THY UÇAKLARINDA TAHTAKURUSU KRİZİ!
ABD merkezli The New York Times Gazetesi, Türk Hava Yolları ile ilgili ilginç bir habere imza attı. THY uçaklarının, koltuklarında, battaniyelerinde ve baş üstü dolaplarında tahta kuruları olduğu iddia edilen haber yapan gazete, geçtiğimiz yıl 3 farklı uçuşta tahtakurusu nedeniyle yolcuların THY’ye şikayette bulunduğuna dikkat çekti.
2024 yılı içinde Türk Hava Yolları ile uçuşlarında tahtakurularıyla karşılaştıklarını iddia eden yolcularla yapılan görüşmelerin detaylarına yer verilen haberde, yolcuların şikayetlerinin, THY tarafından dikkate alınmadığı bilgisi yer aldı.
New York Times’ın haberinde 36 yaşındaki Patience Titcomb isimli bir kadınının geçtiğimiz Mart ayında Johannesburg-İstanbul uçuşunda koltuğunda bir tahtakurusunu fotoğrafladığı ve kabin görevlisine durumu bildirdiği; görevlinin konuyu umursamadığı belirtildi. Elinde haşerenin fotoğrafları olmasına rağmen, yolcunun yazdığı şikayetin Türk Hava Yolları tarafından reddedildiği aktarıldı.
5 Ekim’de kız arkadaşı ile beraber İstanbul’dan San Francisco’ya uçan Matthew Myers da yaşadığı benzer bir olayı anlattı. Tahtakurularının, koltuklardan ve tavandan, yolcuların kucağına düştüğünü söyleyen Myers, birçok yolcunun koltuğunu değiştirmek istediğini söyledi. İddiaya göre yolcu, tahtakurusu tarafından 13 kez ısırıldı. Konuyla ilgili şikayet dilekçesi yazan Myers’a yıl sonuna kadar yapacağı uçuşlarda %10 indirim tanımlandı.
THY’nin Washington-İstanbul seferlernde uçan Kristin Bourgeois isimli bir yolcu da battaniye ve yastığının üzerinde gezinen tahtakuruları olduğunu söyledi.
Haberin yarattığı etki üzerine THY Basın Müşaviri Yahya Üstün sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaparak, uçakların periyodik olarak temizlendiğini söyledi. Açıklamada, tahtakurusu vakalarının, zaman zaman uçaklar da dahil olmak üzere kamuya açık alanlarda karşılaşılan genel bir sorun olduğuna vurgu yapıldı…
Her gün dünyanın çok farklı bölgelerine uçan ve bu bölgelerden insanların seyahat ettiği uçaklarda dökülen yemek artıkları, kabin içindeki havasız ve nemli alanlar, tahtakurularının yaşaması için uygun bir ortam oluşturuyor. Geçmişte Delta ve British Airways uçaklarında da tahtakurusu ile ilgili şikayetler yargıya taşınmıştı.
Uçaklar, her türlü böcek ve haşerenin uzak tutulması gereken periyodik temizlik süreçlerinden geçiyor. Uçak yere indiğinde, özel bir temizlik ekibi tarafından, bir sonraki uçuşa kadar hızlıca temizleniyor. Mutfak bölgesi ve tuvalet temizliğini kapsayan bu hızlı temizlik turunda çöpler atılıyor. Ancak koltukların, baş üstü dolaplarının ve uçaktaki tüm bölgelerin temizlendiği, özel ekipman gerektiren detaylı temizlik işleri ise uçağın operasyondan çekilip yere indirildiği dönemlerde planlanıyor.
2024’ÜN ZAMANINDA KALKIŞ PERFORMANSI KARNESİ
Dünya genelinde hem havayolları hem de havalimanları için zamanında kalkış performansı, büyük bir rekabet yürütülen alanların başında geliyor. Havacılık analitiği şirketi Cirium, 2024’te zamanında kalkış performansı en iyi havayolları ve havalimanlarını açıkladı.
Veriler, zamanında kalkış performansı en iyi 10 havayolu listesinde, yoğunlukla Latin Amerika ve Güney Amerikalı havayollarının olduğunu gösterirken; en iyi zamanında kalkış performansına sahip havalimanları listesinde ise Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Güney Amerika bölgelerinin öne çıktığını ortaya çıkardı.
Cirium’un hazırladığı listede, havayolları için zamanında kalkış performansı, uçuş için planlanan varış saatinden en geç 14 dakika 59 saniye içinde tamamlanan uçuşlar olarak tanımlanıyor. Havaalanları için performans ise planlanan kalkış saatinden en fazla 14 dakika 59 saniye içinde kalkış yapılan uçuşlar anlamına geliyor.
Meksika’nın ulusal havayolu Aeromexico, %86,7’lik etkileyici bir zamanında kalkış performansı ile 2024’te küresel havayolları arasında listenin zirvesinde yer aldı.
Aeromexico’yu, ikinci sırada %86,35’lik OTP ile Saudia Havayolları; üçüncü sırada ise %83,46 ile ABD’li Delta takip etti.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Microsoft kaynaklı yaşanan Crowdstrike olayı ile havacılık tarihindeki en büyük BT krizlerinden birini yaşanmış ve bu durum Delta’nın operasyonlarını ciddi şekilde etkilemişti. Havayolunun bu krizde yaklaşık 500 milyon dolar zarar ettiği açıklanmıştı. Havayolunun buna rağmen listenin üçüncü sırasına yer alması büyük bir başarı olarak yorumlanıyor.
Listenin ilk 10 sırasındaki diğer havayolları ise LATAM Airlines, Qatar Airways, Azul Airlines, Avianca, Iberia, Scandinavian Airlines ve United oldu.
Havalimanları arasındaki rekabetin zirvesinde ise %86,65’lik OTP ile Suudi Arabistan’ın Riyad Kral Halid Uluslararası Havalimanı yer aldı. Listede ikinci sırada, %84,57’lik zamanında kalkış performansı ile Lima Jorge Chavez Havalimanı (LIM), üçüncü sırada ise %84,04’lük OTP ile Mexico City Benito Juarez Uluslararası Havalimanı (MEX) bulunuyor.
Listenin ilk 10 sırasında ise Salt Lake City, Santiago Arturo Merino Benitez, Minneapolis-Saint Paul, Washington Dulles, Detroit Metropolitan Wayne County, Oslo Gardermoen ve Doha Hamad havalimanları yer aldı.
Avrupa’da en iyi zamanında kalkış performans gösteren ilk beş havayolu ise sırasıyla Iberia Express, Iberia, Scandinavian Airlines (SAS), Vueling ve Norwegian oldu. Avrupa’da en çok uçuş iptal eden havayolları listesinde Türk Hava Yolları da yer aldı. THY, 2024 yılında yaptığı 422.154 uçuşun 3726’sını iptal etti.
TOKYO HANEDA HAVALİMANI’NDAKİ KAZANIN NEDENİ BELLİ OLDU!
2 Ocak 2024’te Tokyo Haneda Havalimanı’nın 34R pistinde gerçekleşen kazada, Japan Airlines’a ait Airbus A350 (JA722A) ile Japon Sahil Güvenlik Kurumu’na ait Bombardier Dash 8 (JA13XJ) çarpışmıştı. Kaza ile ilgili hazırlanan ön rapora göre, çok büyük bir faciadan eşğinden dönülen olayın nedeni insan hatası…
Japonya Ulaştırma Emniyeti Kurulu’nun hazırladığı ön raporda, kazanın başlıca nedeni olarak, uçuş mürettebatının kafa karışıklığı ifadesi yer aldı. Raporda, Sahil Güvenlik uçağı mürettebatının piste girmek için izinleri olduğunu varsaymaları nedeniyle çarpışma yaşandığı belirtildi.
Raporda ayrıca, çarpışmanın bir diğer nedeninin, hava trafik kontrolörünün, sahil güvenlik uçağının piste girdiğini fark edememesi olduğu belirtildi. Kontrolörler, olası bir çarpışmayı tehlikesini belirten pist dolu uyarısını, yaklaşık bir dakika boyunca fark etmedi.
Uçakların kara kutusundan elde edilen ses kayıtlarında da Dash 8 mürettebatının uçaktaki konuşmalarının yalnızca, bir önceki gün Noto Yarımadası ve çevresini vuran 7.6 büyüklüğündeki depremden etkilenenlere yardım etme misyonları üzerine odaklandığı ortaya çıktı.
Japan Airlines kokpit ekibinin, piste çıkan Dash 8 uçağını tespit edememesi, kazaya yol açan faktörler arasında gösterildi. A350’nin pilotları, Dash 8’i tespit edebilseydi, pas geçme kararı alabilirdi ancak o gün görüş mesafesi oldukça sınırlıydı.
Dash 8 uçağında kaptan pilot ve beş mürettebat üyesi olmak üzere altı kişi vardı. Airbus A350 ile çarpıştıktan sonra alev alan uçak, adeta küle dönerken, kaptan pilot ağır yaralı olarak kurtuldu. Diğer beş mürettebat üyesi ise hayatını kaybetti.
Japan Airlines’in Airbus A350 uçağında 12 mürettebat ve 367 yolcu olmak üzere 379 kişi bulunuyordu. Çarpışma sonrası gövde altından alev alan uçak, taksi yapmaya devam etti. Daha sonra pistten çıkıp, çim alanda durdu.
Kazadan sonra, uçağın interkom sistemi bozuldu. Kabin ekibi, yolculara eğilmelerini, dumandan kaçınmak için burunlarını kapatmaları talimatını vermek için bağırdı ve megafon kullanmak zorunda kaldı. Bir yandan da güvenli olup olmadığını görmek için kapıların dışındaki yangını kontrol edip, aralarında iş bölümü yaptı. İnişten yaklaşık altı dakika sonra, acil çıkış kapıları açıldı ve kabin ekibi yolculara uçağı boşaltma talimatı verdi. Tüm yolcular ve mürettebat acil tahliye kaydırakları ile uçaktan ayrılmayı başardı.
Airbus A350’nin yanarak yok olduğu kazada yaşanan başarılı tahliye operasyonu adeta tarihe geçti.
UÇAKLARINDA HAFİF BOYA KULLANAN İLK HAVAYOLU easyJet
İngiltere merkezli düşük maliyetli havayolu easyJet, yakıt tasarrufu sağlayarak, zararlı gaz emisyonlarını azaltması beklenen yeni hafif boya uygulamasını, uçaklarında kullanmayı deneyen dünyadaki ilk havayolu oldu.
Havacılığı karbondan arındırma hedefi doğrultusunda geliştirilen bu yeni çözüm için Mankiewicz Aviation Coatings şirketiyle çalıştığını duyuran easyJet, kullanılan yeni boyanın, önceki boyalarla karşılaştırıldığında, uçakların üzerine easyJet’in renklerini ekleyebilmek için çok daha az boya kullanılması gerekeceğine vurgu yaptı.
easyJet Sürdürülebilirlik Direktörü Lahiru Ranasinghe, uçuş operasyonlarının çevreye olan zararlı etkisini azaltmak için sürekli yenilikçi çözümler araştırıp geliştirdiklerini söyledi. Boya şirketi ile yaptıkları ortaklık kapsamında yeni bir hafif boya formülize ettiklerini ve bu adımın, daha büyük bir stratejinin küçük bir parçasını oluşturduğunu söyledi. Boya ile elde edilecek verimlilik kazanımlarının, operasyonları nasıl etkileyeceğini gözlemleyeceklerini bildirdi.
easyJet, yeni hafif boya sisteminin 2029 yılı sonuna kadar filodaki tüm uçaklara uygulandığında, yılda 1.296 tona kadar yakıt tasarrufu sağlanmasını ve CO2 emisyonlarını 4.095 ton azalmasını öngörüyor.
Daha hafif boya katmanı, her uçağın ağırlığını yaklaşık 27 kilogram azaltıyor. Hafif boyanın filodaki tüm uçaklara uygulanıp, diğer yakıt tasarruf yöntemleriyle bütünleştirildiğinde, havacılık sektörü için karbon emisyonlarını azaltmanın yeni bir yolu olabileceği iddia ediliyor.
easyJet, uçağı boya şirketinin Maastricht’teki tesisinde boyanacak. Dublin merkezli bir MRO şirketi olan MAAS Aviation ile yeni boya çözümü ile elde edilen sonuçlar test edilecek.
Şu ana kadar yeni boya 38 easyJet uçağında kullanıldı. Havayolu, zamanla bu çözümü tüm filosuna uygulamayı planlıyor ve 2030 yılına kadar tam geçişi tamamlamayı hedefliyor. Havayolu, yeni boya uygulanan 38 uçağın, ağırlığı azaldığı için zaten yakıt tasarrufu elde edilmeye başlandığını düşünüyor.
easyJet, havacılık sektörünün karbondan arındırılmasına yardımcı olacak yeni çözümler geliştirmek ve uygulamak konusunda öncü durumda. Şirket, kısa süre önce tüm filosuna Descent Profile Optimization (DPO) adı verilen yeni bir yazılım yükledi. Bu yazılım sayesinde inişe geçen uçakların alçalma süreçleri optimize edilerek, karbon yoğunluğu performansında rekor bir düşüş elde edildi.
BAYKAR İTALYAN DEVİ PIAGGO’YU SATIN ALDI!
Dünya İHA ihracat pazarının yüzde 65’ini tek başına domine eden ve geçtiğimiz yıl, Türkiye’nin ihracat şampiyonları listesinde ilk 10’a girmeyi başaran Baykar, 35 ülkeye Bayraktar TB2 ve Akıncı gibi ürünlerini ihraç ederken, gelirlerinin %90’ından fazlasını ihracattan elde ediyor.
Baykar, İtalya’nın 1884’te kurulan köklü havacılık firması Piaggio Aerospace’yi satın aldığını duyurdu. Piaggio’nun satışı için, farklı ülkelerden rakiplerini geride bırakarak, ihaleyi kazanmayı başaran Baykar’ın şirketi satın alması, İtalyan hükümeti tarafından da onaylandı.
İlk uçağını 1915 yılında üreten Piaggio Aerospace, dünyanın en eski uçak üreticileri arasında yer alıyor. 1922’de havalanan Piaggio P1, yenilikçi tasarımıyla dünya çapında ses getirdi. 1928’de yenilikçi bir rüzgar tüneli inşa eden şirket, aerodinamik araştırmalar konusunda yeni bir aşamaya geçti. 1937 yılında şirket, dört motorlu ağır bombardıman uçağı P.108’i piyasaya çıkardı.
Havacılık sektöründe “gökyüzünün Ferrari’si” olarak tanınan P.180 Avanti iş jetleri ve uçak motoru üretimiyle de bilinen Piaggio Aerospace, aynı zamanda bakım, onarım ve revizyon (MRO) hizmetleriyle İtalya’nın savunma sanayisi ekosisteminde stratejik bir konumda bulunuyor. 140 yıllık geçmişe sahip olan şirket, ülkenin teknoloji altyapısına önemli katkılar sunuyor.
İstihbarat, gözetleme ve keşif amaçlı kullanılan HammerHead İHA’ları ve ABD’nin F35 programında kullanılan F135 motor parçaları da şirketin üretim kabiliyetleri arasında yer alıyor.
İtalyan Bakan Adolfo Urso, altı yıllık bekleyişin ardından Piaggio Aerospace için yeni bir gelecek sunduklarını söyledi. İtalya için stratejik bir varlık olan bu şirketin, uzun vadeli bir üretim perspektifiyle yeniden canlanacağına vurgu yaptı. Şirketin kurumsal yapısı ve iş gücünün korunacağını söyledi.
Baykar, bu satın alma ile Avrupa havacılık pazarındaki etkisini artırmayı ve Piaggio Aerospace’in üretim kapasitesini güçlendirmeyi hedefliyor. Şirket, İtalya’daki mevcut istihdamı koruyarak büyütmeyi ve Piaggio’nun tarihi mirasını geleceğe taşımayı planlıyor. Bu stratejik adımın, Baykar’ın uluslararası pazarlarını genişleteceği tahmin ediliyor.
2014’te Birleşik Arap Emirlikleri’nde Abu Dabi hükümetine ait Mubadala şirketine satılan Piaggio, 2018’de finansal sıkıntılar nedeniyle İtalyan devleti kontrolünde ‘olağanüstü yönetim’ olarak anılan kayyum idaresine alınmıştı.
Baykar’ın Piaggio’yu satın almasının arkasında, P180 Avanti’nin yanı sıra sıfır emisyonlu iş jeti projesi ile ilgili “know-how” elde etme isteğinin de olduğu düşünülüyor. Sıfır emisyonlu uçaklar, havacılıkta yakın geleceğin en önemli gündemleri arasında yer alıyor.