GettyImages

Dünyada Non-Stop Uçulmayan Yer Kalmayacak

Tüm dünyayı heyecanlandıran bir gelişme olarak; Londra ile Perth arasındaki ilk non-stop uçuş, geçtiğimiz ay gerçekleştirildi. 8.991 mil mesafedeki iki şehri, birbirine aktarmasız şekilde bağlamak yetmemiş olacak ki; önümüzdeki günler bu konuda çok daha büyük gelişmelere gebe gibi görünüyor.


İlgili Haber | 12 Gün Süren Uçuş Nasıl 17 Saate Düşürüldü?


Avrupa ile Avustralya arasındaki ilk doğrudan bağlantı olan rotada uçuşları gerçekleştiren Qantas Havayolları, bir sonraki hamlesini yapmaya hazırlanıyor. Dünyayı aslında çok daha küçük bir hale getirecek olan devrim niteliğindeki bu projenin adı: Sunrise

Sunrise Projesi Nedir?

Projenin isminin tarihsel bir kökeni var. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avustralyalı havayolunun, Hint Okyanusu boyunca yaptığı uçuşlara katılan yolcular, kabinde iki defa güneşin doğuşuna şahit oldukları için bu uçuşlar “Double Sunrise uçuşları” olarak adlandırılıyordu. Qantas CEO’su Alan Joyce, havayolunun yeni hedefi olan projenin, o uçuşlara atıfta bulunması gerektiğine inandıklarını söylüyor ve projeyi “mesafelerin yarattığı problemlerin panzehiri” olarak nitelendiriyor.

Qantas, dünyanın en büyük iki uçak imalatçısı Airbus ve Boeing’e; dünyanın herhangi iki noktası arasında sorunsuzca uçabilecek olan, ultra uzun mesafeli seyahatleri gerçekleştirebilecekleri bir uçak geliştirmeleri konusunda çağrıda bulundu.

Avustralya’nın bayrak taşıyıcısı Qantas’ın, Sunrise Projesi kapsamında hedefleri içinde sadece batı Avustralya yok. Londra ve Paris’in Perth ile bağlanması ilk adım gibi görünse de; nihai hedef 2022 yılında kıtanın doğu kıyısındaki Sydney ve Melbourne’den non-stop uçuşların başlaması. Cape Town, New York ve Rio de Janeiro, Qantas tarafından olası uçuş destinasyonları olarak belirlenmiş durumda.


Bir Bakışta | Sunrise Projesi’nin Hedef Destinasyonları

Telegraph Travel

Genel olarak, havayolları eğer ticari bir potansiyel görürse, dünyanın neresi olursa olsun yolcularını oraya non-stop ulaştırabilmenin hedeflerini yapar. Alan Joyce da Boeing ve Airbus’a yaptığı çağrıda “Bu, küresel havacılıkta son sınır” diyor ve şöyle devam ediyor: “En büyük zorluk bu mesafeyi uçurabilmek değil. Zira şuanda bunu yapabilecek uçaklarımız var. Asıl zorluk, yolcuların valizleri ve tüm yükleri ile bu mesafeyi uçurabilmek. Boeing 787 Dreamliner ile 17 saat civarında bir yolculuk gerçekleştirmek mümkün. Ancak bu uçuşu 21 saate çıkarmak için kapsamlı araştırmalar ve yenilikçi fikirler geliştirilmek zorunda.”

“Geliştirilecek olan ve bizim seçeceğimiz uçak, uzun bir süre uluslararası filomuzun temel unsuru olacak. Bu yüzden, Sydney’i Londra’ya veya Sydney’i Hong Kong’a bağlayacak uçuşları yaparken, aynı operasyonel verimliliğe sahip bir uçak üretilmesini istiyoruz”

Qantas Avustralya’dan İngiltere’ye Nasıl Uçtu?

Kanguru Rotası olarak da bilinen bu hat, 1935’te De Havilland uçakları ile 12 gün sürüyordu. O günden bugüne geldiğimizde ortada çok ciddi bir gelişme söz konusu. O dönem yolcular, dört farklı kıtada, Singapur, Bağdat ve Girit’teki duraklarda durarak bu yolculuğu tamamlayabildikleri için bu isimlendirme yapılmıştı. Aynı zamanda yolculuğun Brindisi – Paris arası trenle geçiliyordu.

1947’de yolculuk süresi Lochkeed Constellation uçakları ile 6 durakta durulan toplamda 55 saat havada kalınan dört günde tamamlanan şekle dönüştürüldü.

Yetmişli yıllarda, Qantas, bu hatta Boeing 747 ile uçmaya başladı. Singapur ve Bahreyn’de duruyordu. 1989’da Qantas, Londra’dan Sydney’e Boeing 747 ile non-stop uçuş gerçekleştirerek bir dünya rekoru kırdı. Bu uçuş ilk ve tek olarak tarihte yerini aldı.

Catalina Uçuşları Nasıldı?

1943’te Qantas, Birleşik Krallık Havacılık Bakanlığı ve BOAC (1974’te British Airways’in bir parçası oldu) Japon güçlerine yakalanmadan, İngiltere ve Avustralya arasında bir hava bağlantısı kurma planını yaptı. PBY Catalina isimli beş adet uçan botla gerçekleşecek uçuşlarda hedef ilk olarak Perth şehrinden şuan Sri Lanka sınırları içindeki Ceylon’a ulaşmaktı. O zamana kadarki en uzun, kesintisiz insanlı uçuşlar olarak tarihe geçecekti.

Japon işgali altındaki toprakların üzerinden geçerken karanlığın çökmesinin hesaplandığı için toplam uçuş süreleri 32 saate kadar çıkıyordu. Bu esnada da yolcular ve mürettebat üyeleri uçuş sırasında iki defa güneşin doğuşuna şahitlik ediyordu. Sessizliği korumak zorunda olan pilotlar bu yüzden sadece temel uçuş ve navigasyon ekipmanlarını kullanıyordu. Çoğunlukla yıldızlara bakarak yönlerini belirliyordu.

GettyImages: Uçak Bot Catalina

Catalina’lara bu uçuşu tamamlayabilmesi için çok ciddi miktarda yakıt yükleniyordu. Bu yüzden de sadece üç yolcu ve 69 kiloya kadar diplomatik ve askeri belge ve yük alınacak şekilde sınırlama yapılmıştı. Uçaklar kalkışta yakıt sebebiyle o kadar ağırdı ki, uçuşun ilk 10 saatinde motorlardan birinin arıza yapması uçuş için çok büyük bir engel anlamına gelebilirdi. Ama bu asla olmadı.

1943 ve 1945 yılları arasında devam eden uçuşlar 271 kere gerçekleşti. 648 yolcu taşındı. Yaklaşık bir milyon mil yol alındı.

Uçuşu tamamlayan yolculara çift gün dönümüne şahit olmaları sebebiyle resimli bir sertifika veriliyordu. Savaşın sonunda, beş Catalina uçan botu, ABD Hükümeti ile borç anlaşması kapsamında batırıldı. Qantas’ın kurucusu Hudson Fysh’in: “iki uzun yıl boyunca en tehlikeli uçuş operasyonlarımızı herhangi bir kaza ya da sorun çıkarmadan gerçekleştiren uçan botlara böylesi bir son hiç yakışmadı” sözleri durumun en güzel özeti oldu.

adbanner