Uçakta Neden Her Yolcu İçin Paraşüt Yok?

Sorum havayollarına: “tehlike anında koltuğunuzun altında bulunan can yeleklerinize başvurun” demek kolay. Bunun yerine onlara birer tane paraşüt verseniz de uçak düşerken paraşütle atlayıp kurtulsalar olmaz mı?

Önce sorduğum sorunun cevabını peşin olarak verip sonra nedenlerine geçeyim. Hayır Olmaz!

Uçak kazalarının neredeyse yüzde 90’ı uçuşun ilk 3 ve son 8 dakikasında meydana geliyor. Yani paraşütünüz olsa bile bu süre içerisinde bu yöntemle kurtulma şansınız yok. “İyi de ya geri kalan yüzde 10’luk kısımdayken kaza olursa, risk almaya değer mi” derseniz neden olmayacağını açıklamaya devam edeyim

Uçakların seyir yüksekliğinde yere göre çok ciddi bir basınç farkı oluştuğu için; insan vücudunun bu duruma adapte olabilmesi adına; uçakları yerdeyken basınçlandırılan bir tüpe benzetebiliriz. Bu yüzden yolcuların paraşütle atlaması için gökyüzünde kapıları açmanın imkansızlığı bir yana; kabinde meydana gelebilecek en ufak delik bile korkunç bir felaket sebebi olabilir. O delik müthiş bir hızla genişleyerek uçağın paramparça olmasına neden olur.

Diyeceksiniz ki askeri veya özel uçakların kapıları açılıp insanlar paraşütle atlıyor. Onlar uçak değil mi?

Yerden yaklaşık 10 kilometre yüksekte saatte yaklaşık 900 km hızla giden bir uçakta arıza yaşandığını varsayalım. Bulunduğunuz yükseklikte havanın -55,-60 santigrat derecelerde olması nedeniyle paraşütü açmak için uğraşırken muhtemelen donarsınız.

Ayrıca bulunulan irtifada insanların sağlıklı nefes alması için mümkün değil. İlave oksijen desteğiniz yoksa; akciğerleriniz basınç farkı nedeniyle patlayacak kadar şişer; bilincinizi de çok kısa bir süre içinde kaybedersiniz.

İşin bir de ekonomi yönü var. Her yolcu için bir paraşüt bulundurmak, uçak için olağanüstü bir ağırlık artışı anlamına gelir. Bu da ekstra yakıt sarfiyatı demek. Daha çok yakıt da daha çok çevre kirliliği tabii. Paraşütlerin kendi maliyeti de var.

Gelişen teknolojiler ve yeni nesil malzemelerle uçakları hafifletmeye çalışan imalatçılar da; yolcuların ekstra bagajlarından bile para alan havayolları da paraşüt işine sıcak bakmaz zaten.

Koltukların altında paraşüt için yer açmak kabin tasarımının tamamen yenilenmesini gerektirir. Bu da çok ciddi bir gider kalemidir. Yenilenme sonrası uçağa daha az koltuk sığacağı için doğal olarak havayolları bilet fiyatlarını yükseltir. Yani bunun faturası da yine biz yolculara çıkarılır.

Şuan koltuğun altında bulunan can yeleklerini bazı sorumsuz yolcular “hatıra” olsun diye yanlarında götürüyor. Paraşütleri de yanlarında götürmeye çalışan yolcular, kendilerinden sonra uçacak insanın canını tehlikeye atacağı gibi; aldığı o paraşütle gidip bi yerlerden atlamaya kalkarsa; ortaya çıkacak sosyal problemleri varın siz düşünün.

Her yolcuya paraşüt uygulamasının hayata geçmesinin önündeki en büyük engellerden biri de eğitim. Çünkü paraşütle atlamak öyle basit bir iş değil. Böylesi bir tahliye yöntemi için 5-6 saatlik temel yer eğitimi almak gerekiyor. Uçuş öncesi güvenlik demosunu bile dinlemekten aciz insanlar olarak böyle bir eğitim eminim hepimiz için bir eziyet olacaktır.

Her yolcu için uçakta bir paraşüt fikri çok mantıklı ve rahatlatıcı gelse de biraz fizik, biraz ekonomi bilmek ve biraz da insanımızı tanımakla fikrin hayata geçmesinin imkansız olmadığını anlamak pek zor değil.

Peki madem öyle uçağın kendisini komple paraşütle yere indirelim derseniz; ABD’li tasarımcı ve Ballistic Recovery Sisteminin de kurucusu olan Boris Popov, 1975 yılında yaşadığı 400 feetlik bir düşüşün ardından uçaklara paraşüt fikrini hayata geçirme kararı aldı. 1983’te ultralight sınıfında bir uçağı paraşütle sorunsuzca yere indirdi. Popov, 1998 yılından bu yana sertifikalı olarak Cirrus SR-20, Cessna-172 ve 182 ile aralarında Icon A5 deniz uçağı da dahil olmak üzere yaklaşık bir düzine hafif sportif uçak için paraşüt üretiyor.

Bu paraşütler çok hafif özel kumaşlardan imal ediliyor; basınçlandırılarak küçük bir hazneye yerleştiriliyor. Tehlike anında, mini bir roket ateşlenerek paraşütün birkaç saniyede açılması sağlanıyor. Paraşütler sayesinde bugüne kadar onlarca uçakta yüzlerce insanın hayatı kurtarıldı. Fakat yüzbinlerce kilogram ağırlıktaki yolcu uçakları için bu fikri hayata geçirmek oldukça zor. Bunun yerine tehlike anında kabinin gövdeden ayrılarak kendine ait paraşüt sistemi ile güvenle yere indiği konsept çalışmalar var. Bunların hayata geçmesinin de on yıllar süreceği düşünülüyor.

adbanner