UKRAYNA’DA MAHSUR KALAN A400M UÇAKLARI YURDA DÖNDÜ!
24 Şubat’ta Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasının ardından, insani yardım götürmek ve Türk vatandaşlarını tahliye etmek amacıyla Ukrayna’ya giden Türk Hava Kuvvetleri’ne ait 2 adet A400M askeri nakliye uçağı, Ukrayna hava sahasının kapatılması nedeniyle, Kiev Borispol Havalimanı’nda mahsur kaldı. Uçakta görevli Türk mürettebat, Kiev’deki Türkiye Büyükelçiliği’ne sığındı.
20 Aralık’ta yani tam 299 gün sonra, Kiev’den havalanan uçaklar, ana üsleri olan Kayseri’ye ulaştı. Karlı ve soğuk bir akşam 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’na, dönen personel, aileleri ve yakınlarıyla havalimanında kavuşarak, hasret giderdi.
Her biri yaklaşık 110 milyon Euro değerindeki uçakların 299 gün boyunca Ukrayna’dan çıkarılamamasının iki temel nedeni vardı:
Birincisi havalimanının pistlerindeki mayın tehlikesiydi. Ancak pistler mayınlardan temizlense ve kalkış yapılsa bile, kimsenin uçakların havada saldırıya uğramayacağının garantisini vermiyor oluşu en önemli diğer nedendi. Bölgede hem Ukrayna hem de Rusya adına savaşan çok sayıda farklı milis grubu olması ve bu grupların hemen hepsinde, omuzdan ateşlemeli, ısı ayarlı füzeler bulunması işi çıkmaza sokuyordu. Her iki tarafın da karşı tarafı sorumlu tutmak için böyle bir saldırıyı kullanma olasılığının da çok yüksek olması nedeniyle, A400M uçaklarının ülkeye dönüşü konusunda yürütülen müzakereler hep sonuçsuz kalmıştı.
Uçakların yerde kaldığı yaklaşık 10 aylık süre içinde, A400M’lerin kapsamlı bakımı için gereken yedek parça ve bakım ekipmanları, havayoluyla önce Polonya’ya götürüldü. Buradan karayoluyla önce Ukrayna sınırına, sınırdan itibaren de güvenlik konvoyu eşliğinde Kiev Borispol Havalimanı’na ulaştırıldı. Teknik ekip, uçakların bakımlarını Kiev’de yaptı.
Airbus tarafından tasarlanan askeri nakliye uçağı A400M, 2013 yılında, C-130 Hercules veya C-160 Transall gibi eski nakliye uçaklarının halefi olarak hizmete girdi. 37 tona kadar kargo veya teçhizatlı 116 askeri 4.500 kilometre uzağataşıyabilen uçak çok uluslu bir proje.
Türkiye, A400M projesinde Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere ve İspanya ile birlikte 6 katılımcı ülke arasında yer alıyor. Projenin ortağı olan ülkelerin havacılık endüstrileri, uçağın tasarım ve üretiminde, ülkelerinin sipariş ettiği uçak miktarı oranında sorumluluk üstleniyor.
A400M uçağının Ön Orta Gövde, Arka Gövde Üst Bölümü, Paraşütçü Kapıları, Acil Çıkış Kapısı, Arka Üst Kaçış Kapağı ve Kuyruk Konisi gibi ana yapısal komponentlerin yanı sıra en önemli uçuş kontrol yüzeylerinden olan Aileron ile Spoiler üretimi TUSAŞ tarafından gerçekleştiriliyor. Türk Hava Kuvvetleri’nin filosunda 10 adet A400M uçağı bulunuyor.
Budapeşte merkezli düşük maliyetli havayolu Wizz Air’in de savaş nedeniyle dört Airbus uçağı Ukrayna’da mahsur kalmıştı. Havayolu, Lviv Havalimanı’nda mahsur kalan Airbus A320’yi, Eylül ayında yürüttüğü başarılı bir operasyonla ülkesine getirmeyi başardı. Alçak irtifada uçmak ve uçağın transponder kapatmak gibi cüretkar hamleler yapılmasını gerektiren kaçış uçuşu, başarıyla tamamlandı ve 7 ay sonra uçak Katowice’ye ulaştı.
Havayolu, Kiev Havalimanı’nda mahsur diğer üç uçağı için ise Lviv ile karşılaştırıldığında, Kiev’in konumu, Polonya sınırına yakın olmadığı için, güvenlik gerekçesiyle kurtarma operasyonu düzenlemedi.
RUSLAR EL KOYDUĞU KİRALIK UÇAKLARI SATIN ALMAK İSTİYOR!
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlaması akabinde, Avrupa Birliği’nden, Rus havayollarının filolarındaki tüm kiralık uçakların sözleşmelerinin iptal edilmesi emri geldi. Bunun üzerine Ruslar, yaklaşık 400 kiralık uçağı, yasadışı şekilde Rus tescili altına aldı ve millileştirdi. Bu uçaklar, iç hat uçuşlarında ve sahipleri tarafından el konulma riskinin daha düşük olduğu bazı uluslararası seferlerde uçurulmaya devam edildi. Kiralama şirketleri, milyarlarca dolarlık varlıklarını kaybetti.
Aradan geçen yaklaşık 10 aylık süre sonunda Rusya, el koyduğu 400’den fazla uçakla ilgili bir uzlaşma senaryosu için harekete geçti. Aeroflot, S7 ve birkaç farklı havayolu, Rusya Ulusal Varlık Fonu’ndan alacakları desteklerle, filolarındaki kiralık uçakları satın almak istediğini açıkladı. Böylesi bir anlaşma, kiralama şirketlerinin kaybettiği sermayelerinin bir kısmını geri kazanmasını sağlayacak olsa da Rusya’ya yönelik yaptırımlar devam ettiği için ilginç bir denklem ortaya çıkaracak.
Ruslar şimdi, kiralık uçakların büyük bir indirimle Rus havayollarına resmi olarak satılmasını sağlayacak teklife hazırlanıyor. Ulaştırma Bakanlığı, ülkedeki 23 havayoluna bir yazı göndererek, Ulusal Varlık Fonu’nun kaynakları kullanılarak, uçakların satın alınması önerildi. Devletin bu satın alımları destekleyeceği duyuruldu.
Bunun üzerine ülkenin ulusal havayolu Aeroflot, filoda bulunan 17 kiralık uçağının sahibi SMBC’ye 644.2 milyon $ teklif etti. Bunun 82 milyon $’lık kısmı şuana kadar biriken rezerv borçları ifade ediyor. SMBC, Eylül ayında 34 uçak için 1,6 milyar Dolar değer biçmişti. Eğer anlaşma gerçekleşirse, uçaklar piyasa fiyatlarının çok altında bir değere satılmış olacak.
SMBC, AB’den uçakları Rus operatörlere satabilmeye izin veren istisnaları onaylamasını istiyor. Böylesi bir hamle, Rusya’ya yönelik yaptırımların açık bir şekilde ihlali anlamına geliyor. AB’nin şimdilik yaptırımları hafifletmek gibi bir planı yok. Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik sert yaptırımları, yasa dışı şekilde el konulan uçaklar için yedek parça, bakım ve servis hizmeti almayı da imkansız hale getiriyor. Uçak kiralama şirketleri, bu durumun da uçuş emniyetini ciddi şekilde tehlikeye attığını düşünüyor.
Özetle kiralama şirketleri yaptırımların esnetilmesini ve Rusya’da sıkışmış sermayelerinin en azından bir kısmını geri almayı umuyor. Yaşanan süreç, sigorta şirketlerini de milyarlarca dolarlık faturalarla karşı karşıya bırakıyor. Bu yüzden sigorta şirketleri de Rusların anlaşma teklifine sıcak bakıyor. Bu sayede kiralama şirketleri, kayıplarını kısmen Rus havayollarından karşılayacağı için, sigorta şirketlerinin sırtındaki yük bir miktar azalacak. Ayrıca uçakların sigorta süreçleri ile ilgili yıllarca sürebilecek olan davalar gündemden düşebilecek.
Hem Ruslar hem uçak kiralama hem de sigorta şirketleri, bir anlaşmaya varmak için baskılarını sürdürüyor. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak.
777X UÇUŞ TESTLERİNE YENİDEN BAŞLADI!
Kasım ayının son günlerinde, Emirates CEO’su Tim Clark, Boeing’in en yeni geniş gövde uçağı 777-9’un uçuş testlerinin, motor sorunları nedeniyle durdurulduğunu açıkladı. Haber, motor üreticisi GE tarafından doğrulandı. Bu, gelişme, çeşitli sorunlar nedeniyle hizmete başlama tarihi 2025’e kadar ötelenen 777X için bir başka büyük darbe oldu.
O günden bu yana motor üzerinde kapsamlı bir inceleme yapan GE, uçuş testlerinde kullanılan motorun, boroskop analizi sonrasında sorun tespit edildiğini ve motorun sökülerek, farklı mühendislik testleri için Ohio’daki test tesisine gönderilmesine karar verildiğini açıkladı. Bu çalışmalar sırasında motorda yüksek sıcaklık uyarısı gözlendi.
Yaşanan sorun, 2.600 iniş kalkış yapan ve 1.700 saatin üzerinde uçan, en uzun süre kullanılan motorlardan birinde meydana geldi. Motorlarda herhangi bir anormallik tespit edildiğinde, uçağın ticari operasyonlar için otoritelerden onay alması imkansız hale gelirken, sorunun kökten çözülebilmesi için titizlikle çalışılması gerekiyor. Motordaki sorun henüz tam olarak çözülmemiş gibi görünse de 777X’in test uçuşları hafta içinde yeniden başladı.
17 Aralık’ta 777X, GE9X motoruyla, yaklaşık iki ay sonra ilk kez havalandı. Üç günlük test sürecinin ilk gününde 777-9, Boeing’in Seattle’daki tesisinden havalandı. Washington ve Montana üzerinde yaklaşık 1 saat 40 dakika uçtuktan sonra kalkış yaptığı meydana başarıyla indi. Ardından 19 ve 21 Aralık’ta daha ileri düzey testler için tekrar havalanan 777-9, Spokane Havalimanı’na uçtu.
777X’in en büyük müşterilerinden biri olan Emirates CEO’su Tim Clark, 777X’in teslimatının sürekli gecikmesinden duyduğu rahatsızlığı her fırsatta yüksek perdeden dile getiriyor. Clark, Boeing’in 2025’in ilk çeyreğinde yapmayı planladığı ilk teslimatın daha da gecikmesinden endişeleniyor.
Boeing, ilk günden bu yana çok çeşitli sorunlar yaşayan 777X’i, daha fazla ötelemek zorunda kalmadan hedeflenen tarihte piyasaya sürebilmenin hesaplarını yapıyor. Ancak FAA’nın sertifikasyon süreçlerinde, Boeing’in son dönemde yaşadığı büyük sorunlar nedeniyle çok daha hassas davrandığı da herkesin kabul ettiği bir gerçek. Bakalım ilk 777X ne zaman teslim edilecek…
ANKARA ESENBOĞA’YI 2050’YE KADAR TAV İŞLETECEK!
Hafta içinde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından, Ankara Esenboğa Havalimanı’nın kapasite arttırımına yönelik ilave yatırımlar ile iç ve dış hatlar, CIP, genel havacılık terminalleri ve mütemmimlerinin, 2025-2050 yılları arasındaki işletme haklarının kiralanması ihalesi gerçekleştirildi.
TAV Havalimanları, Cengiz İnşaat ve Limak İnşaat’ın katılımı ile gerçekleşen ihalede en iyi teklifi 475 milyon Euro+KDV ile TAV verdi. Böylece 2004’te kazandığı yap-işlet-devret ihalesi ile Esenboğa Havalimanı’nın işletme hakkını 24 Mayıs 2025’e kadar elinde bulunduran TAV, bu hakkını 23 Mayıs 2050’ye kadar uzatmış oldu.
TAV işletme süresi boyunca Esenboğa Havalimanı’na yaklaşık 300 milyon Euro yatırım yapacak. Mayıs 2025 – Mayıs 2050 tarihleri arasındaki yeni imtiyaz süresi boyunca yolcu başına hizmet bedeli dış hat giden yolcu başına 17 Euro ve iç hat giden yolcu başına 3 Euro olarak belirlendi. Ayrıca, yeni imtiyaz süresi boyunca dış hat giden yolcu başına 3 Euro güvenlik hizmet bedeli alınacak.
Pandemi öncesinde, 2019’da 13,7 milyon yolcuya hizmet veren Ankara Esenboğa Havalimanı, bu yılın ilk 11 ayında 7,9 milyon yolcu ağırladı. Şartname gereği Esenboğa Havalimanı için yolcu garantisi bulunmuyor.
İhale sonucunda, DHMİ’ye ödenecek 475 milyon Euro + KDV imtiyaz kira bedelinin %25’i peşin ödenecek. Havalimanı için 300 milyon Euro olarak öngörülen yatırımın yaklaşık 210 milyon Euro’luk ilk etabı 2023 yılında başlayacak. 90 milyon Euro tutarındaki ikinci etabın ise en geç 2038 yılında başlaması hedefleniyor.
Üç yıl içinde tamamlanması hedeflenen ilk etap çalışmaları kapsamında yeni bir pist, hava Trafik kontrol kulesi, kargo hizmet birimlerini kapsayan hava tarafındaki başlıca yatırımlar gerçekleştirilecek. Terminal genişlemesini de kapsayan ikinci faz yatırımlar ise, yolcu artış hızına da bağlı olarak en geç 2040 yılına kadar tamamlanmış olacak.
TAV, ayrıca sürdürülebilirlik politikaları doğrultusunda, 5 megavat kapasiteli güneş paneli yatırımını da üstlenecek.
QATAR AIRWAYS İLE AIRBUS ARASINDAKİ A350 GERİLİMİ 2023’TE DE SÜRECEK!
Airbus ve Qatar Airways arasında, A350’nin yüzey kusurları ile ilgili başlayan ihtilaf, 2 milyar Dolarlık hukuki bir çıkmaza dönüştü. İngiliz yargıç Yargıç David Waksman’ın, konunun derinlemesine incelenmesi adına, davayı farklı dosyalara ayırmasının ardından, 2023’ün büyük kısmında da bu çekişmenin süreceği kesin gibi görünüyor.
Qatar Airways, ülkenin ulusal sivil havacılık düzenleyicisi tarafından yere indirilen A350 uçaklarındaki yüzey hasarı ve yıldırımdan korunma sistemi sorunlarından kaynaklanan kayıpların telafisini Airbus’tan istiyor.
Davanın ilk bölümü, yaklaşık 2 milyar Dolar olduğu tahmin edilen ve uçaklar yerde beklediği için her geçen gün daha da büyüyen bu talep ile ilgili kısma odaklanacak.
Qatar Airways, bazı A350 uçaklarının gövdesindeki yaygın boya çatlağı kusurları nedeniyle kalan uçaklarını teslim almaktan vazgeçti. Katar ulusal otoritesi de geçtiğimiz yıl içinde cevaplanmamış emniyet sorularını gerekçe göstererek Qatar Airways’in en az 29 adet A350 uçağını yere indirdi.
Airbus ise en yeni nesil uzun menzili modeli olan A350 ile ilgili bazı kalite sorunları olduğunu kabul ediyor. Ancak yaşanan problemin kozmetik bir kusur olduğunu düşünen Airbus, bunun uçuş emniyeti açısından herhangi bir risk oluşturmadığını iddia ediyor. Airbus ayrıca, Qatar Airways’in bu olaylar üzerine en büyük rakibi Boeing’ten çok sayıda uçak satın alması nedeniyle de Qatar Airways’in daha önce verdiği tüm eski siparişlerini iptal etti.
Geçtiğimiz hafta ise iki taraf arasında uçaklara erişim konusunda büyük bir tartışma yaşandı. Airbus avukatı David Wolfson, yaşanan sorunu anlamak üzere gönderilen teftiş ekibinin, karanlık bir ortamda ve uzaktan uçakları fotoğraflamak zorunda kaldığından şikayet etti. Havayolunu, Airbus uzmanlarının uçakları denetlemesini engellemek için işleri zorlaştırmakla suçladı.
Qatar Airways ise bu iddiayı şiddetle yalanladı ve Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptıkları için kısa sürede uçaklara mümkün olan her türlü erişimi verdiklerini savundu. Havayolunun avukatı Geraint Webb, “Bunun aktif bir havayolu olduğunu ve operasyonlarını sürdürdüğünü aklımızda tutmalıyız” şeklinde bir savunma yaptı.