüpü bulunduruluyor. Kaptan pilot ve yardımcı pilotun önlerindeki sürat saatinde okudukları hız değerleri, birbirinden bağımsız, farklı pitot tüplerinden elde edilen ölçümler üzerinden ayrı ayrı hesaplanıyor. Pilotlar, göstergelerdeki hız değerleri arasında bir farklılık tespit etmeleri durumunda, üçüncü yani yedek pitot tüpünden elde edilen değerler üzerinden hesaplanan hız değerine başvuruyor ve sorunun nedenini anlamaya çalışıp buna göre aksiyon alıyor.

Pitot tüplerinin ucunda buzlanma yaşanması ve ölçümü doğru yapamaması ihtimaline karşılık pitot tüpünün içine yerleştirilen basit bir elektrik devresi sayesinde olası buzlanma sorunları çözülüyor. Buzun erimesi veya başka sebeplerle pitot tüpünün içinde su birikmesi durumları için de tüpün köşesinde tahliye deliği yer alıyor. Böylece basınç ölçümünü negatif etkileyebilecek tüm durumlar ortadan kaldırılıyor.

Öte yandan geçtiğimiz günlerde İngiliz basınında yer alan haberlere göre, geçtiğimiz yıl Londra Heathrow Havalimanı’nda 8 uçak, arıların pitot tüplerini istila etmesi nedeniyle kalkış yapamadı. Yedisi British Airways’e, biri Virgin Atlantic’e ait olan bu uçakların, pandemi nedeniyle uzun süre yere indirilen uçaklar olduğu ortaya çıktı. Pitot tüpleri kullanılamaz hale gelen uçaklar bakıma alınırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Pandemi sürecinde uzun süre uçuştan çekilip yere indirilen uçakların, arılar ve bazı böcek türleri için ideal yaşam ve yumurtlama alanları haline geldiğine vurgu yapıldı.

PİTOT TÜPÜ KAYNAKLI UÇAK KAZALARI

Havacılık tarihinde Birgen Air kazası dışında pitot tüpü kaynaklı başka kazalar da yaşandı.

1 Haziran 2009’da Air France’nin Airbus A330’ü Rio de Janeiro-Paris uçuşu sırasında Atlas Okyanusu’na düştü. Pitot tüpünün buzlanması nedeniyle gerçekleşen bu kazada 228 kişi yaşamını yitirdi. Bu kazada hayatını kaybedenler arasında ünlü Arp sanatçımız Fatma Ceren Necipoğlu da vardı.

10 Ekim 1997’de Austral Havayolları’na ait DC-9, Uruguay’da yine pitot tüpündeki buzlanma nedeniyle düştü. Uçaktaki 74 yolcu ve mürettebatın tamamı hayatını kaybetti.

adbanner