AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN THY’YE UÇUŞ YASAĞI TEHDİDİ
Belarus Polonya sınırına dayanan göçmenler, uluslararası bir krize dönüştü. 8 Kasım’da AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen: “AB’nin, insan kaçakçılığında faaliyet gösteren üçüncü ülke havayollarını kara listeye almak da dahil olmak üzere çeşitli yaptırımlar üzerinde araştırma yaptıklarını” açıkladı.
Bu açıklama ile birlikte göçmenleri Belarus’a uçurduğu gerekçesiyle, Türk Hava Yolları’nın, AB ülkelerine uçması ve uçuşlarında AB hava sahasını kullanmasının yasaklanma ihtimali gündeme geldi.
Von der Leyen, iki üst düzey AB yetkilisi, Josep Borrell ve Margaritis Schinas’ın da Minsk’e yaptıkları uçuşları durdurmaları için Ermenistan, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere gideceğini de duyurdu.
Türk Hava Yolları, Belarus-Polonya sınırındaki mülteci krize rağmen günde iki kez İstanbul’dan Minsk’e uçuyor. Ayrıca Belarus’un ulusal havayolu Belavia ile günde 1 ortak uçuş da yapıyor.
AB, bu uçuşlarda çok sayıda sığınmacının uçurulduğunu iddia etse de Türk Hava Yolları, uluslararası havacılık kuralları içinde legal şekilde yolcu taşıyarak ticari faaliyetlerini gerçekleştirdiğini söylüyor. AB tarafından ortaya atılan iddiaları asılsız olarak değerlendirilirken, uluslararası medyada yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığı şeklinde bir açıklama da yapıldı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Türkiye’nin sorunun bir parçası olarak gösterilmeye çalışılması ve THY’ye yönelik iddialardan rahatsızlığını dile getirdi.
THY dışında, Rusya’nın ulusal havayolu Aeroflot, BAE’nin düşük maliyetli havayolu FlyDubai ve Suriye’nin Cham Wings Havayolları’nın da Minsk’e uçması nedeniyle aynı kapsamda yaptırımlara maruz kalacağı da iddialar arasında. Kremlin’den yapılan açıklamalarda AB’nin iddiaları çılgınlık olarak değerlendirilirken, Minsk’e uçuş yapmanın hiçbir şekilde uluslararası kurallara aykırı olmadığı belirtildi.
23 Mayıs’ta Atina’dan Litvanya’ya giden Ryanair uçağında yolcu olarak uçan muhalif bir gazetecinin tutuklanması için uçağın Minsk’e zorla indirilmesi olayının ardından, Belarus’un ulusal havayolu Belavia’nın AB hava sahasına tüm uçuşları yasaklanmış ve tüm AB ülkelerinin havayolları Belarus uçuşlarını durdurmuştu. Benzeri bir hava sahası ambargo kararının, sınıra göçmen taşıdığı gerekçesiyle THY uçuşları için uygulanma ihtimali oldukça korkutucu.
Avrupa Birliği’nin THY’nin küresel rekabet gücünü kısıtlamak için böylesi bir bahanenin arkasına sığındığını iddia eden ciddi bir kesim de bulunuyor. Pandemi sürecinde birçok dev Avrupalı havayolu, AB’nin sınırlarını tamamen kapatması nedeniyle uçuşlarını büyük oranda azaltıp, uçaklarının çoğunu yere indirirken; THY’nin seferlerinin çoğuna devam etmesi ve Pazar payını önemli ölçüde artırması nedeniyle Avrupa Birliği ülkelerinin, kendi ulusal havayollarının yeniden pazarda güçlü hale gelmesi için THY üzerinden Türk havacılığına karşı yaptırım kartını kullanmak istediği iddia ediliyor. THY’nin hukuksal açıdan ve havacılık regülasyonları anlamında eli oldukça güçlü. Ancak AB tarafından konuyla ilgili ne gibi adımlar geleceğini hep birlikte göreceğiz.
A380’LER GÖKYÜZÜNE DÖNÜYOR!
Qatar Airways’in filosundaki Airbus A380 uçaklarından ilki, devam eden kapasite sıkıntısı nedeniyle 18 ay sonra Doha Hamad Havalimanı’ndan ilk kez havalanarak gökyüzüne döndü ve yolcu taşımaya başladı.
Geçtiğimiz Ağustos ayında, havayolu, Katar Sivil Havacılık Otoritesi tarafından aldığı direktifle, filosundaki 19 adet A350’yi, uçakların üretim aşamasında yaşandığı iddia edilen sorunlar nedeniyle uçuşlardan çekme kararı aldı. A350’ler ile ilgili sorun, Qatar Airways ile Airbus arasında henüz çözülebiliş değil.
Qatar Airways filosundaki 10 adet A380’in 5’inin, 15 Aralık’tan itibaren Londra Heathrow ve Paris gibi popüler kış rotalarındaki uçuşlar için “geçici olarak” hizmete girmesi bekleniyor. Havayolu ayrıca pandemi sonrası toparlanma sürecinde seyahat talebinde beklenmedik bir artışla karşı karşıya kaldığı için, A330 uçaklarını da hizmete döndürdü. Havayolunun patronu Al Baker, “bu zor kararın A350 ile ilgili sorununun ciddiyetini de yansıttığını” söylerken; yine de şirketin operasyonlarında daha verimli, çift motorlu uçakları tercih etme prensibi nedeniyle A380’in yalnızca kısa vadeli bir plan olarak hayata geçirildiğinin altını çizdi.
Qatar Airways yönetimi geçmişte, A380 satın almanın şirket tarihindeki en büyük stratejik hata olduğuna yönelik açıklamalar yaptı. Ancak şu an zor durumda kalan havayolunun beş adet A380’i hizmete döndürmekten başka çaresi yok gibi görünüyor. Ocak ayında, A380’lerin en az yarısının kalıcı olarak uçuşlardan çekildiği ve bir daha uçurulmayacağı da açıklanmıştı.
Pandemi nedeniyle çok sayıda yolcunun uçurulduğu, uzun mesafeli uçuşlar ciddi şekilde azaldığı için dünya genelinde bir çok havayolu A380’leri kalıcı olarak yere indirdi. A380 için küresel olarak uzun vadeli bir hizmet ömrü beklentisi de oldukça düşük. Airbus, 14 Şubat 2019’da, dünyanın en büyük yolcu uçağı A380’in üretiminin, düşük talep nedeniyle 2021’de tamamen sona ereceğini açıklamıştı
Havayolları, pandemi sonrası toparlanma sürecini hızlandırmak için dar gövdeli uçakları tercih ederken, seyahat talebinin beklenenden daha hızlı bir şekilde artması nedeniyle bir yandan da A380’leri yeniden uçurma kararları da geliyor.
Lufthansa ve Air France geçen yıl uçaklarını emekliye ayırma kararı aldığı için, şu anda Avrupa’daki son ve tek A380 operatörü olarak kalan British Airlines, transatlantik rotalarda A380’leri yeniden uçurmak için düğmeye bastı. Şirketin filosundaki 12 adet A380 için bakım sözleşmeleri en az 2027’ye kadar uzatıldı.
Avustralya’nın ulusal havayolu Qantas da, yaklaşık iki yıldır Mojave Çölü’nde bekleyen A380’leri operasyona döndürmek üzere harekete geçti. Salı günü Qantas’ın ilk A380’i Sidney’e geldi. Şirketin filosundaki 12 adet A380’in en az 2023’ün sonuna kadar operasyonlara dönmeyeceği açıklanmıştı. Ancak Avustralya hükümetinin sınırları açma kararı, A380’lerin gökyüzüne dönüş sürecini de hızlandırdı.
LONDRA’DAN NEW YORK’A 600 GÜN SONRA İLK UÇUŞ!
Pandemi ülkeler arasındaki sınırların büyük oranda kapatılmasına neden oldu. Beyaz Saray, Eylül ayı sonunda yaptığı bir açıklamayla, Kasım ayı başında, aşılarını tamamlayan yabancı turistlere ABD sınırlarının açılacağını duyurdu ve 8 Kasım’da, yaklaşık 20 ay sonra Londra-New York arasında ilk ticari sefer düzenlendi.
ABD, 2019’da 22 milyon insanın seyahat ettiği İngiltere’nin en büyük ticaret ortağı durumunda. Bu sebeple ticari olarak büyük karlılığa sahip olan transatlantik rotalardaki 600 günlük duraklama, havayolları için büyük bir darbe oldu.
Virgin Atlantic ve British Airways uçakları, New York’a gitmek üzere Heathrow Havalimanı’ndan aynı anda paralel kalkış gerçekleştirdi. Heathrow’un pistleri arasındaki 1.414 metrelik mesafenin oldukça kısa olması nedeniyle bu tip senkronize kalkışlara çok özel durumlar haricinde izin verilmiyor. Ancak pazartesi günü gerçekleşen bu görsel şölen ile tüm dünyaya rekabet değil kutlama zamanı olduğu mesajı verildi.
Seferlerin başladığı ilk gün British Airways ABD’ye 26 uçuş gerçekleştirdi. Önümüzdeki aylarda Boston, New York, Orlando, Los Angeles ve San Francisco ve ABD’deki pek çok noktaya uçuşların sayısı ve frekansı artırılacak.
Sınırların açılacağının duyurulmasının ardından geçen altı haftalık süreçte, ABD’li havayollarının rezervasyonlarında da yüzde 450 artış görüldü.
ABD’li Delta’nın 8 Kasım’da Sao Paulo’dan Atlanta’ya yaptığı uçuş da şirketin çok uzun süre sonra ABD’ye yaptığı ilk uluslararası uçuş oldu. Önümüzdeki haftalarda uluslararası uçuşlarda çok daha yüksek yolcu hacimleriyle yüzde 100 doluluk oranlarında uçuşlar bekleniyor.
Seyahat veri şirketi OAG’ye göre, transatlantik rotalarda rakamlar hala pandemi öncesi seviyelerin altında. ABD’den İngiltere’ye uçuşlar bir önceki haftaya göre yüzde 7 arttı. OAG’nin Aralık ayında yaptığı açıklamada, Atlantik ötesi uçuşlarda en büyük taşıyıcı United olacak. Onu British Airways ve Delta izleyecek.
777X’İN İLK ULUSLARARASI UÇUŞU YAPILDI!
Boeing’in en yeni uçağı 777X, Dubai Airshow’da sergilenmek üzere ilk uluslararası uçuşunu yaptı. 777-9 test uçağı, Seattle’daki Boeing tesislerinden, Dubai’ye 15 saatlik nonstop bir uçuşla ulaştı.
14 Kasım’da başlayacak fuarda 777X gösteri uçuşları da yapacak ve statik alanda katılımcılar için sergilenecek.
BAE hükümetinin desteğiyle havacılık sektöründe yeni stratejik konulara ışık tutulması beklenen fuarda, 5G, yapay zeka, robotik, gelecekteki ulaşım ve kargo uçaklarına odaklanılacak.
777 ve 787 Dreamliner dahil olmak üzere ABD’li imalatçının en verimli uçağı olması hedeflenen 777X, “dünyanın en büyük” çift motorlu uçağı ünvanını da elinde bulunduruyor.
2013’te ilk kez duyurulan Ocak 2020’de ilk uçuşunu yapan 777x projesinde bugüne kadar çok sayıda gecikme ve aksilikler yaşandı. Haziran ayında, Federal Havacılık İdaresi FAA, 777X’in ön emniyet değerlendirmesindeki eksiklikler nedeniyle 2023’ün sonuna kadar kadar uçuşa elverişlilik sertifikası almayacağını bildirdi. Takvime göre Geçtiğimiz yaz hizmete girmesi gereken uçak, FAA’e göre Tip Kontrol Yetkisi (TIA) iznini almaya henüz hazır değil.
777X’in lansman müşterisi olması planlanan Emirates, geçtiğimiz yıl bir çok kez Boeing’e programdaki gecikmeler için şikayette bulundu.
Havayolunun şu anda 777X için 126 siparişi var. Ancak Boeing, orijinal takviminin tam iki buçuk yıl gerisinde. Mayıs ayında Emirates, Boeing’in 777X ile yapılan sözleşmeye dayalı performans taahhütlerini yerine getirmemesi durumunda uçağı teslim almayacağı konnusunda uyardı.
Boeing ve Emirates’in, Dubai Air Show sırasında 777x’iin geleceği ile ilgili çok ciddi bir toplantı yapması bekleniyor
Şubat ayında eski siparişlerinde yüzde 40’lık bir düşüş yaşamasına rağmen, Boeing 777X ailesi uçakları için dünya genelinde sekiz müşteriden toplam 351 sipariş aldı. Uçağın ilk teslimatının 2023’ün sonlarında gerçekleşmesi bekleniyor.
EMBRAER ÇEVRE DOSTU UÇAKLAR ÜRETECEK!
Brezilyalı uçak üreticisi Embraer, küresel ısınmayla mücadele etmek için çevre dostu hava yolculuğu konseptlerini açıklayan en yeni uçak üreticisi oldu.
Airbus ve Boeing’in ardından Dünyanın en büyük üçüncü uçak üreticisi olan EMBRAER, Glasgow’daki COP26 iklim zirvesinde önerilerini açıkladı ve havacılık endüstrisinin 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflerine ulaşma yolunda kritik bir adım attı.
Embraer, yakıt hücreleri veya hidrojen gücü gibi çeşitli menzil ve teknoloji kombinasyonlarıyla “Energia” ailesi altında gruplanan dört kavramı özetledi ve yaklaşık 4.000 uçak için potansiyel bir pazar gördüğünü açıkladı.
Tasarımlar arasında, 2030’dan önce karbon emisyonlarını %50 azaltabilen dokuz koltuklu bir hibrit elektrikli uçak yer alırken; 2035 yılına kadar yine dokuz yolcu kapasiteli daha kısa menzilli, hiçbir karbon emisyonu olmayan tamamen elektrikli bir eşdeğerinin de hazır olması hedefleniyor.
Ayrıca, 2035 yılına kadar hidrojen bazlı yakıt hücreleriyle çalışan 19 koltuklu ve 2040 yılına kadar 35-50 koltuklu, kısa rotalarda hidrojen kullanmak üzere tasarlanmış, ekstra menzil ve acil durum rezervleri için sürdürülebilir havacılık yakıtı ile desteklenen bir uçak da yer alıyor.
Embraer, iki yıl boyunca gizli tutulan çalışmaların sonucu olan tasarımlarının, yeni eVTOL veya uçan taksi endüstrisi ile 50 koltuklu turboproplar veya küçük jetler arasındaki boşluğu doldurmayı hedefliyor.
Geçen yıl COVID krizinin başlangıcında ticari birimini Boeing ile birleştirme planlarından vazgeçmek zorunda kalan Embraer, bu hedeflene uçakları geliştirmek için ortaklıklara açık olduğunu da duyurdu.
Embraer, Eve Urban Air Mobility adlı bir yan ürün aracılığıyla daha küçük eVTOL veya elektrikli dikey kalkış ve iniş yapabilen uçakları üretmek için de planlar yapıyor.