KRİSTAL KABİN ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU!
İlk olarak 2007’de Hamburg’da düzenlenen Kabin İçi Ekipmanlar Fuarı yani Aircraft Interiors Expo’da verilmeye başlanan Kristal Kabin Ödülleri, o günden bu yana hem fuarın ayrılmaz bir parçası oldu hem de sektörün merakla takip ettiği en prestijli ödüllerden biri haline geldi. Kristal Kabin Ödülleri, havacılık endüstrisinde geleceğin farkına, bugünden varmamızı sağlıyor.
Kristal kabin ödüllerinin kime gideceğini, 24 havacılık uzmandan oluşan bir jüri belirliyor. Amacı yolcu konforunda gözle görülür iyileştirmeler sağlamak olan ödüller, uçakların kabini ve iç mekanları için yeni ürünler, modern tasarımlar geliştirmek için, şirketleri ve araştırma gruplarını motive etmek için veriliyor. 22 ülkeden 100’ün üzerinde projenin yarıştığı 2019 yılının ödül kazanan projeleri Hamburg’da düzenlenen bir törenle açıklandı.
Bizi adeta yaratıcılığın sonu olmadığına ikna eden tasarımlar, önümüzdeki yıllarda nasıl uçaklarda ve hangi kabinlerde yolculuk edeceğimiz hakkında fikir veriyor.
2019 yılının “Cabin Konsepti” kategorisindeki ödülü, Airbus ve Fransız Safran firması, birlikte geliştirdikleri proje ile kazandı. Bu iki havacılık devi, geniş gövdeli uçakların yolcu kabinlerinin alt kısmında yer alan kargo kompartımanına sığacak esnek bir alan tasarladı. Trenlerdeki yataklı vagonlara benzeyen bu konseptin, A350 uçaklarına entegre edilmesi için çalışılıyor. Böylece yolcular bu penceresiz modülün içinde yer alan yataklarda uzanarak daha keyifli bir yolculuk yapabilecek.
Tasarımcılar, konseptin asıl amacının yolcuların daha rahat uyuması için az kullanılan sessiz, karanlık bir alan sağlamak olduğunu açıkladı.
Yolculara böyle bir konsepti nasıl satacaklarının kararı, havayollarında olacak. Böyle bir uçakta uyumak istediğinizde aşağı iner misiniz, saatler sürecek bir kıtalararası bir uçuşu penceresi bile olmayan kargo kompartımanında geçirir misiniz karar sizin. Klostrofobik yolcuların asla tercih etmeyeceği bu kabin tasarımlarını 2021’den itibaren uçaklarda görebiliriz.
“Yolcu Konforu Donanımı” kategorisinde ödülü Alman koltuk üreticisi RECARO’nun uzun mesafeli uçuşların ekonomi sınıfı için geliştirdiği koltuk kazandı. Son teknoloji ürünü olan koltuk, ayarlanabilir boyun ve sırt desteğine sahip. Böylece bulutların üzerinde uyku konforunu üst düzeye çıkarıyor.
Malzeme ve Komponent kategorisinde ödül uLED isimli şirketin geliştirdiği okuma ışığına verildi. Tasarım, kabin ışıkları kapandığında, aynı anda birkaç farklı koltukta oturan yolcunun rahatlıkla okuma yapmasını sağlayacak yönlendirilebilir ışık huzmesi özelliğine sahip.
“Vizyoner Konseptler” kategorisinde Paperclip Design isimli şirketin first class kabinlerin yolcuların ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılmasını sağlayan süper lüks ve süper esnek bir projesi “Peacock Suites” tasarımı kazandı. Konsept sayesinde, ranza şeklinde yatakların da bulunduğu bir aile odası kolayca üç odalı bir süite dönüştürülebiliyor.
“Üniversite” kategorisinde ödül Güney Kore’de bulunan Hongik Üniversitesi’nden Sahngseok Lee’nin koltuk üreticisi Adien ile işbirliği içinde tasarlayıp geliştirdiği “Herkes İçin” konsepti kazandı. Lee’nin projesinde, çeşitli kabin sınıflarını tetris benzeri bir sistemle kolayca bir araya getirmek mümkün.
“Kabin Sistemleri” kategorisinde Collins Aerospace’in ödül kazandığı “Flex Duet” kiosk projesi, kabinde kullanılmayan alanlardan en iyi şekilde nasıl yararlanılabileceğini gösterdi. Proje, kabinde kullanım olarak en az optimize edilmiş alan olan uçak kapısının önündeki alanı kendi kendine hizmet veren bir sosyal bölgeye veya kabin ekibi için ek bir çalışma alanına dönüştürmek için tasarlanmış.
Bu yıl “Yeşil Kabin, Sağlık, Güvenlik ve Çevre” kategorisi ödülü Air New Zealand’a gitti. Havayolunun “Skycouch” isimli projesini uçak kalkışını tamamlandıktan sonra kanepeye çevrilebilecek üçlü Ekonomi koltuğu olarak düşünmek mümkün. Böylece arkadaşınız ya da aile üyelerinizle rahatlıkla uzanarak ve rahatça yolculuk etmeniz mümkün. Bebekleriyle yolculuk eden ebeveynler için sistem oyun alanı olarak kullanılabiliyor. Skycouch projesinde yolcu kanepesini bir yabancıyla paylaşmıyor. Biletini eonomi Skycouch’a upgrade ederek o sıradaki tüm koltuklarınızı kendinize ayırtıyor ve tamamen size özel alanınızı oluşturuyorsunuz. Konsepte özel emniyet kemerleri ile artık bebekler bile güvenle uzanarak yolculuk yapabilecek.
“Uçak İçi Eğlence Sistemi ve Bağlantı” kategorisi Kristal Kabin Ödülleri arasında önemi giderek artan bir kategori. Uçuş içi eğlence sistemleri her geçen gün yolcu kullanım alışkanlıklarına uyum sağlayacak hale getiriliyor. Bu yılın kazanan projesi United Havayolları’nın geliştirdiği “Herkes İçin Eğlence” adlı konsept, görme engelli veya hareket kabiliyeti kısıtlı yolcular için geliştirildi. Konsept, daha büyük ekranlar ve ses tanıma özelliği ile uçuş eğlence sistemini yolcular için çok daha erişilebilir kılıyor.
İSTANBUL’DA BÜYÜK TAŞINMA SONA ERDİ!
Dünya sivil havacılık tarihinin gelmiş geçmiş en büyük havalimanı taşınma operasyonu, İstanbul’da yapıldı.
3 Mayıs 2013’te, 22 Milyar 152 Milyon Euro bedelle, Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi olarak startı verilen; 7 Haziran 2014’te temeli atılan İstanbul Havalimanı projesi, 5 şirketin bir araya gelerek oluşturduğu İGA isimli konsorsiyum tarafından inşa edildi. Havalimanı 25 yıl boyunca İGA tarafından işletilecek.
21 Haziran 2018’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk inişi gerçekleştirdiği havalimanının ilk fazının, 2 pist ve yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli terminali ile 29 Ekim 2018’de resmi olarak hizmete başlaması bekleniyordu. Ardından taşınma 31 Aralık 2018’e ertelendi. Bu esnada THY yurt içi ve yurt dışı bir kaç seferini İstanbul Havalimanı’ndan gerçekleştirmeye başladı ve kademeli bir geçiş süreci izleneceği duyuruldu. Taşınma tarihi önce 3 Mart 2019; daha sonra da 6 Nisan 2019 olarak güncellendi.
Nihayet “big bang” olarak adlandırılan ve 45 saat süren büyük taşınma operasyonu geçtiğimiz hafta sonu tamamlandı. 2018 yılı verilerine göre dünyanın en işlek 17’nci havalimanı olan İstanbul Atatürk; yolcu uçağı seferlerine kapatılırken, şehrin kuzeyinde, Karadeniz kıyısında inşa edilen İstanbul Havalimanı, IST koduyla resmi olarak hizmete başladı.
Büyük Göç esnasında Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Havalimanı’na yaklaşık 47.300 ton ağırlığında malzeme taşındı. Bu yükü taşıyacak tırların 45 saatte kat ettiği mesafe ise 400 bin kilometre. Yani tırlar taşınma esnasında dünyanın çevresini 10 kez turlamaya eş değer bir yol kat etti. Bu büyük operasyonda 1800’den fazla çalışan görev aldı. THY’nin 158 tane uçağı da yolcusuz yani ferry uçuşlarla, Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Havalimanı’na ulaştı. Bu esnada İstanbul’un bazı ana arterleri 9 ila 26 saat arasında trafiğe kapatıldı.
Atatürk Havalimanı’ndan 6 Nisan Saat 02:00’de İstanbul-Singapur arasında yapılan sefer havalimanından yapılan son yolculu uçuş oldu. Tarihe geçen son tarifeli uçuşta pist başına gelen THY uçağına kalkış iznini Hava Trafik Kontrol Kulesi’nde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan verdi. Böylece Türk havacılığının temellerinin atıldığı yer olan Atatürk Havalimanı ticari yolcu seferlerine kapandı.
Taşınma operasyonu, Türk Hava Yolları’nın yaptığı son intikal uçuşuyla tamamlandı. THY’nin tepe yöneticilerinin de yer aldığı Boeing 777-300 uçağı, Atatürk Havalimanı’ndan kalktıktan sonra özel bir rota izleyerek; önce Atatürk Havalimanı üzerinde ‘veda’ niteliğinde bir tur attı, ardından İstanbul’un tarihi alanlarını da kapsayan, boğaz üzerinde bir rota izleyerek ‘selamlama uçuşu’ yaptı. Uçak İstanbul Havalimanı’nda bir havacılık geleneği olan ‘su takı’ ile karşılandı. Böylece büyük taşınma resmi olarak tamamlandı.
İstanbul Havalimanı’nda taşınma sonrası ilk sefer ise tıpkı 86 yıl önce o zamanki adı Yeşilköy Havalimanı olan Atatürk Havalimanı’nda olduğu gibi İstanbul-Ankara arasında yapıldı.
İstanbul Havalimanı’na inen ilk özel havayolu Onur Air; ilk yabancı havayolu Oman Air oldu. Etihad’ın Abu Dabi-Düsseldorf seferini yapan Airbus A330’u, henüz bilinmeyen bir sebeple İstanbul Havalimanı’na mecburi iniş yaptı. Böylece havalimanına ilk divert gerçekleştiren havayolu Etihad oldu.
Türk Hava Yolları, bir hafta boyunca İstanbul Havalimanı’ndan sefer sayısı kontrollü olarak artırdı. 12 Nisan Cuma günü itibariyle THY her gün binin üzerinde sefer gerçekleştirerek tam kapasiteye geçiş yapmış oldu. İstanbul Havalimanı’nın Türk havacılığına hayırlı olması dileğiyle. Herkese emniyetli uçuşlar
AIRBUS BOEING 2019’UN İLK 3 AYINI NASIL GEÇİRDİ?
2019’un ilk çeyreği Airbus ve Boeing için, farklı sebeplerden dolayı oldukça zor geçti. Her iki imalatçı da bu süreçte sipariş iptalleri ile mücadele etti. Yılın ilk 3 ayında Airbus ve Boeing farklı ticari uçak programları ile ilgili ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldı.
İmalatçıların iş planları üzerinde büyük etkiler uyandıran ve performanslarının seyrini değiştiren bazı kilit faktörlere yakından bakalım.
Avrupalı imalatçı Airbus için yılın ilk 3 ayı sipariş iptalleri ve büyük umutlarla piyasaya sürülen dünyanın en büyük yolcu uçağı A380’in üretiminin durdurulma kararı ile özetlenebilir.
Airbus, Şubat ayında resmi olarak A380 programının 2021’de durdurulacağını duyurdu. Uzun zamandır geleceğinden endişe edilen süper jumbonun üretiminin sona ermesi kararının fitilini, Emirates ve Qantas’ın sipariş iptalleri ateşledi demek yanlış olmaz. 31 Mart 2019 itibariyle, A380 için iptal edilen sipariş sayısı 31.
A380 uçakları, Airbus’ın sipariş iptali ile yüzleştiği tek uçak modeli değil. Bir başka geniş gövde uçak modeli A350 siparişlerinde de yılın ilk 3 ayında 42 iptal haberi geldi. Bu 42 iptalin yanında Airbus’ı sevindiren tek şey aynı dönemde A350 uçakları için dünya genelinde 38 yeni sipariş alınması oldu.
Airbus tek koridorlu yani dar gövde uçak modelleri için ise yılın ilk çeyreğini 24 yeni sipariş ve 47 sipariş iptali ile kapadı.
Sonuç olarak Avrupalı imalatçı Airbus’ın 2019’un ilk çeyrek karnesinde yeni sipariş sayısı 62; iptal edilen sipariş sayısı 129 olarak yer aldı. Bu dönemde havayollarına yapılan teslimat sayısı ise 162 oldu. Bunların 134’ü dar gövde uçak modelleri olurken; 5 tane A330; 22 tane A350 ve 1 tane A380 müşterilerine teslim edildi.
Amerikalı imalatçı Boeing ise 2018’i çok iyi rakamlarla kapatmış ve 2019 için beklentilerini oldukça yükseltmiş; oldukça hevesli ve iyimserdi. 737 MAX programı çok iyi gidiyor, 787 Dreamliner için ihtiyaç ve talep artıyor, yeni bir geniş gövde modeli olan 777X’in lansmanı için hazırlanılıyordu. Tahminler ve gidişat Mart ayının ortasına kadar oldukça umut verici görünüyordu.
Etiyopya Havayolları’na ait 737 MAX8 uçağının düşmesi; sorunun Boeing’ten kaynaklı ve MAX uçaklarının MCAS sisteminde yaşanan problemden dolayı yaşandığının ortaya çıkması, dünya genelinde tüm MAX uçaklarının uçuşlardan çekilerek yere indirilmesi, yeni uçakların teslimatlarının durması, MAX uçaklarının aylık üretiminin 52’den 42’ye düşürülmek zorunda kalınması ve genel olarak imalatçıya ve uçaklara dair güvensizlik oluşması Boeing’in planlarının seyrini önemli ölçüde değiştirdi.
Kazanın ardında 737 MAX uçakları için çok sayıda sipariş iptali yaşansa da 737 için ilk 3 aylık sürede dünya genelinde 32 tane de yeni sipariş alındı. Ayrıca yılın ilk çeyreğinde Boeing, dört tane 767, 20 tane 777 ve 39 tane 787 Dreamliner siparişi almayı başardı. Böylece Amerikalı imalatçı yılın ilk çeyreğini 95 siparişle kapatarak her şeye rağmen Avrupalı rakibini sipariş sayısında geride bırakmayı başardı.
Ancak iş teslimat kısmına gelince durum değişiyor. Yılın ilk 3 ayında rakibi Airbus’tan 13 tane az uçak teslim edebildi. Boeing’in 3 ay içinde yaptığı toplam teslimat 149’da kaldı. Yılın ikinci çeyreği ve geri kalan kısmının imalatçılar için ne getireceğini tahmin etmek zor. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
TİRAN HAVALİMANI’NDA SOYGUN VAKASI!
Arnavutluk’un başkenti Tiran’da bulunan Rahibe Teresa Havalimanı’nda çok ilginç bir hırsızlık vakası yaşandı. Havalimanında itfaiyecilerin kullandığı kapıyı kırarak aprona giren bir grup silahlı soyguncu, kalkışa hazırlanan Avusturya Havayolları’na ait bir uçağa yüklenen para çuvallarını çaldı.
Soyguncuların fark edilmeleri üzerine başlayan kovalamaca esnasında bir soyguncu, polis tarafından vurularak etkisiz hale getirildi. Sayıları tam olarak bilinmeyen diğer soyguncuları bulmak helikopterle aramalar yapılsa da hırsızlar kaçmayı başardı. Soyguncuların çaldığı paranın yaklaşık 10 Milyon Euro civarında olduğu tahmin ediliyor.
Olayla ilgili aralarında havalimanı güvenliklerinin de yer aldığı 40 kadar kişi sorgulanırken; dört kişi tutuklandı. Son yıllarda havaalanında birkaç soygun olayı daha gerçekleşti.
Hırsızların vergi müfettişi görünümünde bir ticari araçla aprona girdiği ve aracı uçağın yanına park ettikten sonra para dolu çuvalları yükeyip kaçtıkları biliniyor. Olay anında yolcular uçağa henüz yeni alınmış ve boarding tamamlanmak üzereydi. Ancak olay mürettebat ve yolcular için bir tehlike haline gelmedi. Yaklaşık üç saatlik rötarın ardından uçak yolcularıyle birlikte Viyana’ya uçtu.
Arnavutluk Merkez Bankası yüklü miktarda mevduat kabul etmediği için, yaygın bir uygulama olarak, nakit paralar genellikle Tiran Havaalanı’ndan Viyana’daki bankalara gönderiliyor. Olayın ardından Avusturya Havayolları, bir güvenlik önlemi olarak Viyana’ya başka bir nakit transferinin yapılmayacağını duyurdu.
TWA LOCKHEED CONSTELLATION NEW YORK SOKAKLARINDA!
Trans World Havayolları, bir zamanlar ABD’nin en önemli havayolu şirketlerinden biriydi. New York John F. Kennedy Havaalanı’nın hemen yanındaki efsanevi beyaz TWA Uçuş Merkezi binası da oldukça popülerdi. 1962’de hizmete açıldığında çığır açan, martı kanadı şeklindeki, fütüristik terminal binası çelik ve cam tasarımıyla, şıklığı ve farklılığıyla adeta Jet Çağı’nı yakalamıştı. Finlandiya asıllı Amerikan mimar Eero Saarinen tarafından tasarlanan yapı, son aylarda bir dizi restorasyondan geçirildi ve önümüzdeki günlerde TWA Havalimanı Oteli olarak yeniden hizmete girmeye hazırlanıyor.
1994’te New York’un simgelerinden biri seçilen; 2001 yılında kapanan havayolu ile birlikte kullanım dışı kalan bina için o günden sonra hep yıkılacağı söylentileri yayıldı. 2005 yılında Ulusal Tarihi Yerler listesine alınan yapının, otele çevriliyor olması özellikle mimari meraklıları için oldukça iyi bir haberdi.
Otel JFK’dan taksi kullanmadan gidilebilecek ilk otel olma özelliğini taşıyor. İki alçak binadan oluşan otelin, Knoll mobilyalarla döşeli ve eski Hollywood esintili iç mekanlara sahip 512 odası bulunuyor. Odaların pek çoğu dünyanın en önemli havalimanlarından biri olan JFK’nın pist manzarasını müşterilerine sunuyor. Ultra ince pencerelere sahip odalar, havacılık tutkunlarına uçakların jet motorlarının kükreyişlerini yakından duyma şansı verecek.
1950’li yıllarda TWA filosunda uçan Connie lakaplı Lockheed Constellation uçaklarından biri, binayı otel yapmaya hazırlanan grup tarafından satın alındı. Maine şehrinde restorasyon işlemleri tamamlandıktan sonra New York’a getirildi. Başta Times Meydanı olmak üzere şehirde küçük bir tur atan antika uçak, daha sonra kokteyl loungesi olarak kullanılmak üzere yeni evi olan otele getirildi.