Emirates CEO’sunun Kuş Kanadı Şeklinde Ultra Lüks Yatı

Emirates Grubu’nun CEO’su Şeyh Ahmed bin Saeed Al Maktoum’un yeni oyuncağı Lusine isimli bu süper yat oldu.

Lusine, 2018’de Falcon ismiyle denize indirildi. Bu süper lüks yatın, zaman içinde adının neden değiştirildiği ise belli değil.

Milyarderlere ait diğer pek çok süper yat gibi, Lusine için de bir kaç farklı ekip birlikte çalıştı. Tasarım, inşaa ve iç dekorasyonun, tamamen sahibinin zevkine uygun hale getirilmesini sağlayan üç farklı şirket, bu göz kamaştırıcı yüzen sarayı ortaya çıkardı.

Süper yatın son montajı, Heesen Yachts şirketi tarafından yapılırken, iç tasarımı yine ünlü bir şirket olan Sinot tarafından tamamlandı. Sinot’u daha önce hiç duymadıysanız, daha önceki çalışmalarını göz atmak için zaman ayırmanızı tavsiye ederim. Al Maktoum’un süper yatının sadece mutfağındaki görseller bile, neler başarabileceklerinin açık bir örneği olarak duruyor.

Süper yatın omurgasını ise piyasaya çıktıklarından bu yana çok sayıda başka özel projeye imza atan Omega Architects’in özel yat ekibi tamamladı. Lusine’ye canlı, temiz ve agresif bir görünüm kazandıran, Omega’nın dokunuşuları oldu. Lusine’nin arkasındaki ana fikir, kuş kanadına çok benzeyen bir yat sunabilmekti. Belki de bu yüzden yat için ilk belirlenen isim Falcon’du. Bir havayolu grubunun patronuna ait yat için kuş kanadından esinlenilmesi hiç şaşırtıcı değil.

Çelik bir gövde üzerine Alüminyum üst yapı kuran Omega, bazı bölümlere, 360 ​​derecelik görüş yaratan sonsuz pencereler koymaya karar verdi. Yatın ön kısmının bir ok ucunu andıracak kadar sivri ve arka kısmının ise geniş ve düz şekilde tasarlanması, süper yata son derece modern bir görünüm kazandırdı. 60 m uzunluğa sahip yat, 16 misafir ve 14 mürettebatı ağırlayabiliyor.

Şeyh Ahmed bin Saeed Al Maktoum, yüzen kalesinin içini kimsenin görmesini istemiyor. Bu yüzden iç mekana ait görseller, Lusine’ye ait değil. Bunun yerine, sadece Lusine’nin içinde ne olduğunu tahmin edebilmemiz için Sinot tarafından daha önce tasarlanan başka iç mekan görselleri sağlanmış.

Ahşap, kompozit, metal, cam ve taşın bir arada kullanımıyla geniş kiriş boşlukları oluşturulmuş. Kıvrılan merdivenler, deri koltuklar ve art deco ile bu geniş alanlar tamamlanmış. Bunlar Sinot’un kendine has imza özelliklerinden sadece birkaçı.

Sinot’tan Paul Costerus, Lusine ile ilgili: “Her ayrıntı, en yüksek gelişmişlik ve zenginlik standartlarını karşılayacak şekilde üretildi. Ayırt edici estetik özellikler, nadir bulunan ahşap ve kaplamalar, ince kumaşlar, zarif derilerin kullanımıyla ortaya konuldu. Metal ve camın yanı sıra özel yapım mobilyalar ve aydınlatma sistemi ile ortaya harika bir ürün konulduğunu” söylüyor.

Bu ultra lüks yüzen oyuncağa güç veren iki MTU dizel motor, yatı saatte 17,5 knot (32 km) hızla itebiliyor. Saatte 13 knot (24 km) seyir halindeyken, yatın menzili 4,200 deniz miline (7,778 km) ulaşabiliyor. Bu da Karayipler ve Akdeniz’i gezmek için yeterli.

Son birkaç yıldır süper yat endüstrisinde büyük bir patlama yaşanıyor. Bu eğilimin, giderek daha büyük yatların sipariş sayısını artırması bekleniyor. Bu da elbette, milyarderlerin sayısının da banka hesaplarının da giderek büyüdüğü anlamına geliyor.

Süper yata ait bazı görseller

adbanner