Cumhurbaşkanı Erdoğan, TUSAŞ Tesisleri Milli Teknolojiler ve Yeni Yatırımlar Toplu Açılış ve Tanıtım Töreni’nde önemli açıklamalarda bulundu. Savunma sanayiinin önemine değinen Erdoğan, “Savunma sanayiimiz özel bir yere sahiptir. Önceki dönemlerde maalesef dışa bağımlı hale getirilmiştir. 20 yıl önce sadece 62 olan savunma projesi sayısı bu yıl 750’yi geçti. Kendi savaş gemisini yapan 10 ülkeden biriyiz. İHA ve SİHA üretiminde ise ilk 3 ülke arasındayız. Savunma sanayii projelerinin bütçesi 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara, sektörün yıllık cirosu 1 milyar dolardan 10 milyar dolara yükselmiştir.” dedi.
“MİLLİ MUHARİP UÇAK 2029’DA GÖKYÜZÜNDE!”
Milli muharip uçak için tarih veren Erdoğan, “Milli Muharip Uçağımızı inşallah 2023 yılında hangardan çıkarıp bütün dünyaya göstereceğiz. Özellikle ilk uçuşunu fazla geciktirmeden en kısa zamanda gerçekleştirmeyi planladığımız bu adım devam ediyor. 2025’de ilk uçuşu gerçekleştirilecek olan milli muharip uçağımız test süreçlerinin ardından Hava Kuvvetlerimizin vurucu gücü olarak 2029’da göklerdeki yerini alacaktır. Ağır sınıf taarruz helikopteri projemiz devam ediyor. İlk özgün helikopterimiz Gökbey’i de bu yıl teslim edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Osmanlı’da ilk yıllarından itibaren tersaneciliğini geliştirmiş Avrupa ordularında henüz yok iken topçu, baruthane, Tophane-i Amire, Tersane-i Amire gibi kurumları faaliyete geçirmiştir. Asırlar boyunca dünyaya top, tüfek, gemi başta olmak üzere Osmanlı 18. yüzyıldan sonra bu alandaki öncülüğünü yitirmeye başlamıştır.
“BAĞIMSIZ SAVUNMA SANAYİ VURGUSU!”
Cumhuriyetin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde başlatılan savunma sanayimiz özel bir yere sahiptir. Müteşebbislerin çabalarını bu devirde iç ve dış engellemeler sebebiyle akamete uğradığını görüyoruz. Savunma sanayimiz neredeyse tamamen dışa bağımlı hale getirilmiştir. Kıbrıs Barış Harekatı döneminde önce tehdit, ardından ambargo ile devam eden gelişmeler kendi kendine yeten savunma sanayi ihtiyacını bir kez daha ortaya konmuştur. ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kurumlar bu sürecin kurumlarıdır. Rahmetli Özal döneminde savunma sanayi müsteşarlığı kurulmuştur. 2000’li yıllara kadar yerli üretim yanında ofset projeleri vasıtasıyla ülkeler arası ortak programlara ağırlık verilmiştir. Hükümete geldiğimizde savunma sanayinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak dedik ve adımları atmaya başladık. Yerli ve milli sistemleriyle dostlarına elini uzatan tam bağımsız bir savunma sanayi kurmak için tüm imkanları seferber ettik.
Bugün Türk savunma sanayi Cumhurbaşkanlığına bağlı Savunma Sanayi Başkanlığı koordinasyonunda yüklenici, araştırma kuruluşları, üniversiteleri ve ihracatıyla ülkemizin en önemli sektörlerinden biri haline gelmiştir. Bu alanda faaliyet gösteren firmalarımızın sayısı 56’dan 1500’e çıkmıştır. Bütçesi 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara, yıllık ciro 10 milyar dolara, ihracatımız 248 milyon dolardan 3 milyar 224 milyon dolara yükselmiştir.
“SAVUNMA SANAYİİNDE İHTİYACIMIZ OLAN HER ŞEYE VARIZ!”
Dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini inşa eden 10 ülke arasında yer alıyoruz. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde dünyanın ilk üç ülkesi içindeyiz. Türkiye küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorluklara, maruz kaldığı gizli, açık ambargolara, içeriden, dışarıdan yürütülen sabotajlara rağmen bu seviyeye gelmiştir. İnsansız hava aracı istedik, mühimmat istedik vermediler. Füze istedik vermediler, biz de Bora, Atmaca, Bozdoğan’ı yaptık. Hava savunma sistemini ilk etapta başka ülkeden aldık, yakında Siper ve daha ötesini de tamamlayacağız.
İHA’larda kullandığımız kameraya ambargo koydular. Sandılar ki biz İHA’ları kullanamayacağız, onu da kendimiz yaptık. Sınırlarımız içinde terörle mücadele operasyonları rahatça yürütebilmeyi, sınır ötesi barış harekatlarını istediğimiz gibi yönetmeyi artık bu araçlara borçluyuz. Artık geleceğin harp ortamına ülkemizi hazırlıyoruz. Deniz platformundan, savaş yönetim sistemine, elektromanyetik sistemlerinden lazer sistemine, uydulara kadar savunma sanayinde hangisine ihtiyacımız varsa hepsine varız.
“SİHA’LARLA DÜNYADAKİ YERİMİZ GÜÇLENİYOR!”
TUSAŞ geliştirdiği ve ürettiği ürünlerle hem kendi güvenlik güçlerimize hem de dost ve kardeş ülkelere önemli sistemler kazandırdı. Yeni elektronik harp sistemleriyle donatılan Faz 2 ile donatılmış Atak helikopterimiz terörle mücadelede en önemli araçlardan biri haline gelmiştir. Ağır taarruz helikopteri projemiz devam ediyor. Tamamen kendi mühendis ve teknisyenlerimizin alın teri ve akıl teri ile ilk özgün helikopterimiz Gökbey’i bu sene planlıyoruz. SİHA’da hem ürün zenginliğimiz artıyor hem de dünyadaki yerimiz güçleniyor. TUSAŞ’tan en büyük beklentimiz, uçak teknolojisinde bizi rekabet edilebilir seviyeye çıkarmasıdır. Ülkemizin ilk jet motorlu uçağı Hürjet eğitim uçağımızın eğitimi devam ediyor.
“BİN KİŞİNİN İSTİHDAM EDİLECEĞİ MERKEZİ HİZMETE ALIYORUZ!”
Şimdi sıra milli muharip uçağında. Projede görev alacak 2 bin 300 mühendisimiz çalışmalarını bu merkezde yürütecek. İnşallah 2023 yılında hangardan çıkarıp, bütün dünyaya göstereceğiz. Özellikle ilk uçuşunu fazla geciktirmeden en kısa zamanda gerçekleştirmeyi planladığımız bu adım devam ediyor. 2025’de ilk uçuşu gerçekleştirilecek olan milli muharip uçağımız test süreçlerinin ardından Hava Kuvvetlerimizin vurucu gücü olarak 2029’da göklerdeki yerini alacaktır. Kompozit malzemelerin imalatının yapılacağı, bin kişinin görev alacağı tesisimizi de bugün ülkemize kazandırıyoruz. Hava araçlarımızın parçalarının bakım, onarım ve yenilemelerinin yapılacağı bakım ve onarım merkezimizi de bugün hizmete alıyoruz. 500’den fazla mühendisimiz de sektörün önemli ihtiyacını giderecektir.”
“TÜRKSAT 6-A BİRÇOK İHTİYACA CEVAP VERECEK!”
Uzayda 4’ü haberleşme 3’ü de gözlem olmak üzere 7 uydumuz görev yapıyor. Yerli ve milli unsurların katkısıyla yapılan TÜRKSAT 5-B uydumuzun uzaydaki yolculuğu devam ediyor. TÜRKSAT 6-A ile birçok ihtiyaçlara cevap verecek TUSAŞ’ın bu alandaki yatırımını arttırıyoruz. Uzay sistemleri, entegrasyon test merkezine destek olacak yeni merkezi hizmete alıyoruz. Uzay Sistemleri Mühendislik Merkezimiz ülkemizin uzay yolculuğuna çok önemli katkı sunacaktır. Ankara savunma ve havacılık sektörümüzün can damarı haline gelmiştir.
“SAVUNMA SANAYİ İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNE YATIRIMLAR BAŞLADI!”
Ülkemizin ilk savunma sanayi ihtisas organize sanayi bölgesini Ankara’da kurduk. Uzay ve havacılık alanlarında kendi sanayimizi desteklemeyi, yerli ve yabancı firmaları bir araya getirerek sinerji sağlamayı, ihracat yapmayı hedefliyoruz. Yatırımcılarımız buraya beklediğimiz ilgiyi gösterdi. Arsa tahsislerin neredeyse tamamı doldu. Yatırımlar başladı.
“16 TESİSİMİZİ HİZMETE AÇIYORUZ!”
İnşası tamamlanan 16 tesisimiz ile organize sanayi bölgesi yönetim binamızı da bugün hizmete açıyoruz. Tüm yatırımlar tamamlandığında 300 işletmeye ev sahipliği yapacak bu yerin istihdama katkısı 15 bin kişiyi bulacaktır. Firmaların araştırma-geliştirme çalışmalarını yürüteceği teknoloji geliştirme bölgesinin kuruluş çalışmaları sürüyor. Burada bölgedeki üniversitelerin, ilgili kurum ve kuruluşların desteği ile yeni ve ileri teknoloji geliştirip, üretmek isteyenlere çok özel imkanlar sunulacak. Savunma sanayiyi her zaman ayrı bir yere koyuyoruz. Mehmetçiğimizin, polisimizin, jandarmamızın yurt içi ve sınır ötesi operasyonlarında kullandığı silahları kimseye muhtaç olmadan geliştirmek ve üretmek için bu alana milli hassasiyetlerle eğiliyoruz.
Milli Teknolojiler ve Yeni Yatırımlar Töreni kapsamında açılışını gerçekleştirdiğimiz 4 binanın ülkemize hayırlı olmasını diliyor; yerli ve milli imkanlarla hayata geçirdiğimiz her projeyle ülkemizin göklerdeki gücüne güç katıyoruz! ?? pic.twitter.com/m2IwgmlrMB
— Türk Havacılık Uzay Sanayii (@TUSAS_TR) January 7, 2022
“SAVUNMA SANAYİ SİYASET ÜSTÜ BİR ALAN!”
Savunma sanayini siyaset üstü bir alan olarak gördük. Son denemde bu konuda çarpıtma, yalan kampanyalarının, iftiraya varacak ölçüde arttırıldığını görüyoruz. Arifiye’deki tank palet fabrikasıyla ilgili yalanları yüzlerine vurduk. Son olarak bir milli savunma sanayi şirketimizin küresel ülkelere satıldığı yalanını dolaşıma soktular. Bu haberi ilgili kuruluşlar başta olmak üzere herkesin yalanlamasına rağmen tezvirata devam ediliyor. Bu hamlelerin ülkemizin savunma sanayilerini baltalamak olduğunu biliyoruz. Buradan tüm yalancılara, sahtekarlara sesleniyorum, biz ülkemize hizmet etmekten asla yorulmayacağız ama siz bir gün mutlaka yalanlarınızda boğulacaksınız. Savunma sanayinde daha planlı, sistematik, orta, uzun vadeli hareket edeceğimiz bir döneme giriyoruz.
“KENDİ ÜRETEBİLECEĞİMİZ ÜRÜNLERİN İTHALATINA RIZA GÖSTERMEYECEĞİZ!”
Gençler, mühendislerimiz, kızlı, erkekli buradalar. Bu ülke savunma sanayiinde adeta erişilemez hale gelsin diye. Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarikine rıza göstermeyeceğiz. Elimizdeki sınırlı kaynağı savunma sanayini geliştirmek için kullanmak asıl önceliğimiz olmaya devam edecek. Bu konuda savunma sanayi sektöründen daha fazla gayret ve sonuç beklediğimi biliyorsunuz.
“GELDİĞİMİZ SEVİYE YETERLİ DEĞİL!”
Geldiğimiz seviye önemlidir ama yeterli değildir. Çok daha ileri seviyelere ulaşmak için sektörü daha çok çalışmaya, ürün ortaya koymaya, küresel başarılar sergilemeye davet ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak savunma sektörüne bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en güçlü destek vermeyi sürdüreceğim. Yatırım bedeli 750 milyonu geçen bu tesislerimiz inşallah TUSAŞ ve savunma sanayimize güç katacaktır. Üretime başlayan firmalarınızı yatırımların hayırlı olmasını temenni ediyorum. Tüm bu yatırımları ülkemize kazandıran kurum ve firmalarımızı, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyor,sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”