Kendinizi gökyüzünde bir uçakta seyahat ederken hayal edin. O esnada altınızda, bir deprem meydana geliyor ve depremin oluşturduğu sismik dalgalar yeryüzünde ne varsa kuvvetli bir şekilde sarsmaya başlıyor. Ağaçlar sallanıyor, binalar çöküyor. Peki bu etkili güç size gökyüzünde dokunabilecek mi? İçinde bulunduğunuz uçak, çok şiddetli bir türbülansa girmiş gibi sarsılmaya mı başlayacak?
İlk başta aptalca bir soru gibi gelebilir, ama şöyle düşünün: deniz tabanında oluşan depremler, üzerindeki suyu tsunamiler şeklinde canlandırıp bir canavara dönüştürebiliyorsa, atmosfer aracılığıyla uçakları da etkiliyor olamaz mı?
Yerin onlarca kilometre altındaki fay hatlarındaki hareketlilik sonucu oluşan depremler; yerden 10 km yukarıda seyir halindeki bir uçağı etkileyebilir mi? Sorusunun ardından akla gelen ilk cevap ‘’tabii ki hayır’’ olabilir. Ancak bu kısmen doğru kısmen de yanlış bir cevap.
DEPREM DALGALARI UÇAĞI ETKİLER Mİ?
Depremler sadece yer yüzünde hissedilen sismik dalgalar ve titreşimler açığa çıkarıyor. Bu şok dalgaları yalnızca yerden ve yerle temas eden yüzeylerden yayılıyor; katı cisimler üzerinde hasara neden oluyorlar. Bu dalgalar, atmosfer içinde hareket süreleri uzadıkça, zayıflama olarak adlandırabileceğimiz yoğunluk kaybı yaşayıp sönümleniyorlar. Bu zayıflama etkisi nedeniyle yüksek bir irtifada yani ticari yolcu uçaklarının normal seyir irtifasında seyahat ederken bu dalgaların etkisini hissetmek pek mümkün görünmüyor.
Ancak uzmanlar tarafından, deprem esnasında bölgenin üzerinde küçük bir uçak ya da helikopterle alçak uçuş yapıyorsanız; deprem sırasında oluşan sesleri, bulunduğunuz hava aracının motor gürültüsünün üzerinde bile duyma ihtimaliniz olabileceği söyleniyor. Ayrıca deprem nedeniyle bir tsunami etkisi oluşursa; özellikle alçak irtifalarda seyir halindeki uçaklar için kısa süreli beklenmedik güçlü türbülans geçişleri de oluşabilir.
Soruya net bir yanıt verdik ama henüz bitmedi. Depremden korunabilmek için en uygun ortamın, yerden 10 km yüksekte seyreden bir uçak olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Belki böylesi bir seyir irtifasındayken altınızda oluşan depremin sarsıntısını uçakta hissetmezsiniz ancak bu depremin sizin uçuşunuza dolaylı etkileri olabilir.
DEPREMİN DOLAYLI ETKİLERİ
Deprem, yeryüzünde çok çeşitli alt yapı problemleri oluşturabilir. Yani ineceğiniz havalimanı kulesi zarar görebilir; orada görev yapan ve o esnada yaklaşma ve kalkış hazırlığındaki uçakları yönlendiren kontrolörler bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Kokpit ekibinin kule ile irtibat kurduğu radar ve radyo sistemleri zarar görebilir; pist ışıkları ve aydınlatma sistemleri hasar alabilir. Piste yerleştirilen ve uçakların güvenle inmesini sağlayan ILS gibi sistemler depremden olumsuz etkilerle çıkabilir. Düşünsenize iniş için son yaklaşma aşamasındasınız pisti görüyorsunuz her şey tamam ve bir anda her şey müthiş bir karanlığın ortasında kayboluyor Üstelik eş zamanlı olarak kule ile iletişiminiz de kopuyor. Korkunç!
Bitmedi. Boardingi tamamlamış, kapılarını kapatmış ve uçuş için pist başına ilerleyen bir uçağın ya da inişini henüz tamamlamış park pozisyonuna doğru taksi yapan bir uçağın içindeyken depreme yakalanabilirsiniz. Deprem nedeniyle pist veya taksi yollarında çökme ve hasarlanma durumu söz konusu olabilir. Apronda bulunan binalar ve hangarlar yıkılabilir. Depremin meydana geldiği anda uçağınız piste son yaklaşma esnasında olup çeşitli evlerin, iş yerlerinin ya da yüksek binaların arasında süzülüyor da olabilir. Bütün bu saydığım senaryolar da sizin uçuş koşullarınızı olumsuz etkileyerek uçuş emniyetinizi riske atabilir.
Bu yüzden depremler, uçağı, pilotları ve yolcuları doğrudan değilse bile dolaylı olarak ciddi şekilde etkiler. Seyir esnasında depremi sarsıntı şeklinde fiziksel olarak hissetmeseniz bile depremin uçuş deneyiminizi çok tatsız bir şekle büründürmesi an meselesi diyebiliriz. Yani deprem uçakta bir şekilde hissedillir diyor hepimize emniyetli ve keyifli uçuşlar diliyorum.
UÇAK KAZALARI VE DEPREMLER İLİŞKİLİ Mİ?
Bitirmeden önce hazır depremden bu kadar bahsetmişken; uçak kazaları ve depremler arasında bir korelasyon bulmaya çalışan komplo teorisyenlerinin sayısı hiç de az değil. Depremlerden önce oluşan manyetik alan değişimlerinin uçakların elektronik sistemlerine zarar verip düşürdüğünü iddia eden bu arkadaşların birkaç alakasız tesadüfü bir araya getirip bunun üzerinden yarattığı sansasyon kimileri tarafından oldukça ilgi görüyor. Herhangi bir bilimsel temele dayanmayan bu iddialara, bilim insanları depremler ve uçak kazaları arasında herhangi bir bağlantı yok diye cevap veriyor! Bu da aklınızda bulunsun…