PİLOTLAR UÇAKLARIN BAKIMINI YAPABİLİR Mİ?
Rusya Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Oleg Bocharov, geçtiğimiz hafta, Doğu Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada, Rus pilotların, uçakları sadece uçurmakla kalmayıp, aynı zamanda bakım ve tamirlerini de kendilerinin yapabilmesi gerektiğini söyledi.
Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte pilotların evrensel bir asker gibi yetiştirilmesi ve lisanslandırılması gerektiğini söyleyen Bocharov, bu açıklamaları nedeniyle ağır eleştirilere maruz kaldı.
Pilotluk ve teknisyenliğin tamamen farklı iki meslek grubu olduğunu söyleyen sektör temsilcileri, bu önerinin gerçekçi olmadığı görüşünde birleşiyor.
Pilotlar, bir bakım türü olarak kabul edilen, “preflight check” adı verilen, uçuş öncesi kontrolleri yapabiliyor. Uçağın etrafında tur atan pilotlar, görsel bir kontrol gerçekleştiriyor. Ancak tam teşekküllü uçak bakımı, çok ayrı bir eğitim gerektiriyor ve işi profesyonellere bırakmak gerekiyor.
Havacılığın ilk günlerinden bu yana, pilotlar ve teknisyenler, uçakların uçmasını sağlamak için birlikte çalışıyor. Havacılığın öncülerinden olan Wright Kardeşler’in de birlikte çalıştıkları bir teknisyenleri vardı. İlk uçak motorunu yaparak, dünyadaki ilk havacılık teknisyeni ünvanını alan bisiklet tamircisi, Charles Taylor, Wright Kardeşler’in en büyük destekçisiydi.
Pilotlar ve teknisyenlerin ekip çalışması ve kendilerine ait uzmanlıklara sahip olması, uçakların sorunsuz bir şekilde havada tutulabilmesini sağlayan detay. Günümüzde hem teknisyen hem de pilot lisansına sahip insanlar olsa da bu az rastlanabilecek bir durum. Rusya’da konuşulduğu şekliyle, teknisyenliği ve pilotluğu aynı anda yapan insanları, sektör standardı haline getirmek fikri bile, felakete tek yön bilet anlamına gelebilir.
Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal hareketi nedeniyle, batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik kapsamlı yaptırımlarından, Rus havacılığı çok ciddi şekilde etkilendi. Boeing ve Airbus başta olmak üzere, batılı havacılık şirketleri, Rus uçakları için, yedek parça, bakım ve servis hizmeti sağlamıyor. Rus pilotlara, fren balatalarını korumak için daha az fren yapmaları tavsiye edilirken; pilotlar, değiştirilmesi ve temin edilmesi zor olan diğer parçalar ile ilgili de “dikkatli” olmaları konusunda uyarılıyor.
Rus havayollarının, filosundaki uçakların bir kısmını uçuşa elverişli tutabilmek için, bazı sağlam uçakları parçalamaya başladığı ve bu sayede yedek parça temin etmeye çalıştığı biliniyor. Ayrıca, Mayıs 2022’de Rus havacılık yasasında yapılan bir değişiklik ile şirketler, sertifikasız uçak parçalarını da uçaklarına takıp kullanmaya başladı. Tüm bu gelişmelerin, uçuş emniyeti konusunda çok büyük riskleri beraberinde getirdiği düşünülüyor.
Rusya Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, her ay 70 Rus pilot, ülkeyi terk ediyor. Rusya Sivil Havacılık Otoritesi, bu pilotların, başka şirketlerde çalışması için gerekli olan lisans doğrulama işlemlerini gerçekleştirmemek için büyük çaba sarfediyor.
Öte yandan ülkenin ulusal havayolu Aeroflot, yan kuruluşlarıyla birlikte, şirketin mali durumunu gösteren finansal tabloları, artık kamuoyu ile paylaşmayacağını da açıkladı. Rusya, bir yandan da batılı üreticilere olan bağımlılığı azaltmak için havacılık endüstrisine 14,5 milyar Dolar’lık yatırım yapmaya hazırlanıyor.
YEMEN HAVAYOLLARI KAZASINDA KARAR AÇIKLANDI!
Fransız Mahkemesi, 2009’da yaşanan uçak kazasında, Yemenia Airways’i, kasıtsız adam öldürmek ve yaralamak ile suçladı ve 225 bin Euro ceza ödemesine hükmetti.
30 Haziran 2009’da 66 Fransız uyruklu olmak üzere toplam 142 yolcu ve 11 mürettebat ile Yemen’in başkenti Sana’dan havalanan Yemenia Airways’e ait Airbus A310-300 (7O-ADJ) kötü havada koşulları nedeniyle, Komor adalarının başkenti Moroni’de bulunan, Prens Said İbrahim Havalimanı’na yaklaşma sırasında Hint Okyanusu’na düştü. Uçaktaki 153 kişi arasından, sadece, 12 yaşındaki bir kız çocuğu sağ kurtulmayı başardı.
Yapılan soruşturmada, Fransız müfettişler, uçakta bir teknik sorun tespit edemedi ancak havaalanına yaklaşma sırasında pilotlar, motorları durduran ve kontrolü kaybetmelerine neden olan bir dizi hatayı arka arkaya gerçekleştirmekle suçlandı. Havayolu ise bir dizi eksikliklerle dolu pilot eğitim programına sahip olmak ve yoğun elektrik kesintilerine rağmen geceleri Moroni’ye operasyon yapmaya devam etmekle suçlandı.
Fransa’da görülen davada, havayolu tüm düzenlemelere uymasına rağmen, mahkeme başkanı kararı okurken, kazayla doğrudan bağlantılı iki dikkatsizlik vakasına vurgu yaparak, ihmallerin, havayolunda yetersiz emniyet ve sorumluluk kültürü göstergesi olduğunu belirtti.
Havayolu, azami 225.000 Euro para cezasına çarptırıldı. Ayrıca kazada hayatını kaybedenlerin aileleri tarafından oluşturulan iki ayrı derneğe de 1’er milyon Euro tazminat ödemeye mahkum edildi. Havayolunun avukatları karara itiraz edeceklerini belirtti. Havayolunun yöneticileri ise ülkelerinde devam eden iç savaşı gerekçe göstererek duruşmalara katılmadı.
Yemen Havayolları, kazayla ilgili daha önce de farklı davalarda da tazminat ödemeye mahkum edildi. Ancak mağdurların aileleri, ödemeleri alamadıklarından ve sürecin çok yavaş işlemesinden de şikayetçi.
Kazadan kurtulan tek kişi olan Bahia Bakari, kazada hayatını kaybeden annesiyle beraber Komor Adaları’ndaki bir düğüne katılmak için Paris’ten yola çıkmıştı. Uçak okyanusa düştükten sonra bayılan ve kurtarılmadan önce 12 saat denizde sürüklenen Bakari kendine geldiğinde, ağzında yakıt tadı ile enkaz içinde olduğunu anlattı.
Şimdi 25 yaşında olan Bakari, Paris’te, mahkemede güçlü bir ifade verdi ve cesaretinden dolayı yargıçlar ve avukatlardan övgü aldı. Bakari, yargının havayolunun suçlu olduğuna hükmetmesini duymanın kendisini rahatlattığını söyledi. Bakari’nin “I’m Bahia, Mucize Kız” isimli bir kitabı da bulunuyor.
BOEING ÇİNLİLERİN 737 MAX UÇAKLARINI BAŞKASINA SATACAK!
ABD’li imalatçı Boeing, Çinli havayolları için ürettiği 737 MAX uçakları için yeni müşteriler arayacağını duyurdu. Boeing, bu uçakları Çinli havayollarına teslim edemiyor. Çünkü Çin sivil havacılık otoritesi, 737 MAX uçaklarının aktif hizmete dönmesi için henüz onay vermedi.
Bu hamle ile Boeing, üst üste yaşadığı iki ölümlü kaza sonrası, tüm dünyada uçuşlardan çekilerek yere indirilen 737 MAX uçaklarından, sahiplerine teslim edilmeyen ve elinde kalan uçak envanterini azaltmayı hedefliyor.
Ancak Boeing’in kararı, şirketin en büyük tek koridorlu uçak pazarını kaybetme riskini de beraberinde getiriyor. Boeing’in 30 Haziran itibariyle envanterinde teslim edilmemiş 290 adet 737 MAX uçağı vardı ve bunların yaklaşık yarısı Çinli operatörlere aitti. Bu uçakların liste fiyatının yaklaşık 5 milyar Dolar olduğu düşünülüyor.
Aralık 2021’de Çin sivil havacılık otoritesi, 737 MAX uçaklarının Çin’de de gökyüzüne geri dönmesi için bazı adımlar attı. Ancak uçağı yeniden sertifikalandırmak için son adımlar tamamlanmadı. Boeing yönetiminden, hafta içinde, Çinlilerin teslim almadıkları uçaklarla ilgili kararlarını sonsuza kadar bekleyemeyiz şeklinde sert bir açıklama geldi. Çinli havayolları için üretilen uçaklardan bazılarını yeniden pazarlamaya çalışacakları bilgisi paylaşıldı.
Bu uçakların çoğu, nötr bir görünüme kavuşturulmak için beyaza boyandı. Böylece başka havayollarına satılırsa, hızlı bir şekilde ilgili havayolunun renklerini alabilecek. Bu uçakların yeniden beyaza boyama işlemi bile şirket için önemli bir ekonomik kayıp. Ancak Boeing, uçakları yeni alıcılara ulaştırabilirse, bu zarara değeceğine inanıyor.
Öte yandan, 15 ay aradan sonra, 787 Dreamliner teslimatlarının yeniden başlamasıyla, Boeing’in Ağustos ayında müşterilerine teslim ettiği uçak sayısı 35 olarak gerçekleşti.
Ay boyunca yapılan 35 teslimatın 27’si 737 MAX olurken; ikisi 787 ve 5 de kargo ucalarıydı. Böylece 2022’nin ilk 8 ayında teslim edilen toplam uçak sayısı 277’ye yükseldi. Bunların 240’ı 737 MAX uçakları oldu. Temmuz ayında Boeing’in teslimat rakamları, küresel tedarik zincirleri ile ilgili sorunlar nedeniyle, 26’ya düşmüş ve son 5 ayın en düşük seviyesine gerilemişti.
Boeing, Ağustos ayında, müşterilerinden 30 yeni sipariş almayı da başardı. Bu siparişlerin 13’ü 737 MAX uçaklarına geldi.
AIR CANADA 30 ADET ELEKTRİKLİ UÇAK ES-30 SİPARİŞ ETTİ!
Kanada’nın ulusal havayolu Air Canada, Göteborg merkezli Heart Aerospace firmasından 30 adet elektrikli hibrit ES-30 uçağı alacağını duyurdu. Halihazırda geliştirilmekte olan devrim niteliğindeki bölgesel elektrikli uçağın 2028 yılında hizmete girmesi bekleniyor. Air Canada ayrıca Heart Aerospace’nin 5 milyon Dolarlık hissesini de satın alarak şirkete öz sermaye ortağı da oldu.
ES-30, Air Canada’nın orta ve uzun vadede, yerel topluluklara düşük emisyonlu bağlantı imkanı ile bölgesel ve banliyö rotalara daha sürdürülebilir uçuşlar yapabilmesini sağlayacak. ES-30 uçaklarında, 2-1 konfigürasyonunda yerleştirilen 30 adet yolcu koltuğu ile bir mutfak ve tuvalet bulunacak.
Air Canada, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi belirledi. ES-30 için verilen siparişlerin de bu hedefin gerçekleştirilmesinde önemli bir katkısı olması bekleniyor.
Heart Aerospace’e göre, ES-30 uçakları, lityum iyon pillerle çalışacak ve geleneksel turboprop uçaklardan daha sessiz, daha iyi operasyonel parametrelere sahip, daha güvenilir ve daha küçük çevresel ayak izine sahip olacak. Ayrıca uçak, sürdürülebilir havacılık yakıtı kullanabilen yedek hibrit jeneratörlerle donatılacak. Tam yüklü ES-30’un tamamen elektrikli, sıfır emisyonlu şekilde 200 km menzile sahip olması bekleniyor. Bu menzil, jeneratörler tarafından sağlanan güçle 400 km’ye ve 25 yolcu ile operasyon yapılması durumunda 800 km’ye kadar uzatılabilecek. Uçağın şarj süresinin 30 ila 50 dakika arasında değişmesi bekleniyor.
HİTİT 5 KITADAN PARTNERLERİYLE İSTANBUL’DA BULUŞTU!
Havayolu yazılımları alanında dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden biri olan Hitit, 5 kıtadan gelen 40’un üzerinde havayolu ve seyahat firmasının temsilcisini, pandemi sonrası ilk kez İstanbul’da ağırladı.
Türkiye’nin en büyük havacılık teknolojileri ihracatçısı Hitit’in düzenlediği etkinliğe, IATA Başkanı Mehmet Nane ve Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın yanı sıra, Belçika’dan Pakistan’a, Kazakistan’dan Romanya’ya, Bahamalar’dan Tanzanya’ya birçok ülkeden, 200’ün üstünde üst düzey yönetici katıldı. Hitit Partner’s Event konferansında, pandeminin ardından dünya havacılığının geleceği tartışıldı. Sektör temsilcileri, havacılık sektörünün 2050 yılında kadar sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi için yeni teknolojilere ve güç birliğine ihtiyaç duyduğunu belirtti. Fransız astronot Jean-François Clervoy da bir konuşma yaptı. Düşük maliyetli, hibrit ve ulusal havayollarından üst düzey yetkililerin katılımıyla düzenlenen panellerde farklı havayolu iş modellerinin pandemiden çıkış öyküleri ve şimdiki durumları da ele alındı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Hitit Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nevra Onursal Karaağaç da tarihte Hitit’lerin imza attığı birçok yeniliğe işaret ederek, kendilerinin de havacılık teknolojilerine yeni bir soluk ve anlayış getirdiklerini, bu yaklaşımın pandemi sürecinde de kendini gösterdiğini anlattı.
1994’te iki kadın girişimci Nur Gökman ve Dilek Ovacık tarafından kurulan Hitit, teknoloji gibi zor bir alanda kısa sürede büyük başarılar kazandı. Son 3 yılda ise hizmet verdiği partner sayısını 20’li rakamlardan, 6 kıtada 43 ülkede 60’ın üzerine şirkete çıkardı. Bu başarı, Hitit’in dünya havayolu teknolojileri arasındaki yerini sarsılmaz bir şekilde sabitledi.
28 yıl önce yolcu sadakat programı ile yola çıkan Hitit, havayolu rezervasyon ve biletleme sistemlerinde dünyanın önde gelen yenilikçi firmaları arasına girmeyi başardı. Şirket, en önemli kilometre taşlarından biri olan halka arz sürecini de 2022’nin ilk çeyreğinde başarıyla tamamladı. Şirket hisselerinin yaklaşık yüzde 27’si halka açıldı.