İniş takımları, uçağı park pozisyonundayken ayakta tutmak; apronda kolay hareket ettirmek, iniş ve kalkışta taksi yaptırmakla görevli. Tarihte ilk iniş takımları, uçağın yerde kaymasını sağlayan basit tahta kızaklardı. Kullanım zorluğu ve kızakların gövdeyi taşıyamaması gibi sebeplerle bisiklet tekerleklerinden imal edilen iniş takımları geliştirildi. İlk tekerlekli iniş takımı Fransız Bleriot XI uçağında kullanıldı.
Günümüz modern uçaklarında aerodinamik bütünlüğü sağlamak, daha az yakıt tüketmek, daha yüksek hız ve irtifalara ulaşmak, uçağın kontrol edilebilirliği ve manevra kabiliyeti artırmak gibi sebeplerle, kalkıştan kısa süre sonra iniş takımları toplanıyor. İnişten kısa süre önce yeniden açılıyor.
Toplanabilir iniş takımlarının tarihi ise 1908’e kadar uzanıyor. Aerodinamik biliminin öncüleri arasında gösterilen Matthew Bacon Sellers, 28 Aralık 1908’de kendi inşa ettiği quadroplane ile yaptığı uçuşta toplanabilir iniş takımı fikrini ilk kez hayata geçirdi. Fikrin patenti 1911’de alındı. O günlerde manuel olarak toplanan ilkel iniş takımları, yıllar içinde adeta evrim geçirdi ve bugün hidrolik sistemlerle otomatik toplanabilir hale getirildi.
İniş takımları ile ilgili en güncel haber ise ABD’den geldi. Boeing mühendisleri 737 MAX 10 uçağının iniş takımında ilginç bir yeniliği hayata geçirdi. Hadi bu yeniliğin ne olduğuna ve nereden icap ettiğine yakından bakalım…
BOEING 737 MAX 10’A NASIL KARAR VERDİ?
2010 yılında, Avrupalı imalatçı Airbus, satış rakamları oldukça iyi olan dar gövdeli A320 ailesi uçaklarına yeni nesil teknolojilerle küçük makyajlar yaptı ve uçakları yeni motorlarla güçlendirdi. Daha az yakıt tüketen, daha çevreci ve daha verimli hale gelen bu uçakları A320neo olarak adlandırıp piyasaya sürdü. Çok kısa sürede satış rekorları kıran neo ailesi uçaklar, bir yıl bile geçmeden 1000’in üzerinde sipariş aldı.
Bunun üzerine Boeing, 30 Ağustos 2011’de 737 ailesi uçakları için bir yenileme programı başlattı. Daha teknolojik ve daha verimli hale getirilen 737’lerin dördüncü nesli, 737 MAX 7, MAX 8 ve MAX 9 olmak üzere üç farklı modelle piyasaya sürüldü.
Aralarında Korean Air ve United’ın da yer aldığı bazı havayolları, 737 ailesinde, daha az yolcuyla daha uzun menzilli seyahat imkanı sunan Airbus A321neo ile rekabet edecek bir modele ihtiyaç duyulduğu konusunda Boeing’i ikna etmeyi başardı. 2016 yılının sonunda, 737 MAX ailesinin en uzun üyesi MAX 10 modeli için çalışmalar resmi olarak başladı. A321neo ile aynı sayıda koltuk kapasitesine sahip, ondan yaklaşık 3 ton daha hafif ve menzili daha uzun bir model ortaya çıkarıldı.
737 MAX 10’UN İNİŞ TAKIMI SORUNU NEYDİ?
Boeing mühendislerinin MAX 10 konusunda karşısındaki en büyük problem, 737’lerin standart iniş takımlarının bu uçak için kısa kalıyor olmasıydı. MAX 10’un boyu, MAX 9’a göre yaklaşık 1.7 metre daha uzun. Aynı iniş takımlarının kullanılması durumunda, kalkışta MAX 10’un kuyruğunun yere sürtmesi kaçınılmazdı.
Sorunun çözümü için masada iki seçenek vardı: İlk seçenek iniş takımı yuvalarını büyütmek olabilirdi ancak bu uçağın tüm gövde tasarımını etkileyeceği için oldukça zordu. İkinci seçenek ise aynı iniş takımı yuvalarına daha uzun ve daha büyük iniş takımı dikmelerini sığdırmanın bir yolunu bulmaktı.
Elbette ikinci seçenek tercih edildi. Ancak bunu hayata geçirmek için de ciddi inovasyon ve yeni teknolojiler gerekiyordu. İniş takımı yuvalarının boyutu değiştirilmeden, dikmenin boyunu yaklaşık 25 cm uzatabilmek için tasarıma bir kol yerleştirildi. Bu kol, dikmenin uzatılan kısmını yukarı çekmek için manivela görevi yapıyor. Ayrıca, kalkıştan sonra iniş takımları toplanırken, uzatılan parçayı içeri çekmeye yarayan inovatif çelik bir mekanizma daha tasarıma entegre edilerek sorun çözüldü. İniş takımının tasarımı bu hamlelerle 777-300’e benzedi. Bu harika mühendislik çözümüne imza atan Boeing ekibi, ilk 737 MAX 10 uçağının 2020 yılında ilk müşterisine teslim edilip gökyüzü ile buluşacağı günü merakla bekliyor.
Uçağın lansmanının yapıldığı 2017 Paris Airshow’dan bu yana 20’den fazla müşteriden 360’ın üzerinde sipariş alan; koltuk kapasitesi 230’a kadar çıkabilen 737 MAX 10, tek koridorlu uçak pazarında rekabeti iyiden iyiye kızıştıracak gibi görünüyor. İniş takımı teknolojisinin hangi noktaya gideceğini ise bundan sonra oluşacak yeni ihtiyaçların belirleyeceği anlaşılıyor.