İSTANBUL HAVALİMANI 5 YILDIZI KAPTI!
Havayolu şirketlerinde olduğu gibi havalimanlarında da “5 yıldız”lı olmak uluslararası arenada gelinebilecek en prestijli nokta. İngiltere merkezli Skytrax, 1999 yılından bu yana havalimanlarını tesislerin genel durumundan, check-in kontuarlarına; alışverişten, güvenliğe; temizlikten, lounge’lere kadar onlarca parametre üzerinden değerlendirip notlandırıyor.
Kapsamlı düzenlemeler ve detaylı hazırlık sürecinin akabinde gerçekleştirilen 3 günlük yoğun denetimlerin sonucunda İstanbul Havalimanı, geçtiğimiz hafta, Skytrax’in “5 Yıldızlı Havalimanı” kategorisine alındı. Bu gelişme ile İstanbul Havalimanı, 5 yıldıza sahip Dünya genelindeki 8 küresel aktarma merkezi arasına adını yazdırırken; 5 yıldızlı havalimanları arasında en büyük terminale sahip havalimanı ünvanını da ele geçirdi.
Skytrax’in 5 yıldızlı havalimanları kategorisinde İstanbul Havalimanı dışında 13 havalimanı daha bulunuyor.
Öte yandan İstanbul Havalimanı Skytrax’ten “5 Yıldızlı Covid-19 Önlemli Havalimanı” ödülünün de alarak iki ödülü aynı anda alan dünyadaki iki havalimanından biri oldu. Covid-19 salgını sürecine özel olarak verilen “5 Yıldızlı Covid-19 Önlemli Havalimanı” ödülünü İstanbul Havalimanı’nın yanı sıra Roma Fiumicino, Doha Hamad Havalimanı ve Bogota El Dorado havalimanları kazandı.
İstanbul Havalimanı kısa süre önce de dijital alt yapısı ve teknolojik gelişmişliği nedeniyle Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) tarafından düzenlenen “16th ACI Europe Awards” kapsamındaki Dijital Dönüşüm kategorisinde “En İyi Havalimanı” ödülünü almıştı.
Skytrax ödülleri öncesinde, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün vermiş olduğu ‘Havalimanı Pandemi Sertifikası’nı alan, ardından Avrupa Birliği Havacılık Emniyeti Ajansı’nın (EASA) yayınladığı “Covid-19 Havacılık Sağlık Emniyeti Protokolünü” imzalayan İstanbul Havalimanı; Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) tarafından verilen “Havalimanı Sağlık Akreditasyonu” sertifikasını dünyada alan ilk havalimanı olmayı başarmıştı.
BOEING 737 MAX İÇİN GÜVEN TAZELEMEYE ÇALIŞIYOR!
Amerikalı imalatçı Boeing, dünya genelinde 737 MAX uçaklarına olan güveni yeniden kazanabilmek için ilginç bir kampanya başlattı. 160 pilotu işe alacak olan Boeing bu pilotları havayollarına göreve gönderecek. Dünya genelindeki havayollarında 737 MAX pilotlarına yönelik verilecek eğitimlerde eğitmen veya uçuşlarda kokpitte gözlemci olmak gibi 35 günlük çeşitli görevlere yönlendirilecek pilotların yıllık maaşı 200 bin Dolar’a kadar çıkabilecek.
737 MAX ile uçmak konusunda endişelenen yolcuları rahatlatacağına inanılan bu proje için seçilecek pilotların, 1000 saatlik eğitmen deneyimine sahip olması, daha önce hiç kaza, kırım yaşamamış olması ve 737 uçakları için geçerli bir lisansı olması gerekiyor.
Havayollarına eğitim-danışmanlık faaliyetleri ve uçuş gözetmenliği de dahil olmak üzere müşteri desteği sağlayacak bu pilotlar, dünyanın en büyük uçuş eğitimi personeli ve eğitmen pilot sağlayıcısı olan Man Adası merkezli CCL Aviation tarafından belirlenecek.
737 MAX kriziyle 20 milyar Dolar’ın üzerinde bir fatura ile karşı karşıya kalan Boeing için uçakların sorunsuz bir şekilde hizmet dönüşü hayati önem taşıyor. Pilot desteğinin yanı sıra Boeing’in California’daki tesislerinde kurduğu bir kriz merkezinde, tüm MAX uçuşlarını 7/24 canlı takip ediyor. Kurulan dev ekranlardan, olası acil durumlar için hızlı çözüm üretmek adına tüm MAX uçuşları izleniyor. Boeing ayrıca, beş küresel bölgeyi kapsayan 154 ekip üyesiyle yerinde uzman ekipler de oluşturdu.
Amerikalı imalatçı ayrıca, 737 MAX operatörlerinde görev yapan uçucu ekiplere, yolcuların 737 MAX kazalarının neden olduğu ve Boeing’in sorunları nasıl çözdüğü hakkındaki sorularına yönelik kısa, basit yanıtları içeren tek sayfalık bir kitapçık da dağıtılmasını sağlayacak.
Boeing ve ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), yazılım güncellemeleri ve pilot eğitiminde yapılan iyileştirmelerden sonra 737 MAX’in dünyanın en güvenli uçağı olduğu görüşünde. 737 MAX’lerin dünya genelinde güvenli bir şekilde hizmete girebilmesi için küresel düzenleyiciler ve müşterilerle yakın temasların sürmesi ve yeni projelerin de uygulamaya alınması bekleniyor.
Boeing’in pilot seçimleri, yetiştirilmesi, eğitimleri ve gelecek nesil pilotlar için bir simülatör geliştirmek üzere 1 milyar dolarlık ilk yatırım için kolları sıvadığı da biliniyor.
RUSYA’NIN YERLİ VE MİLLİ UÇAK PROJELERİNDE ÖNEMLİ ADIMLAR!
Rusların ticari havacılıktaki atılımları sürüyor. Hafta içinde Rusların A320 ve 737ye rakip olarak ürettikleri yolcu uçağı MC-21, yine Rus yapımı PD-14 motorları ile ilk uçuşunu yaptı. Üreticinin Sibirya’daki test tesislerinden, 2 pilot ve 1 mühendis ile kalkan uçak 1 saat 25 dakikalık başarılı bir test uçuşu gerçekleştirdi. Bu gelişmenin ülkenin sivil havacılık endüstrisi için bir dönüm noktası olduğu yorumları yapılıyor. Ruslar, 1990’ların başından bu yana tamamen Rus imalatı sivil motora sahip yerli bir uçak üretemedi. Bu yüzden yerli uçak yerli motorlarıyla satılarak dar gövde uçak pazarında önemli bir pay almayı umuyorlar. MC-21’in 2021 bitmeden hizmete başlamasının planları yapılıyor.
Rusların dar gövdeli yolcu uçağı MC-21-300 ilk uçuşunu 2017’de yaptı. Uçağın standart sürümü olan MC-32-300, Pratt & Whitney PW1400G motorlarından güç alıyor. PD-14 motorları ise Aviadvigatel şirketi tarafından MC-21 uçaklarına güç vermek için özel olarak geliştirilip üretildi. Rus motorlarına sahip uçaklar MC-21-310 olarak adlandırılıyor.
PD-14 motorunun kalkış itiş gücü PW1400G’ye göre yaklaşık 3 kN daha fazla. Motor çapları arasındaki fark ise yaklaşık 20 santimetre. PD-14’ün yakıt tüketimi de önceki nesil motorlara göre % 10-15 daha düşük.
Öte yandan Rusların yeni turboprop bölgesel yolcu uçağı Il-114-300 de hafta içinde Zhukovsky Havalimanı’nda ilk uçuşunu yaptı. Uçuş sırasında, motorun çalışma modları, uçağın stabilitesi ve kontrol edilebilirliği ile sistemlerinin işleyişi test edildi. Bölgesel uçak, test uçuşunu yerli üretim Klimov TV-117ST-01 motorlarıyla yaptı. Saatte 500 km seyir hızına, 4 bin 800 kilometre menzile ve 7 bin 600 metrelik servis irtifasına sahip olan bölgesel uçak 68’e kadar yolcu taşıyabilecek.
Rusya’nın Kuzey, Uzak Doğu ve Sibirya bölgelerindeki 1500 kilometreye kadar olan kısa mesafeli uçuşlarda kullanılması beklenen İl-114-300’ün iç hatlarda kullanılan aynı sınıftaki ithal muadilleri ile eski An-24 ve An-26 uçaklarının yerini alması bekleniyor. Yeni İl-114’ün uçağın 2022’ye kadar sertifikalandırılıp; 2023’te seri üretime girmesi hedefleniyor.
Uçağın lansman müşterisi, Moskova’daki MAKS-2019 Fuarı’nda 8 adet sipariş veren Yakutistan merkezli Polar Airlines olacak. Uçağın yolcu versiyonunun yanı sıra devriye, tıbbi ve araştırma dahil olmak üzere çok sayıda özel versiyonunun üretilmesi planlanıyor.
HAVACILIKTA TOPARLANMA YAKIT FİYATLARINI NASIL ETKİLEDİ?
Küresel jet yakıtı pazarında rakamlar, havacılıktaki kademeli toparlanma ve aşı haberleri ile birlikte Aralık ayında son zamanlardaki en yüksek seviyesine ulaştı.
Dünyanın en büyük yakıt pazarı olan Asya’da jet yakıtı için marjlar yüzde 580 arttı. İhracat fiyatları Eylül’e göre yüzde 45 artarak; Mart ayından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Bu durumun nedeni, Asya-Pasifik’teki birçok ülkenin virüsün yayılması konusunda kontrolü ele geçirmesi, bölgesel ve iç hat seyahat pazarlarındaki koşulların iyileştirilmesi ve kısıtlamalarının hafifletilmesi olarak gösteriliyor. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde Asya’daki jet yakıtı talebinin günde 1,4 milyon varil olması ön görülüyor. Bölgedeki jet yakıtı talebi 2020’nin dördüncü çeyreğinde, 2’nci çeyreğine göre 460.000 varil artışla günde 1,3 milyon varil seviyelerine gelmiş olsa da 2019’un aynı dönemindeki rakamların yüzde 41 atında olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
ABD’de jet yakıtı marjları Eylül ortasından bu yana neredeyse ikiye katlanarak varil başına 13 doların üzerine çıktı. Ancak geçen seneki rakamlar varil başına yaklaşık 10 dolar daha fazlaydı. ABD’de jet yakıtı talebi şu anda 1,34 milyon varil civarında olsa da Ocak ayında koronavirüs öncesi seviyelerin yüzde 30 altında rakamların oluşması bekleniyor. Toparlanmanın ABD’de uluslararası trafik hacminin hızlı iyileşmesine bağlı olacağı düşünülüyor.
Küresel hava yolculuğu Mayıs ayında neredeyse tamamen durdu. Planlanan uçuşların sayısı Kasım ayında 2019 seviyelerinin yaklaşık yüzde 45 altında gerçekleşti. Ancak kargo trafiği çok daha hızlı bir şekilde toparlandı ve e-ticaretin patlaması sayesinde Ekim ayında COVID öncesi seviyelerin yüzde 6 altında seviyelere ulaşıldı. Havayolları aşı dağıtımlarında önemli bir rol oynamaya hazırlanırken, küresel hava kargo talebinin daha da artması bekleniyor.
Bu yüzden, Avrupa’da jet yakıtı marjları, karantina uygulamalarının zirve yaptığı Nisan-Mayıs aylarında negatif bölgeye düştükten sonra, Aralık’ta Mart ayından bu yana ilk kez varil başına 4 doların üzerine çıktı. Avrupa jet yakıtı talebinin 2020’nin üçüncü ve dördüncü çeyreğinde 700.000 varil olması bekleniyor. Bu rakamın yılın ikinci çeyreğinde yaklaşık 400.000 varil olduğu düşünülürse sevindirici; ancak yılın ilk çeyreğinde 1,3 milyon varil olduğu düşünülürse de düşündürücü bir tablo ortaya çıkıyor.
YOLCU UÇAKLARINI KARGOYA DÖNÜŞTÜRME YARIŞI HIZLANDI!
Havayolları ve uçak kiralama şirketleri, pandemi sonrası e-ticarette yaşanan patlama ve ikinci el uçakların fiyatının aşırı düşmesini fırsat bilerek, eski yolcu uçaklarını kargo uçağına dönüştürme yarışına girdi. Yolcu uçağından kargoya dönüştürülecek uçak sayısının 2021’de yüzde 36 artarak 90’a ve 2022’de ise 109’a yükselmesi bekleniyor.
Air Canada, filosundaki Boeing 767’lerin birçoğunu kargoya dönüştürme niyetini açıklarken, Rus havayolu S7 kargoya dönüştürülen ilk 737-800’ü GECAS’tan kiraladı. Çinli kiralama şirketi CFB Aviation da 2 adet kargoya dönüştürülmüş Airbus A330 sipariş etti.
Yolcu uçağının kargoya dönüştürülmesi eğilimi, COVID sonrası ekonomideki bir dizi faktörün ışığında ortaya çıktı. Salgın ile birlikte yaşanan bölgesel kapanmalar, mobilitenin sıfıra inmesi, online alışveriş ve e-ticaret talebinde oluşan müthiş artış; hava taşımacılığı talebinde bir artışa neden oldu. Bu eğilimin 2021 aynı şekilde devam etmesi ve yolcu kargo dönüşümlerinin daha büyük önem kazanması öngörülüyor.
15 yaş ve üzerindeki uçakların piyasa değerinin, COVID sürecinde yüzde 30 civarında düşmesi de bu dönüşümleri cazip hale getiren diğer önemli faktör. Mevcut tahminlerin 2024 yılına kadar uluslararası yolcu seyahat talebinin pandemi öncesi seviyelere dönmeyeceği yönünde olması da bu eğilimi haklı kılıyor.
Normal dönemde, dünyadaki tüm hava kargonun yaklaşık yarısının yolcu uçaklarının kargo bölümünde taşınıyor olması, pandeminin seyahat talebi üzerindeki olumsuz etkisi ile birleşince kargo uçaklarına daha fazla ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Bu yüzden yolcu-kargo dönüşüm şirketleri için müthiş bir büyüme fırsatı oluştu. Bu şirketler önümüzdeki 2 yıllık iş takvimlerini tamamen doldurmuş durumda.
Pandemi nedeniyle uçuracak yolcu bulamayan havayollarının geçici dönüşüm aksiyonlarından daha önemli olan kalıcı dönüşümler, hava taşımacılığı talebinde gelecekte oluşacak büyümeye bağlı olarak çok daha güçlenebilir. Mevcut şirketler kapasitelerini artırmak; yatırımcılar ise sektörde yeni şirketlerin kurulması için çoktan harekete geçti.
Kargoya dönüşüm konusunda 737-800, A321 ve A330 modellerinde bir artış eğilimi var. Boeing 767 gibi daha eski uçaklar, Amazon’un kendi filosunu kurmasıyla son birkaç yılda dönüşüm için daha fazla talep görmeye başladı.
TÜM FİLOSU AIRBUS A220’DEN OLUŞAN İLK HAVAYOLU: AIR BALTIC
Letonyalı havayolu airBaltic, 2003’te filosuna kattığı ilk Boeing 737’nin ardından 17 yılda toplam 20 farklı Boeing 737 uçağı 22 milyondan fazla yolcu taşıdı ve 280 binden fazla uçuş gerçekleştirdi. Hafta içinde havayolunun filosundaki son 737’de gönderildi. Böylece havayolu tamamen A220 filosuna sahip dünyadaki ilk havayolu oldu. Air Baltic filosunda şuan 25 adet A220-300 bulunuyor. Havayolunun bu uçak için toplam sipariş sayısı 50. Ayrıca 30 adetlik bir opsiyon da söz konusu. Filosunu Airbus A220-300 ile tek tip hale getirerek karmaşıklığı azaltan ve verimliliği artıran havayolu, 2016’da filosuna kattığı ilk A220’den bu yana 141 bin saati aşan 60 bine yakın uçuşta 5.6 milyon yolcu taşıdı.
SON BOMBARDIER CRJ’NİN ÜRETİMİ TAMAMLANDI!
Kanadalı Bombardier’in efsanevi bölgesel uçak modeli CRJ’nin sonuncusunun üretimi tamamlandı. Üretilen 1945’inci CRJ uçağı ABD’li Delta filosuna katılacak ve şu an test uçuşları için motorlarını bekliyor. CRJ markası altında bir daha üretilmeyecek olan bölgesel uçaklar, Haziran 2020’de Japon Mitsubishi tarafından, bölgesel uçak projesi SpaceJet’in gelişimini hızlandırmak için satın alınmıştı. Japon üretici, yalnızca dünya çapındaki CRJ operatörleri için yedek parça üretmeyi sürdürecek.
BRITISH AIRWAYS’İN SON BOEING 747 UÇUŞU YAPILDI!
British Airways’in son 747 uçuşu yapıldı. Cardiff Havaalanı’ndan kalkan gökyüzünün kraliçesi Güney Galler’in Vale of Glamorgan bölgesindeki yeni yuvasına ulaştı. Uçak burada gelecek nesillere ilham vermek amacıyla korunacak. 2019’da British Airways’in yüzüncü yıldönümünü kutlamak için ‘Gold Speedbird’ Retro boyama yapılan 747, 20 Ocak 1999’da British Airways filosuna girdikten sonra 11.049 uçuşta 91.023 saat uçtu. Bu esnada kat ettiği yol yaklaşık 45 milyon mil oldu. Son yolculu uçuşunu ise 4 Nisan 2020’de San Francisco’dan Heathrow’a yaptı. Filosundaki 31 adet 747 ile bu uçağın en büyük operatörü olan British Airways, pandemi nedeniyle tüm 747’leri planlanandan 4 yıl önce emekliye ayırma kararı almıştı. G-BYGC
HI FLY’IN A380’İ SON UÇUŞUNU YAPTI!
Kısa süre önce İstanbul Havalimanı’na yakıt ikmali için inen, geçtiğimiz sene ise iflas eden Thomas Cook’un mağdur yolcularını İngiltere’ye götürmek üzere 2 kez Dalaman Havalimanına inen, charter havayolu Hi Fly filosunda yer alan Airbus A380’de hafta içinde son uçuşunu yaptı. Dünyanın ilk ve tek ikinci el A380’inin pilotları Portekiz’in Beja şehrinden Tolulose’ye yapılan bu son uçuşta gökyüzüne uçuş rotaları ile bir kalp çizmeyi ihmal etmedi. 471 yolcu kapasiteli A380’in ilk müşterisi olan Singapur Havayolları, 2007 yılında teslim aldığı uçağı 2018’de emekliye ayırdı. HiFly, uçağı satın aldı ancak pandeminin yarattığı olumsuz etkiler nedeniyle planandan çok daha önce filosundan çıkarma kararı aldı.