Havacılık Bülteni-3

ONUR AIR’IN KABUS GÜNÜ!

Onur Air’e ait Airbus 321 tipi yolcu uçağı, 226 yolcu ve 8 mürettebatı ile Antalya-Çelyabinsk seferi sırasında henüz bilinmeyen bir sebeple Rusya’nın Volgograd şehrine acil iniş yaptı. ​Volgograd’daki yetkililer uçağın kabin basıncı problemi nedeniyle; Çelyabinsk’teki yetkililer teknik bir arıza nedeniyle acil iniş yapıldığını belirtti. Onur Air’den konuyla ilgili resmi bir açıklama gelmedi. Uçak içindeki yolcuların çektiği videolarda oksijen maskelerinin düştüğü görülüyor.

Henüz bu olay tam aydınlanmamışken aynı günün akşamında Onur Air’in Saudia Havayolları adına Medine-Dakka seferi yapan A330 uçağı kalkıştan kısa bir süre sonra hidrolik arızası nedeniyle Cidde’ye acil iniş izni istedi. Üstelik uçağın burun iniş takımı da açılmadı. Uçağın kaptan pilotu Ümit Atlatırlar, 141 yolcu ve 10 mürettebatı bulunan uçağı büyük bir soğukkanlılıkla burun üzerine indirip, pistte tutmayı başardı. Yolcular slide adı verilen kaydıraklar ile tahliye edildi.

Uçakların tasarım aşamasında belirlenen maksimum kalkış ve iniş ağırlıkları var. Havada acil bir durum yaşandığında uçak, maksimum iniş ağırlığının üzerindeyse inişin güvenli olabilmesi için uçağın ağırlığının azaltılması gerekiyor. Bu da yakıtın atılması ile gerçekleşebilir. Bazı uçaklarda fazla yakıtın gökyüzünde atılmasını sağlayan damp sistemi var. Sistem yardımı ile kanat uçlarından fazla yakıt havaya salınıyor. Atılan yakıt, yer yüzüne inmeden havada buharlaşıyor.

Onur Air uçağında da Kaptan pilot Ümit Atlatırlar ve yardımcı pilot Mehmet Tosyalı’dan oluşan kokpit ekibi, uçaklarında damp sistemi olmadığından, güvenli bir iniş için yakıtı bitirmek adına havada üç saate yakın tur attı. Bu sırada da burun iniş takımı manuel olarak açılmaya çalışıldı. Ancak başarılı olunamayınca burun üzerine iniş kararı alındı.

Uçakların hidrolik sistemleri kendi içinde yeşil, mavi ve sarı olmak üzere yedekli şekilde tasarlanıyor. Hidrolik sistemler ile çalışan iniş takımları; bu sistemlerin tamamen çökmesi durumunda manuel olarak aktive edilerek yer çekimi etkisiyle de açılabiliyor. Onur Air uçağında burun iniş takımının manuel olarak da açılmamış olması akıllara hem iniş takımında hem de iniş takımı kapaklarında eş zamanlı mekanik bir kilitlenme ihtimalini getiriyor. Uçağın o bölgesi zarar görmediği için en kısa sürede Airbus yetkilileri sorunun kaynağını tespit ederek bir aksiyon alacaklardır diye tahmin ediyorum. Umarım ki sorun iniş takımlarının bakımları ile ilgili bir eksiklikten kaynaklanmıyordur. Hem uçaktaki yolculara hem de Onur Air camiasına geçmiş olsun diliyor. Başarılı inişi gerçekleştiren pilotları bir kez daha tebrik ediyorum.

KÜBA’DAKİ UÇAK KAZASININ ARDINDAN CEVABI ARANAN 3 SORU!

18 Mayıs’ta Havana-Holguin seferi yapmak üzere havalanan Cubana Havayolları’na ait Boeing 737-200 kalkıştan kısa bir süre sonra düştü. Kaza yapan uçak, Meksikalı Global Air’den kiralanmıştı ve 39 yaşındaydı. Uçaktaki 104 yolcu ve 9 mürettebat arasından 3 kişi ağır yaralı olarak kurtarılmıştı. Hafta içinde biri daha hayatını kaybetti. Diğer ikisi yaralının hayati tehlikesi sürüyor.


İlgili Haber | Küba’da Düşen Uçağa Dair İlk Bilgiler


Kazanın ardından ilk soru Küba’da havacılığın güvenli olup olmadığı. Uzun süre ABD ambargosu nedeniyle filosunu Rus ve Avrupalı eski uçakların oluşturduğu Cubana’nın tarihinde irili ufaklı toplam 51 kaza kaydı var.

Hafta içinde, Guyana’nın sivil havacılık otoritesi yaptığı açıklama ile düşen uçağın Küba’ya yaptığı seferlerde ekip tarafından aşırı yüklendiği ve güvenlik sorunu oluşturduğunu tespit ettiklerinden bu yana uçağın kendi hava sahalarına girmesini yasakladıklarını açıkladı. Uçağın ait olduğu şirketteki emekli uçucu ekiplerin de bakımların yetersizliği ile ilgili sürekli şikayetlerde bulunduğu iddialar arasında.

Cubana, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı-ICAO’nun güvenli havayolları listesinde yer alsa da Küba ile ilgili uçakların bakımı konusunda her zaman bir endişe söz konusuydu.

Düşen uçağın 39 yaşında olması nedeniyle eski uçaklar güvensiz mi sorusu da yüksek perdeden dillenmeye başladı. Oysa bu konuda cevap hiç değişmedi: Yaşlı uçak yoktur bakımsız uçak vardır. Uçağın eski olmasından ziyade onu ne kadar iyi koruduğunuz önemlidir.


İlgili Haber | Eski Uçaklar Tehlikeli midir?


Havayollarının ticari kaygılar nedeniyle bakımlarını aksatmaması durumunda uçaklar oldukça uzun ömürlüdür. Uçaklar yaşlandıkça bakımları sıklaşıyor ve bakım esnasında yerde kaldığı süre artıyor. Bu sürede uçak operasyonlarına devam edemediği için havayolu ekonomik kayba uğruyor. Bu yüzden de bakımların yeterince detaylı yapılmaması ihtimali oldukça korkutucu. Uçak kazası istatistikleri incelendiğinde kaza oranının uçak yaşı ile doğru orantılı olduğu görülüyor. Yani 40 yaşında bir uçağı uçururken riskin daha yüksek olduğunu da göz ardı etmemek gerek. Havayollarının daha modern uçaklar için kesenin ağzını açmaları gerekiyor.

2017 yılı 10 ölümlü kazada 44 kişinin hayatını kaybetmesi ile havacılık tarihinde en güvenli yıl olarak yerini aldı. Hiç bir ticari yolcu uçağının kaza yapmaması çok sevindirici bir gelişmeydi.


İlgili Haber | Havacılık Tarihinde En Güvenli Yıl: 2017


Ancak bu yıl, daha şimdiden dördüncü ticari yolcu uçağı kazasını yaşadık. 11 Şubat’ta Rus Saratov Havayolları’na ait Antonov An-148 Moskova’dan kalkışından kısa bir süre sonra düştü ve 71 kişi hayatını kaybetti. Bir hafta sonra İranlı Aseman Hava Yolları’na ait ATR-72, Yasul şehri yakınlarında düştü ve 66 kişi can verdi. 12 Mart’ta Katmandu yakınlarında düşen US-Bangla Havayolları’na ait Bombardier Dash 8 kazasında 51 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca havada motoru patlayan Southwest uçağında kırılan camdan fırlayıp hayatını kaybeden yolcu da hala akıllarda. Her ne kadar ticari bir uçuş olmasa da İran Hava sahasında düşen Başaran Holding’e ait Challenger 604’de hayatını kaybeden 11 genç kadın hepimizin canını çok yakmıştı.

2018’de 24 Mayıs itibariyle ticari uçuşlarda yaşanan kazalarda can kaybı 301’e ulaştı. Bu da 2017’deki toplam can kaybının neredeyse 7 katı.

Havacılıkta bir takvim yılı başına 1.000’den fazla ölüm yaşanması on yıl öncesine kadar oldukça yaygındı. 2005 yılında 1.056 kişi 1996 yılında 1.924 kişi uçak kazalarında can verdi. Tüm zamanların en ölümcül yılı, 55 ticari uçak kazasında 2,469 kişinin hayatını kaybettiği 1972 oldu. Üstelik bu kaza 9,5 milyon uçuşta meydana gelmişti. Bugün yılda yaklaşık 37 milyon uçuş gerçekleşiyor.

Modern hava yolculuğu hala son derece güvenli. 2013 yılında bir uçak kazasında hayatınızı kaybetme ihtimaliniz 1.5 milyonda bir iken bugün 7.5 milyonda bir. İstatistikler yalan söylemez ama havayollarının da sektördeki tüm çalışanların da daha emniyetli uçuşlar için üzerine düşeni fazlasıyla yapması gerekiyor.

BOEING 777X’İN KIVRILABİLİR KANADI!

Boeing 777x uçakları 235 feet yani yaklaşık 72.5 metrelik görkemli bir kanat açıklığına sahip olacak. Aslında bu 777lerin üretimi için planlanan hangar kapısından da uçakların yanaşacağı körüklerden de daha geniş. Uçağın kanatlarını kırpmak ya da hangarlara daha büyük kapılar yapılmasını istemek yerine, Boeing mühendisleri onlara menteşeler monte etti ve kanatların ucunun aşağı yukarı yönde katlamayı mümkün hale getirdi. Böylece yerdeyken kanat açıklığı 212 feet’e indi.

Boeing geçtiğimiz hafta bu özel tasarım için FAA’den resmi onayı da aldı. Karbon fiberden yapılan uzun ve hafif kanatlar havada daha az sürtünmeye maruz kalıyor, kanat uçlarındaki girdapları ortadan kaldırıyor böylece daha fazla yakıt tasarrufu sağlıyor. Havayoluna ekonomik katkı sunuyor.

Kanatların katlanabilme kabiliyeti yalnızca uçak yerdeyken çalışacak ve kanadın katlanan bölümlerinde yakıt depolanmayacak. Kanat uçları, mekanik bir problem nedeniyle uçuş esnasında ya da uçağın kanatları uygun pozisyonda değilken katlanmaya çalışırsa bu bir felakete dönüşebileceği için tasarımda her şey oldukça detaylı düşünülmüş. Mekanizmadaki kilitleme pimleri, mandalların her biri yedekli tasarlanmış. Katlanabilir kanat modelleri bugüne kadar askeri uçaklarda, daha az yer kaplamak için kullanılıyordu. Bu tasarımın ticari uçaklara entegre edilmesi için uzun süredir çalışılıyordu.

Boeing’in 777X ailesinin 375 yolcu kapasiteli 777-8 ve 425 yolcu kapasiteli 777-9 olmak üzere iki modeli var. Katlanabilir kanat uçlu ilk uçağın teslimatının 2020’de yapılması planlanıyor.

DÜNYANIN EN KISA ULUSLARARASI UÇUŞU DEĞİŞTİ!

Aruba’nın bayrak taşıyıcısı Aruba Havayolları, Venezuela hükümetinin partnerliğinde, geçtiğimiz hafta Bombardier CRJ-200 tipi uçakla Aruba ve Punto Fijo arasında gerçekleştirdiği seferle dünyanın en kısa uluslararası uçuşlarını başlattı. İki havalimanı arasındaki 50 mil yani yaklaşık 80 kmlik mesafe 8 dakikalık uçuşlarla birbirine bağlandı. Uçuşlar Pazartesi ve Cuma günü olmak üzere haftada iki gün gerçekleşecek. Bu kısa ama keyifli yolculuğun bilet fiyatları 235 Dolar’dan başlıyor olsa da ilk uçuşta 50 yolcu yer aldı. Bu hattın açılmasıyla birlikte Punto Fijo’ya gelen yabancı turist sayısının yüzde 45 artması bekleniyor.

Dünyanın en kısa uluslararası uçuşu ünvanını geçen yıl, Almanya’nın Friedrichshafen şehri ile İsviçre’nin St.Gallen şehirleri arasındaki 12.5 mil (20 km) mesafeyi 8 dakikalık bir uçuşla birbirine bağlayan Avusturyalı People’s Air Group adlı şirket ele geçirmişti. Ancak uçuşlar yeterli ilgiyi görmeyince kaldırıldı.

Dünyanın en kısa ticari uçuşları ise Loganair tarafından İskoçya’daki Westray Adası’ndan Papa Westray Adası’na gerçekleştiriliyor. Hava koşullarına bağlı olarak seferler 2 dakikadan daha kısa sürebiliyor.

VECİHİ: GÖKLERDEKİ KAHRAMAN FİLMİ VİZYONA GİRDİ!

Vecihi denildiğinde çoğumuzun aklına eski bir yeşil çam filminde Şener Şen’in canlandırdığı karakter geliyor. Oysa, havacılıkta makinistlik, savaş, akrobasi, test, ticari olmak üzere pilotluğun her türlüsü, bakım-onarım, mucitlik, mühendislik, eğitmenlik, teknokratlık, bürokratlık ve girişimcilik alanlarının tamamında yer almış bir fenomen Vecihi Bey. Türk havacılık tarihinin pek çok ilkinde imzası var. 1916-1967 arası yaptığı 30.000 saatlik uçuşla kırılması güç bir rekorun sahibi. Sivil ve askeri 102 farklı model uçakla uçuş yaparak da neredeyse imkansızı başarmış biri.

Hayatını havacılığa adayarak, başkalarının kanatlarına muhtaç olmadan, kendi kanatları ile uçabilmeyi şiar edinmiş Tayyareci Vecihi Hürkuş hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki. Tabii onun hikayesi de bir Türkiye klasiği aslında. Her başarısı cezalandırılmış, hep önü kesilmeye çalışılmış. Pek çok bilinmez ve soru işaretleri ile de tarihin tozlu sayfalarında yerini almış.

Onun hayatının bir kısmını konu edinen “Hürkuş: Göklerdeki Kahraman” filmi vizyona girdi. Hafta içinde benim de katıldığım Gala Gösterimi yapıldı. Senaryosunu Savaş Korkmaz’ın yazdığı filmin yönetmen koltuğunda Kudret Sabancı oturuyor. Filmin başrol oyuncusu Hilmi Cem İntepe, Vecihi Hürkuş’u canlandırıyor.  Film 15 milyon liraya malolmuş. 82 Görsel tasarımcı tarafından hazırlanan efektlerde Hollywood yapımlarında kullanılan lazer tarama teknolojisi kullanılmış.

Filmi beğenir misiniz beğenmez misiniz bilemem. Ama Vecihi Hürkuş’un kim olduğuna dair bir farkındalık yaratması bile çok önemli. İnsanların Şener Şen’in Vecihi’sinden çok daha önemli bir Vecihi’miz olduğunu bilmesi ve hakkında araştırma yapmasına neden olması bile yeterli. Emeği geçenlerin emeğine sağlık. Gişesi bol olsun.

 

adbanner