17 Aralık 1903, Wright Kardeşler’in tasarlayıp ürettiği, Wright Flyer isimli uçaklarının yerden yükselişi ve ilk havadan ağır motorlu uçuşu başarıyla gerçekleştirdikleri gün olarak kayıtlara geçti. Wright kardeşler, Kuzey Carolina’da Kitty Hawk sahillerinin hemen güneyinde o gün tam dört kez uçtu. Havacılığın resmi başlangıcı olarak kabul edilen o günden sonra bu iki kardeşin başarıları, havacılık için heyecan verici bir yolculuğun ilk adımıydı.
Bu başarılı uçuşların ardından Wright kardeşler, rakiplerinin uçaklarını kopyalamasını önlemek için uçağı parçalara ayırdı. Daha sonra, 1908’de ABD ve Fransa’da uçağın tekrar uçmasına izin veren çeşitli sözleşmeler yapıldı. Önce posta sonra yolcu taşıma amacı kazandırıldı. 1908’in Mayıs ayında Charles Furnas ilk uçak yolcusu olarak kayıtlara girdi.
Savaşlarda Kritik Roller
Wright Flyer’ın zaferini takip eden yıllarda, uçaklar her iki dünya savaşında da çok önemli bir rol oynadı. Ancak kardeşler, efsanevi uçaklarını gökyüzü ile buluştururken havacılığın böyle bir etki alanı oluşturabileceğini göz önünde bulundurmamıştı.
Orville Wright, Washington Post’ta 1941 yılında yayımlanan bir söyleşide, ”Kitty Hawk’ta o gün, sadece yeniden yere inebilmeyi düşünüyorduk. Ancak biz uçağın bir barış aracı, belki de barışı güçlendirecek bir araç olacağını umuyorduk. İnsanların birbirlerini öldürüp cezalandırmak için uçakları kullanacaklarını hiç düşünmemiştik.” diyor. Ancak havacılığın öncülerinden Orville, yine de pişmanlık duymadığını, savaştan sonra yeni bir sivil havacılık çağının başlayacağını öngördüğünü söyleyerek, hep daha iyisi için çalışacaklarını belirtiyor.
Bununla birlikte, uçakların savaş alanlarında kullanımı, bir yandan yeni fırsatları doğuruyor ve 20. yüzyıl boyunca uçuşta devrim yaratacak çok sayıda gelişmenin kapısını açıyordu.
Havacılıkta Yeni Çağ
Ticari havacılıkta birçok teknolojik atılımın yükselişi, II.Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşti. Örneğin, radar ve kabin basınçlandırma sistemleri, endüstride temel standartlar haline geldi. Çatışmaların ardından ana akım haline gelen ve insanların ileriye dönük uçma şeklini tamamen değiştirecek olan gelişme ise jet motorunun icadı oldu.
Savaşın sona ermesinden sadece dört yıl sonra, British Overseas Aircraft Corporation (BOAC) 27 Temmuz 1949’da ilk ticari jet motorlu uçağı uçurdu. Daha sonra, havayolu 2 Mayıs 1952’de ilk ticari jet hizmetine başladı. de Havilland DH 106 Comet uçağı ile Londra’dan Johannesburg’a uçtu.
Sadece beş yıl içinde, dünya mütevazı Wright Flyer’dan ticari jet motorlu uçaklara ulaştı. Kıtalar arasında yüksek hızlı, konforlu seyahat dönemi başladı.
Jet çağı, Boeing 747’nin 1970’lerde hizmete girmesine olanak sundu. Gökyüzünün Kraliçesi, küresel havacılığın en büyük fenomenlerinden biri haline gelecekti. Piyasaya sürüldüğü dönemde, yolcu kapasitesi açısından dünyanın en büyük jeti oldu ve kabinde hareket için bol miktarda alan sağladı.
Dünyanın En Büyüğü
Yüzyılın sonlarına doğru jumbo jetlerin en yeni üyesi Airbus A380 piyasaya sürüldü. Bu devasa uçak, boyut ve kapasite olarak 747’yi aştı ve Wright Flyer’ın gökyüzü ile buluşmasının 103’üncü yıl dönümünde tanıtılması, havacılığın ne kadar kısa sürede ne kadar uzun yol kat ettiğinin en net göstergesi oldu.
İlk başarılı uçuşu sırasında, Wright Flyer’ın kapasitesi sadece bir kişi ile sınırılıydı. 6,5 metre uzunluğu; yaklaşık 1,5 metrelik kanat açıklığına ve 2,7 metre yüksekliğe sahipti. Boş ağırlığı 274 kg; maksimum kalkış ağırlığı 337 kilogramdı. Düz-4 su soğutmalı bir pistonlu motor, uçağın saatte 48 km hıza ulaşabilmesini sağlıyordu. Wright Flyer’in ilk uçuşunda 12 sn havada kaldı ve 3,6 metre uçtu.
Öte yandan Airbus A380, 853 yolcu kapasiteli, 73 metre uzunluğa, 24 metre yüksekliğe ve yaklaşık 80 metre kanat açıklığına sahip. Maksimum kalkış ağırlığı ise 560 tonun üzerinde. Dört turbofan jet motoru, A380’in maksimum 0.89 Mach hıza ve 10 bin kilometrenin üzerinde menzile ulaşmasına yardımcı oluyor.
Başarısızlıktan Ders Almak
İki Pulitzer Ödülü sahibi David McCullough, New York Times’ın En Çok Satanları arasına da giren Wright Kardeşler’in biyografisini yazdı. Modern mucitlerin günümüzün bazı teknolojik zorluklarıyla uğraşırken Wright Kardeşler’den neler öğrenebileceğine değindi.
”En önemlisi ne yaptığınızı bilmek ve işin arka planında sınırsız bir okuma, araştırma yapmanız şart. Ayrıntılara çok dikkat edin. Vazgeçmeyin. Hatalarınızdan ders alın. Başarısızlıklarınızdan ders çıkarın. Çözülmeyen sorunların çözülebilir olduğunun defalarca kanıtladığını unutmayın.” demeçleri üzerinden Wright Kardeşler ile ilgili çok sayıda tavsiyeler çıkaran McCullough, hepimiz onlardan öğreneceği çok şey olduğunu ve hayata nasıl yaklaşılacağı konusunda harika bir ders olduklarını düşündüğünü söylüyor.
Wright Kardeşler’in keyifli vakit geçirdiklerini; mimariye, sanata, müziğe, edebiyata olan sevgileri olan tamamen eğitimli insanlar olduğunun anlatıldığı kitapta, kardeşlerin evde eğitim aldıklarını, ancak bu eğitimlerin, herhangi bir büyük üniversitede herhangi bir büyük liberal sanat eğitimi kadar güçlü olduğu vurgulanıyor.
Sesten hızlı Süpersonik uçuştan; ultra uzun menzilli uçuşlara kadar, 117 yılda havacılık tarihinde birçok çığır açan başarı yaşandı. Kuşkusuz havacılığın geleceğinde çok daha büyük maceralar bizi bekliyor. Hep birlikte neler olacağını yaşayıp göreceğiz.