Uçaklar Daha Yüksekten Uçamaz mı?

Yüksek irtifa, uçaklar için öncelikle yakıt tasarrufu, hız ve uçuş güvenliği anlamına geliyor.

Yerden yükseldikçe hava giderek inceliyor ve yoğunluğu azalıyor. Uçağa etki eden hava sürtünmesi azaldığı için hız artıyor ve yakıt tasarrufu sağlanıyor.

Bulutların üzeri hep güneşli ve güvenli. Yani uçağın meteorolojik olayların gerçekleştiği seviyenin üzerinde seyretmesi, uçuş emniyetini artırıyor. Türbülanstan da kaçınılıyor.

Pilotlar yüksek irtifaları otobana çıkmak olarak değerlendiriyor.

Peki yüksekten uçmak daha verimliyse neden ticari uçakların seyir yüksekliği 42 bin feet (yaklaşık 13 km) ile sınırlandırılıyor?

Daha yüksek irtifada; daha hızlı, daha az yakıt tüketerek, daha kısa zamanda gitmek istediğimiz yere neden gidemiyoruz?

Çünkü; bilimsel olarak, ticari uçuşlar için, 10-13 km yükseklik bandı, uçağın tasarımı ve insan fizyolojisi gibi pek çok kriter değerlendirilerek ortaya çıkarılan en optimal değer aralığı.

NEDEN?

Eğer basınçlandırılmamış bir kabinde seyahat ediyor olsaydık, uçak 10 bin feet (yaklaşık 4 km) üzerine çıktığında tamamlayıcı bir oksijen kaynağı aracılığıyla nefes almaya başlamamız gerekirdi. Çünkü uçuş yüksekliği artırmaya devam ettikçe havadaki oksijen de azalıyor.

Havada herhangi bir arıza durumunda mürettebat, kabin basıncının azalması durumu için hazırlıklı. Böyle bir durumda, yolcular ile beraber kokpitte pilotlar da derhal oksijen maskelerini kullanarak saf oksijeni solumaya başlıyor.

Yapılan testler 42 bin feet irtifanın üzerinde, pilotların acil durumlarda uçağı kontrol etme yetilerinin azaldığını gösteriyor. Yani bu irtifa pilotlar için performans sınırı anlamına geliyor.

Bu yüzden de otoriteler böyle bir yükseklik sınırı getiriyor.

Ayrıca uçak motorları, çalışma prensibi olarak, jet yakıtını havadaki oksijen ile yakıyor. Çok yüksek irtifalarda oksijenin azalıyor olması uçak motoru için de tehlike sinyali.

adbanner