Uçak kazaları veya gökyüzünde yaşanan tehlikeli olaylar sonrasında, en çok gündeme gelen konu “kara kutu”dur. Kazanın ya da yaşanan olayın sebebinin aydınlatılabilmesi için gözler kara kutunun bulunmasına çevrilir! Peki kara kutunun uçuş verilerini kaydeden FDR isimli cihazı son 25 saatlik veriyi kaydederken; neden Kokpit Ses Kayıt Cihazı (CVR) sadece 2 saat kayıt tutuyor? Bu konu, son olarak Alaska Havayolları’nın Boeing 737 MAX-9 uçağının acil çıkış kapısının havada patlamasıyla yeniden gündeme geldi.
Kara kutu, uçuş esnasında çeşitli verilerin kaydedildiği 2 ayrı parçadan meydana gelen, yaklaşık 5 kg ağırlığında bir kayıt cihazı.
Kara kutuyu meydana getiren iki parçadan biri olan Flight Data Recorder-FDR, yani uçuş veri kayıt cihazı uçağın son 25 saatteki konum, yükseklik, hız, motor değerleri ve pilotların uçağa verdiği komutlar da dahil olmak üzere, 88 farklı datayı, saniye saniye hafızasına kaydediyor.
Kara kutuyu oluşturan diğer parça Cockpit Voice Recorder CVR yani kokpit ses kayıt cihazı ise pilotların, kokpit içinde kendi aralarındaki konuşmaları, dahili telefondan kabin ekibine söyledikleri, yolculara yaptıkları anonsları ve telsiz aracılığıyla kule ile gerçekleştirdiği tüm konuşmaları kaydediyor. CVR’nin, FDR’den farkı sadece son 2 saati kaydediyor olması.
CVR cihazının sadece 2 saat kayıt tutması zorunlu. Mevcut kayıtların üzerine otomatik olarak sürekli kayıt yapmaya devam ediyor. Herhangi bir anda, kara kutudaki veriler çözülmek istendiğinde, sadece son 2 saatlik kayıtlar dinlenebiliyor. Daha öncekilere ulaşılamıyor. Alaska olayında da uçak düşmediği için, CVR cihazı kayıt yapmaya devam etti. Dolayısıyla yaşananlar ile ilgili inceleme yapacak olan müfettişler Portland’a ulaşana kadar; CVR’da olayın yaşandığı an kaydedilenler çoktan silinmişti. (Üzerine yeni kayıt yapılmıştı)
ABD Ulusal Ulaşım Emniyeti Kurulu (NTSB) Başkanı Jennifer Homendy, Alaska uçağının CVR cihazında hiçbir veri bulunmadığını; üzerine yeni kayıt yapıldığı için önceki verilerin silindiğini söyledi.
Pilotlar CVR Kaydını Sildi mi?
Alaska olayında, kayıtlara ulaşmanın tek bir yolu vardı. Kapının patlamasının ardından, CVR kaydını durdurmak için pilotlar tarafından, kokpitteki bir devre kesicinin çekilmesi gerekiyordu. Ancak pilotların bunu yapmadığı anlaşıldı. Burada bir kasıt aramaktan ziyade, pilotların yaşadıkları olağanüstü durumla mücadele edip, uçağı emniyetli bir şekilde indirmeye odaklandıklarını ve CVR kaydını durdurmayı düşünmedikleri sanılıyor.
Pilotlar tarafından, kaydın kasten durdurulması için tek bir neden olabilir, yaşanan olayda bizzat kendilerini ilgilendiren bir hata yapmış olmaları. Ancak kapının patlamasıyla pilotların yapmış olabileceği herhangi bir hatayı ilişkilendirmek şu aşamada mümkün değil. Dolayısıyla olayın şoku ve uçağı indirme kaygısıyla, bu kaydı durdurmayı atladıkları düşünülüyor.
Avrupa Birliği Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) tarafından 16 Eylül 2016’da açıklanan yeni regülasyon gereksinimlerine göre:
- Uçaklara takılan tüm 30 dakika kayıt süresine sahip CVR cihazlarının, Ocak 2019’a kadar 2 saat kayıt yapabilen CVR ile değiştirilmesi;
- Uçaklara ve helikopterlere monte edilen ve manyetik bant üzerine kayıt yapan tüm CVR cihazlarının, Ocak 2019’a kadar katı hal CVR cihazları ile değiştirilmesi;
- 1 Ocak 2021 sonrasında üretim bandından çıkan, maksimum kalkış ağırlığı 27.000 kg ve üzerinde olan uçaklar için minimum CVR kayıt süresi 25 saat olarak zorunlu kılındı.
Bu uçakların, kazanın yerini “doğru bir şekilde belirlemek için, sağlam ve otomatik araçlarla” donatılmış olması da şart koşuluyor.
Son dönemde ABD Federal Havacılık Dairesi-FAA’den, tıpkı FDR verilerinde olduğu gibi CVR verilerinin de uçuşun son 25 saatlik kaydını tutmasının zorunlu hale getirilmesi yönünde talepler var. Alaska olayının ardından, FAA üzerinde bu konudaki baskı arttı. Yaşanan olayın, FAA tarafından bu kararın alınması sürecini hızlandırması bekleniyor.
FAA CVR Kayıt Süresini Neden Uzatmıyor?
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), 2016 yılından bu yana, 2021 ve sonrasında üretilen uçaklarda 25 saatlik CVR kaydı yapılması çağrısında bulunuyor.
NTSB de Alaska olayından tam 1 ay önce, sürenin 25 saate uzatılması yönünde FAA’ye çağrıda bulunmuştu. FAA ise bu sürenin yalnızca yeni uçaklar için 25 saate uzatılmasını daha uygun görüyor.
Daha uzun kayıt almakla ilgili tartışma, uçuş emniyetine karşı maliyet ve mahremiyet ekseninde sürdürülüyor.
FAA daha önce NTSB’nin, uçakların yeni CVR cihazlarıyla donatılması yönündeki çağrısını reddetmiş ve bunun 741 milyon Dolar gibi bir maliyeti olacağını; ancak mevcut uçaklarda bazı geliştirmeler yapılarak bunun 196 milyon Dolar’a çözülebileceğini duyurmuştu.
Pilotlar da CVR kayıtlarının 25 saate çıkarılmasına karşı. Uzun kayıtların, pilotların mahremiyetinin ihlali olacağını düşünüyorlar. Ayrıca CVR kayıtlarının izinsiz olarak kötüye kullanılması veya dağıtılması olasılığını büyük ölçüde artıracağı için, bunun olmamasını istiyorlar. Aynı kaygı ve tartışmalar, kokpitte görüntü kaydı yapılıp-yapılmaması konusunda da sürüyor.
Son dönemde havacılıkta üst üste ramak kala olayı yaşanmasının ardından, uçuş emniyeti konusunda alarm verilmeye başlandı ve bu konu yeniden aciliyet kazandı ve öncelikli konular arasına girdi.
Homendy, NTSB’nin 2018’den bu yana CVR kayıtlarının üzerine yeni kayıtlar yapıldığı için veri kaybı yaşanan 10 farklı soruşturma yürüttüğünü ve bunlardan dördünün pist ihlali vakaları olduğunu söyledi.