Havacılık endüstrisinde, uçakların emniyeti ve verimliliğinin artırılmasına katkıda bulunan birçok farklı bileşen ve sistem bulunuyor. Yolcuların çoğu, uçuş sırasında, uçaklara güç veren motorlara aşina olsa da uçaklar için hayati başka bileşenler olduğunu bilmekte fayda var. Bunlardan biri de Auxiliary Power Unit (APU) ya da bilinen adıya Yardımcı Güç Ünitesi.
Küçük bir uçak motoru olarak özetleyebileceğimiz APU, ürettiği güç sayesinde uçağın hem yerde hem de havada çeşitli işlevlerini etkinleştirerek, uçuş emniyeti ve verimliliğini artırmada çok önemli bir rol oynayan isimsiz bir kahraman olarak kabul edilebilir.
APU Nedir?
APU, bir uçağın arka kısmında bulunan, uçak motorunu andıran bağımsız bir cihazdır. APU, çoğu ticari uçağın kuyruk bölgesinde ve kuyruk konisi içinde yer alır. Bu konumlandırma, verimli egzoz kullanımı sağlamanın yanı sıra; çalışması sırasında yarattığı gürültü ve titreşimin, kabin ve kokpitteki etkisini en aza indirir.
Ancak, APU’nun uçaktaki konumu, uçak türlerine ve üreticilerine göre değişkenlik gösterebilir. Bazı uçaklarda APU, uçağın dışından erişilebilen özel bir APU bölmesine yerleştirilirken; bazılarında uçak gövdesine entegre edilmiş pozisyonda olabilir. APU, herhangi bir yangın senaryosunda uçuş emniyetinin tehlikeye atılmasını engellemek adına, genellikle yangına dayanıklı, muhafazalı bir bölme içinde bulunur.
APU, yer operasyonları veya uçağın park halinde olduğu durumlarda yani uçağın ana motorlarının çalışmadığı koşullarda, ihtiyaç duyulan gücün üretilmesinden birincil derecede sorumludur. APU, uçuş boyunca aktif olarak kullanılmıyor olsa da gerektiğinde uçuş esnasında da kullanılma kabiliyetine sahiptir.
APU’nun Uçaktaki Görevi ve İşlevleri
APU, uçuş emniyeti ve verimliliğine katkıda bulunan çok sayıda hayati işleve sahiptir. Uçakta APU’nun kilit rollerinden bazıları şu şekildedir:
-
Güç Üretimi
APU’nun temel işlevlerinden biri, uçaktaki çeşitli sistemleri çalıştırmak için gereken elektrik gücünü üretmektir. Aviyonik sistemler, kabin içi aydınlatma, çevre kontrol sistemleri ve hidrolik sistemler gibi hayati öneme sahip bileşenlere elektrik sağlayarak, ana motorların çalışmadığı durumlarda uçak için kritik işlevlerin yerine getirilebilmesini sağlar.
-
Motor Çalıştırma
APU, gerekli gücü ve basınçlı havayı sağlayarak, uçağın ana motorlarını emniyetli bir şekilde çalıştırır. Bu görev, uçağa güç sağlayan motorların sorunsuz ve emniyetli bir şekilde çalıştırılmasına sağlayarak, verimli bir kalkış performansı için oldukça önemlidir.
-
Yer Operasyonları
APU, yer operasyonları sırasında kabin içi aydınlatma, iklimlendirme ve basınçlandırma dahil olmak üzere, uçaktaki pek çok kritik sistemlerin çalıştırılması için gerekli olan gücü sağlar. Bağımsız bir güç kaynağına sahip olan uçak, bu sayede harici güç kaynaklarının sınırlı olduğu veya bulunmadığı destinasyonlarda bile yerde emniyetli ve verimli bir şekilde çalışmasını sürdürebilir.
-
Acil Durum Güç Kaynağı
Uçuş sırasında motor arızası yaşanması veya uçağın ihtiyacı olan ana elektrik gücünün kesilmesi durumunda, APU yedek güç kaynağı olarak devreye girer. Hareketli kontrol yüzeyleri ve aviyonik gibi önemli sistemlerin çalışır durumda kalmasını sağlayarak, pilotların uçağı emniyetli bir şekilde kontrol edebilmelerine; hava trafik kontrol kulesi ile iletişim kurabilmelerine ve emniyetli iniş yapabilmeleri gibi gerekli acil durum prosedürlerini gerçekleştirmelerine olanak tanır.
-
Yangın Algılama ve Söndürme
Modern APU’lar, gelişmiş yangın algılama ve söndürme sistemleri ile donatılmıştır. Bu sistemler, yangın veya aşırı ısınma senaryolarını zamanında tespit edebilmek için APU’yu sürekli takip eder. Duman veya yangın algılanması durumunda, yangını söndürmek için, yangın söndürme sistemlerini otomatik olarak etkinleştirir. APU yangınlarını tespit edip bastırmak, yangının yayılması ve uçuş emniyetini tehlikeye atma riskini önemli ölçüde azaltır.
APU Ne Zaman ve Kim Tarafından Bulundu?
Yardımcı güç ünitesi kavramının kullanımı, havacılığın ilk dönemlerine kadar uzanıyor. Geçmişte uçakların yer operasyonları sırasında, ihtiyacı olan elektrik gücünü sağlamak için, yer tabanlı ekipmanlar veya harici güç arabası gibi dış kaynaklara güveniliyordu. Modern uçakların piyasaya girmesi ve jet çağına geçiş ile birlikte APU’nun gelişim süreci de ciddi şekilde hızlandı.
İlk entegre APU sistemleri, 1940’ların sonu ile 1960’ların başı arasında, çeşitli uçak üreticileri tarafından tanıtıldı. Örneğin, 1958’de hizmete giren Boeing 707’nin ilk versiyonlarında standart bir özellik olarak APU yoktu. Bunun yerine, yer operasyonları sırasında motorları çalıştırmak ve yerleşik sistemlere güç sağlamak için yer güç üniteleri veya harici güç kaynakları kullanılıyordu. Zamanla, havacılık teknolojisindeki gelişmelerle birlikte, birçok Boeing 707, APU’larla güçlendirildi.
1963’te hizmete giren Boeing 727, harici güç kaynağı olarak kullanılmak ve ana motorları çalıştırmak için kullanılmak üzere bir APU’ya sahipti. Şaşırtıcı bir şekilde, Boeing 727’deki APU, uçağın kuyruğu yerine, ana iniş takımı yuvasına yerleştirildi. APU’nun 727’ye eklenmesi, uçağın daha geniş bir menzilde uçabilmesine olanak tanıyarak, 727’nin operasyonel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlıyordu. O günden sonra, APU, çoğu ticari ve askeri uçakta standart bir özellik haline geldi.