Havacılık Bülteni-218

PEGASUS UÇUŞLARINDA KAÇAK GÖÇMEN KRİZİ!

Son yıllarda, on binlerce Afrikalı göçmen, Akdeniz’i geçerek İspanya anakarası ve Balear Adaları’na ya da Atlantik üzerinden Kanarya Adaları’na ulaşmaya çalışıyor. Sğınmacılar, kaçış planlarına havayolu seyahatlerini de dahil edebiliyor. Bunun son örneği hafta içinde Pegasus uçuşunda yaşandı.

Fas’ın Kazablanka şehrinden, 228 yolcusu ile İstanbul Sabiha Gökçen’e doğru yola çıkan Pegasus Havayolları’na ait Airbus A321neo uçağında bir kadın yolcu, kabin ekibine doğum sancılarının başladığını söyledi. Durum kokpite bildirildi ve uçak, Barselona’ya acil iniş yaptı.

Pegasus’un Kazablanka-İstanbul uçağı hamile yolcu nedeniyle Barcelona’ya acil iniş yaptı

Uçağa medikal destek ekibi çağrıldı. Hamile kadın uçaktan indirilirken, 28 kişilik grup, bir anda ayaklanarak uçaktan inip aprona kaçıştı. Havalimanı polisi, hamile kadın da dahil olmak üzere, toplam 14 kişiyi yakalamayı başarsa da diğer 14 kişi gözden kayboldu. 

Uçaktan atlayanlardan 5’i kaçmaktan vazgeçip, uçağa geri döndü. Yakalananlardan 8’i İspanyol polisi tarafından Kazanlanka’ya geri gönderildi.

Sancıları olduğunu söyleyen kadının gerçekten hamile olduğu ama doğumun başlamadığı anlaşıldı. Hamile kadın da kamu düzenini bozmak suçundan tutuklandı. Şimdi İspanyollar her yerde apronda gözden kaybolan 14 göçmeni arıyor.

Bu olayın şoku atlatılamadan dün akşam İstanbul’dan Kazablanka’ya uçan Pegasus Havayolları uçağında bir kez daha sahte hamile yolcu krizi yaşandı.

Uçak Sardunya Adası üzerindeyken, yolculardan biri 8.5 aylık hamile olduğunu ve doğum sancılarının başladığını iddia etti. Uçakta bulunan üç doktor hamile kadına müdahale ederken, kokpit ekibi Roma’ya acil iniş yaptı. Başka yolcuların aprona kaçmaması için trolleylerle ön kapı ve kokpit girişi kapatıldı.

Sağlık ekipleri hamile yolcuyu uçaktan alırken, bu sırada taşkınlık yapan yolcularla polis arasında arbede çıktı. İtalyan polisi, elektro şok tabancaları kullanarak yolcuları etkisiz hale getirmeye çalıştı. Uçaktan inmek isteyen göçmenler bu sırada yolcuları ve kabin ekibini tehdit etti. Uçak bir süre sonra Kazablanka seferine devam etti.

Pegasus yönetimi 1 hafta içinde yaşanan iki olayın ardından ikinci bir bildirime kadar Kazablanka uçuşlarında uçak içi eğlence sistemini kapatma kararı aldı. Böylece yolcular, uçuş rotasını ve bulundukları konumu takip edemeyecek.

5 Kasım 2021’de Kazablanka-İstanbul seferi yapan Air Arabia uçağında da benzer olay yaşanmıştı

Benzer bir olay, 5 Kasım 2021’de yaşandı. Kazablanka’dan İstanbul’a gelen Air Arabia Havayolları’na ait Airbus A320 uçağında, yolculardan birinin şeker komasına benzer belirtiler göstermesinin ardından, Mallorca’ya acil iniş yapıldı. Hasta yolcu ve refakatçisi ile beraber, 21 kişi daha uçaktan atlayıp kaçtı. Polis, kaçanlardan sadece 12’sini yakalamayı başardı.

Bir yıl içinde yaşanan bu üç olay, Avrupa’daki havaalanlarında güvenlik açığı endişesi ile göçmen rotaları hakkında ciddi sorunları yeniden dünyanın gündemine taşıdı.

ÇİNLİLERİN YOLCU UÇAĞI C919’DA İLK TESLİMAT YAPILDI!

Çin’in devlete ait uçak üreticisi COMAC tarafından tasarlanıp geliştirilen; Boeing 737 ile Airbus A320 ailesi uçaklara rakip olması beklenen, Çin’in ilk büyük yerli yolcu uçağı C919’un ilki, lansman müşterisi China Eastern Havayolları’na teslim edildi. Teslim edilen uçağın ön kısmında Çince“Dünyanın ilk C919’u”yazan bir Çin mührü yer aldı.

Kabini iki sınıflı bir konfigürasyon ile donatılan uçakta, sekiz Business Class ve 156 Ekonomi koltuğu bulunuyor. 2,25 metre koridor yüksekliğine sahip uçak, verimli hava filtrasyonu, yolcu odaklı aydınlatma sistemi ve düşük gürültü seviyesi ile öne çıkıyor. Ayrıca uçakta 1080P kalitesindeki videoları oynatabilen yirmi adet 12 inç açılır-kapanır ekran bulunuyor.

C919’un ilki, lansman müşterisi China Eastern Havayolları’na teslim edildi.

Teslimatın yapıldığı gün, C919’un ilk uçuşunu, havayolunun kokpit ekibindeki üç üst düzey pilot, Şangay Pudong Havalimanı’ndan Şangay Hongqiao Havalimanı’na gerçekleştirdi. Uçak burada, bir havacılık geleneği olan su takı ile karşılandı. Uçağın ilk ticari uçuşunu, 2023’ün ilkbaharında yapması bekleniyor.

Dünyanın yedinci en büyük havayolu şirketi olan China Eastern, Boeing ve Airbus’tan oluşan yaklaşık 800 uçaklık bir filoya sahip. Havayolu, Mart 2021’de imzalanan anlaşmayla, her biri 99 milyon Dolar olmak üzere, toplam 20 adet C919 için COMAC ile anlaşmaya varmıştı. Havayolu, C919’un tasarım ve geliştirilmeaşamalarına dahil oldu, C919’un ilk uçuşunu gerçekleştirecek kokpit ekiplerinin eğitimlerini sağladı. Uçak ile ilgili COMAC’a yolcu deneyimi ve bakımlar ile ilgili önerilerde bulundu. C919 için şimdiye kadar ağırlıklı olarak Çinli havayollarından olmak üzere toplam 815 sipariş aldı.

Çin, 2006 yılında, kendi yolcu uçağı projesini başlatma kararı aldı. İki yıl sonra, projeye liderlik etmek üzere, Şanghay merkezli COMAC şirketi kuruldu. Programın adı “C919” ise ilk kez 2009’da açıklandı. COMAC tarafından 2008’de geliştirilmeye başlanan C919, Çinli havayollarının Boeing ve Airbus’tan satın aldığı uçaklara bağımlılığını azaltmayı hedeflese de bütünüyle yerli niteliğini taşımıyor. Uçağın, özellikle motoru ve kontrol yazılımları gibi kritik bileşenleri, batılı ülkelerden tedarik edildiği için, Çinliler, C919 projesinde, batıya bağımlı durumda.

C919, uluslararası uçuşa elverişlilik standartlarını karşılayan Çin’in ilk büyük yolcu uçağı oldu. Çinlilerin yerli uçak deneyimi, bugün üretimi devam eden ve C919’a göre daha küçük olan bölgesel uçak ARJ21 ile başladı. C919, rakiplerine göre daha düşük karbon emisyonları ve daha yüksek yakıt verimliliğinine sahip olmasının yanı sıra gelişmiş aerodinamik tasarımı, tahrik sistemi ve malzemeleri ile ciddi fark yaratıyor.

C919 için bugüne kadar 815 sipariş geldi.

2008’den bu yana C919 programı, bir takım teknik sorunun yanı sıra ABD’nın sıkı ihracat prosedürleriyle karşı karşıya kaldı. Önceki ABD Başkanı Donald Trump döneminde General Electric’in COMAC’a C919’da kullanılan LEAP jet motorlarının satışını durdurması gündeme gelmiş, Trump’ın ABD şirketlerinin Çin’e jet motoru ve diğer parçaların satışının engellenmemesi gerektiğine yönelik görüşünün ardından ihracat lisansına onay verilmişti.

Başlangıçta COMAC, C919’un ilk uçuşunu 2014 yılına kadar yapacağını ve ilk uçağın da 2016 yılına kadar teslim edileceğini duyurdu. Ancak, C919, ilk uçuşunu Mayıs 2017’de yapabildi. C919, ilk uçuşundan beş yıl sonra, 29 Eylül 2022’de Çinli sivil havacılık otoritesinden tip sertifikası aldı. AB Havacılık Emniyeti Ajansı EASA ile sertifikasyon süreci devam ediyor. Çin ile ABD arasındaki siyasi gerilim nedeniyle, C919 için yakın gelecekte FAA sertifikası konusunda bir süreç başlaması beklenmiyor.

A321XLR YETERİNCE GÜVENLİ DEĞİL Mİ?

Federal Havacılık İdaresi FAA, Airbus’ın yeni nesil uzun menzilli dar gövdeli A321XLR uçaklarında kullanılan yeni yakıt deposunun yangın riski oluşturabileceği endişelerini takiben uçak için özel gereksinimler talep etti.

FAA yetkilileri tarafından hazırlanan dokümanda, uçağın gövdesinin, tankın uzunlamasına bölgesini kaplayan alt yarısının, olası yangın sıçramasına karşı dayanıklı olması zorunlu kılındı.

A321XLR için geliştirilen yakıt tankı için soru işaretleri artıyor

Airbus bu yeni yakıt tankını, A320neo ailesinin en yeni ve en uzun menzilli versiyonu olan A321XLR’nin uçuş menzilini uzatabilmek için tasarladı. Yeni uçakta, diğer yolcu uçaklarının tasarımından farklı olarak, kanatlar yerine gövdenin altına yerleştirilen ek bir yakıt deposu bulunuyor.

Sektör kaynaklarına göre, otoritelerin kafasındaki, yeni yakıt tankıyla ilgili soru işaretleri, uçağın teslimat programını belirsiz bir pozisyona sokuyor. Airbus, normalde uçağı 2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren müşterilerine teslim etmeye başlamayı planlıyor.

Otoriteler, mevcut direktiflerin bu tür tasarımlarda herhangi bir kaza anında yangından korunma gereksinimleri önermediğini ve mevcut emniyet standartlarına uygun özel hükümlere ihtiyaç duyulduğu görüşünde. Bu sebeple geçtiğimiz Mayıs ayında otoritelerin değerlendirmeleri, Airbus’ı A321XLR’nin hizmete girişini 2023’ün sonlarından 2024’ün başlarına ötelemeye zorladı.

Uzmanlar, otoriteler tarafından zorunlu kılınacak tasarım değişikliklerinin, uçağın menzilini azaltabileceğini söylüyor. Böylesi bir senaryonun Airbus’ın hiç hoşuna gitmeyeceği kesin. 

İlk uçuşunu 15 Haziran 2022’de gerçekleştiren Airbus A321XLR, 180-220 koltuklu iki sınıflı kabin konfigürasyonu ile 8700 km menzile sahip. A321XLR, havayollarına, New York – Roma, Londra – Vancouver, Delhi – Londra, Sidney – Kuala Lumpur gibi uzun mesafeli rotalarda geniş gövdeli bir uçak yerine, tek koridorlu bir uçakla operasyon yapabilme imkanı sunacak.

Airbus A321XLR, aralarında American Airlines, United, Air Canada ve Qantas’ın da bulunduğu 22 farklı müşteriden 500’den fazla sipariş almayı başardı. Lübnan’ın ulusal havayolu MEA, uçağın lansman müşterisi olacak.

Öte yandan Airbus, 2022 için belirlenen 700 uçak teslimatı hedefine ulaşılamayacağını duyurdu. Hedefin ne kadar sapacağı belirtmese de nihai rakamın, 2021’deki 661 teslimatın altında kalabileceği düşünülüyor.

Airbus, Kasım ayında 40 müşteriye 68 ticari uçak teslim ettikten sonra, yılın ilk 11 ayında 72 müşteriye 565 uçak teslim etmiş oldu. Kasım ayında 29 yeni sipariş ve 14 sipariş iptali yaşayan Airbus’ın birikmiş toplam sipariş sayısı 7.344’e yükseldi.

Ayrıca Airbus, A320 ailesi uçaklarının üretim hızının 2023 ve 2024’te yavaşlatılarak; ayda 75 yerine 65 adet üretileceğini duyurdu. Airbus 2025 yılının ortasına kadar ayda 75 adet üretim kapasitesini yeniden kazanmayı umuyor.

IATA HAVALİMANLARINDAKİ ÇARPIŞMALARA SAVAŞ AÇTI

Uçakların yerde yaşadığı çeşitli kazalara bağlı olarak hasar görmesi sektör için büyük bir problem. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA, bu tür olayların maliyetini, yılda yaklaşık 5 milyar Dolar olarak hesaplarken; eğer hiçbir önlem alınmazsa, yer kazalarında ortaya çıkan hasarın yıllık maliyetinin, 2035’e kadar, yıllık 10 milyar Dolar’a ulaşabileceği endişesini paylaştı. 

Yerde yaşanan olayların birçok farklı açıdan, şirketlere bariz negatif etkileri var. Yolcuların ve havaalanı personelinin can güvenliğini tehlikeye atmak, uçakta ortaya çıkan hasarın maliyeti ve uçağın bakıma alınmak zorunda kalınması nedeniyle operasyonların aksamasından kaynaklanan zararlar en temel sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. IATA yönetimi, uçaklara yer destek ekipmanlarının çarpması gibi olayların, kolay çözümleri olabileceğinü düşünüyor ve bu durumun daha da kötüye gideceğini tahmin ettiği için; sorunun üstesinden gelmek için gelişmiş yer destek ekipmanlarına yatırım çağrısında bulunuyor. 

Havalimanlarında yaşanan çarpışmalar IATA’yı endişelendiriyor

IATA, yerde yaşanan olaylar ve ortaya çıkan hasarların nedenlerini ve sonuçlarını ortaya çıkarmak için bir araştırma yaptırdı. Çalışma sonucunda, yerde yaşanan kazalarda geniş gövdeli uçakların basit hasarlar yaşama olasılığının on kat daha fazla olduğu; dar gövdeli, turboprop ve bölgesel uçakların ise ciddi hasar görme olasılıklarının %30 daha fazla olduğu ortaya çıktı.

Yerdeki kazalarda ortaya çıkan çoğu hasar, uçağın gövdesine çarpan, motorlu yer hizmetleri ekipmanları ve araçlarından kaynaklandı. Ortaya çıkan tüm hasarın %40’ına bagaj ve kargo yükleyicileri, yolcu merdivenleri ve uçak körüklerinin neden olduğu anlaşıldı. 

IATA, konunun çözümü için otomotiv endüstrisinde yaygın olarak kullanılan çarpışma önleyici sistemleri öneriyor. Piyasadaki sıradan bir otomobilde bulunan çarpışma önleyici sistemlerin, multi milyon dolarlık uçakların etrafında dolaşan ekipmanlarda olmaması eleştirilirken; üzerinde çarpışma önleyici sistem olan yer destek ekipmanlarının, sektörde yeni bir standart haline getirilmesi için yol haritası oluşturulmaya başlandı.  

Çarpışmaları önlemenin yanı sıra, körüklerin uçağın kapısına yanaştırılması gibi bir dizi yer hizmetleri işleminin de otomatikleştirilebileceği düşünülüyor. Bu adım, yalnızca kazaya neden olabilecek insan hatası olasılığını azaltmakla kalmayacak. Aynı zamanda uçağın sefer aralarında yerde kaldığı süreyi azaltarak, uçuşları daha verimli hale getirecek ve yer personelinin diğer görevlerini daha rahat yapmaları için fırsat yaratacak.

Yerde yaşanan kazalara bağlı olarak ortaya çıkan hasarları azaltmak aynı zamanda net sıfır karbon operasyonlarına doğru ilerleme hedefinde havacılığa da yardımcı olacak. Gelişmiş yer hizmetleri ekipmanlarının çoğu elektrikle çalışıyor. Bu da onları daha temiz ve enerji açısından daha verimli hale getiriyor. Sürdürülebilirlik tartışmalarının çoğu uçak ve uçuşun kendisi etrafında dönse de yerdeki operasyonların da göz ardı edilmemesi gerekiyor.

SON BOEING 747’NİN ÜRETİMİ TAMAMLANDI!

Gökyüzünün kraliçesi lakabıyla bilinen Boeing 747’nin sonuncusunun üretimi tamamlandı. Hafta içinde ABD’li imalatçının Everett tesislerinde bulunan Son Montaj Hattı’ndan çıkan 1574’üncü ve son 747, uçuş testleri ve boyama işlemleri tamamlandıktan sonra, Ocak ayının ilk günlerinde Amerikalı kargo havayolu Atlas Air’e teslim edilecek.

1574’üncü Boeing 747, son montaj hattından çıktı

1966’da temelleri atılan; 30 Eylül 1968’de ilk kez fabrikadan çıkan; 9 Şubat 1969’da ilk uçuşunu gerçekleştiren ve Ocak 1970’te Pan Am Havayolları’na ilk teslimatı yapılan Boeing 747, havacılıkta bir çok devrime imza attı. Ocak 2023’te son teslimatının yapılmasıyla havacılıkta bir devir kapanmış olacak. 747 ile ilgili çok daha detaylı bilgiye, hafta içinde Boarding Info için hazırladığımız videomuzda yer vermiştik. İzlemenizi tavsiye ederiz…

adbanner