Havacılık Bülteni-36

İRAN’DAKİ KAZANIN NEDENİ: İNSAN FAKTÖRÜ!

Yaklaşık 1 yıl önce 18 Şubat 2018’de İran’ın Aseman Havayolları’na ait ATR 72 tipi uçak, Tahran-Yasuc seferi sırasında düşmüş 60 yolcu ve 6 mürettebattan kurtulan olmamıştı.

İran Sivil Havacılık yetkilileri tarafından kazayla ilgili hazırlanan raporda, dağlık arazide düşen uçağa ilişkin, kazaya birçok sebebin katkıda bulunmasına karşın, “insan hatası” nın daha ön planda olduğu ve “uçuşun tehlikeli aşamalarında kokpit ekibinin aldığı aksiyonların kazanın ana nedeni olduğu yer aldı.

Uçağın 62 yaşındaki kaptanının şirketin hem eğitmen hem de uçuş kontrol pilotlarından biri olduğu, 17,926 saat toplam uçuş tecrübesi bulunduğu ve bunun 12,519 saatinin de bu uçak tipinde yer aldığı raporda ayrıca kaptan pilotun son 3 ayda 2 defa Yasuc uçuşu yaptığı belirtiliyor. 36 yaşındaki yardımcı pilotun ise 1880 saat uçuş tecrübesi olduğu ve bunun 197 saatinin bu uçak tipinde olduğu belirtiliyor. Kazanın gerçekleştiği uçuşta yardımcı pilot için kontrol uçuşu gerçekleşiyordu.

Rapora göre kokpit ekibinin kazaya neden olan bazı davranışları şöyle:

  • Düşük bulut tavanı ve ilgili bulut kütlesi nedeniyle, alternatif havaalanına yönelmek yerine Yasuc’a devam etme kararı
  • Yetkisiz şekilde minimum güvenli irtifa seviyesinin altına inmek
  • Uçuş sırasında CRM eksikliği
  • Flap ayarı ve maksimum RPM gibi uçağı stall durumundan çıkaracak hamleleri yapmamak
  • Uçağın stall adı verilen anormal duruma girmesinden sonra otopilotun uygusuz kullanımı
  • Bulut, türbülans, buzlanma gibi hava koşulları ile ilgili ön raporların iyi analiz edilmemesi
  • Hücum açısı ve buzlanma önleyici sistemin kapatılması konusunda yapılan hatalar
  • Standart check list gereksinimlerine her iki pilot tarafından da uyulmaması.

Raporda kokpit ekibinin bu hataları dışında havayolunun bazı sistematik kusurları da ortaya konuldu.

  • Mürettebat eğitimlerinde Meteoroloji, operasyon manuelleri, Standart Operasyon Prosedürleri gibi konulardaki eksiklikler
  • Pilot davranışlardaki operasyonel denetimlerin yetersizliği
  • Uçuş emniyetini artırmak için bazı önemli hava olaylarının uçucu ekiplere bildirildiği SIGMET sisteminde Dağ Dalgası veya Şiddetli Dağ Dalgası ile ilgili uyarı eksikliği;
  • Uçuş ekibi operasyon el kitabı FCOM’da uçağın stall durumundan kurtarılması için gereken prosedürlerin belirsizliği
  • Uçağın üreticisi tarafından uçuş ekibine dağ dalgası konusunda yapılması gereken farkındalık eksikliği;
  • Mürettebatı performansın düşmesi konusunda uyaracak Asset Performans Yönetim sistemi eksikliği

PEGASUS’TA UÇAK İÇİ EĞLENCE SİSTEMİ VE WIFI DÖNEMİ!

Pegasus daha keyifli bir seyahat deneyimi için uçak içi eğlence sistemini hayata geçiriyor. Airbus A320neo serisi uçaklarda, yolcuların kendi cep telefonu, tablet veya diz üstü bilgisayarlarından girebilecekleri kablosuz yayınların denemelerine başlandı.

Film, dizi gibi içeriklerin yanında çocuklar için çizgi filmlerin de yer aldığı sistemde yolcular Hürriyet, Cumhuriyet ve The Times gibi gazeteleri de okuyabilecek.

Uzun vadede yolculara uçak içi kablosuz internet hizmetinin de sunulması da planlanıyor. Uçak içi eğlence sistemi test sürecinde yolculara ücretsiz olarak sunulacak. Ancak daha sonra sistem ücretli hale getirilecek.

Kalkışın ardından kemer ikaz ışıklarının sönmesiyle birlikte yolcular, uçuş modundaki cihazlarıyla sisteme erişebilecek. Gerekli bilgiler koltuk ceplerinde yer alan bilgilendirme kartlarında yer alıyor.

BOEING 787 DREAMLINER HIZ REKORU KIRDI!

Concorde’nin 2003 yılında son uçuşunu yapmasından bu yana; günümüz ticari yolcu uçakları ile ses altı yani subsonik hızlarda seyahat ediyoruz. Yolculuklarımızın süresi üzerinde jet stream adı verilen güçlü rüzgar akımları etkili oluyor. Pilotlar jet stream akımlarını, uçağın arkasına alabilirse, yolculukların süresi kısalıyor; eğer bu güçlü akımlara karşı uçuyorsak da yolculuklarımız daha uzun sürüyor. Bu sebeple doğu-batı eksenli yaptığımız uzun menzilli uçuşlarda, gidiş ve dönüş uçuşlarımızın süresinde farklılıklar yaşıyoruz.

Virgin Atlantic pilotları, jet stream akımlarının etkisinden en iyi şekilde yararlanarak Los Angeles-Londra uçuşunda bir hız rekoruna imza attı. 8718 km uzunluğundaki rotada 9 saat 13 dakika süren uçuş, normalden 48 dakika kısa sürdü.

Pennsylvania üzerinde 35 bin feet irtifada saatte 1281 km hıza ulaşan uçak, ses hızını aştı!Bu esnada rüzgar hızı saatte 320 km civarında ölçüldü. Uçak, bu rüzgarı arkasına alarak rekor kırdı. Yüksek hızlı rüzgar Atlantik okyanusu üzerinde etkisini kaybetti. Her ne kadar rüzgarı arkasına alan uçak ses hızı değerini aşmış olsa da bu uçuş fizik kuralları gereği süpersonik bir uçuş değildi. Uçak  çok hızlı hareket eden bir hava kütlesinin içinde seyrini sürdürdü. Süpersonik bir uçuşta teorik olarak ses bariyerinin aşılması ve sonik patlamalar gerçekleşmesi gerekirdi.

Zaten 787 ve diğer kullanımdaki ticari yolcu uçakları, ses bariyerini aşarken ortaya çıkan ani sürükleme kuvveti başta olmak üzere oluşacak diğer fiziki şartlardan etkilenmeyecek şekilde tasarlanmadılar.

Normalde Boeing 787 uçaklarının maksimum sürati saatte 950 km civarında. Uçuş rotalarında jet stream akımlarından olumlu şekilde faydalanabilmek için beceri, planlama ve biraz da şans gerekiyor. Bugüne kadar en hızlı transatlantik uçuş rekoru; British Airways filosundaki Concord uçağı ile 7 Şubat 1996 günü New York’tan Londra’ya 2 saat 52 dakika 59 saniye süren uçuşla kırıldı. Süpersonik yani ses hızını aşan yolcu uçağı, saatte yaklaşık 2160 km hıza ulaşmıştı.

FLYBMI İFLAS AÇIKLADI!

Avrupa’da iflas açıklayan şirketlerin sayısı giderek artıyor. Geçtiğimiz haftalarda köklü Alman havayolu Germania’nın iflasının ardından bu hafta da İngiliz merkezli düşük maliyetli havayolu flybmi iflas açıkladı ve tüm operasyonlarını durdurdu. Karara gerekçe olarak Brexit belirsizliği, AB’nin İngiltere’deki havayollarını Emisyon Ticaret Programı’na tam katılımının dışında bırakma kararı alması ile yakıt ve karbon maliyetlerinin artışı gösterildi.

Oluşan güvensizlik ortamı, son altı yılda toplam 40 milyon Sterlin’in üzerinde yatırım yapmasına rağmen, havayolunun hissedarları için kapsamlı fon programını sürdürmesini imkansız hale getirdi.

2012’de faaliyetlerine başlayan şirketin filosunda 17 adet Embraer ERJ 135 ve 145 tipi bölgesel uçaklar bulunuyordu. BMI Regional Avrupa’da 25 nokta arasında sefer gerçekleştiriyordu.

Şirketin İngiltere, Almanya ve Belçika’da toplam 376 personeli bulunuyordu.

Avrupa’da bazı havayolları batarken, bir yandan da yeni şirketler kuruluyor. Danimarka’da Great Dane Airlines isimli yeni bir havayolu kuruldu.

Aalbrog merkezli havayolu, Embraer 195 tipi uçaklarla tatil destinasyonlarına uçacak. Dublin, Edinburgh ve Nice uçuşların yapılacağı ilk şehirler olacak. Kısa süre önce de Uzak Doğu’da Vietnam merkezli Bamboo Airways kurulmuştu.

BRITISH AIRWAYS RETRO 747 İLE UÇMAYA BAŞLADI!

British Airways, 100. kuruluş yıldönümü kutlamalarının bir parçası olarak retro boyamalı bir Boeing 747’yi uçuşlarında kullanmaya başladı. Dublin’de bir hangarda şirketin ilk kurulduğu zamanki ismi olan British Overseas Airways Corporation renkleri ve logosu ile boyanan 747, ilk uçuşunda Londra’dan New York’a uçtu ve 2023’te emekli oluncaya kadar havayolunun 747 uçurduğu hatlarda aktif olarak görev yapacak.

Proje British Airways’in tarihine olan bağlılığını göstermesi amacıyla hayata geçirilen uçak yaklaşık 40 yıl önceki görünümüyle havacılık tutkunları için heyecan yarattı.

British Airways, ilk günlük uluslararası tarifeli hava taşımacılığını Londra ve Paris arasında Ağustos 1919’da başlatmıştı. 100 yıl içinde çeşitli dönüşümler geçiren havayolu 70’li yıllarda British Overseas Airways Corporation ile British European Airways’in birleşmesiyle British Airways adını aldı ve faaliyetlerini sürdürüyor.

AIRBUS UÇAKLARI İÇİN AKILLI KOLTUKLAR!

İngiltere merkezli Layer isimli şirket, Airbus uçaklarında kullanılmak üzere, Move adını verdiği bir uçak koltuğu tasarlayıp prototipini üretti. Ekonomi sınıfı yolcuların kısa ve orta menzilli uçuşlarda seyahat konforunu üst düzeye çıkaracak fonksiyonlarla donatılan bu koltuklarda iletken tellerden oluşan akıllı tekstil ürünleri kullanıldı.

Çok çeşitli sensörlerle donatılan dijital bir dokumaya sahip olan bu koltuklarda yolcunun ağırlığı cüssesi ve hareketlerine bağlı olarak koltuğun farklı bölümlerinin sağlamlığı sürekli takip edilir. Yani koltuk yolcuya otomatik olarak ergonomi oluşturur.  Yolcu ise koltuğun imalatçısı tarafından üretilen mobil uygulamayı elektronik cihazına indirerek koltuğu daha yumuşak veya daha sert, hatta daha sıcak veya daha soğuk hale getirebiliyor.

Koltuğun hareketleri ve uyarı sistemleri kullanıcı ihtiyaçlarına göre istenilen şekilde yapılandırılabiliyor.

Koltuğun yapısındaki iletken teller aynı zamanda yolcunun nasıl oturduğunu da takip ediyor. Bu sayede mobil uygulama üzerinden yolculara yerlerinde rahat olmaları için tavsiyelerde bulunuluyor. Örneğin, uygulama çok uzun bir süre boyunca bükülmüş bir pozisyonda oturduğunuzu görürse, size kabinin içinde hareket etmenizi veya daha fazla su içmenizi hatırlatan bir bildirim bile gönderebilir. Aynı zamanda koltuğunuz size kaslarınızı açmanız için yapmanız gereken hareketler konusunda rehberlik edebilir.

Havacılığın geleceğinde fark yaratması muhtemel bu işlevsel koltuklar, uçuş esnasında yolcuların en çok şikayet ettiği sorunları çözmek için yürütülen kapsamlı bir araştırma programının sonucu ortaya çıktı. Uçaklardaki mevcut kabin sistemine uyarlanabilen ve diğer koltuklara göre daha hafif olan bu koltuklar, böylece uçağın ağırlığını da azaltacağı için havayollarına daha az yakıt sarfiyatı sunacak. Bu da daha çevreci uçuşlar yapacağımız anlamına geliyor.

Koltuklardaki bir başka yenilik de servis masalarının yatay değil dikey olması. Bu tasarım detayı ile hem yolcuya daha fazla yer kazandırmak hem de özellikle uzun boylu yolcuların dizlerini sürekli vurması engellenerek seyahat konforunun artırılması amaçlanmış.

adbanner