Dünyanın En Enerjik Havalimanı Terminali

Cenevre Havalimanı’nın Glasshouse isimli yeni terminali, yaklaşık 7.000 metrekarelik güneş panelleri ile güçlendirildi. Böylece terminal, sadece fütürist bir görünüme kavuşmakla kalmadı; aynı zamanda güneş panelleri, jeotermal enerji ve akıllı cam teknolojileri ile enerji verimliliği açısından pozitif hale geldi.

Aile Est du Genève Aéroport veya Cenevre Uluslararası Havalimanı’nın Doğu Kanadı, çok renkli duvarları, oturma alanları ve 20.000 metrekare cam ile 21. yüzyıla ait modern bir görünümüne kavuştu. Fütürist tasarım, terminale adeta bir film seti görünümü kazandırdı. Avrupa’nın en önemli finans merkezlerinden biri olan Cenevre’yi, tartışmasız dünyanın en çevre bilincine sahip havalimanı terminallerinden birine kavuşturdu.

1970’lerde inşa edilen orijinal terminal, özelliksiz ve enerji emen bir binaydı. Yeni yapının inşa süreci,  jeotermal kuyuların kazılması ve terminalin kendisi de dahil olmak üzere yaklaşık on yıl sürdü.

Cenevre Uluslararası Havalimanı’nın Doğu Kanadı’nın içi…

Atelier d’architecture Jacques Bugna şirketinde görevli projenin mimarı Eddy Dijkhuizen, dört mimarlık ve mühendislik firmasının yanı sıra toplamda 37 farklı şirketin, dışarıdan oldukça basit görünen bu teknolojik binanın tasarlanması için destek verdiğini söylüyor. Dijkhuizen, “büyük bir mimari bütünlük ve sadeliği ortaya koyabilmek için, ortak, açık ve şeffaf bir vizyon ortaya koyduklarını; ancak karmaşık projeyi bitirene kadar çok fazla zorlukla karşı karşıya kaldıklarını” söylüyor.

Proje ortaklarından Laurent Ledevehat, bu projeyi “İklim değişikliğiyle yüzleşmek için ‘yarını icat etme’ tutkumuzu tamamen somutlaştırıyor” şeklinde özetliyor.

Terminal, paralelkenar şeklinde. Cam cephe, binaya doğal aydınlatma için maksimum güneş ışığı kazanımı sağlayacak şekilde, açılı düşünülmüş. Ancak aşırı ısınmayı durdurmak için güneş ışınlarına karşı koruma da sağlıyor. Mimarlar, bu sayede, iklimlendirme kontrolünün ötesinde, yolcuların Jura Dağları’nın muhteşem manzarasına sahip olmasını da sağlamış.

Merdiven boşlukları bile canlı renklerle tasarlandı.

Doğu Kanadı, enerji açısından pozitif olacak şekilde tasarlandı. Bina genelinde kullanılan malzemeler arasında termal bütünlük sağlamak için üçlü cam ve çatıda da bina için yeterli elektrikten fazlasını sağlayabilecek 7.000 metrekare güneş panelleri yer alıyor. 110 jeotermal kazık, binanın serinletilme yükünün yüzde 90’ını sağlayacak şekilde hesaplandı ve yerleştirildi. Altyapı ayrıca su tüketimini en aza indirmek için bir atık su geri dönüşüm sistemini de içeriyor.

Doğu Kanadı’nın mimari güzelliği, minimalist görünümünden geliyor. Tüm camların yanı sıra zeminlerdeki renkler, binanın iç çerçeveleri ve hatta merdivenler, mükemmel bütünün bir parçasını oluşturuyor. Rogers, Stirk, Harbour ve Partners’ın ortağı ve projenin mimarı Douglas Paul, “Aile Est, çarkları her açıdan görülebilen bir İsviçre saati. Her santimetresi için çok fazla çalıştık ve emek verdik” diye eklemeyi ihmal etmiyor.

adbanner