‘Lodos İstanbul’da hava trafiğini olumsuz etkiliyor’ haberlerini sıkça duyarız. Böyle zamanlarda bir çok sefer iptal edilir İstanbul’a inmeye hazırlanan uçaklar, havada uzun süre turlar veya başka meydanlara yönlendirilir. Aslında Lodos, sanılanın aksine uçuş emniyeti konusunda diğer rüzgarlara göre daha tehlikeli değil!
Lodos, Güney Batı yönünden esiyor. Bu da havalimanlarındaki pistlerin konumu göz önüne alındığında, uçakların hiç sevmediği yan rüzgarlara neden oluyor.
Bir uçak için verimli bir uçuşun sırrı, rüzgarın motorun ön kısmından ve limitler dahilinde alınması. Yani rüzgarın yönü ve şiddeti konusunda çeşitli operasyonel limitler var. Özellikle inişte ve kalkışta bu durum çok daha büyük bir önem kazanıyor. Bu sayede motorlara daha az yükleniliyor.
Lodos zamanlarında motorlar, rüzgarı yandan aldığı için durum sıkıntılı hale geliyor. Rüzgarın şiddeti de limit üstü olduğunda durum içinden çıkılmaz hale dönüşüyor.
ATATÜRK HAVALİMANI’NDA TRAFİK KISITLANIYOR!
Sıradan bir günde Atatürk Havalimanı’nda uçaklar kalkışlarını kuzeye doğru (Sefaköy -Halkalı yönüne) gerçekleştiriyor. İnişler ise Florya yönünden yapılıyor. Yani iniş ve kalkış trafiği birbirini kesmiyor.
Lodos, Güney batı yönünden estiği için İstanbul’a Lodos’un hakim olduğu günlerde, uçaklar güneye doğru kalkmak zorunda. Bu esnada inişler de Ataköy tarafından yapıldığı için kalkış ve iniş trafiği birbirini kesiyor.
Olası çarpışma durumunu engellemek için, 17LR pistinin başına gelen uçak, diğer tarafta inişin tamamlanmasının ardından kalkabiliyor. Bu da havalimanında trafiğin ciddi oranda kısıtlanması anlamına geliyor.
UÇAKLAR RÜZGARA KARŞI KALKIP İNİYOR!
Bir uçak için verimli bir uçuşun sırrı, rüzgarın motorun ön kısmından alınması. Özellikle inişte ve kalkışta bu durum çok daha büyük birr önem kazanıyor. Bu sayede motorlara daha az yükleniliyor. Lodos zamanlarında motorlar rüzgarı yandan aldığı için havada korku dolu anlar yaşanabildiği gibi inişlerde pas geçme oranı ciddi şekilde artıyor.
Uçakların yer çekimini yenmesini sağlayan ve taşıma kuvveti oluşturan en önemli bileşeni kanatlar. Taşıma kuvvetini artırabilmek için, uçakların hem iniş hem de kalkışta, rüzgarı karşıdan alması sağlanmaya çalışılıyor. Yani sanıldığı gibi kalkış ve inişte rüzgarın arkadan esmesi istenmiyor.
Rüzgara doğru yapılan kalkış, daha kısa sürede uçağın pistten teker kesmesini ve daha düşük bir hızla daha yüksek irtifaya ulaşılmasını kolaylaştırıyor.
Rüzgara karşı inişte de benzer avantajlar bulunuyor. Rüzgarın inişte karşıdan alınması sayesinde hem uçağın piste teker koyma hızı azalıyor hem de uçak pistte daha kısa bir sürede durabiliyor.