Uçakların Arkasındaki Beyaz İzler Yok Edilebilir mi?

Uçakların motorlarının arkasında bıraktığı izler, ısıyı atmosferde hapsederek küresel ısınmaya katkıda bulunuyor. Breakthrough Energy ve Google, bu izlerin oluşumunu azaltmak için makine öğrenimi modelleri geliştirmek üzere iş birliği yaptı. American Airlines ile yapılan testler, yakıt kullanımında bir miktar artışa neden olsa da izlerin oluşumunu %54 azalttı.

İnsan kaynaklı küresel ısınmanın yaklaşık %3,5’ini, tek başına havacılık endüstrisi oluşturuyor. Gezegenin daha fazla ısınmasına, havacılık sektörünün yaptığı katkı, büyük ölçüde yakıt emisyonlarına atfediliyor olsa da bir başka suçlu da gökyüzündeki yoğunlaşma izleri.

Uçak motorlarının arkasında, buz kristallerinden oluşan yapay bulut oluşumları, uçağın egzozundan çıkan parçacıkları çevreliyor ve böylece ısıyı gezegenimizin atmosferinde hapsediyor.

Google ve Breakthrough Energy’de görev yapan araştırmacılar, duman izlerini azaltmanın küresel ısınmaya karşı koymak için önemli ve ulaşılabilir bir fırsat sunduğunu ileri sürüyor. Breakthrough Energy’nin duman izi konusunda çalışmalar yapan ekibin şefi Marc Shapiro, bu konuyu “farkında olduğumuz en yüksek kaldıraçlı iklim fırsatı” olarak nitelendiriyor ve potansiyel olarak atmosferdeki karbonun, ton başına 10 Dolar’dan daha az bir maliyetle uzaklaştırılmasının mümkün olduğunu söylüyor.

Uçakların arkasındaki izlerle ilgili çalışmalarının askeri amaçlarla ortaya çıkışı 1940’lı yıllara kadar uzanıyor. Ancak 90’lı yıllara gelindiğinde, kontraillere benzeyen ve onlar tarafından tetiklenebilen sirüs bulutları ile atmosferik ısınma arasında bir bağlantı kuruldu. Geçtiğimiz yıl Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nde (IPCC), havacılık sektörünün küresel ısınma etkisinin yaklaşık %35’ini motorların arkasındaki beyaz izler tarafından oluşturulduğu paylaşıldı.

Bu soruna potansiyel bir çözüm olarak, uçakların arkalarında yoğunlaşma izlerini oluşturmasını önlemek için makine öğrenimiyle desteklenen uydu verilerinden yararlanılıyor. Bu yöntemin temeli, gökyüzünde uzun süre kalıcı izlerin ortaya çıktığı aşırı doymuş nem içeren atmosferik bölgelerden kaçınmaya dayanıyor. Bu tür ayarlamalar, genellikle pilotların türbülans bölgelerinden kaçınmak için kullandıkları irtifa değişikliklerini yansıtıyor.

Hem Breakthrough Energy hem de Google, yoğunlaşma izlerinin oluşumunu öngörmek için ayrı ayrı hazırlanmış modeller tasarladı. 2022 yılında ise ortak hareket etmeye başladı. Google’ın iklim değişikliği ve yapay zeka alanındaki girişimini yöneten Juliet Rothenburg, nem tahminlerindeki zorluklara dikkat çekti. Çözümlerini, NASA’nın GOES-16 hava durumu uydusu ve yangına eğilimli bölgeleri tespit ve tahmin etmek için geliştirilmiş diğer meteorolojik göstergelerden elde edilen verilere dayandırdı.

Bulguların ampirik olarak test edilmesi için American Airlines ile bir ortaklık kuruldu. Pilotlar, Ocak-Mart 2023 arasında, 70’in üzerinde uçuşta hem normal hem de değiştirilmiş rotaları kullandı. Daha sonraki uydu veri analizleri, yoğunlaşma izi oluşumunda %54’lük umut verici bir azalma olduğunu ortaya çıkardı. American Havayolları sürdürülebilirlik başkan yardımcısı Jill Blickstein, bunun yakın gelecekte bir endüstri standardı haline geleceğini öngörüyor.

Ancak çalışmayla ilgili zorluklar devam ediyor. Örneğin rota değiştirilen uçuşlarda ek manevralar nedeniyle yakıt tüketimi ortalama %2 oranında arttı. Blickstein bu artışın anlamlı olduğunu kabul ediyor ve yoğunlaşma izlerini azaltmanın ortaya çıkardığı faydalar ile yakıt tüketiminin artışına bağlı olarak ortaya çıkan emisyon artışının dengelenmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Araştırma ilerledikçe hem Breakthrough hem de Google bunun ticari kullanımının başlayabileceğini öngörüyor. Her ikisi de yaptıkları çalışmaları, karbon azaltma taahhütlerini güçlendirecek bir detay olarak görse de, Rothenburg, gelecekte daha yüksek çözünürlüklü uydularla hassasiyetin artacağını öngörüyor. Dahası, Breakthrough, egzoz izi verilerini toplayacak ve doğrulayacak özerk bir yapıya öncülük etmeyi amaçlıyor. Bunun küresel bir havayolu destekli takas ortamına dönüştürülebilmesini hedefliyor.

Blickstein’e göre, kaba bir tahminin bile derin bir potansiyeli var. Uçakları atmosfer içindeki doğru konumlara yönlendirmek, insan kaynaklı küresel ısınmayı yaklaşık %1 oranında azaltabilir.

adbanner