Bu yazıda, havacılık meraklılarının, en çok merak ettiği iki kavramı açıklamaya çalışacağız.
Aletli Uçuş (IFR)
Alet uçuşu, aletli uçuş veya IFR uçuş, uçak dışındaki (haricî) görsel referanslarla uçuşun tehlikeli olduğu durumlarda; uçak içindeki cihazları, göstergeleri ve seyrüsefer yardımcılarını kullanarak gerçekleştirilen uçuşa verilen isim.
IFR, İngilizce instrument flight rules (aletli uçuş kuralları) kavramının akronimidir. Alet uçuşu, ‘görerek uçuş’ ile birlikte havacılıkta kullanılan iki uçuş kategorisinden biridir. Bir pilotun alet uçuşu yapabilmesi için uygun lisans ve derecelere (rating) sahip olması gerekir.
IFR uçuş için havanın kötü olması gerekmez. Belirlenen kurallar çerçevesinde hava trafik yönetiminde standart sağlayabilmek ve emniyet temin edebilmek amacıyla, belirli hava sahalarında IFR uçuşlara izin verilir. ICAO tarafından yapılan hava sahası sınıflandırmasında A, B, C, D, E kontrollü hava sahaları sınıflandırmaları mevcut olup, A sınıfı hava sahasında sadece IFR uçuşlara izin verilmektedir. A sınıfı hava sahaları en yoğun hava sahalarıdır. B sınıfı hava sahası hem IFR hem de VFR uçuşa müsait olmasına rağmen çok yüksek seviyelerde bulunmasından ötürü VFR uçuş gerçekleşmez. Ülkemizde hava sahası sınıflandırması ile ilgili bir çalışma olmadığından, IFR ve VFR uçuşlar, birçok yerde aynı anda gerçekleşmektedir. IFR uçuş yapacak hava aracı Annex-6’da belirtilen gerekli teçhizat ve donanıma sahip olmalıdır.
IFR şartlarda yapılan uçuşlar belirli bir seyir seviyesinde yapılmalıdır. Kontrolsüz alçalma ve tırmanma yapılmaz. Doğu yönlü uçuşlar tek, batı yönlü uçuşlar çifttir. Örnek; İstanbul’dan Ankara’ya (Doğu yönlü) gerçekleşen bir uçuşa tahsis edilecek seviyeler tek olmalıdır. Bu seviyeler FL110, FL130, FL150, FL 170… olabilir. Ankara’dan İstanbul’a gerçekleşecek uçuşlara tahsis edilecek seviyeler çift olmalıdır. FL132, FL140, FL160, FL180…
Minimum Seviyeler
Kalkış ve iniş gerekli olduğu zaman veya ilgili otorite tarafından özellikle izin verildiği durumların dışında, IFR uçuşlar belirlenmiş asgari uçuş irtifalarının altında yapılmayacak, asgari uçuş irtifalarının olmadığı yerlerde aşağıda belirtildiği şekilde uçulacaktır:
- Dağlık alanlarda veya yüksek araziler üzerinde: Uçağın bulunduğu pozisyondaki 8 KM’lik alan içinde yer alan en yüksek manianın en az 2000 ft (600 m) üstünde bir seviyede.
- Yukarıda belirtilmiş yerler dışında: Uçağın bulunduğu pozisyondaki 8 KM’lik alan içinde yer alan en yüksek manianın en az 1000 ft (300 m) üstünde bir seviyede.
RVSM seviyelerini kullanacak trafikler, aletli uçuş kurallarına (IFR) göre uçacaklardır. Türkiye hava sahasında RVSM seviyeleri kullanacak trafikler buna göre hareket edeceklerdir.
Aletli İniş Sistemi (ILS)
Aletli İniş Sistemi (ILS – Instrument Landing System) pist başına yerleştirilmiş vericiler vasıtasıyla, uçakların inişine yardımcı olan bir hassas yaklaşma sistemidir. Uçağın piste hassas iniş yapmasını sağlayan, navigasyon sistemleri arasında en çok bilineni ILS’dir.
ILS 1940’larda geliştirilmiştir. 1949 yılında ise ICAO komisyonları tarafından kabul edilen ILS, uçağın pist başına kadar hassas yaklaşmasını sağlayan bir seyrüsefer yardımcı sistemidir. Bulut tavanının alçak, görüş faktörlerinin kötü olduğu hava koşullarında, uçağın alçak bir biçimde piste yaklaşmasını ve piste elektronik cihazlarla, emniyetli iniş yapmasını sağlar. Pilota istikamet ve süzülüş hattı bilgisi verir.
Çalışma Prensibi
İki radyo vericisinden oluşan bu sistem, birbirleriyle küçük bir açı yaparak kesişen yayın konisi meydana getirir.
Pistin uzak kısmındaki verici yatay düzlemde yayın yapar, yakında bulunan aygıt ise düşey düzlemde yayına geçerek sistemi çalıştırır. Kokpitte bulunan iniş sistemi gelen sinyalleri algılayarak inişin güvenli olmasını sağlar. ILS sisteminin piste yerleştirilebilmesi için havaalanı çevresinin radyo frekanslarını engellemeyecek düzeyde olması gerekmektedir.
Karar yüksekliği (Decision Height) ve pist görüş mesafesi (Runway Visual Range) açısından üç şekilde ILS yaklaşması vardır:
CAT1: Günümüz teknolojisi ile neredeyse bütün sivil hava taşımacılığı uçaklarında bulunan sistemdir. Yatay görüş mesafesinin (Runway Visibility Range – RVR) 550 metre ve dikey görüş mesafesinin (Decision Height – DH) en fazla 200 feet olması gerekmektedir. Bu koşullarda pilot CAT1 inişine karar verebilmektedir.
CAT2: Bu inişin gerçekleşmesi için yatay görüş mesafesinin (RVR) 300 metre ve dikey görüş mesafesinin (DH) 100 feet olması gerekmektedir. Bu koşullarda pilotun CAT2 inişine karar vermesiyle iniş gerçekleşebilmektedir.
CAT3 sistemi 3 kısıma ayrılmıştır. Görüş mesafesinin çok az olduğu durumlar 3 kısımda incelenmiş ve CAT3a, CAT3b, CAT3c olarak adlandırılmıştır.
CAT3a: Dikey mesafenin 100 feet’e kadar düştüğü durumlarda ve yatay görüşün 200 metre olduğu durumlarda kullanılabilir.
CAT3b: Dikey mesafenin (DH) en az 25 feet ve yatay mesafenin (RVR) 125 metre olduğu durumlarda kullanılır.
CAT3c: Bu sistemde DH ve RVR için minimum mesafeler bulunmamaktadır.
Ülkemizde kullanılan havalimanları genel olarak CAT1 kategorisindedir. CAT2 ile bazı havalimanlarımıza iniş yapılabilirken; Türkiye’de sadece İstanbul Havalimanı’nda CAT3b ILS sistemi bulunmaktadır.
Onur CAMBAZ