Avrupalı imalatçı Airbus, uçak üretiminin en önemli kısımlarından biri olan montaj aşamasında ortaya çıkan karbondioksit emisyonu azaltmayı hedefliyor. Bu kapsamda, transatlantik karbon emisyonlarının 2030’dan önce, yarıdan fazla azaltılabilmesi için, Airbus’ın deniz filosu, rüzgar tahrikli düşük emisyonlu gemilerle yeniliyor.
Havacılık endüstrisi, taahhüt ettiği sıfır emisyon hedefine ulaşmanın yeni ve benzersiz yollarını ararken, Avrupalı uçak üreticisi Airbus, montajdan başlayarak, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik en son planını açıkladı.
Havacılık, gökyüzü için yapılan planlara odaklanmış gibi görünse de Airbus’ın hedefinden de anlaşılacağı üzere, bir uçağın sıfırdan üretilip, gökyüzü ile buluşması için yerde de kapsamlı bir çalışma ve uluslararası işbirliği gerekiyor.
Toulouse merkezli üretici Airbus, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki fabrikaları arasında, uçaklara ait bileşenlerin taşınmasında kullanılan kiralık deniz filosunun tamamını yenileyeceğini ve rüzgarla çalışan üç adet düşük emisyonlu roll-on/roll-off gemisi ekleyeceğini duyurdu. Bu hamle, Airbus’ın önümüzdeki on yılın sonuna kadar transatlantik karbon emisyonlarını yarıdan fazla azaltma hedefinin bir sonucu.
Tüm gemiler, taşıma kuvvetini büyük oranda rüzgar gücüyle sağlayacak sistemlerle donatılacak. Bu kapsamda gemilere, itki gücü sağlayan altı adet Flettner rotor ve standart deniz dizeli ile e-metanol karışımından güç alan iki adet çift yakıtlı motor eklenecek.
Yeni gemiler, Louis Dreyfus Armatures tarafından tasarlanıp geliştirilecek ve 2026 yılında, Fransa’daki Saint-Nazaire Limanı ile Airbus’ın ABD’nin Mobile Şehri’nde bulunan son montaj hattı arasındaki transatlantik yolculuklarda hizmete girecek.
Airbus Sürdürülebilirlik ve Çevre Başkanı Nicolas Chrétien, projenin Airbus’ın sürdürülebilirlik çabalarını baştan sona destekleme potansiyeline dikkat çekti ve proje hedeflerini açıkladı.
“Louis Dreyfus Armateurs tarafından önerilen yeni nesil gemiler, rüzgar destekli tahrik gibi en güncel teknolojileri kullanarak, öncekilere göre yakıt açısından daha verimli. Bu, sadece havacılıkta değil, tüm endüstriyel operasyonlarımızda inovasyon yaparak, sektörümüzü karbondan arındırma konusunda öncülük etme kararlılığımızı gösteriyor.” şeklinde konuştu.
Airbus’ın Karbondan Uzaklaşma Projeleri
Louis Dreyfus Armatures tarafından charter operasyonlar için kiralanan mevcut gemilerden biri olan Ville de Bordeaux, şu anda yeşil teknolojiye yönelik iyileştirmelerin denemeleri için ayrıldı. Barselona merkezli mühendislik firması Bound4blue tarafından gemiye üç yelken (eSAIL) takılacak. Böylece emisyonların 1.800 ton azaltılması hedefleniyor. Projenin denizdeki denemelerinin 2024’ün başlarında yapılması bekleniyor. Geçtiğimiz Eylül ayında yapılan bir açıklamada Chrétien şunları söylemişti:
“Airbus olarak biz, denizcilik operasyonlarımız için potansiyel bir enerji kaynağı olarak rüzgar destekli teknolojileri uzun yıllardır inceliyoruz. Bu teknoloji umut verici görünüyor ve yıl sonuna kadar onu gerçek koşullarda test etmeye başlamak için sabırsızlanıyoruz.”
Yenileme işlemi aynı zamanda gemilere yeni bir kargo güvertesi ekleyecek. Airbus’ın kanat, gövde, iniş takımı, pylon ve kuyruk yapıları gibi alt montaj setlerinin taşınması için daha fazla alan sağlayacak ve uçakları taşımak için yapması gereken sefer sayısını azaltacak şekilde ayarlandı.
Airbus’un yakın zamandaki diğer sürdürülebilirlik girişimleri arasında, sürdürülebilir havacılık yakıtlarına (SAF’ler) ve karbon azaltma sistemlerine yapılan yatırımlar yer alıyor. Eki ayı başlarında üretici, Doğrudan Havada Karbon Yakalama ve Depolama (Direct Air Carbon Capture and Storage-DACCS) sistemi için Avrupalı düşük maliyetli havayolu easyJet ile ortaklık kuracağını duyurdu.
Program, DACCS teknolojisinin yüksek güçlü aspiratör fanları aracılığıyla, havadaki CO2’yi filtreleyip ortadan kaldırmasıyla, yeşil hedefleri desteklemek için havayollarına karbon giderme kredileri sunuyor. Fazla gazlar, ayrıştıktan sonra yeraltında özel rezervuarlarda depolanıyor. Sistem, hava yolculuğunun ürettiği sera gazlarını doğrudan ortadan kaldırmasa da düşük karbon emisyonlarını ve havayollarının net sıfır taahhütlerini yerine getirebilmesini sağlayacak bir alternatif sunuyor.
Kaynak: Simple Flying
