Havacılık Bülteni-129

PEGASUS’UN A320neo UÇAĞININ BURUN İNİŞ TAKIMI DÖNDÜ!

Pegasus Havayolları’nın PC939 sayılı İstanbul Sabiha Gökçen – Basel seferini yapan Airbus A320neo yolcu uçağı, sorunsuz bir yaklaşma ve iniş prosedürünün ardından, Basel Havalimanı 15 pistine teker koydu. Ardından uçağın burun iniş takımı 90 derece döndü ve her iki burun tekerleği de patladı. Sürtünmeye bağlı herhangi bir yangın durumu oluşmadı. A320neo, sorunsuz bir şekilde pistin merkez hattında durdu. Uçakta maddi hasar meydana geldi. İnişin ardından pist üzerinde kalan uçak nedeniyle, havalimanında uçuş trafiği bir süre durdurulmak zorunda kalındı. Uçağın pistten çekilmesinin ardından, meydanda iniş ve kalkışlar normale döndü.

Yaşanan olay aslında alışılmadık detaylar içeriyor. Çünkü kokpit ekibi, pas geçme veya havada tur atma kararı almamıştı. Önceki benzer sorunlarda, kokpit ekipleri, kuleden, pist etrafındaki yer görevlileri aracılığıyla görsel olarak yaşanan problemin teyit edilmesini talep ediyordu. Pegasus pilotlarının böyle bir talepte bulunmamış olması, mürettebatın sorunun farkında olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi.

Sosyal medyada olaya dair paylaşılan video ve diğer görsellerden, yolcuların uçaktan çıkarılması için, tahliye kaydırakları (silde) kullanıldığına dair herhangi bir belirti yok. Ayrıca havalimanı ARFF ekiplerinin, uçak durduktan sonra su veya köpük püskürttüğüne dair herhangi bir işaret de görünmüyor. Bu da yaşanan olay ile ilgili önceden bir uyarı alınmadığı ve bildirim yapılmadığının bir başka göstergesi gibi. Elbette sevindirici olan uçağın sağlam olması ve kimsenin burnu kanamadan olayın atlatılması.

Pegasus’un Basel’de yaşadığı olay, benzer şekilde meydana gelen beşinci olay olarak kayıtlara geçti. 2005 yılında JetBlue Havayolları’na ait A320’nin Los Angeles’e inişi herkesin hafızalarındaki tazeliğini koruyor. JetBlue’nun yaşadığı olay dışında; ABD, İspanya ve Güney Kore’de üç benzer olay daha yaşandı. Pegasus’tan önceki son benzer olay ise Nisan 2019’da gerçekleşmişti.

Yaşanan beş vakanın hepsinde sonuç neredeyse aynıydı: İki patlak lastik, iki hasarlı jant ve sorunsuz şekilde uçaktan inen yolcu ve mürettebat.

Pegasus uçağında yaşanan sorun, daha önce 4 kez, A320 ailesi uçaklarının bir önceki nesli olan A320ceo uçaklarında, iniş takımlarının her açılışında kendi kendini test eden fren direksiyon kontrol ünitesi ile ilgili olarak yaşanmıştı. Ünitenin self-testi, temelde burun iniş takımını birkaç mm sola-sağa hızlı bir şekilde sallanarak, her iki taraftaki direksiyon aktüatörünün basınçlandırılması seklinde gerçekleşiyordu. Yaşanan sorun, salınımın genliği ve frekansının çok yüksek olması ile ilgiliydi. Bu da test sonunda şok desteğinin içindeki merkezleme mekanizmasına zarar veriyor ve bir noktada kırılmasına neden oluyordu. Böylece burun iniş takımı, merkezleme imkanı olmadan 90 ° bir tarafa dönebiliyordu. Yaşanan sorun, Airbus tarafından self-testin sıklığını, genliğini ve süresini azaltmak için BSCU yazılımının güncellenmesi ile yıllar önce çözülmüştü. Ancak Pegasus olayını diğerlerinden farklı kılan şey, öncesinde hiç bir uyarı vermemesi dışında, uçağın oldukça yeni ve neo ailesi uçaklarından olması. Yani şimdi herkes, 4 yaşındaki A320neo ailesine ait bir uçakta, böylesi bir sorunun neden tekrarlandığını merak ediyor.

EASA’DAN BOEING 737 MAX’E ONAY ÇIKTI!

Avrupa Birliği Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA), Boeing 737 MAX uçaklarının Avrupa hava sahasında uçuşlara yeniden başlamasının önündeki engeli, yaklaşık 22 ay sonra kaldırdı.

EASA Direktörü Patrick Ky, yapılan bağımsız incelemeler sonucunda, uçağın kokpit yazılımı, bakım kontrolleri ve pilot eğitimi gibi temel konulardaki değişiklikler ile güvenli olduğunu kanıtladığını söyledi.

Kararın ekonomik ve siyasi baskılardan bağımsız biçimde alındığının altını çizen Ky, söz konusu incelemelerin AB’nin kendi test ve simülasyonlarında yapıldığını ve Boeing’in güvenlik sorunlarına yönelik çözümlerinin tatmin edici bulunduğunu duyurdu.

EASA tarafından yapılan açıklama, 737 MAX uçaklarında yazılım ve kullanım kılavuzunda güncelleme, uçuş kontrol ve elektrik sistemi ile bakım ve mürettebat eğitimi gibi alanlarda değişiklikler yapıldığı ve 737 MAX operasyonlarının gelecekte de yakın biçimde takip edileceği bilgilerini içeriyor.

Böylece FAA, Brezilya ve Kanada Sivil Havacılık otoritelerinin ardından EASA ve İngiltere svil havacılık otoriteleri de MAX’ların ticari uçuşlara dönüşünü onaylamış oldu.

Uçakların Avrupa Birliği ve İngiltere hava sahasında yeniden uçabilmesi için, 6-8 gün arası sürecek bir işlemden geçirilecek. Uçuş Kontrol Bilgisayarı yazılımı güncellenecek. Böylece uçağın her iki Hücum Açısı sensöründen gelen veriler, uçak sistemleri tarafından kullanılacak. Daha önce sadece bir sensörden gelen veriler kullanılıyordu. Arızalı veya hatalı bir AoA sensörü nedeniyle MCAS’in gereksiz şekilde etkinleştirilmesine karşı koruma önlemi alınmış olacak. MCAS’in tekrar devreye alınması komutu kaldırılacak. MCAS komut bölümünde çeşitli limitasyonlar uygulanacak. Uçuş ekibi prosedürlerine ve eğitim gereksinimlerine yönelik revizyonlar yapılacak. Pilotların birincil uçuş ekranlarında görünecek bir AoA ‘katılmıyorum’ uyarı göstergesi uygulanacak ve hatalı adım düzeltme komutlarını algılamak ve kapatmak için çapraz trim izleme sistemi hayata geçirilecek. Tüm değişikliklerin ardından son bir test uçuşu yapıldıktan sonra uçak operasyona hazır hale gelecek.

EASA’nın aldığı karar filosunda 737 MAX bulunduran Türk şirketlerini yakından ilgilendiriyor. Türk Hava Yolları, Corendon ve SunExpress filosunda 737 MAX bulunduran havayolları. Bu şirketler de uçakları için gerekli değişiklikleri uygulayarak, uçaklarını ticari operasyonlarında kullanabilecek.

Mart 2019’da yaşanan ikinci MAX kazasının ardından uçakları yere indirme kararı alan ilk ülke olan ve şu ana kadar yapılan tüm MAX satışlarının yaklaşık yüzde 25’ini oluşturan bir pazar olan Çin’de, uçakların yeniden ticari uçuşlarda kullanılması için ne zaman onay verileceği belirsizliğini koruyor.

Yüksek profilli eski bir Boeing çalışanı olan ve 2019’da Kongre’de ihbarcı olarak ifade veren emekli ABD Donanması kaptanı Ed Pierson, uzun zamandır 737 MAX’ın çoğu sertifikasyon çabalarında ele alınmayan üretim sorunlarıyla boğuştuğunu iddia ediyordu. FAA’nın yeniden sertifikalandırma düzeltmelerinin bu sorunları yeterince ele almadığını düşünen Pierson, uçakların yüzde 100 güvenli olduğuna ikna olmak için düzenleyicileri MAX’ı araştırmaya devam etmeye, tüm elektrik arızalarının önlenmesini sağlamaya ve sistemik arızalarının giderildiğinden emin olmaya davet etti.

777X’İN TESLİMATI 2023’E ERTELENDİ!

Öte yandan Boeing, 2020 yılı için net zararını 11.94 milyar Dolar olarak açıkladı. Bu şirket tarihinde tüm zamanların rekoru oldu. Şirket, 2019’u da 636 milyon dolarlık zararla tamamlamıştı.

Boeing, 777’nin daha büyük bir versiyonu olan 777X’in, planlanandan üç yıl sonra, yani 2023’ün sonlarında hizmete girmesinin beklediği de açıklandı. 3 yıllık erteleme kararının faturasının şirkete yaklaşık 6,5 ​​milyar Dolar olacağı duyuruldu

Son yaşanan 737 MAX fiyaskosu ışığında, 777X’teki sertifikasyon sürecinin artık beklenenden daha uzun ve daha maliyetli olacağı açıklanırken, FAA’nin beklentilerine yanıt olarak aktüatör kontrol elektroniğinde donanım değişiklikleri de dahil olmak üzere 777X’te “ihtiyatlı tasarım değişiklikleri” yapılacağı açıklandı.

PANDEMİ PİLOTLARI NASIL ETKİLEDİ?

GOOSE Recruitment ve FlightGlobal tarafından düzenlenen ve dünya genelinde yaklaşık 2.600 pilotun katıldığı bir anket, pilotların yalnızca yüzde 43’ünün eğitim aldıkları işi yaptığını ortaya çıkardı. Ankete katılanların yüzde 30’u işsiz olduklarını, yüzde 17’si işten çıkarıldığını ya da istifa ettiğini, yüzde 10’u ise şu anda yer görevlerinde çalıştığını söyledi.

Ankete katılan işsiz pilotların yüzde 84’ü COVID-19 nedeniyle işsiz olduklarını açıkladı. Çalışmaya devam edenler ise işverenleri tarafından daha az değer gördüğünü düşünüyor.

Pandemiden önce, özellikle ABD’de pilotların istediği ücret ve çalışma koşullarını elde edebilmesini sağlayan ciddi bir pilot kıtlığı vardı. Ancak ankete göre, işsiz pilotların yüzde 82’si yeni bir iş fırsatı elde etmek için maaş kesintisini kabul etmeye istekli olacağını söylüyor.

Şu anda hala uçmaya devam eden birçok pilot ise daha kötü koşullara ve maaşlara çalıştırılmak için zorlandığını iddia ediyor. Geçtiğimiz yıl Cathay Pacific başta olmak üzere, bir çok havayolunda, pilotların daha kötü koşullarda yeni sözleşmeler imzalamaya zorladıkları veya kovulma riskiyle karşı karşıya olduklarına dair haberler yapılmıştı.

Yapılan anket ayrıca, pandeminin, çalışan pilotlar üzerindeki etkisinin de görülmesini sağladı. Çok sayıda pilot, kendini güvensiz hissediyor ve birçoğu işverenleri tarafından daha az değer verildiğini düşünüyor. Bu yıl için kendine yeni iş arayanların sayısı da giderek artıyor.

Endişe verici bir başka sonuç ise, ankete katılan tüm pilotların yüzde 40’ı pandemi sırasında akıl sağlıklarının zarar gördüğünü düşünüyor ve oranın genç pilotlarda daha yüksek olduğu görülüyor. Ankete katılan pilotlardan biri, “Pandeminin neden olduğu stres ve endişe, hayata bakış açımı kalıcı olarak yaraladı” şeklinde görüş belirtiyor.

Avrupa’da uçuşlara devam eden pilotlar, virüse yakalanma riski, sınırların kapatılması ile ilgili standartlaşmayan kurallar ve mürettebat için karantina gereklilikleri konusundaki belirsizlik gibi yaygın stres faktörleri nedeniyle COVID-19 sürecinde en çok strese giren meslek grubunda oldukları görüşünde.

Öte yandan Fransız ulusal kanalının haberine göre, İsviçre’de salgın nedeniyle işsiz kalan pilotlar, ulaşım sektöründeki başka bir alana yöneldi ve düşük ücretler karşılığında tren makinistliği yapmaya başladı. Doğu Avrupa’da düşük maliyete seferler düzenleyen bir demir yolu şirketi ile anlaşan pilotların tren makinistliğinden kazanacağı ücretin ise aylık 300 Euro olacağı aktarıldı.

HAVACILIK KAYNAKLI EMİSYON DEĞERLERİNDE RADİKAL DÜŞÜŞ!

Avrupa Hava Seyrüsefer Güvenliği Örgütü Eurocontrol 2020 boyunca uçuşlardan kaynaklanan CO₂ emisyonlarına ilişkin verileri açıkladı. Sınır kapatma kararları ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle, Avrupa havacılık endüstrisinin CO₂ emisyonları, 2019’a göre yüzde 56,9 düştü.

Avrupa ülkelerinden kalkış yapılan uçuşların sayısının da 2020’de yüzde 54,5 düştüğü tespit edildi. Ülkelerin CO₂ düşüşleri arasındaki önemli farklılığın büyük ölçüde filolar, pazar segmentlerindeki farklılıklar ve COVID-19’un yerel havacılık endüstrisi üzerindeki etkisinden kaynaklandığı belirtildi.

Örneğin, Belçika’dan kalkan uçuşların sayısı 2020’de 2019’a kıyasla yaklaşık yüzde 50 azaldı, ancak Belçika’nın havacılık CO₂ emisyonları yalnızca yüzde 30 azaldı. Bunun nedeni, 2020’de Belçika dışından gerçekleştirilen çok sayıda uçuşun kargo operasyonları olması, daha büyük uçaklar kullanılması ve genellikle normalden daha uzak mesafelere seyahat edilmesi olarak gösterildi.

Havacılıkta CO₂ emisyonlarında en büyük düşüşü gösteren ülkeler yüzde 75 ile Karadağ, yüzde 73 ile Hırvatistan ve yüzde 71 ile Slovenya oldu.

Emisyonlarını en az azaltan ülkeler ise yüzde 13 ile Lüksemburg, yüzde 30 ile Belçika ve yüzde 41 ile Hollanda oldu. Türkiye’de ise uçuşlardan kaynaklanan CO₂ emisyonları, bir önceki yıla göre yüzde 54 azaldı.

KLM PERSONELİ İÇİN YENİ PROTOKOL!

KLM’nin bütün uzun menzilli uçuşları durdurma kararı üzerine, Hollanda hükümeti “güvenli ülkeler” listesinde olmayan ülkelere yapılan seferlerde görev yapan uçucu mürettebat için yeni bir Covid-19 test protokolünün hayata geçirildiğini duyurdu. Bu uçuşlarda görev yapan personelin karantinaya alınması kuralı kaldırıldı.

Yeni protokol, bu ekipler için Hollanda’dan ayrılmadan önce ve Hollanda’ya döndükten sonra Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda hızlı antijen testinin uygulanacağı bir alternatifi içeriyor. Gelişme üzerine uçuşları durdurma kararı alan havayolu, şimdilik devam kararı aldı ancak yine de havayolunun, 23 Ocak’tan itibaren İngiltere, Güney Afrika ve Güney Amerika’ya yaptığı uçuşlar geçici olarak askıya alındı.

LUFTHANSA’DAN N95 MASKE KARARI!

Lufthansa Grubu’na ait tüm havayollarında uçakta bez veya günlük maskelerin kullanımını yasakladı. 1 Şubat’tan itibaren yolcuların uçağa binerken, uçuş sırasında ve uçaktan ayrılırken “cerrahi maske veya KN95 / N95 standardına sahip FFP2 maskesi veya maske” takmaları gerekecek. Ayrıca Almanya ve Avusturya’daki tüm havalimanlarında, transit yolcular da dahil olmak üzere başka hiç bir maske kabul edilmeyecek.

CHENGDU TIANFU HAVALİMANI AÇILIŞ İÇİN GÜN SAYIYOR!

2021’in ilk yarısında kapılarını açmaya hazırlanan Chengdu Tianfu Havalimanı’na ilk uçak indi. Air China’ya ait Boeing 747-8, China Eastern’den Boeing 777-300ER ve China Southern’den Airbus A380 dahil olmak üzere farklı uçaklarla test uçuşları yapıldı. Yeni havalimanının hizmete girişi ile Chengdu, Pekin ve Şanghay’dan sonra iki uluslararası havalimanına sahip üçüncü Çin şehri olacak. 2025 yılına kadar 40 milyon yolcu, 700.000 ton kargo ve 320.000 uçak trafiği beklenen Chengdu’nun yaklaşık 50 km güneydoğusundaki havalimanı, öncelikle uluslararası uçuşlara hizmet verecek. Çinli taşıyıcıların, havalimanı açıldıktan sonra buradaki varlıklarını artırması planlanıyor. Air China, Chengdu’daki kapasitesinin 2025 yılına kadar ikiye katlanacağını ve şehre 150’den fazla uçuş ekleyeceğini açıklarken, rakibi China Eastern de tüm Chengdu operasyonunu mevcut Shangliu havaalanından yeni açılan Tianfu’ya taşımayı planladığını duyurdu.

QATAR AIRWAYS DİJİTAL SEYAHAT KARNESİNE GEÇİYOR!

Qatar Airways, Mart 2021’den itibaren Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) tarafından geliştirilen dijital seyahat karnesi Travel Pass mobil uygulamasını Doha-İstanbul uçuşlarında denemeye başlayacak. Havayolunun yolcuları için daha temassız, güvenli ve sorunsuz bir seyahat deneyimi yaşama vizyonunda önemli bir rol oynayacak uygulamanın başarılı olması halinde diğer tüm rotalarda kullanılması bekleniyor.

ÇİN UÇAK İMALATINDA VİTES YÜKSELTİYOR!

Çin ve Rusya tarafından ortaklaşa geliştirilen uzun menzilli geniş gövdeli uçak CR929’un 2021 yılında üretimine başlanacağı açıklandı. Çinli uçak üreticisi COMAC da tek koridorlu C919 uçaklarının ilkinin, yıl sonuna kadar teslim edeceğini duyurdu.

VIETNAM’IN EN YENİ HAVAYOLU UÇUŞLARA BAŞLADI!

Vietnamlı yeni havayolu Vietravel Airlines, hafta içinde ilk tarifeli seferini gerçekleştirerek ticari operasyonlara başladı. İlk tarifeli uçuş Ho Chi Minh City’den Pho Quoc’a gerçekleştirildi. Vietnamlı tur operatörü Vietravel tarafından kurulan havayolunun filosunda üç adet Airbus A321-200 bulunuyor. Vietnamlı eğlence havayolunun ayrıca teslim alınmayı bekleyen bir Airbus A321LR uçağı da bulunuyor.

adbanner