Tüm Uçaklar Suya İniş Yapabilir mi?

Uçağa binen her yolcunun en büyük kabusu, pilotun yapacağı, ‘çarpışmaya hazır olun ve Brace pozisyonu alın’ anonsunu duymaktır. İşte bundan tam 12 yıl önce, 15 Ocak 2009’da 1549 sefer sayılı uçuş için Charlotte’ya gitmek üzere New York La Guardia Havalimanı’ndan havalanan US Airways’e ait Airbus A320’deki 150 yolcu tam da bu kabusla yüzleşti.

Çünkü kalkıştan çok kısa bir süre sonra, uçak Kanada kazlarından oluşan bir kuş sürüsüne girmiş ve iki motorunu da kaybetmişti. Ancak onlar şanslıydı. Çünkü kokpitteki Kaptan Chesley Sullenberger ve yardımcı pilot Jeffrey Skiles, uçağı Hudson Nehri’ne başarıyla indirmeyi başardı.

Görsel: Andrew Burton/Getty Images

2016’da Tom Hanks’ın başrolünde yer aldığı ve Clint Eastwood’un yönetmenliğini yaptığı Sully filminde tüm detayları aktarılan olayda 150 yolcu ve 5 mürettebatın tamamı kurtuldu. Yaşanan olay, havacılık tarihinin efsaneleri arasına girdi.

Havacılıkta, suya kontrollü iniş yani “ditching” çok nadir görülen olaylar arasında olsa da hem pilotlar hem de kabin görevlileri, suya iniş senaryosu için daima hazırlıklı ve eğitilmiş durumda. Peki bir uçağın suya iniş süreci nasıl gerçekleşiyor, öncesinde ve sonrasında neler yaşanıyor? Madem mucizenin yıldönümü; o zaman bize de bilgilerimizi tazelemek düşüyor. Hadi başlayalım.

PİLOTLAR ZAMANLA YARIŞIYOR!

Suya inişler, kontrollü olsun ya da olmasın, çok tehlikeli. Mürettebatın bu süreci nasıl yönetecekleri konusunda eğitilmiş olmasının ne kadar önemli olduğu Hudson mucizesi ile bir kez daha anlaşıldı. Ama böylesi bir konuda pilotların teorik olarak bildiğimi şeyleri, pratikte uygulayabilmesi de bir hayli zor. Zira Hudson mucizesinde, Kaptan Sully ve yardımcısı Jeffrey, kuş sürüsüne girdikten sonraki altı dakika içinde uçağı nehre indirmeyi başardı. Üstelik kaza sırasındaki tüm soğukkanlılığına rağmen, Kaptan Sullenberger, uçuş öncesinde suya iniş konusundaki eğitim seviyesinin minimum seviyede olduğunu itiraf etti. Bazı durumlarda pilotların düşünmek ve kararlarını uygulamak için Sullenberger’den çok daha da az zamanı da olabilir.

HAVACILIK TARİHİNDE SUYA İNİŞ ÖRNEKLERİ

Havacılık tarihinde bugüne kadar kimi başarılı kimi başarısız olan; yolcuların tamamının ya da bir kısmının kurtulduğu, bazen de tüm yolcuların yaşamını yitirdiği onlarca suya iniş girişimi yaşandı.

11 Nisan 1952’de Pan Am’ın DC-4’ü, kalkıştan kısa süre sonra yaşadığı motor arızası nedeniyle Porto Riko’nun kuzeybatısında suya iniş yaptı. Uçaktaki 17 yolcu sağ kalmayı başarırken, paniğe kapılan 52 yolcu, batan enkazı terk etmeyi reddettikleri için boğularak can verdi. Bu kazadan sonra, deniz üzerindeki uçuşlardan önce güvenlik demosu uygulaması hayata geçirildi.


İlgili Haber | Uçak Kazaları Nasıl Araştırılıyor?


1970 yılında, New York’tan St Maarten adasına uçan ALM filosundaki DC-9’un pilotları, olumsuz hava koşulları nedeniyle üç iniş girişiminde de başarısız oldu ve ardından yakıtları bittiği için Karayip Denizi’ne inmek zorunda kaldı. Yolculara emniyet kemerlerini bağlamaları talimatı verilmesi unutuldu ve 57 yolcu ile 6 mürettebattan toplam 23’ü hayatını kaybetti.

1996’da Etiyopya Havayolları’nın 961 sefer sayılı uçuşunda, hava korsanları uçağın kontrolünü ele geçirmek istedi. Pilotlar, korsanlarla yürütülen müzakereler sırasında Komor Adaları yakınlarındaki Hint Okyanusu’nda suya iniş girişiminde bulundu. Dalgalara paralel iniş yapmak için niyetlenmiş olsalar da uçak sola yattı ve sol kanadı okyanusun hırçın sularına vurdu. Sonuç, Boeing 767’nin 3 parçaya ayrılan gövdesinin hızlı bir şekilde batışı oldu. Mürettebat da acil durum prosedürlerini yeterince hızlı uygulayamadı. Uçaktaki 175 kişinin 125’i yaşamını yitirdi.

SUYA İNİŞLERDE PİLOTLAR NE YAPIYOR?

Pilotlar için mümkün olan en iyi senaryo, planlanmış veya planlanmamış suya inişler için yeterince hazırlıklı olabilmekten geçiyor. Mümkünse, uçak suyla temas ettiğinde içeri su girişini önlemek için uçağın dışarıyla temas eden tüm kısımlarının kapatılması gerekiyor. Ayrıca pilotlara, uçağın kuyruğuna aşağı yönlü pozisyon vermeleri tavsiye ediliyor. Bu, uçağın burnu üzerindeki baskıyı azaltarak, uçağın suyun üzerinde kalması ve daha iyi yüzebilmesine olanak veriyor.

Uçağın kanatlarının aynı seviyede olması ve suyun çok dalgalı olmayan bir bölümünde yer alabilmek de suya inişlerde büyük bir avantaj olarak gösteriliyor. Örneğin, okyanusa iniş yapılacağı durumlar için pilotlara, suyun sert darbelerinden etkilenmemesi adına, mümkünse dalgalara paralel inmeleri öneriliyor. Elbette suya iniş için teknik olarak tüm adımları dikkatli şekilde uygulamaya çalışırken, pilotların yardım yani MAYDAY sinyali de vermeleri de gerekiyor.

Bir uçak suya iniş yaptığında, yolcular ve personelin hızlı bir şekilde tahliye edilmesi gerekiyor. Uçak batmadan önce mürettebatın ne kadar zamana ihtiyacı olacağı ile ilgili kesin bir tahminde bulunmak imkansız. Ancak uçağın yapısı çoğu durumda tahliye için yeterli zamanı verebilecek durumda. Uçaktaki tahliye kaydıraklarının şişme bot olarak da kullanılabilmesi veya ayrıca bulundurulan şişme botlar da kurtarılmayı beklerken yolcuların hipotermi yaşamasını engelliyor.

SUYA İNEN UÇAKLARA NE OLUYOR?

Dev vinçler yardımı ile Hudson Nehri’nden kaldırılan A320-200, 2011 yılında Carolinas Havacılık Müzesi’ne yerleştirildi. Ancak suya iniş yapan her uçak bu kadar şanslı olamayabiliyor. Uçak denize iniş sonrası parçalanıp hızla batmaya başladığında, suyun derinliğine bağlı olarak, gövdenin bazı bölümleri kurtarılamayabiliyor. Kurtarma ekipleri ve dalgıçlar, ölen yolculara ulaşabilmek ve soruşturma için kanıt toplamak üzere enkazın çevresinde hummalı bir çalışma yürütüyor. Ama uçaklar her zaman tamamen denizden çıkarılmıyor.

Kazaların çoğu kalkış ve iniş sırasında meydana gelme eğiliminde olduğu için, uçaklar genellikle görece sığ sulara iniyor. Bu da uçağın kurtarılması için yapılacak işlerin, derin bir okyanusa göre daha kolay olması anlamına geliyor.

SUYA İNEN UÇAKTAKİ YOLCULARIN EŞYALARININ DURUMU

Böylesi bir kazadan sağ çıktıktan sonra, kişisel eşyalarınızı geri alabilmenin derdine ne kadar düşersiniz bilinmez. Eşyalarınız büyük olasılıkla ciddi şekilde hasar görmüş oluyor. Ancak, her şeye rağmen bu tip durumlarda uçaktaki eşyalar da mümkün olduğunca kurtarılıyor. Zira kazada sevdiklerini ve yakınlarını kaybedenler için bu eşyalar duygusal bir anlam taşıyor. Kurtarılabilen eşyalar hayatta kalanlara veya yakınlarına iade ediliyor. Hudson Nehri’ne inen US Airways uçağından kurtarılan çok sayıda iyi durumda eşya olduğu ve sahiplerine iade edildiği biliniyor.

YOLCU UÇAKLARI SUYA İNECEK ŞEKİLDE Mİ TASARLANIYOR?

Albatross ve Çin’in son dönemde ürettiği dev AG600 gibi örnekleri bulunan amfibik uçaklar, hem karaya hem de suya inebilecek şekilde tasarlandı. Amfibik uçakların, gövdelerinin alt kısmı, tıpkı bir teknenin gövdesine benzer şekilde tasarlanıyor. Ayrıca herhangi bir sızıntının kabine girişini engellemek için sintine pompaları yerleştiriliyor. Bu tip uçaklarda yüksek kanat tasarımı tercih ediliryor. Amaç motorları sudan olabildiğince uzak tutabilmek ve kanatlar sayesinde uçağın su üzerindeki seviyesini korumak ve yüzebilmesini sağlamak. Ancak ticari yolcu uçakları suya inecek şekilde tasarlanmıyor.

Görsel: Lt. Zach Niezgodski

HER UÇAĞA SUYA İNİŞ TESTİ YAPILIYOR MU?

İmalatçıların, yeni ürettikleri uçaklar için sertifikasyon testlerinin bir parçası olarak suya iniş senaryosunu gerçekten test etmeleri gerekmiyor. Sadece teorik değerlendirmeler yapılıyor. Genellikle, uçakların teknik kitapları, bu tip durumlarda gerekli pilot aksiyonlarını da barındıran bir acil durum tatbikatı içeriyor. Başarılı bir iniş yapmak için hız limitleri, iniş takımı, kanat ve kontrol yüzeylerinin pozisyonlarını içeren konfigürasyonlar ve uçuş teknikleri hakkında tavsiyelerde bulunuyor. Modern uçaklar her ne kadar suya inmek için tasarlanmış olmasalar da suya iniş durumlarında, yolcuların sağ çıkma şanslarını artıracak tasarım özelliklerine sahip. Örneğin uçağın hızlı bir şekilde batmasını sağlayabilecek olan kabin içi basınçlandırma sisteminin valfleri, kokpitteki basit bir switch yardımıyla devre dışı bırakılabiliyor.

UÇAĞINIZ SUYA İNERSE NE YAPMALISINIZ?

Koltuğunuzun altında bulunan can yeleklerinizi giyip, kabin ekiplerinin direktif ve yönlendirmeleri ile hızlı bir şekilde uçağı tahliye kaydırakları aracılığıyla terk etmeniz gerekiyor. Can yelekleri, doğru şekilde giyilir ve düzgünce şişirilebilirse, bilinci kapalı bir kişinin bile güvenli bir şekilde yüzer durumda kalmasını sağlayabilir. Bir yolcunun bu tip bir kazada hayatta kalması, ilk olarak brace pozisyonunu ne kadar iyi uyguladığına bağlı. Doğru şekilde pozisyon almak sizi darbelere karşı koruyarak, emniyet kemerinizi çözüp, uçağı tahliye edeceğiniz ana kadar hayatta kalmanızı sağlar.

HAYATTA KALMA TÜYOLARI!

Suya inişler için son bir tavsiye isterseniz, uçağa bindiğinizde koltuğunuzun cebinde bulunan acil durum kartını dikkatle inceleyin. Uçuş öncesi yapılan ve birkaç dakikanızı alacak güvenlik demolarını önemseyin. Çünkü uçuştan önce ayırmadığınız o birkaç dakika, kaza sırasında hayatınızı kurtarabilir. Brace pozisyonu ve diğer acil durum tavsiyeleri konusunda kabin ekibinden gelen direktifleri harfiyen yerine getirmek, hayatta kalma ihtimalinizi artıracaktır.

adbanner