Geniş Havalimanları Sosyal Mesafe İçin Avantajlı

Havaalanlarını yoğun, kalabalık, hızlı hareket eden insanların bir arada olduğu dinamik bir yer olarak tanımlamak mümkün. Küresel salgın ve ortaya çıkardığı sonuçlar düşünüldüğünde, havaalanlarında yolcular için sağlık risklerinin yönetilmesi ve sosyal mesafeye olan ihtiyacın nasıl karşılanabileceği önemli bir soru ve sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Tüm terminallerde yolcular arasında, sağlık uzmanlarının zorunlu olarak tarif ettiği 2 metrelik mesafeyi barındırmak neredeyse imkansız. Uçuşlara olan talep giderek arttıkça, sosyal mesafeyi korumak giderek zorlaşacak. Havalimanlarının terminal alanlarının genişliği önemli bir detay.

Havaalanlarının pandemi sonrası operasyonlara nasıl yaklaştığı, yolcuların sağlık durumu hakkında ne kadar fazla şey biliyor olduklarına bağlı. Eğer gelen tüm yolcuların hastalık taşımadığından emin olunabilse; terminalde sosyal mesafenin ekstra bir yararı olmayacaktı. Ancak, bir uçak dolusu virüsü taşıma riski yüksek olan yolcunun geldiği bir terminalde, bu yolcu grubunu bir arada tutmak, risk temelli bir aksiyon olarak karşımıza çıktığı için; kilit önlem daha az risk taşıyan yolcularla bu yolcuların ilişkilerini azaltmak. İşte burada sosyal mesafenin önemi ve niteliği devreye giriyor.

Havaalanlarının yeni dönemde, COVID-bilinçli risk değerlendirmeleri yapmaları kaçınılmaz görünüyor. Yani yolcu hacmi tahminleri belirlendikten sonra, havaalimanı işletmecilerinin, bu alanlardaki insanların oluşturacağı kuyruklar ve hareketliliklerinin dağılımını kontrol edebileceği, hangi ekipmanlarla hangi yöntemlerle etkileşime girdiklerini analiz ederek anlamlı hale getirebileceği uygulamalara ihtiyacı artacak. Bu sayede terminalin çok geniş olmadığı sıkışık havalimanlarında, sosyal mesafe kuralı çiğnenmeden; yolcuların enfekte olma ihtimali de en aza indirilerek yeni bir terminal yönetim anlayışı ortaya çıkmak zorunda gibi görünüyor. İstanbul Havalimanı gibi, geniş yüzölçümüne bağlı olarak, yolcuların sosyal mesafesini koruyabilmenin nispeten daha kolay olduğu havalimanlarında, işlerin biraz daha kolay olacağını söylemek pek zor olmayacaktır.

IATA Raporları Yolcuların Endişeli Olduğunu Söylüyor!

Pandeminin en çok etkilediği sektörlerin başında havacılık geliyor. Küresel salgının sektörde yarattığı tahribatın ölçüsünü ve sektörün geleceğine yönelik projeksiyonları değerlendirebilmek için ise başta Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) olmak üzere önemli kuruluşların hazırladığı raporlar oldukça faydalı. IATA, sektöre yönelik mali tabloların yer aldığı çalışmaların yanı sıra yolcu davranışları üzerine yaptığı çalışmalar ile pandeminin küresel ölçekte yolcular üzerinde yarattığı olumsuz tablonun fotoğrafını çekmemizi de sağlıyor.

IATA’nın geçtiğimiz haftalarda, yolcuların uçuşlarda COVID-19’a yakalama riskleri konusundaki endişeleri üzerine yaptığı araştırmanın sonuçları oldukça önemli bazı verileri ortaya koydu. Ankete katılanların yüzde 42’si havalimanlarında, check-in, güvenlik kontrolü ve boarding esnasında virüs kapmaktan endişelendiğini açıklarken; havalimanlarındaki tuvalet ve restoranlarda hasta olmaktan endişelenenlerin oranı ise yüzde 38 oldu.

Yolculara, kendilerini hangi durumlarda daha güvenli ve rahat hissedebilecekleri sorulduğunda ise katılımcıların yüzde 34’ü havalimanlarında maske takma zorunluluğu ve bu kuralın sıkı bir şekilde uygulanması cevabını verirken; yüzde 33’ü ise havalimanı ve uçaklarda sosyal mesafe uygulamalarının artırılması şeklinde yanıtladı.

Küresel ölçekte yapılan bir anketin sonucunda ortaya çıkan tablonun bize gösterdiği şey; havalimanlarında yolcuların mümkün olduğunca izole ve birbirlerinden uzak kalabilmelerinin sağlanması, havayolu seyahati yapmak konusunda endişeleri olan insanların kafasındaki soru işaretlerini giderecek gibi görünüyor.

Öte yandan IATA, ülkelerin sınırlarını açması ve seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasına bağlı olarak sektördeki normalleşme eğilimi ile birlikte, global havacılık endüstrisinin tamamını yakından ilgilendiren bir ‘yeniden başlangıç’ rehberi de hazırladı. Rehberin ana başlıklarından biri de ‘havalimanları’ üzerineydi. Terminal içinden, güvenlik uygulamalarına, uçağa binişten (boarding) pasaport kontrol aşamalarına kadar; yolcuların, seyahat sürecinde maruz kalacağı tüm süreçlerde bir standartizasyon getirmeyi amaçlayan bu rehber, yolcuların kendilerini güvende hissetmesi ve seyahat ettiği tüm havalimanlarında aynı hassasiyetin uygulandığını hissedebilmesi açısından oldukça önemli.

Sosyal Mesafe Adımları Küresel Havacılığın Toparlanması İçin Önemli!

Havalimanı işletmecilerine, terminal içi başta olmak üzere seyahatin tüm aşamalarında yolcular arasındaki sosyal mesafenin korunmasına yönelik uyarıcı işaretlerin konulması, kuralların uygulandığının sıkı şekilde takibi ile aksi durumda uyarı sistemlerinin sağlıklı şekilde oluşturulabilmesinin önemi net olarak vurgulanıyor.

Bu açıdan terminal alanı daha geniş olan havalimanlarında bu kuralın uygulanabilmesi elbette çok daha kolay görünüyor. Yolcuların birbirine temas etmeden terminalde vakit geçirebilmesi ve uçağa binişlerinin sağlanabilmesi için; terminalin büyük olmasının önemli bir etki oluşturacağı düşünülüyor. Yolcuların kendilerini iyi hissetmelerinin de havayolu seyahatlerine talebin artması ve sektörün toparlanmasına doğrudan etki edeceği düşünüldüğünde; havalimanlarında sosyal mesafenin sağlanabilmesine yönelik atılan her adımın; havacılık sektörünün küresel ölçekte toparlanmasına katkı sağlayacağını söylemek yanlış olmaz.

Bu görüşlerimin yer aldığı Anadolu Ajansı haberine Ulaşmak için lütfen tıklayınız

Bu görüşlerimin yer aldığı Hürriyet haberine Ulaşmak için lütfen tıklayınız

Bu görüşlerimin yer aldığı Milliyet haberine Ulaşmak için lütfen tıklayınız

Bu görüşlerimin yer aldığı Yeni Şafak haberine Ulaşmak için lütfen tıklayınız

Bu görüşlerimin yer aldığı Yeni Birlik haberine Ulaşmak için lütfen tıklayınız

adbanner