Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde bulunan Guarulhos Havalimanı’nın kargo terminalinde, soyguncular yaklaşık 3 dakika süren bir operasyonla, 30 milyon dolar değerinde altın ve diğer değerli metalleri çalarak kayıplara karıştı. Havalimanları ya da kargo terminallerininin güvenlik seviyesini göz önüne aldığınızda, bunun neredeyse imkansız bir şey olacağını düşünebilirsiniz, ancak soyguncular her detayıyla iyi düşünülmüş bir plana sahipti.
Zürih ve New York’a gönderilmek için hazırlanan, 300 kilodan fazlası altın olmak üzere yaklaşık 750 kilogram değerli metal kargo terminalinden çalındı.
Peki ne oldu? Hırsızlar hem tesis hakkında hem de en değerli yükün ne olduğu ve ne zaman taşınacağı hakkında bilgi edinmek için çarşamba günü öğleden sonra kargo dispetcherlarından birini eşi ve 4 çocuğuyla birlikte rehin aldı.
Edindikleri bilgilere dayanarak, Perşembe öğleden sonra, iki klonlanmış devriye polis arabasıyla birlikte, polis üniformalı, yüzleri maskeli ve ağır silahlı şekilde, rehineleri de yanlarına alarak kargo terminalinin ihracat deposuna gittiler. Kargo alanındaki çalışanlar forkliftleri kullanarak tüm değerli yükleri soyguncuların araçlarına yüklemelerine yardımcı oldu.
Tüm yüklerin araçlara yüklenmesinin ardından çalışanlardan ikisini de rehin alıp kaçan soyguncular, havalimanından 20 kilometre uzaklıktaki Jardim Pantanal mahallesinde araçlarını terk etti, rehineleri serbest bıraktı ve bir kamyonete bindi. Çalınan kargonun taşınması için de bir ambulans kullandılar.
Olayda hiç silah kullanılmadı; dolayısıyla ölen ya da yaralanan olmadı. Soygun anı ise saniye saniye kameralara kaydedildi.
Hollywood filmlerinin senaryosunu aratmayan bu görüntülerin ardından soruşturma başlatıldı. Brezilya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük üçüncü soygun vakası olan bu olay, akıllarda pek çok soru işareti bıraktı. Olayla ilgili belki de en önemli detaylar; hırsızların bilgi almak için rehin aldıkları doğru kişiyi nasıl belirlediğinin arkasında gizlidir.
TİRAN HAVALİMANI’NDA SOYGUN!
Brezilya’da yaşanan hırsızlık vakası havalimanında yapılan ilk soygun değil. Nisan ayında Arnavutluk’un başkenti Tiran’da bulunan Rahibe Teresa Havalimanı’nda çok ilginç bir hırsızlık vakası yaşandı. Havalimanında itfaiyecilerin kullandığı kapıyı kırarak aprona giren bir grup silahlı soyguncu, kalkışa hazırlanan Avusturya Havayolları’na ait bir uçağa yüklenen para çuvallarını çaldı. Soyguncuların fark edilmeleri üzerine başlayan kovalamaca esnasında bir soyguncu, polis tarafından vurularak etkisiz hale getirildi. Sayıları tam olarak bilinmeyen diğer soyguncuları bulmak helikopterle aramalar yapılsa da hırsızlar kaçmayı başardı. Soyguncuların çaldığı paranın yaklaşık 10 Milyon Euro civarında olduğu tahmin ediliyor. Olay anında yolcular uçağa henüz yeni alınmış ve boarding tamamlanmak üzereydi. Ancak olay mürettebat ve yolcular için bir tehlike haline gelmedi. Yaklaşık üç saatlik rötarın ardından uçak yolcularıyla birlikte Viyana’ya uçtu.
Arnavutluk Merkez Bankası yüklü miktarda mevduat kabul etmediği için, yaygın bir uygulama olarak, nakit paralar genellikle Tiran Havaalanı’ndan Viyana’daki bankalara gönderiliyor. Olayın ardından Avusturya Havayolları, bir güvenlik önlemi olarak Viyana’ya başka bir nakit transferinin yapılmayacağını duyurdu.
MEŞHUR LUFTHANSA SOYGUNU!
Havacılık tarihinde filmlere konu olan bir büyük soygun öyküsü var ki onu da anlatmadan geçmemek gerek.
1978 yılında New York John F. Kennedy Havalimanı’nda Lufthansa Havayolları’na ait bir kargo binasını soyan hırsızlar, o dönemki değeriyle 5 milyon dolar nakit, 1 milyon dolarlık mücevheri çalarak kaçmayı başarmıştı. Havacılık tarihinde olay meşhur Lufthansa soygunu olarak geçiyor.
Soygununun fikir babası Luchesse ailesinden Jimmy Burke, havaalanında yüklü miktarda para transferi gerçekleşeceğini öğrenince havaalanı çalışanı Louis Werner’i ayarlayıp içeriden aldığı bilgiler sayesinde kurguladığı planını 11 Aralık 1978’de hayata geçirdi. Gangsterler havaalanına bir minibüs ve kaçış esnasında kullanmak üzere manevra kabiliyeti yüksek bir araçla geldi. Kargo elemanı Kerry Whalen’ı ailesini rehin aldıklarını söyleyerek kendileriyle çalışmaya ikna eden soyguncular, paraları ve mücevherleri araca yükledi, işbirliği yapan çalışanları da kendileri havaalanını terk edene dek soygunu kimseye haber vermemeleri için tehdit etti. Hepinzin nerede yaşadığınızı biliyoruz diyerek işçileri tehdit etmişlerdi. Toplamda 64 dakika süren soygun, ABD tarihinin o döneme kadar gerçekleşmiş en yüksek tutarlı hırsızlığı olarak da tarihe geçti.
Planın mimarı Jim Burke çaldıkları paranın, tahmin ettikleri miktarın 3 katı olduğunu gördü fakat bu durumu suç ortaklarından saklama kararı aldı. Bir süre sonra sırrının duyulduğunu anlayan Burke, ortaklarının intikamından korktuğu için hepsini tek tek öldürmeye karar verdi. Burke’ü ele veren de bu cinayetler oldu. 1996’da da 64 yaşında, hapishanede kanserden öldü. Martin Scorsese’nin 90’lı yıllarda müthiş Goodfellas filmine de konu olan soygun öyküsünde, Burke’ün hayatını Robert de Niro canlandırdı.
