Corendon Havayolları’na ait Boeing 737’ün pilotları, konfigürasyon uyarısı nedeniyle, Münih Havalimanı’nda arka arkaya iki kez kalkıştan vazgeçti.
24 Eylül’de, Münih Uluslararası Havalimanı’ndan (MUC), XC-3562 sefer sayılı İzmir Adnan Menderes Havalimanı (ADB) uçuşunu yapmaya hazırlanan Corendon Havayolları’na ait TC-TJU tescilli Boeing 737’ün pilotları, dahili uyarı sisteminden gelen uyarıları takiben, iki kez üst üste kalkıştan vazgeçti.
İlk kalkış denemesinde, pilotlar kalkış konfigürasyon uyarısı aldı ve henüz düşük hızdayken, kalkıştan vazgeçti. Mürettebat, 26L pistinden çıkarak, bekleme alanına döndü.
İkinci kalkış denemesinde, pilotlar, aynı kalkış konfigürasyon uyarısını bir kez daha aldı ve kalkış ikinci kez iptal edildi. Uçak, bu defa teknik kontrol için aprona döndürüldü.
Bakım ekipleri, uçağı kontrol ettikten sonra, 30 dakika kalkışa izin verildi. Üçüncü denemede herhangi bir sorun yaşamayan uçak, yaklaşık iki saatlik rötar ile güvenli bir şekilde İzmir’e ulaştı.
Pilotların Kalkıştan Vazgeçme Kararı
Pilotlar pek çok farklı sebeple kalkıştan vazgeçebilir. Kokpit ekibi için, uçağı kalkıştan önce durdurmak konusunda kritik eşik V1 hızına ulaşıp ulaşılmadığıdır. V1 (maksimum fren enerjisi hızı) uçakta herhangi bir sorun olsa bile uçağın kalkması gereken hız değeridir. Bu hıza yakın değerlerdeyken, pilotların kalkıştan vazgeçme kararı alması durumunda, uçağın frenleri ve lastikleri de zarar görebilir. Pilotlar kalkıştan vazgeçme kararı için, genellikle V1 hızından olabildiğince uzak hız değerlerini tercih ederler.
Pilotlar, uçuş emniyetini riske atabilecek herhangi bir anormallik fark ettiklerinde genellikle düşük hızlarda kalkıştan vazgeçer. Pilotlar bunu genellikle sensör göstergeleri üzerinden fark eder. Münih’te yaşanan olayda da Corendon pilotları, kalkış konfigürasyon uyarısı nedeniyle kalkıştan vazgeçti. Bu uyarı, uçuş ekibini, uçağın kalkış için yeterince hazır olmadığı konusunda bilgilendirir.
Kalkış kararı vermek pilotlar için oldukça kritik bir durumdur. Kokpit ekibinin, önlerindeki gösterge ve uyarılara bakarak, sadece birkaç saniye içinde, kalkışı iptal edip etmeme kararı almaları gerekir. V1 hızına göre daha düşük hızlarda olsa bile, kokpit ekibi, kalkıştan vazgeçme kararı verirken, kalan pist uzunluğu ile uçağın durma performansını da göz önüne almak ve dikkatle hesaplamak zorundadır.
İptal edilen kalkışlar
Geçtiğimiz Haziran ayında, China Southern Havayolları’na ait Airbus A319’un pilotları, uçaktan birkaç parça düştüğü için kalkıştan vazgeçti. Uçağa ait herhangi bir parçanın düşmesi fikri, yolcular ve mürettebat için oldukça sinir bozucu. Piste düşen parçaların sesi, uçaktaki herkes tarafından duyuldu. Havayolu, yaşanan durumun nedeni olarak hava durumunu işaret etse de olay nihayetinde mekanik bir arızaya bağlandı. Pilotlar, doğru kararı vererek kalkıştan vazgeçti.
Bu olaydan birkaç hafta önce, Mayıs ayının sonunda, LATAM Havayolları’na ait Airbus A321’in kokpit ekibi, motor arızası nedeniyle yüksek hız seviyesinde kalkıştan vazgeçme kararı aldı. Motorlardan biri aniden arızalandığı anda, uçak yerde saatte yaklaşık 160 km hıza ulaşmıştı. Uçuş ekibi, V1’e ulaşmadan önce, hızlı bir aksiyon aldı ve uçağı durdurdu. Yaşanan üç farklı olayın senaryosu birbirinden farklı olsa da, ortak olan tek şey, pilotların doğru kararlar vererek, hızlı şekilde aksiyon almış olmaları.
