Havacılık Bülteni-217

UÇAKTA CEP TELEFONU YASAĞI NE ZAMAN BİTİYOR?

Günümüzde uçak yolcuları, uçuş boyunca cep telefonlarını tamamen kapatmak veya uçak moduna almak zorunda. Bu, uçağın elektronik sistemlerine müdahaleyi önlemek için alınan bir tedbir. Yolcuların, uçakta cep telefonu, tablet ve dizüstü bilgisayarları ile internete bağlanması ise yalnızca havayolu şirketlerinin, genellikle ücretli bir hizmet olarak sunduğu dahili bir Wi-Fi ağı üzerinden mümkün olabiliyor. Uçakta internetin nasıl çalıştığını, daha önce hazırladığımız bir videomuzda detaylı şekilde anlatmıştık.

Avrupa Birliği, yolcuların cep telefonlarını uçakta kullanabilmelerinin yolunu açan bir adım attı. Avrupa Komisyonu’nun 5G ağının kullanılabileceği frekans bandını belirlemesinin ardından, havayolları, uçaklarında yolcularına 5G teknolojisini sunabilecek. Böylece yolcular, bu hizmeti sunan havayolları ile yapacakları uçuşlarda, telefon ile görüşme, mesaj alıp gönderme ve veri transferi yapabilecek. Hizmet, uçağı uydu aracılığıyla dünyaya bağlayan, picocell adı verilen özel bir ekipman kullanılarak sağlanacak. Süper hızlı, yüksek kapasiteli bağlantı ile yolcular, artık gökyüzündeyken dünya ile iletişimini kesmek zorunda kalmayacak.

İlk aşamada, yalnızca alçak irtifalarda ve uygun hava koşullarında çalışması bekleniyor. Ayrıca kokpit ekibi, lüzum görmesi halinde, tüm cep telefonlarının kapatılmasını isteyebilecek. AB üyesi devletlerin, 5Ghz ve üzeri frekans bantlarının, uçaklar tarafından kullanılabilir hale getirmeleri için son tarih 30 Haziran 2023 olarak belirlendi.

Avrupa Birliği, ‘uçak modu’ uygulamasını tarihe gömmeye hazırlanıyor

Uçakta cep telefonlarının kullanabilmesi hizmeti yolculara ücretsiz sunulmayacak. Gerekli bağlantının birden fazla ülkedeki ağlara bağlanmayı gerektirmesi nedeniyle bu hizmetin, dolaşım maliyeti oluşacak. Ayrıca havayolları, karasal mobil ağların seyir halindeki uçağa bağlanmasını sağlayacak ekipman için de ciddi bir yatırım yapmak zorunda kalacak. Bu maliyetin de yolculara yüklenmesi bekleniyor.

5G teknolojisi, 2022’nin başında ABD’de kullanılmaya başladığında ciddi tartışmalara neden oldu. 5G teknolojisinin çalışacağı 3,7 – 3,98 GHz arasındaki bant aralığının, uçakların yerden yüksekliğini ölçen radyo altimetrelerin çalıştığı, 4,2-4,4 GHz frekans aralığına çok yakın olması nedeniyle, kazalara sebebiyet vereceği endişesi gündeme geldi. ABD’nin önde gelen havayolları, FAA ve Beyaz Saray’a ortak bir mektup göndererek, havaalanlarının yakınında 5G’nin kullanıma açılması ile uçuş emniyetinin tehlikeye atılabileceği konusunda uyardı. Emirates, Air India, Lufthansa, British Airways ve Japan Airlines gibi havayolları, bu nedenle ABD’ye olan uçuşlarında bazı iptaller ve değişiklikler yapmıştı.

FAA, uçaklarda yenilenmiş radyo altimetrelerin kullanıma başlaması için 2023’ün sonuna kadar tarih verdi. Bu tarihten sonra güçlendirilmiş radyo altimetresi olmayan uçakların ABD’ye uçuşları yasaklanabilir. Yeni radyo altimetreler, frekanslar arasında parazit oluşumunu engelliyor. FAA, ayrıca 5G nedeniyle, radyo altimetreden yanlış değer okunmasına yönelik 100’den fazla pilot raporu olduğunu da doğruladı. Yani endişeler yersiz değildi.

Ancak Avrupa’daki durum ABD’den oldukça farklı. AB Komisyonu, 2008’den bu yana, uçaklar için belirli frekans bantlarını ayırdı ve havada internet erişimi sunulmasına izin verdi. Ancak hizmet oldukça yavaştı. Yetkililer ve uçuş emniyeti uzmanları, herhangi bir çatışmayı önlemek için iki yılı aşkın süredir çalışıyor. 5 Ghz ve üzeri olarak belirlenen frekans marjları, ABD’dekine göre daha yüksek. Kokpitteki iletişim sistemleri normal çalışma aralığında kalmaya devam ederken; cep telefonları, parazit tehlikesi oluşturmayacak. Yolcular uçakta 100 Mbps hızın üzerine çıkan 5G teknolojisi ile bir sinema filmini birkaç dakika içinde cihazlarına indirebilecek.

AEROFLOT UÇAKLARINDA EĞLENCE SİSTEMİ BİTTİ!

Rusya’nın ulusal havayolu Aeroflot, batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle, artık uçak içi eğlence sistemi hizmeti de veremeyeceğini duyurdu.

Yabancı şirketlerin içerik ve yayın hizmeti vermeyi durdurduğunu belirten havayolu, kesintinin geçici olduğunu söylerken; yolculara uçuş boyunca dijital detoks, uyku veya kitap okuma tavsiyesi verildi. Aeroflot yetkilileri, yaşanan soruna yerli bir çözüm üretmek için çalışıldığını da belirtti.

Aeroflot uçaklarındaki eğlence sistemi de batılı ülkelerin yaptırımlarından etkilendi

Rusya, Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından batılı ülkelerin geniş kapsamlı yaptırımına maruz kaldı ve havacılık da en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nin, Rus uçaklarının kendi hava sahalarına girmesini yasaklamasının ardından Aeroflot, neredeyse tüm uluslararası uçuşlarını askıya almak zorunda kaldı. Yaptırımlar Rusya’nın uçaklarına yedek parça, bakım hizmeti ve teknoloji satın almasını da engelliyor.

Çoğunlukla iç hat pazarındaki uçuşlarına devam edebilen Rus havayolları, Airbus ve Boeing’ten yeni uçak teslim alamadıkları için, alternatif çözümler aramak zorunda kalıyor. Filodaki kiralık uçakları, sahiplerine teslim etmeyerek, millileştirme kararı alan Ruslar, bu uçakları usulsüz bir şekilde kendi tescillerine geçirerek, Rus hava sahası içinde kullanmaya devam ediyor. Çözümlerden biri de Rus uçak üreticisi Rostec’ten yeni uçaklar satın almak. Rus yapımı uçaklar ile operasyonlara geçiş süreci, Rusya’nın 3.500 yeni pilota ihtiyaç duyacağı anlamına geliyor. Ülkenin yeni pilotlar yetiştirmek için sekiz uçuş simülatörü inşa etmesi de gerekiyor. Bütün bunlar, havacılık sektörünün nasıl ayakta kalacağı ile ilgili büyük soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Rakamlar, Ekim ayında Rus hava trafiğinin %25 düştüğünü de gösteriyor. Rus havayolları, Ekim ayında 8,25 milyon yolcu taşıdı ve yılbaşından bu yana toplam yolcu sayısı 81 milyon oldu. Bu, 2021’in ilk on aylık periyoduna göre %14,3 daha düşük. 

AIRBUS RÜŞVET İDDİALARINI KABUL ETTİ!

Fransız yargıçlar, Avrupalı imalatçı Airbus’ın 2006 ile 2011 yılları arasında Libya ve Kazakistan’daki uçak satış anlaşmalarına ilişkin yolsuzluk soruşturmasından kurtulabilmek için 15.9 milyon Euro ceza ödemesine hükmetti. Fransa’nın ulusal mali suçlar biriminde (PNF) görevli savcılar, Airbus’ın ödeyeceği bu cezanın “adil ve uygun” olduğu görüşünde.

Daha önce Airbus ile ilgili olarak “tekrarlanan yolsuzluk faaliyetlerinin” altını çizen uzmanlar, şimdiki iddialar ile ilgili olarak, işbirliği yapmanın Airbus’ın çıkarlarına en uygun hamle olduğunu düşünüyor. Ödenmesine karar verilen 15.9 milyon Euro, şüpheli uçak anlaşmaları sırasında arabuluculara ödenen miktar ile aynı. Bylesine yüklü miktarda bir ödeme yapmak, Airbus’ın suçu kabul etmekten kaçınmasına olanak tanıyor. Bu da şirketin kamu ihaleleri için teklif vermeye devam edebileceği anlamına geliyor.

Airbus, 2006 ile 2011 yılları arasında Libya ve Kazakistan’daki uçak satış anlaşmalarına ilişkin rüşvet iddialarını kabul etti

Ocak 2020’de Airbus, aracıların yer aldığı çeşitli sözleşmelerle ilgili yolsuzluk iddiaları sonucunda da İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri’ne toplam 3,6 milyar Euro tazminat ödemek için bir pazarlık süreci yaşamıştı. Airbus’ın Avrupa’da uçak satmak için devlet yetkililerine rüşvet verdiği ve evrakta sahtecilik yaptığı iddiaları ile ABD’de ise ülkedeki silah ticaretine ilişkin yasalara muhalefet edip etmediği konuları incelendi. Yapılan anlaşmaya göre, bu paranın 2,1 milyar Euro’luk kısmını Fransa’nın, 983 milyon Euro’sunu İngiltere’nin ve 530 milyon Euro’luk kısmını ise ABD’nin almasına karar verilmişti. Dava ve sonucunda yapılan anlaşma, üç ülke ile birden sonuçlanması bakımından bir ilk olarak kayıtlara geçmişti. 

Libya ve Kazakistan ile ilgili başlatılan soruşturma “usul sorunları nedeniyle” daha önce karara bağlanan 3.6 milyar Euro’luk anlaşma kapsamında yer almadı.

Nicolas Sarkozy’nin 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının Libya tarafından yasadışı şekilde finanse edildiğinden şüphelenilerek başlatılan soruşturmayı yürüten müfettişler, 2006’da Moamer Kaddafi rejimine 12 adet Airbus uçağı satıldığı bilgisine ulaştı. Anlaşmanın yapılmasından üç hafta sonra, eski bir Airbus yöneticisi tarafından yetkilendirilen, aracı Alexandre Djouhri’ye iki milyon Euro’luk transfer yapıldığı tespit edildi. 2012’de görevi bıraktığından beri bir dizi yasal soruşturmayla karşı karşıya kalan Sarkozy, Libya’dan herhangi bir yasa dışı kampanya finansmanı almadığını iddia ediyor.

Airbus ile ilgili diğer yolsuzluk soruşturması, Sarkozy’nin cumhurbaşkanı olduğu 2009 ve 2010 yıllarında Fransa ile Kazakistan arasındaki çeşitli sözleşmeler için verilen şüpheli komisyonları içeriyor.

Anlaşmalar, Airbus’ın eski Astrium biriminden iki uydunun satın alınmasını da içeriyordu. Müfettişler, Hong Kong merkezli bir offshore hesabına yapılan 8.8 milyon Euro’luk ödeme ile ilgili olarak, eski bir Airbus yöneticisi Olivier Brun ile birlikte Tunuslu aracı Lyes Ben Chedli suçlamıştı.

ROLLS ROYCE İLK HİDROJENLİ UÇAK MOTORUNU TEST ETTİ!

Havacılık endüstrisi, bir süredir sektörü karbondan arındırma mücadelesi veriyor. Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle ilgili artan endişelerle, havayolları ve uçak üreticileri karbondioksit emisyonlarını azaltmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor.

Uçak içi ikramlarda tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması, sürdürülebilir havacılık yakıtına (SAF) yatırım ve hidrojen yakıtlı motorlar gibi daha iyi teknolojilerin geliştirilmesiyle havacılık endüstrisi karbonsuzlaştırma hedefine yaklaşıyor.

Rolls-Royce, Hidrojen ile çalışan uçak motorunun yer testlerini başarıyla tamamladı.

İngiliz motor üreticisi Rolls-Royce de bu kapsamda geliştirdiği hidrojenle çalışan uçak motorunun yer testlerini başarıyla tamamladı. Hava yolu seyahatlerinin karbondan arındırılması konusunda kritik bir adım attı. Projenin mali destekçilerinden biri de İngilizlerin düşük maliyetli havayolu easyJet. Geliştirilen motorun testleri, Wiltshire’daki bir askeri tesiste gerçekleştirildi.

Rolls-Royce kanadından, başarılı testlerin sonunda “Hidrojen’in geleceğin sıfır karbonlu havacılık yakıtı olabileceğini kanıtlamak için büyük bir adım” attığı yorumu geldi.

Testlerde, turboprop uçaklara güç vermek için kullanılan dönüştürülmüş bir Rolls-Royce AE 2100-A bölgesel uçak motoru kullanıldı ve motor hidrojen yakıtıyla çalıştırıldı. Yeşil gaz halindeki hidrojen, İskoçya’nın kuzey kıyısında bulunan Orkney Adası’ndaki bir üretim tesisinde yenilenebilir enerji üreten Avrupa Deniz Enerji Merkezi tarafından sağlandı.

Hidrojen yakıtlı motor ile uçuş testlerinin ne zaman yapılacağı ise henüz bilinmiyor.

LUFTHANSA’DAN UÇAĞA ALMADIĞI YAHUDİ YOLCULARA REKOR TAZMİNAT!

Almanya’nın ulusal havayolu Lufthansa’nın 4 Mayıs’ta New York’tan (JFK) Frankfurt’a (FRA) yaptığı 401 sefer sayılı uçuşta, mürettebatın talimatlarına uymadığı gerekçesiyle bazı yolcuların Budapeşte’ye yapacakları bağlantılı uçuşa alınmamaları gerektiğine karar verilmişti.

Ancak Lufthansa görevlileri, yalnızca sorun yaratan birkaç yolcunun yerine; dış görünüşleri veya isimlerinden tespit edilen Yahudi tüm yolcuların uçağa alınmasını engellediği için; ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle manşetlere taşınmıştı.

Lufthansa, uçağa almadığı Yahudi yolculara tazminat ödedi

Yolcular ile görevliler arasındaki diyalogların bir kısmı, kameralarla çekilerek sosyal medyada paylaşıldı. Lufthansa çalışanının, birkaç kişi yüzünden herkesin cezalandırıldığını doğruladığı anlar, bu görüntülerde yer aldı.

Olayın ardından Lufthansa CEO’su yaşananlardan dolayı özür dilemiş olsa da Alman havayolu, konuyla ilgili yüklü bir tazminat cezasıyla karşılaştı. Lufthansa’nın olaydan etkilenen her yolcuya 21.000 Dolar tazminat ödediği ortaya çıktı.

Bu rakamın 20.000 $’lık kısmı tazminat; kalan 1.000 $’ı ise uçağa kabul alınmayan yolcuların masrafları olarak belirlendi. Dava sürecini yürüten hukuk firmasının 20.000 $’ın %18’ini aldığı ve her yolcuya 17.400 $ ödeme yaptığı öğrenildi..

Böylece Lufthansa, o gün uçağa alınmayan 130 yolcuya toplam 2,7 milyon Dolar tazminat ödemiş oldu. 

adbanner