Beton ve Asfalt Pist Arasındaki Farklar

Havalimanlarındaki pistler, uçuşlarımızın başlangıcını ve sonunu temsil eder. Kalkış hissinin veya yere teker koyma heyecanının tadını çıkarırken, çoğu zaman pist yüzeyinin nasıl olduğu sorusu aklımıza bile gelmez. Havalimanlarındaki pistlerin çoğu, beton ya da asfalt bir yüzeye sahiptir. Peki bu iki yüzeyin farkları ve birbirlerine göre avantajları nedir?

Beton ve asfaltın tam olarak nasıl oluştuğunu açıklayarak başlayalım. Beton, büyük ölçüde agrega olarak bilinen bir dizi kayadan oluşur. Agregalar, beton karışımının %60 – %75’ini oluşturur. Kalanı kısım ise bir macunla birbirine bağlanır.

Bu macun su (tüm karışımın %14-21’i) ve çimentodan (%7-15) oluşur. Ayrıca, betonun %8’i havadır. Bu da yeni karıldığında, betona belli ölçüde işlenebilirlik sağlar. Bağlayıcı macun sertleşip dayanım kazandığında beton sağlamlaşır ve kaya benzeri şeklini alır.

Asfalt da tıpkı beton gibi agregalar bulundurur.  Ancak petrol bazlı bir hidrokarbon karışımı olan farklı bir bağlayıcı maddeye sahiptir. Ayrıca asfalt, betondan daha koyudur ve tipik olarak daha koyu kahverengi veya siyah bir görünüme sahiptir.

Pistteki Yüzey Farklılığı Ne Anlama Geliyor?

Bu farklı bileşimlerin, pist yüzeyi olarak kullanımları bir çok farklılığı beraberinde getiriyor. Maliyet açısından, betonun, kurulumu, bakım, onarım ve tamirleri daha pahalı. Ayrıca beton, daha fazla zaman alan bir yüzeydir. Genellikle daha güçlü bir bileşik olmasına rağmen, çatlamaya daha yatkın. Bu, onarımların sıklığını ve maliyetini daha da artırır.


İlgili Haber | Pistteki Rakamlar Ne Anlama Geliyor?


Asfalttaki petrol bazlı bağlayıcı nedeniyle beton daha çevre dostudur. Ayrıca daha esnek olması nedeniyle, asfalt gibi aşırı sıcak hava koşullarda deforme olmaz. Dikkat edilmesi gereken ilginç bir husus, asfalt pistlerin altında betonarme donatıların olmasıdır. Bunlar, büyük ve ağır uçakların en sık iniş yaptığı pistlerin uçları gibi daha fazla basınca maruz kalan alanlarda en derin şeklini alır.

527 metre uzunluğunda asfalt pisti ile Tenzing Hillary Havalimanı, Lukla-Nepal (Getty Images)

Genel olarak, bir pist yüzeyi seçimi söz konusu olduğunda, havalimanı mimarları ve tasarımcılar, iklim, trafik ve hammadde erişimi dahil olmak üzere çeşitli parametreleri dikkate alır. Her birinin bu konularda kendi isterleri vardır. Hem asfalt hem de beton, ikisi de pist için uygun yüzeylerdir.


İlgili Haber | En Kısa Pistlere Sahip Ticari Havalimanları


New York JFK Havalimanı, pist yüzeyleri konusunda bir karşıma sahiptir. Meydanda, üç beton pist ve bir asfalt pist bulunur.

Alışılmışın Dışındaki Pist Yüzeyleri

Dünya’nın dört bir yanındaki havalimanlarında bulunan tüm pistler, düzgün asfalt veya betonla kaplanma lüksüne sahip değildir. Birçok pistin yüzeyi, bu tür bileşikler üstte katmanlanmadan, bölgenin orijinal yüzeyinden oluşur. Örneğin, 1969’da Boeing, birinci nesil 737’lerin çakıllı iniş pistlerine inmesine izin vermek için ‘Asfaltsız Şerit Kitini’ geliştirdi.

Antarktika’daki koşullar, orada araştırma yapan bilim insanlarını taşıyan uçakların kullandığı mavi buz pistleri için uygundur. Bu yüzeylerdeki daha düşük sürtünme seviyeleri nedeniyle, iniş yapan uçakları pist sınırları içinde durdurmak için pilotlar thrust reverse kullanır.

İskoçya’nın Outer Hebrides bölgesinde bulunan Barra Havaalanı (BRR) benzersiz pist yapısı nedeniyle oldukça ilgi çekici. Barra, spesifik olarak, uçakların bir kumsala indiği Dünya’daki tek havaalanı durumunda. Bu durum, uçakların, meydanın üç pistine yalnızca düşük gelgit koşullarında erişilebilmesi durumunu ortaya çıkarıyor.

adbanner