Halka Arz Olmaya Hazırlanan İlk Büyük Körfez Havayolu

Etihad Havayolları, radikal bir adım atmaya hazırlanıyor. Havayolunun sahipleri, şirketin halka arz sürecini başlatmak için harekete geçmeyi bekliyor. Körfez’deki herhangi bir havayolu şirketinde buna benzer bir adım daha önce hiç atılmadı. Dolayısıyla bu gelişmenin, oldukça önemli sonuçları olması bekleniyor. Geçmişte diğer Körfez havayollarının halka arz süreçleri gündeme geldi ve tartışıldı; ancak her seferinde bu fikir rafa kaldırıldı.

Körfez’deki büyük taşıyıcıların neredeyse tamamı ya doğrudan ya da devlete ait bir yatırım fonu aracılığıyla, ilgili hükümetlerin mülkiyetinde faaliyetlerini yürütüyor. Geçmişten günümüze, Körfez’deki havayollarının yalnızca kâr odaklı işletmeler olmadığı düşünüldüğünde, havayollarının devlete ait olması kararı da oldukça mantıklı görünüyor.

Bu havayollarının amacı, uçuş ağının merkezine kendi şehirlerini koyarak, ticaret, turizm ve diğer endüstri dallarının işleyişlerini kolaylaştırmak olarak belirlenmiş durumda. Örneğin, Emirates’in denklemden çıktığı bir senaryoda Dubai’nin nasıl bir öneme sahip olabileceği büyük bir soru işareti. Aynı durum Qatar Airways ve Doha için de geçerli.

Geçmişte bazı Körfez havayolları, ülke için siyasi ve ekonomik stratejinin parçası olarak, milyarlarca Dolar zarar etmiş olsa bile bu durumdan pek rahatsızlık duyulmadı.

Ancak pazarda bu havayollarının serbestçe rekabete girmesi, küresel havacılık dünyasının en büyük tartışmalarından biri haline geldi. ABD’nin üç büyük havayolu olarak bilinen United, American Airlines ve Delta, Körfez bölgesinde büyük ortaklıklara sahip olmalarına rağmen, yıllar boyunca Körfez havayollarına karşı, rekabet dengesizliği yarattıkları gerekçesiyle, yoğun bir karalama kampanyası yürüttü. Bu havayollarının, devlet tarafından sübvanse edilmelerinden duyulan rahatsızlıkları dile getirdi.

Son yıllarda Körfez’deki “üç büyük” taşıyıcı (Emirates, Etihad ve Qatar Airways) çok daha fazla mali disiplin uygulamaya başladı. Bu şirketler, pandemi sonrasında bile sürekli kar etmeye devam ediyor.

Körfez havayolu şirketlerinin bölgedeki diğer havayollarının sahip olmadığı bazı ekonomik avantajları olduğu kesin. Kolay şekilde sıcak paraya ucuz erişimleri olan bu havayolları ve onlara merkez olarak hizmet veren havalimanları, genellikle hükümetlerin kontrolünde. Bu yüzden pazardaki diğer rakipleri kadar yüksek maliyetlerle boğuşmak zorunda kalmıyorlar.

Etihad Havayolları Halka Arz Olabilir

Son günlerde Etihad Havayolları’nın halka arz olma olasılığına dair tartışmalar yüksek perdeden dillendirilmeye başladı. Şirketin CEO’su Antonaldo Neves, CNBC’ye verdiği bir röportajda bunu doğruladı. Şimdilik konuyu biraz farklı bir şekilde çerçeveliyor olsa da Neves, eğer şirket sahiplerinin istediği buysa, yönetim ekibinin bu fikre hazır olmaya çalıştığını belirtti.

Etihad Havayolları şu anda, egemen bir varlık fonu olan Abu Dhabi Developmental Holding Company’ye (ADQ) ait. ADQ’nun bu yıl mümkün olabilecek bir anlaşma hakkında bankalarla görüşmelerini sürdürdüğü biliniyor. Eğer bu gerçekleşirse, Körfez’deki büyük havayollarından biri ilk kez özelleştirme adımı atmış olacak. ADQ, halihazırda sahibi olduğu birçok şirketi halka arz etti.

Etihad’ın halka arz edilmesinin mantığı oldukça açık. Bu radikal adımın amacı BAE’nde borsayı canlandırmak, daha fazla uluslararası yatırımcı çekmek ve ülke ekonomisinii petrolden uzaklaştırmak.

Ancak Etihad gibi bir havayolunun halka arz edilmesinin bazı dezavantajları olacağı da kesin. Halka arz kararı alınırsa, Etihad’ın yönetim ekibi, hissedarların gelirlerinin en üst düzeye çıkarılmasına daha fazla odaklanacak. Bu durumda devlet, havayolu şirketinin stratejisi üzerinde daha az kontrole sahip olabilecek. Yani hükümet, havayolu üzerindeki hegemonyasını kaybedecek.

Abu Dabi’nin, Etihad’a yönelik stratejik vizyonunda ciddi değişiklikler olduğu son dönemde pek çok kez görüldü. 2014’te Etihad, Emirates ile doğrudan rekabet etmek, büyük çapta büyümek ve her türlü havayolu şirketinden hisse satın almak istiyordu. 2019’da milyarlarca dolar zarar edildikten sonra havayolu, bu stratejide U dönüşü yaptı. Kârlılığa odaklandı ve küçülmeye çalıştı. Bunların hepsi hükümetin zamanla gelişen vizyonunun bir parçasıydı. Havayolunun halka arz edilmesi, hükümetin havayolunun geleceği üzerinde daha az kontrol gücüne sahip olabilmesi sonucunu getirecek.

Öte yandan Etihad, iş modelini değiştirmek için çeşitli planlar da yapıyor. Abu Dabi merkezli havayolunun sürdürülebilir büyüme stratejisi için belirlediği “Journey 2030” isimli bir projesi var. Etihad’ın mevcut yönetim ekibi, oldukça başarılı bir işlere imza atıyor. Bu yüzden, halka arz kararı gelirse, yönetimde büyük bir değişiklik olması beklenmiyor. Ayrıca Abu Dabi hükümetinin de havayolunun en büyük hissedarı olması bekleniyor. Böylece devletin, havayolunun yönetimi üzerinde kontrolünü tamamen kaybetmesinin önü kapanmış olacak.

Pandemi sırasında dünyanın dört bir yanındaki havayollarının, ciddi ekonomik zorluklarla mücadele ettiği görüldü. Halka arz havayolları için bile gerçek şu ki, elde edilen karlar özelleştirilirken zararlar kamulaştırılmaya çalışıldı. Havayolunun zor zamanlar geçirmesi durumunda, Etihad için de bu durumun farklı olmayacağı tahmin ediliyor. Ancak havacılık sektöründe herkes, Etihad’ın halka arz sürecinin nasıl sonuçlanacağını merak ediyor. Çünkü atılacak olumlu adımların, bundan sonraki süreç için domino etkisi yaratma ihtimali oldukça yüksek.

adbanner