Pilotlar Havada Uçağın Kontrolünü Kaybederse!

Bir pilotun başına gelebilecek en kötü şey nedir diye sorsalar, yerden kilometrelerce yüksekteyken, kullandığı uçağın tüm kontrolünü kaybetmiş olmasıdır diye cevaplarım sanırım. İşte şimdi sizi böylesi korkunç senaryonun gerçekleştiği bir uçuşa götürüyorum!

Air Astana havayolları filosunda yer alan P4-KCJ tescilli Embraer 190 tipi yolcu uçağı, yaklaşık 6 haftadır C Check diye adlandırılan büyük bakım için Lizbon’un kuzeydoğusundaki Alverca şehrinde bulunan OGMA Bakım Merkezi’nin hangarındaydı. Aralık 2013’te fabrikadan çıkıp havayoluna teslim edilen uçak sadece 5 yaşındaydı.

Bakımın tamamlanmasının ardından, 2 pilot ve 4 teknisyenle birlikte Belarus’un başkenti Minsk’e gitmek üzere Alverca Havalimanı’ndan havalandı. Minsk’ten de şirketin ana merkezi Astana’ya geçeceklerdi.

Kalkıştan çok kısa bir süre sonra uçağın hava hızında dramatik varyasyonlar ve buna bağlı olarak irtifasında üst üste keskin iniş ve çıkışlar gözlenmeye başlandı. Uçak 5000 feetin üzerine bir türlü tırmanamıyordu. Kısa bir süre sonra pilotlar, kuleye uçağın tüm kontrolünü kaybettiklerine dair bir uyarı mesajı gönderdi.

Flight radar 24 verileri uçağın havada çizdiği rotada kontrolsüz bir şekilde 6 ila 17 bin feet irtifa aralığında keskin dönüşlerle nasıl korkunç bir seyir izlediğini ortaya koyuyor. Uçak bu esnada adeta bir rollercoaster gibi davrandığı görülüyor.

Kazak pilotlar, eğer uçağın kontrolünü ellerine geçiremez ve geri dönemezlerse ditching yapmayı deneyeceklerini yani Okyanusa inmeye çalışacaklarını bildirdi.

2134 metre irtifada hızı saatte 193 kilometreye kadar düşen uçak, stall denen anormal duruma girmek üzereydi ki bu uçağın düşeceği anlamına geliyordu.

Pilotlardan gelen bilgiler doğrultusunda uçağın verilerini de inceleyen Portekizli hava trafik kontrolörleri, hava kuvvetlerinden yardım istedi. Ardından Portekiz Hava Kuvvetleri’ne ait iki F-16 uçağı kalkarak, Air Astana’nın Embraer’inin koluna girdi. Böylesi bir durumda yanınızda uçan jetlerin olması oldukça önemli. İyi bir takım çalışması örneği olan bu senaryoda F-16 pilotları, uçağı dışardan inceleyerek ters giden şeyin kaynağını belirleyip pilota alacağı aksiyonla ilgili bilgi verebilir.

Yaklaşık 10 bin feet irtifada seyretmeye çalışan pilotlar Embraer 190’ın kontrolünü tekrar ele geçirmeyi başardı ve Portekiz’in Beja Havalimanı’na iki defa go around yaptıktan sonra üçüncü denemede güvenli bir şekilde uçağı indirmeyi başardı.

Olayla ilgili olarak Portekiz Sivil Havacılığı, Air Astana, uçağın imalatçısı Embraer ve uçağın bakımını gerçekleştiren şirketten yetkili isimlerin yer aldığı geniş bir inceleme ekibi kuruldu ve soruşturma başlatıldı. Bu korkunç durumun gerçekleşme nedenine dair spekülasyonlar ise sürüyor. Uçuş esnasında havanın oldukça kötü ve görüş şartlarının da hiç iyi olmadığı biliniyor. Yapılan ilk incelemelerde elverişsiz hava koşulları nedeniyle uçağın sağa sola dönüş eksen stabilitesinde ciddi sapmalar yaşadığı ortaya çıktı. Bu nedenle uçağın dengesi bir türlü tam olarak sağlanamıyordu.

Uçağın kaptan pilotunun, 4000 saati Embraer 190 uçağında olmak üzere toplam 5 bin 40 bin saat; yardımcı pilotun ise 3000 saatlik uçuş deneyimi olduğu biliniyor.

Uçağın kanatçık ve aileron benzeri kontrol yüzeylerinin donmuş olabileceği veya bunları hareket ettiren güç kontrol ünitelerinde bir sorun olabileceği ilk akla gelen senaryo. Uçağın bakımdan yeni çıkmış olmasıyla bu durumun ilgisi olabilir de olmayabilir de. Bunlar birer ihtimal elbette.

Pilotlar, havada bir şeylerin ters gitmeye başlaması durumunda basit bir yol izlemeleri konusunda eğitilir: Sırasıyla aviate, navigate ve communicate. Yani uçağı kontrol altında tutmaya çalışır, navigasyonu kontrol eder ve kule ile iletişim kurarlar.

Uçağın kontrolden çıktığı bu gibi durumlarda, pilotlar aviate felsefesinin gereği olarak hangi sistemlerin çalışır durumda olduğunu tespit edip, o aktif sistemlerle uçağı havada tutmaya çalışırlar. Her ne pahasına olursa olsun, uçağın kontrolünü kaybetmemeye çalışan pilotlar, özellikle akrobatik eğitime sahip olanlar, akıl dışı gibi görünen bazı aerodinamik teknikler ile uçağı kontrol altında tutmaya çalışır.

Düşünün ki uçak sağa yatmış ve burnu aşağı şekilde irtifa kaybediyor ve kanattaki kontrol yüzeyleri görevini yapmıyor. Dikey kuyrukta bulunan ve normal uçuşta uçağın burnunu birkaç derece sağa veya sola kırmak için kullanılan rudder burada devreye girebilir. Pilotlar uçağın burnunu yukarı kaldırmak ve irtifayı korumak için sol pedala basıp rudderdan destek alabilir. Bu esnada uçak belki hala 90 derece sağa yatık kalmış olabilir ama uçağı farklı bir eksende kontrolde tutmak mümkün olabilir.

Ya da pilotlar uçağı sağa sola döndürmek konusunda sıkıntı yaşıyor olabilir. Bu durumda motorlara verilen gücü değiştirmek pilotlara yardımcı olabilir. Brezilya yapımı Embraer 190’un motorları kanatlarının altında. Motorlar arasında oluşturulacak güç farkı, pilotların uçağı istedikleri yöne doğru yatırmalarını sağlayabilir.

Özetle pilotların elinde çok sayıda araç ve alternatif var. İhtimallerden biri çıkmaza girdiğinde kokpit ekibinin, diğer ihtimalleri nasıl hayata geçirebileceğini hızlıca düşünüp aksiyon alması olayların gidişatı konusunda belirleyici oluyor.

Air Astana pilotlarının kuleden kendilerini okyanusa yönlendirmelerini talep etmesi yine kriz anında verilmiş iyi bir karar örneği. Çünkü o anda bir havalimanı ya da şehir merkezi üzerine doğru yönlendirme talep etmek çok büyük facialara neden olabilirdi.

Herkese emniyetli ve keyifli uçuşlar.

adbanner