Havacılık Bülteni-116

BERLİN’DE 10 YIL RÖTARLI HAVALİMANI AÇILIŞI!

Almanya’nın başkenti Berlin’de yılan hikayesine dönen Brandenburg Havalimanı, planlanan ilk açılış tarihinden yaklaşık on yıl sonra, 31 Ekim Cumartesi günü kapılarını açtı. easyJet’e ait Airbus A320neo, havalimanına inen ilk uçak olurken, normalde Lufthansa ve easyJet’e ait iki A320neo’nun aynı anda paralel iniş yapması planlanmıştı. Ancak kötü hava koşulları nedeniyle bu mümkün olmadı. Uçaklar aynı piste arkalı önlü inmek zorunda kaldı.

Berlin’deki açılışa iklim değişikliği konusunda çalışmalar yapan protestocular damga vurdu. Çoğu penguen kıyafetleri giyen binlerce aktivist havalimanının açılışını terminalde yere oturarak protesto etti.

Berlin’deki hava trafiğinin doğasını değiştirmeye hazırlanan havalimanının yapımı 14 yıl sürdü. Açılış ile birlikte Berlin Schoenefeld Havaalanı, resmi olarak Brandenburg Terminal 5 olarak yeniden adlandırıldı. Schoenefeld’in IATA kodu da yeni havaalanına hizmet veren ek terminal binası rolüne uygun şekilde resmi olarak SXF’den BER’e dönüştürüldü.

Terminallerin her biri şehre ve birbirlerine hem demiryolu hem de otobüs bağlantıları ile bağlanmış durumda. Yeni açılan Brandenburg ayrıca şehrin kalbinde yer alan küçük Berlin Tegel Havalimanı’na da oldukça yakın. 1948’de sadece üç ay içinde inşa edilen Tegel Havalimanı, Almanya’nın başkentinin ana havalimanı olarak hizmet vermek üzere, yılda sadece 2,5 milyon yolcu kapasitesiyle tasarlanmıştı. Havalimanı, 2019 yılında 24 milyon yolcuya hizmet verdi.

Haziran ayında, Tegel, COVID-19 salgını ve uluslararası seyahat talebindeki düşüş nedeniyle iki aylık bir süre için yolculara resmi olarak kapatıldı. O dönemde birçok kişi havalimanının yeniden açılmayacağına inanıyordu. Ancak Tegel, Brandenburg Havalimanı’nın açılmasından 1 hafa sonra, 7 Kasım 2020’de son yolcularına hizmet verip, kapılarını sonsuza kadar kapatacak.

Tarihi gecikmelerle anılan Berlin-Brandenburg Willy Brandt Havalimanı, bir zamanlar modernliğin, özgürlüğün ve Alman verimliliğinin sembolü olarak tasavvur edilirken; ertelemeler neticesinde kötü şakaların öznesi haline geldi. Açılışı dokuz yıl geciken ve bütçesi hedeflenin 4 milyar dolar üzerine çıkan Brandenburg, bir dizi mühendislik hatası, yolsuzluk skandalları ve komşuları tarafından açılan çok sayıda dava nedeniyle gecikti.

İnşası toplam 14 yıl süren havalimanı için, Almanya’nın en yeni havalimanı olsa da şimdiden eskimiş hissettiği eleştirileri yapılıyor.

Brandenburg, tüm eleştirilere rağmen, Almanya’nın hareketli başkentine hizmet etmek için fazlasıyla uygun göünüyor. Brandenburg, üç terminalinde yılda 40 milyondan fazla yolcuyu ağırlayabilecek. Ryanair ve Wizz Air dahil olmak üzere toplam 17 havayolu, eski Schoenfeld yeni Brandenburg Terminal 5’ten hizmet verecek. Terminal 5, yılda 8-10 milyon yolcuyu ağırlayabilecek.

Brandenburg’un Terminal 1’inin resmi açılışının ardından, havayolları yavaş yavaş aşamalı olarak buraya taşınacak. İlk inişleri 31 Ekim’de easyJet ve Lufthansa gerçekleştirdi. Yeni terminalden ilk kalkışı da 1 Kasım’da Londra’ya uçan easyjet yapacak. Katar Havayolları ve Türk Hava Yolları da Tegel’den Brandenburg T1’e taşınan ilk havayolları arasında yerini alacak.

Ardından, 4 Kasım’dan itibaren Eurowings ve Vueling, Tegel’deki operasyonlarını yeni havalimanına taşıyacak. Ryanair, SunExpress ve Sundair Terminal 5’e, Belavia, Georgian Airways, Egyptair ve Norwegian ise T1’e taşınacak.

Üçüncü ve son aşamada, Terminal 1’e uçmaya başlayacak havayolları ise Aegean Airlines, Aer Lingus, airBaltic, Air France, Air Malta, Air Serbia, Austrian Airlines, British Airways, Brussels Airlines, Danish Air Transport, Finnair, Iberia Express, KLM, LOT Polish Airlines, Lufthansa, Luxair, SAS, Swiss ve TAP Portugal olacak.

T1 ayrıca 20.000 metrekareden fazla bir alanı kaplayan yaklaşık 120 mağaza, restoran ve hizmet birimine ev sahipliği yapacak.

KAYIP MALEZYA UÇAĞI İÇİN YENİ UMUT!

Malezya Havayolları’nın MH370 sefer sayısı ile 8 Mart 2014’te 239 yolcu ve mürettebatı ile Kuala Lumpur’dan Pekin’e uçan Boeing 777’si seyir esnasında tüm hava trafik kontrol radar ekranlarından kayboldu ve bir daha asla görülmedi.

Uçağın gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasının üzerinden altı yıldan uzun bir süre geçti ve konuyu araştıran bağımsız uzmanlar, uçağın düştüğü yeri bulduğuna inanıyor.

Mühendis ve girişimci Victor Iannello, son birkaç yılını kayıp Malezya uçağını araştıran dört uzmandan oluşan bir ekipte yer alıyor. Iannello, kayıp uçak için daha önce yapılan aramalarda, enkazın gözden kaçırılmış olabileceğine inanıyor.

Iannello’nun tahminlerine göre, uçak Endonezya’nın yaklaşık 2.700 mil güneyinde seyrederken, S34.2342 ve E93.7875 koordinatları civarında Güney Hint Okyanusu’na düştü. Kayıp Boeing 777’nin bu olası koordinatların 100 mil yakınlarında bulunma ihtimali oldukça yüksek. Öngörülen etki alanı, güneybatı Avustralya kıyılarının yaklaşık 1.000 mil açıklarını işaret ediyor.

Iannello ve ekibi, enkazın bulunacağı en olası bölgeleri belirlemek için uçağın seyredebileceği 2.300 olası güzergahı inceledi. Araştırma çalışmaları esnasında, yakıt verileri, askeri ve sivil radar verileri, hava durumu bilgileri ve kıyıya vuran enkazın sürüklenme analizi dahil olmak üzere çok çeşitli bilgiler kullanıldı.

Çıkardıkları sonuçlara göre, işaret ettikleri bölgede resmi arama yapılması çağrısında bulunan Iannello, uçağı burada bulma ihtimallerinin yüzde 50’den fazla olduğunu düşünüyor.

Pek çok kişi kayıp uçağın pilot tarafından bir intihar uçuşu olduğunu düşünüyor. Pilotun uçağın kontrolünü son ana kadar elinde tuttuğuna inanıyor.

Malezya hükümeti ve Avustralya Ulaşım Güvenliği Bürosu’nun da aralarında yer aldığı diğer bir grup ise, uçağın rotasından çıkmasına neden olan bir tür yangın, kaza veya arıza yaşadığı ve acil iniş yapabileceği bir yer ararken düştüğüne inanıyor. Bu teoriler ışığında uçaktaki tüm mürettebat ve yolcuların oksijensiz kalarak bayılmasına neden olan “kitlesel hipoksi yaşanmış olabileceği düşünülüyor. Pilotların bilincini yitirene kadar kontrolü elinde bulundurduğu uçağın da yakıtı bitene kadar Hint Okyanusu üzerinde otopilotla uçmaya devam ettiği düşünülüyor.

Kayıp Malezya uçağı için resmi su altı aramaları 2018’de durduruldu ve dört yıl süren arama çalışmalarında çok az ilerleme kaydedilebildi. Gelecekte aramalara devam etmek için hiçbir plan yapılmadı.

SUPERJUMBO’LAR İLE İLGİLİ EN GÜNCEL GELİŞMELER

İngilizlerin milli havayolu British Airways, filosundaki 31 adet Boeing 747’nin tamamını, pandemi nedeniyle planlanandan dört yıl önce emekliye ayırma kararı almış ve Ekim başında son iki uçağı da filodan çıkararak Jumbo jet ile vedalaşmıştı. British Airways’e ait Boeing 747’lerden biri parçalanmaktan kurtuldu ve bir film ve TV seti olarak kullanılmak üzere Galler Cardiff Havalimanı’ndan Surrey’deki Dunsfold Havalimanı’na getirildi.

Dunsfold Park, BBC’nin Top Gear filminin yanı sıra Batman Begins, Mission Impossible ve Casino Royale gibi büyük filmlerin çekimlerinde de kullanıldı.

15 Mayıs 1998’de British Airways filosuna katılan ve en son 28 Mart 2020’de Boston-Heathrow seferi ile son Transatlantik uçuşunu yapan uçak, 11 Haziran 2020’den bu yana Cardiff Havalimanı’ndaydı. (G-CIVW) British Airways’in jumbo jeti, Dunsfold Park’taki yeni evinde yalnız olmayacak. Havalimanı’nda 2002’de emekliye ayrılan yine British Airways’e ait 747-200 modeli de bulunuyor. 747-200 (G-BDXJ) Dunsfold Park’ta Casino Royale, The Theory of Everything ve London Has Fallen gibi birçok filmde kullanılmıştı.

Dünyanın en büyük yolcu uçağı A380’in en büyük müşterisi olan Emirates, tarihinde ilk kez bir A380’i emekliye ayırdı. (A6-EDG) Ekim 2008’de Emirates filosuna katılan ve havayolunun ikinci A380’i olma özelliğine sahip uçak, fabrikadan çıkan 13’üncü A380’di.

23 Şubat’ta Muscat-Dubai arasında son ticari uçuşunun ardından hizmet dışı bırakılan ve 27 Ekim’de hizmete başlamasının 12. yıldönümünde emekliye ayrılan uçağın, ağır bakım gereksinimleri olması nedeniyle bu karar verildi. Uçak, Salı günü Dubai’den son istirahatgahı olan Fransa’daki Tarbes-Lourdes-Pyrenees Havalimanı’na uçtu.

Bu emeklilik kararının ardından Emirates, filosundaki 114 superjumbo ile dünyanın en büyük A380 operatörü unvanını korumaya devam ediyor. Havayolunun hala teslim almayı beklediği sekiz adet A380 siparişi bulunuyor.

Hollandanın milli havayolu KLM de filosundaki son 747’yi emekliye ayırarak ikonik jumbo jetlerine veda eden havayolları arasına katıldı.

Havayolunun filosunda kalan son altı 747’nin 2021 sonunda emekliye ayrılması planlanıyordu, ancak birçok havayolu gibi COVID-19 krizi ve uluslararası seyahat talebindeki düşüş, bu tarihin Mart 2020’ye çekilmesine neden oldu. KLM daha sonra kargo taşımak için üç 747 ile operasyonlarına devam etti. Çin ile Hollanda arasında her gün 747 operasyonları yapıldı. Ancak geçtiğimiz Pazar günü, son KLM 747-400 (PH-BFV) Şangay’dan Schipol’e yaptığı son seferle emekliye ayrıldı. KLM, Çin ve Amsterdam arasındaki seferler için artık Boeing 777 kullanacak.

Vancouver isimli son 747, 1999 yılında KLM filosuna katıldıktan sonra 21 yılı aşkın süre hizmet verdi.

BOEING UMUTSUZ; AIRBUS UMUTLU!

Amerikalı imalatçı Boeing, COVID-19 salgını ve devam eden 737 MAX kriziyle boğuşmaya devam ederken, yılın üçüncü çeyreğinde 466 milyon dolar kaybettiğini açıkladı. Bu durum, şirketin üst üste dördüncü kez zarar açıkladığı çeyrek oldu. Şirket 11.000 kişinin daha işine son verileceğini açıkladı.

Boeing, teslim edilmeyen uçakların birikmiş iş yükü arttığı için üretim oranlarını önemli ölçüde düşürmek zorunda kalmıştı.

737 MAX’in yeniden sertifikasyon sürecine dair çalışmaları devam eden Boeing, uçak taleplerindeki düşüşün devam etmesi halinde 787 Dreamliner’ın üretim oranlarını daha da  düşürmeye hazır olduklarını ve 50 adet 787’nin hala teslim edilmediğini açıkladı.

Şirketteki toplam çalışan sayısını 130.000’e düşürmek için daha önce ilan edilenin üzerine 11.000 kişi daha eklenerek toplam 30.000 personelin işine son verilecek.

Boeing yönetimi havayolu trafiğinin, bu yılın sonuna kadar 2019 seviyelerinin yaklaşık yüzde 30-35’inde olacağını ve yaklaşık üç yıl içinde pandemi öncesi trafik seviyelerine dönülebileceğini tahmin ediyor.

737 MAX sorunlarının ardından sertifikasyon düzenlemelerinin daha da katılaşması nedeniyle 777X uçaklarının hizmete girişinin de daha da gecikeceği düşünülüyor.

Boeing, yönetimi yılın dördüncü çeyreğinde 737 MAX’lerin teslimatlarına devam edebilmeyi umuyor. Boeing yönetimi 2022’nin başında ayda 31 adet 737 MAX üretim oranına ulaşmayı planlasa da önce mevcut üretilen 450 adet 737 MAX’in müşterilere teslimatının yapılması gerekiyor. Bu stokların yaklaşık yarısının önümüzdeki yılın sonuna kadar teslim edilmesi beklenirken kalan teslimatların 2022’ye sarkması bekleniyor.

Boeing CEO’su Calhoun, 737 MAX kriziyle Boeing’in tek koridorlu uçak pazarında çok büyük bir pazar payını Avrupalı ​​rakibi Airbus’a kaptırdığını da itiraf etti. Analistler, dar gövdeli uçak pazarında taleplerin, geniş gövde uçaklara göre çok daha erken artışa geçeceğini, bunun da imalatçılar için uzun vadeli toparlanmanın anahtarı olduğunu düşünüyor.

Avrupalı ​​imalatçı Airbus da tedarikçilerine, Temmuz 2021’de toparlanmanın başlayabileceğine dair bir bildirimde bulunarak o tarihe göre planlama yapmalarını bildirdi.

Tedarikçilerden, A320 ailesi uçakların üretiminde yüzde 18’lik bir artışa hazırlanılması istenirken bu aylık üretimin yedi adet artması anlamına geliyor.

Krizden önce Airbus, ayda 60 adet A320 ailesi uçağı üretiyordu. 2021’den sonra da üretimin ayda 63’e çıkarılması planlanıyordu. Ancak Şu anda ayda 40 adet A320 ailesi uçağı üretiliyor.

Airbus yönetimi, filosunda A320 bulunduran bölgesel ve düşük maliyetli taşıyıcıların, uluslararası seyahat talebindeki artışla birlikte daha çabuk toparlanacağına inanıyor. Airbus’ın üretimi artırma planının, şu anda teslimatları ötelemeye çalışan güneydoğu Asya pazarındaki en büyük müşterilerin yaşayacağı toparlanmaya bağlı olacağı düşünülüyor.

Analistler, sektörde ne zaman anlamlı bir iyileşme yaşanabileceği konusunda fikre sahip olmasa da tek koridorlu uçak talebinin geniş gövde uçak pazarına göre çok daha hızlı toparlanacağına kesin gözüyle bakılıyor.

3 DAKİKADA OTOMOBİLDEN UÇAĞA DÖNÜŞEN AIRCAR

Üç dakikadan kısa bir sürede bir otomobilden hava aracına dönüştürebilen AirCar, ilk uçuş testini tamamladı.

Konsepti 30 yıldan uzun süre önce hayal eden Profesör Stefan Klein tarafından icat edilip tasarlanan AirCar; Klein Vision şirketi tarafından, uygun fiyatlı bir uçan araba projesi olarak gerçeğe dönüştürüldü.

Klein’ın uçan arabasının beşinci versiyonu olan bugünkü AirCar, Slovakya’daki Piestany Havaalanı’nda iki kalkış ve inişten oluşan test sürecini başarıyla tamamladı. Testlerin yapıldığı AirCar, işlevsel bir prototip olarak sadece 18 ay içinde geliştirildi ve üretildi.

Hem kişisel eğlence hem de ticari taksi kullanımı için tasarlanan araç, açılır kapanır kanatları ve katlanır kuyruk yüzeyleri ile bir düğmeye basılarak sürüş modundan uçuş moduna alınabiliyor.

İki koltuklu model 1.100 kilogram ağırlığında. Uçuş başına ilave 200 kilograma kadar yük taşıyabiliyor. Kalkış mesafesi 300 metre olan AirCar, saatte 200km hıza ulaşabiliyor.

Bir adet BMW 1,6L motorla çalışan uçan araba, 140 beygirlik etkili bir güç çıkışına sahip. AirCar’ın tahmini seyahat menzilinin 1.000 kilometre olması planlanırken saatte 18 litre yakıt tüketmesi hedefleniyor.

Temel uçuş parametreleri, AirCar’ın geliştirilmesinin dayandığı tüm teorik konseptleri ve hesaplamaları doğruladı. Klein Vision şirketi uçan arabanın tamamen sertifikalı ve 300 beygir gücünde bir motora sahip ticari bir modelini altı ay içinde piyasada görmeyi umuyor. Ve şimdiden alıcıları olduğu belirtiliyor.

adbanner