THY UÇAĞININ LASTİKLERİ PATLADI! İNİŞ TAKIMLARI ALEV ALDI!
Türk Hava Yolları’nın TK-2256 sayılı İstanbul-Hatay seferini yapan Boeing 737-800 uçağının (TC-JVN) Hatay Havalimanı 04 pistine inişinin ardından lastiği patladı ve uçağın iniş takımları alev aldı. Pistin 2000’nci metresinde durmayı başaran uçaktaki 105 yolcu, slide adı verilen şişme tahliye kaydırakları ile uçağı terk etti.
Uçağın iniş takımlarında oluşan aşırı ısınma ve pistteki sürtünme nedeniyle çıkan alevlere havalimanı itfaiye ve ARFF ekipleri hızlı şekilde müdahale ederek soğutma işlemi uyguladı. Uçaktaki 4 kabin ve 2 kokpit görevlisi de yara almadan uçağı terk etmeyi başardı.
Uçağın çekilmesi ve pistin temizlenmesi gibi çalışmalar nedeniyle, Hatay Havalimanı pisti 24 saatliğine uçuşlara kapatıldı.
HAVACILIKTA 90 SANİYEDE TAHLİYE KURALI
Uluslararası regülasyonlar göre, 44 adetten daha fazla koltuğa sahip yolcu uçaklarında, herhangi bir acil durum yaşandığında 90 saniye içinde tüm yolcuların uçağı tahliye edebilmesi gerekiyor.
Amerikan Federal Havacılık İdaresi (FAA), 1964 yılında, Douglas DC-7 ve Lockheed L1649 uçaklarıyla kaza denemeleri yaptı. Özel kameralarla kayıt altına alınan bu testlerde hem uçağın içi hem de çevresi yakından incelendi. Kaza sonrası çıkan yangınların çıkış şekilleri ve ilerleyiş süreçlerinin detaylı analiz edildiği çalışmalar sonunda, iki dakikanın, uçaktaki herkesin tahliyesi için yeterli olduğuna kanaat getirildi. Daha sonra bu süre 90 saniyeye indirildi ve bu kural 1967 yılında bu resmiyet kazandı.
Uçak imalatçıları, yeni bir yolcu uçağı modeli geliştirdiğinde, bu uçağı piyasaya sürmek için gerekli olan uçuşa elverişlilik sertifikasını almak zorunda. Bu sertifikanın gerekliliklerinden biri, uçak tamamen doluyken 90 saniye içinde tüm yolcuların tahliye edilebildiğini, otoritelere uygulamalı olarak gösterebilmekten geçiyor. Bu yüzden uçakların tasarımı esnasında, kabin düzeni ve kapıların yerleşimi, uçağın hızlı bir şekilde tahliye edilmesine yardımcı olacak şekilde titizlikle düşünülüyor. Dünyadaki tüm havayollarında görev yapan kabin ekipleri de bu konuda aldıkları eğitimi sürekli tazelemek ve böylesi bir senaryo için sürekli kendilerini hazır tutmak zorunda.
Ancak teori ile pratik birbirini tutmuyor. Günümüzde yaşanan olayların hemen hiçbirinde, 90 saniye içinde yolcuların uçağı tahliye etmesi mümkün olamıyor. Yolcuların tahliye sırasında paniklemesi ve baş üstü dolaplarındaki eşyalarını yanlarına almak istemesinin, yaşanan kaybında en çok öne çıkan sebep olduğu görülüyor. İnsanların ortalama boy ve ağırlıklarının zaman içinde daha da artması ile uçak koltuklarının iyice daralması gibi etkenler nedeniyle, acil tahliye kurallarının, güncellenmesi gerekliliği sık sık gündeme geliyor. Ancak FAA ve EASA’dan bu konuda herhangi bir adım yok. Daha önce hazırladığımız bir videomuzda, acil tahliye kaydırağı slide’ler ile ilgili çok detaylı bilgileri sizinle paylaşmıştık. İzlemenizi tavsiye ederiz.
İSTANBUL HAVALİMANI DÜNYANIN EN İYİSİ SEÇİLDİ!
İGA İstanbul Havalimanı, uluslararası arenada kazandığı başarılarına bir yenisini daha ekledi. New York & Londra merkezli dünyaca ünlü seyahat dergisi Condé Nast Traveler okuyucuları, İstanbul Havalimanı’nı dünyanın en iyi havalimanı seçti. Derginin her yıl açıkladığı listede, iki yıl üst üste ikinci seçilen İstanbul Havalimanı, bu yıl birinciliği Singapur Changi Havalimanı’ndan devralmayı başardı.
Seyahat ve yaşam dergisi Condé Nast, 32 pazarda yayın hayatına devam eden, dünyanın en önemli medya kuruluşlarındanbiri. Lüks seyahat konusunda verdiği bilgilerle, gezginlerin ilham kaynağı olan derginin, dünyanın her bölgesinden okuyucusu bulunuyor. Condé Nast Traveler’ın her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği ve tamamen derginin okuyucularından gelen oylarla belirlenen “Okuyucuların Seçimi” anketinde, “Dünyanın En İyi Havalimanları”kategorisinde İGA İstanbul Havalimanı birinci olmayı başardı.
Tüm dünyada aylık 5 milyon fiziki okura sahip olan yayının dijital baskısını aylık 16 milyon kişi okuyor. Sosyal medyada yine 16 milyon kullanıcısı bulunuyor. “Okuyucuların Seçimi” anketine, dünyanın dört bir yanından yüz binlerce okuyucu katılıyor.
Son iki yıldır zirveyi kimseye bırakmayan Singapur Changi Havalimanı, bu yıl ikinci sırada kendine yer buldu. Listenin üçüncü sırasında Güney Kore’nin başkenti Seul’de bulunan Incheon Havalimanı yer alırken, dördüncü sıradaki İsviçre’nin Zürih Havalimanı’nı, Japonya’nın başkenti Tokyo’daki Haneda Havalimanı takip etti.
Abu Dabi Uluslararası Havalimanı altıncı, Doha Hamad Havalimanı yedinci ve Dubai Havalimanı da sekizinci sırada yer aldı. Listenin dokuzuncu sırasında Hong Kong Havalimanı bulunurken; onuncu sırada ise Finlandiya’nın başkenti Helsinki Havalimanı var.
Okuyucuların Seçimi anketinin, Dünyanın en iyi havayolları kategorisinde ise Türk Hava Yolları, Singapur Havayolları’nın arkasında ikinci sırada gösterildi.
İSTANBUL AIRSHOW 2022 BEKLENENİ VEREMEDİ!
Türk sivil havacılık sektörünün en uzun soluklu fuar organizasyonu olan İstanbul Airshow, 13’üncü kez düzenlendi. Geçtiğimiz yıllarda, Airbus A380 ve A350 gibi uçakların katıldığı ve küresel havacılık endüstrisinde konuşulan bir organizasyon olan İstanbul Airshow, her seferinde bir öncekinin gölgesinde kaldı ve geriye gitti.
Pandemi ve pek çok farklı sebeple, 4 sene aradan sonra ilk kez düzenlenebilen fuarın, şimdiye kadarki en sönük fuar olduğu yorumları öne çıktı. Katılımcı firma, ziyaretçi sayısı, organizasyon şekli ve küresel etki gücü gibi pek çok konuda Paris, Farnborough, Dubai ve Singapur’da düzenlenen havacılık fuarlarının çok altında kalan İstanbul Airshow, sınıfı geçemedi. Sektör temsilcileri ve ziyaretçilerin bir çoğu, İstanbul ve Türk havacılığının bundan çok daha fazlasını hak ettiği görüşünü paylaştı.
Fuarda ticari yolcu uçakları kategorisinde, Türk Hava Yolları’nın bölgesel uçak alma niyetini açıklaması nedeniyle, en büyük iki aday Embraer E195-E2 ve Airbus A220 yer aldı. Fuarın başlamasından 1 gün önce, Embraer tarafından iki imza töreni yapılacağı duyurusu, beklentiyi yükseltse de imzaların Salam Air ve Royal Jordan ile atılması “dağ fare doğurdu” yorumlarına neden oldu. Türk Hava Yolları, filoya katacağı bölgesel uçak için görüşmelerini sürdürüyor. Henüz resmi bir karar alınmış değil.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayi, Gökbey ve Aksungur ile fuarda boy gösterirken, ziyaretçiler farklı iş jeti modelleri, helikopter ve eğitim uçaklarını yakından görme fırsatı buldu.
HAVAYOLLARI KARA LİSTEYE ALDIKLARI YOLCULARIN BİLGİLERİNİ PAYLAŞABİLİR Mİ?
Pandemi sonrası, dünyanın dört bir yanında kural tanımaz yolcu vakalarının artışına bağlı olarak, KLM ve Transavia harekete geçti. İki havayolu, uçakta veya yerde kuralları çiğneyen asi yolcuları, beş yıl süreyle kara listeye alma kararı verdi. Uçuşa Yasak Listesine aldığı yolcularla ilgili verileri birbirleriyle paylaşma kararı alan iki şirket, bu konuda dünyada bir ilk oldu.
KLM ve Transavia, bu verilerin diğer tüm havayollarıyla paylaşılmasını mümkün kılmak ve sektörde bir standart haline getirilmesini sağlamak için, başta Hollanda olmak üzere politikacıları göreve çağırıyor. Uçuş emniyetinin birinci öncelik olduğunu düşünen iki havayolu; kural tanımaz yolcuların, diğer yolcular ve uçucu personel için büyük bir tehlike oluşturması nedeniyle, bu adımın acilen atılması gerektiği görüşünde. Yasaklı yolcular listesinin paylaşılmasının, durumu caydırıcı hale getireceği ve tüm dünyada uçuş emniyetini artırabileceği düşünülüyor.
Mürettebata veya diğer yolculara yönelik herhangi bir fiziksel şiddetin kabul edilemez olduğunu belirten KLM ve Transavia yönetimi, bu tür davranışların gecikme ve uçuş iptallerine neden olduğunu; bunun da yolcular için çok can sıkıcı; havayolları için oldukça pahalı sonuçları olduğu görüşünde.
KLM son dönemde her ay ortalama beş kural tanımaz yolcu vakası raporlarken; Transavia ayda en az bir asi yolcu ile karşılaşıyor.
KLM ve Transavia, No Fly Listelerini birbirleriyle nasıl paylaşabileceklerini derinlemesine inceledi. Bu inceleme uzun zaman aldı. Çünkü iki havayolu aynı grubun üyesi olsalar da bu konudaki düzenlemeler oldukça karmaşık. Ancak iki havayolu, mevcut gizlilik kurallarına uyarak, yasaklı yolcu verilerini kendi aralarında paylaşabilmek için politikalarını ve süreçlerini uyumlu hale getirmeyi başardı. Şimdi iki havayolu, bunu Avrupa genelinde yaygınlaştırarak bir adım daha ileri götürmek niyetinde.
Halihazırda birçok ülkede mevzuatlarda ciddi eksiklikler bulunuyor. Yönetmeliklerdeki açıklar nedeniyle, bu verileri paylaşmak neredeyse imkansız görünüyor. İlk aşamada aynı ulusal sınırlar içinde uçan, havayollarının uçuşa yasaklı yolcu listelerini paylaşmaları için yasal zeminin hazırlanması; ardından da uluslararası çapta bunun standart haline getirilmesine odaklanılmasının daha sağlıklı olacağı düşünülüyor.
KABİN EKİPLERİNİN DİNLENME SÜRESİ UZATILDI!
Pandemi sonrası yoğun uçuş programları nedeniyle, uçucu mürettebatın yorgunluğu, havacılıkta en güncel sorunların başında geliyor. 3 Ekim 2018’de ilk kez gündeme gelen ve uçuş görevlilerinin, uçuşlar arasında geçirdikleri dinlenme süresini önemli ölçüde iyileştirmeyi amaçlayan tasarı yasalaştı.
Hafta içinde alınan bir kararla ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), kabin görevlileri için görev günleri arasında minimum 10 saat dinlenme süresi uygulanmasını zorunlu hale getirdi. 100.000’den fazla kabin görevlisini ilgilendiren bu adımın, havacılığı daha emniyetli hale getirmesi bekleniyor.
2018’den bu yana ABD merkezli birçok havayolu, kuralın ruhuna uygun hareket etmek yerine, FAA tarafından zorunlu hale getirilene kadar eski sistemle personeli uçurmaya devam etti. Havayollarının, ekip programlamasının yeniden yapılması, uçuş programlarında oluşacak boşlukları doldurmak için daha fazla kabin görevlisinin işe alınmasına kadar çok sayıda potansiyel sorunu öne sürerek, bu uygulamayı geciktirmek için her türlü yolu denediği ve bunun uygulanabilir olması için çok fazla yatırım yapılması gerektiğini savunduğu iddia ediliyor.
90 gün içinde uygulanması zorunlu hale gelen yeni kural ile kabin görevlilerinin minimum dinlenme süreleri, 2011’den bu yana minimum 10 saat dinlenme hakkına sahip olan pilotlar ile aynı seviyeye getirilmiş olacak.
Kabin ekiplerinin dinlenme gereksinimleri konusundaki kurallar ülkeden ülkeye değişse de ABD merkezli havayollarında çalışan ekipler için getirilen bu kural değişikliği onları Avrupalı meslektaşlarıyla daha eşit hale getirecek. Avrupa’daki kabin ekipleri, uzun yıllardır uçuşları arasında en az 10 saatlik minimum dinlenme süresi hakkına sahip. Kabin memuru sendikaları, yeterli süre dinlenemeyen çalışanlarda, daha yüksek kanser, kalp sorunları ve solunum yolu hastalıkları yaşandığına dair raporları, düzenli olarak kamuoyu ile paylaşıyor.