Havacılık Bülteni-63

777X’İN KARGO KAPISI PATLADI!

Yaklaşık 6 ay önce, 737 MAX uçaklarının dünya genelinde yere indirilmesinin ardından; bu uçakları yeniden gökyüzü ile buluşturmak için büyük çaba sarf eden ve tarihinin en türbülanslı dönemini geçiren Boeing’in; en yeni geniş gövdeli uçağı 777X ile ilgili sorunların da ardı arkası kesilmiyor.

Mart ayında fabrikadan çıkan 777X’in 2019 yılı içinde gerçekleştirmesi planlanan ilk uçuşu, geçtiğimiz haftalarda, uçağa güç verecek olan GE9X motorunun yüksek basınçlı kompresöründe yaşanan problemlerin sertifikasyon sürecini olumsuz etkilemesi nedeniyle 2020’nin ilk çeyreğine ertelenmişti.

Bu büyük hayal kırıklığının ardından geçtiğimiz hafta, yer testleri devam eden 777X ile ilgili çok önemli bir gelişme daha yaşandı. 777X statik test uçağı üzerinde yapılan son yükleme testi sırasında; yüksek basınç nedeniyle uçağın kargo kapısı patladı ve gövdeden ayrıldı. Olay üzerine, Boeing, 777X test programının geçici olarak durdurulduğunu duyurdu. Boeing yaptığı ilk açıklamada, olayın meydana geldiği test koşulları esnasında uçağa uygulanan yükün; gökyüzünde seyir esnasında maruz kalması beklenen herhangi bir yükün çok üzerinde olduğu vurgulandı. Uçağın sertifikasyon süreci için yapılması gereken en son yapısal testlerden biri olan yüksek darbeli basınç testi sırasında patlayan kargo kapısına yapılacak ciddi analizler sonunda, sorunun ne olduğunun tespit edilmesi ve tekrar yaşanmayacak şekilde çözümlenmesi için gerekli çalışmalar başlatıldı. Boeing’in uçağın patlayan kargo kapısını değiştirerek testi tekrarlaması bekleniyor. Bu sorun uçak için potansiyel büyük başka sorunların habercisi olabilir.

777X’in gövdesi, 787’de kullanılan daha sert kompozit malzemeden değil standart alüminyumdan imal ediliyor olmasına rağmen; mevcut 777 modellerine nazaran daha yüksek bir iç basınç değerinde çalışmak üzere tasarlandı. 777X uçakları, mevcut 777 uçaklarında 8.000 ft. Olan endüstri standardı yerine 787’de de kullanılan 6.000 ft. irtifaya eşdeğer kabin basıncına sahip olacak.

Boeing ayrıca, uçağın tasarım özelliklerinin bir parçası olarak, 777X’de pencerelerin toplam boyutunu yaklaşık 142 santimetrekare artırdı. Bu sebeple ortaya çıkabilecek potansiyel yorulma ömrü sorunlarına önlem olarak, statik gücü artırabilmek adına tasarımda çeşitli güçlendirmeler yaptı. Normal 777 uçakları, 8,4 ila 8,7 psi aralığında kabin basıncıyla çalışırken; 787 ve şimdi de 777X uçaklarında kabin basıncı genellikle 6.000 ft’lik irtifayı yansıtacak şekilde 9 ile 9.4 psi arasında ayarlanıyor.

777-9’un kaza yaşanan testi sırasında, 2008 yılında 787’nin yapısal testleri sırasında denenen seviyelerin denendiği düşünülüyor. Gövdenin 14.9 psi yani uçuş esnasında beklenen maksimum basınç seviyesinin 1.5 kat fazlasıyla basınçlandırıldığı tahmin ediliyor. Test sayesinde, uçağa aşırı basınç uygulanması durumunda; basınç düzeyi öngörülen seviyelere ulaştığında otomatik olarak aktif hale gelecek olan pozitif basınç tahliye vanalarının çalışıp çalışmadığı test ediliyor.

777-9 uçağının ana gövdesine 10 yolcu kapısı, ikisi isteğe bağlı acil çıkış, servis kapıları ve üç alt kargo kapısı olmak üzere 13’e kadar kapı yerleştirilebiliyor. Bu da gövde üzerinde ciddi yapısal güçlendirme gerektiriyor. Tamamı sağ tarafta bulunan kargo kapıları, ön ve arka kargo kompartmanlarına ve nispeten daha küçük olan yolcu bagajlarının yerleştirildiği kargo bölümüne erişim sağlıyor.

Statik test uçakları, normal servis limitlerinin çok ötesinde şartların kasıtlı olarak deneyimlendiği; uçuş testlerine hiçbir şekilde katılmayan ve gökyüzüyle asla buluşturulmayacak olan test uçaklarıdır. 777X’in tüm yer testlerinin yapıldığı 2 statik test uçağı üretildi. Yüksek darbeli basınç testi sırasında uçağın etrafı metal bir çerçeveyle sarılıyor. Kasnaklardan geçen ağırlıklar kanatlara ve gövdenin diğer kısımlarına sabitleniyor. Ayrıca hem kanatlar hem de gövdeyi kaplayan paneller, uçuş esnasında öngörülen veya aşırı manevralar sırasında ortaya çıkabilecek şartların da üzerinde basınçlandırılıyor. Basınçlandırma işlemi, kabine hava pompalanarak gerçekleştiriliyor. Statik test uçağının etrafındaki alanın tamamı, bu test sırasında, izleme ekipmanları ve ölçüm cihazlarıyla donatılıyor.

GE-9X motorlarındaki problem nedeniyle uçuş takvimi ertelenen 777X’in, statik testte başarısız olması durumunda uçağın üretim programında başka rötarlar yaşanabileceği konuşuluyor. Aylardır 737 MAX kriziyle boğuşan şirketin, geniş gövde uçak pazarındaki amiral gemisi olan 777 ailesinin en yeni modeli 777X’de de bu tip sorunların yaşanması şirket içinde bazı dengeleri sarsabilecek boyutta krizin derinleşebileceği şeklinde yorumlanıyor.

777X’in lansman müşterisi, uçak için 20 tane sipariş veren Lufthansa olarak açıklanmıştı. 777X ailesi uçakları için Boeing bugüne kadar 344 sipariş aldı. Uçakların en büyük müşterisi ise verdiği 35 adet 777-8 ve 115 adet 777-9 modeli ile Dubai merkezli Emirates.

Öte yandan tarihinin en büyük krizlerinden biriyle boğuştuğu dönemde Boeing, Ağustos ayında yalnızca 18 uçak teslimatı yaptı. Amerikalı imalatçı geçen yıl Ağustos ayında 64 uçak teslim etmişti. Boeing ayrıca, 2019 yılının başından bu yana toplam 276 uçak teslim etti; 2018 yılının aynı döneminde yapılan teslimat sayısının 481 olduğu da düşünüldüğünde; bu yılki performansın son 8 yılın en kötüsü olduğu görülüyor. Analistler, Boeing’in 2019’da yaklaşık 500 uçak teslim edebileceğini öngörüyor. 31 Ağustos itibariyle rakip Airbus zaten 500 teslimatı tamamlamış durumda. Airbus’ın yılı 900 uçak teslimatıyla kapatacağı düşünülüyor.

BRITISH AIRWAYS PİLOTLARI GREVDE!

İngilizlerin milli havayolu British Airways pilotları hafta içinde greve gitti. 2 gün boyunca havayolunun tüm uçuşları iptal edildi. Grev süresince 2 gün Heathrow Havalimanı’nın Terminal 5’i tarihinin en sessiz günlerini yaşadı. Yüzbinlerce yolcu mağdur oldu.

Tüm sektör, British Airways pilotlarının on yıllar sonra ilk kez greve gitmesini ve bu kararın aynı zamanda havayolunun 100. yıldönümü kutlamalarının hemen ardından gerçekleşmesini şaşkınlıkla izledi. BA, üç yıl boyunca pilotlara % 11.5’lik bir zam teklif etti. Bu zam sonrası bazı kaptan pilotların yıllık ücretlerinin 200 bin Sterlin’i aşacağını duyurdu. Ancak bu pilotlar tarafından kabul görmedi. Yaz aylarında, British Airways pilotları, İngiliz Havayolu Pilotları Birliği (BALPA) üzerinden eylemi gerçekleştirmek için ciddi bir çoğunluk yakaladı. Kararın arkasında ise British Airways’in BALPA’yı mahkemeye vermesi ve mahkemeden BALPA lehine karar çıkması var. British Airways karara itiraz etse de başarılı olamadı. Sendika ve havayolu arasında anlaşmaya varılamayınca, pilotlar 9-10 ve 27 Eylül için grev kararı aldı.

British Airways yönetimi, grevin kendilerine 40 milyon sterline mal olduğunu iddia ediyor. BALPA ise bu miktar ile kendilerinin havayolundan istedikleri miktar arasında 5 Milyon Sterlin fark olduğunu iddia ediyor.

Bu eylem son dönemde büyük bir Avrupalı havayolunda uzun zamandır görülen en büyük grevlerden biri olarak kayıtlara geçti. Havacılıkta bu tip grevler birer kayıp-kayıp eylemleri olarak sonuçlandı. Şirketler para kaybederken grev yapanlar da tam olarak istediklerini elde etmeyi başaramadı. Havayolunun ve sendikanın bu ilk grev turundan sonra bir anlaşmaya varıp çıkamayacağını veya ayın sonunda pilotların yeniden greve gidip gitmeyeceklerini hep birlikte göreceğiz.

YAPISAL HASARLARA DRONE KONTROLÜ!

Lufthansa Grubu’nun alt markası Austrian Airlines, filosundaki 36 Airbus A320 uçağındaki boya ve yapısal hasarları incelemek için drone teknolojisini kullanmaya başladı. Bakım ekibine destek verecek olan, Toulouse merkezli Donecle tarafından geliştirilen drone’lar yıl sonuna kadar test edilecek.

Drone teknolojisi sayesinde, teknisyenler tarafından manuel kontroller ile  4 ila 10 saat süren çalışmalar; 2 saatten daha kısa sürede tamamlanabiliyor. Kontrollerin daha kısa sürmesi de uçakların günlük uçuş operasyonlarında daha az aksamaya neden oluyor. Yani hem zaman hem de para tasarrufu sağlıyor.

Bir uçak teknisyeninin denetiminde hizmet veren drone, en gelişmiş patentli lazer teknolojisini kullanarak uçağın dışını tarıyor. Uçağın tüm alanlarını incelemek için otonom bir şekilde uçan drone, her saniye yüksek çözünürlüklü bir görüntü alıyor. Bu görüntüleri de yazılım sayesinde uçağın orijinal durumuyla anlık olarak karşılaştırıyor ve yapısal ve boya hasarı olup olmadığını otomatik olarak belirliyor. Teknisyen daha sonra bir tablet üzerinde hasarı ayrıntılı olarak inceleyip onarım veya tamirat gerekip gerekmediği konusunda son kararı veriyor.

Önümüzdeki aylarda filodaki 17 Embraer E195 uçakları da aynı teknolojiyle kontrol edilmeye başlayacak. Projenin devamında hedef, droneların dünya çapında teknik hizmet alınan ortak şirketlere de konuşlandırılması. Bu sayede havayolu Viyana’da başka bir yerde bulunan uçaklarındaki boya ve yapısal işlemleri online olarak kontrolünü sağlayabilecek.

APEX ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU!

Havacılık endüstrisinde en güvenilir ve saygın havacılık organizasyonlardan biri olarak kabul gören Havayolları Yolcu Deneyimi Derneği APEX tarafından her yıl düzenli olarak APEX Resmi Havayolu Değerlendirmeleri raporu açıklanıp havayolları ödüllendiriliyor. İkram, uçak içi eğlence, koltuk konforu ve Wi-Fi gibi konularda yolcuların sağladıkları geri bildirimleri, değerlendirme süreçlerinin tamamı için tek kaynak olarak değerlendiren APEX’in bu yılki ödülleri de Los Angeles Kongre Merkezi’nde hafta içinde dağıtıldı. Değerlendirmede yolcular, Temmuz 2018 ile Haziran 2019 arasında, dünya çapında yaklaşık 600 havayolu şirketinin bir milyonun üzerinde uçuşunu puanlayarak 2020 yılının yıldızlarını seçti.

En İyi Uçak İçi Bağlantı Yeniliği kategorisinde ödül VT Miltope projesine verildi. Gelecek için kablosuz kabin ağlarını güvence altına almak projesiyle hayata geçirilen projede, gelişen siber tehditlere ayak uydurabilen kablosuz kabin ağları geliştirildi. Makine öğrenme teknolojisi kullanan yazılım tabanlı çözüm, ağ davranış modellerinde anormallikleri algılayarak her yinelemede daha akıllı hale geliyor.

En İyi Uçak İçi Yenilik kategorisinde ödülü American Airlines’ın Calm up uygulaması kazandı. Meditasyon ve uyku için önde gelen bir uygulama olan Calm ile ortaklık kuran American Airlines, yolculara uçuşlarında sağlık ve rahatlamayı teşvik eden özel rehberli meditasyonlar, uyku hikayeleri ve doğa sahneleri sunuyor.

En İyi Lounge İnovasyonu kategorisinde ödül Fiji Airways’in Premier Lounge’da görev yapan kalifiye dadılar projesine gitti. Fiji misafirperverliğinden yola çıkılan projede Fiji Airways, Premier Lounge’daki çocuk alanlarına dadılar yerleştiriyor. Dadılar, ebeveynlerinin rahat dinlenmelerini sağlarken; çocuklara hikaye anlatıp oyun oynuyor ve eğitim faaliyetlerinde bulunuyor.

En İyi Pazarlama Yeniliği kategorisinde ödülü SriLankan Havayolları kazandı. Nisan 2019’daki terörist saldırının ardından Sri Lanka’ya insanların tekrar seyahat etmeleri için, SriLankan Havayolları Bandaranaike Havaalanı’ndaki Budist festivali Vesak’ı düzenledi. Yaklaşık 9,000 yolcu festivale dair deneyimlerini paylaştı. Kampanya sosyal medyada yankı buldu.

En İyi Kabin İnovasyonu ödülü Astronics’in Akıllı Uçak Sistemi projesine verildi. Gerçek zamanlı olarak baş üstü dolapların kapasitesi hakkında bilgi veren ve lityum-iyon bataryalardan çıkan gaz ve dumanı erken fark edip uyaran sistem; uçakta boarding sürecini hızlandırmak, kabin güvenliğini arttırmak ve genel yolcu deneyimini geliştirmeyi kolaylaştırmak için doğrudan uçuş ve kapı ekiplerine anlık dijital bilgi sunuyor.

En İyi Ürün ve Hizmet kategorisinde ödülü Air New Zealand kazandı. Müşterilerden gelen geri bildirimler üzerine Air New Zealand, ekonomi sınıfında yolcu konforunu artırabilmek adına, bebeklere ve çocuklara ekstra konfor ve koruma sağlamaya yönelik bir emniyet kemeri ve özel koruma kapsülleri geliştirdi. Ekonomi Skycouch deneyimini daha da geliştirdi.

En İyi Yolcu Deneyimi ödülünü ise benim de Inovasyon Günleri’nde Toulouse’de test ettiğim Airbus Connected Cabin projesi kazandı. Yolculara yeni bir kişiselleştirilmiş seyahat deneyimi kazandıracak proje havayollarının yardımcı gelirleri ve operasyonel etkinliklerini iyileştirme fırsatları sunacak. Airbus’ın bu kabininde, mutfaklar, yemek arabaları, koltuklar, baş üstü dolapları ve diğer kabin elemanları gerçek zamanlı olarak birbirine bağlı olacak ve kabin ekibine bilgi sağlıyor.

APEX ayrıca havayollarını da ödüllendirdi. En iyi koltuk konforu, En iyi yiyecek içecek ve En iyi kabin servisi kategorilerinde ödül Qatar Airways’in olurken; en iyi uçak için kablosuz internet hizmeti Delta’ya; En iyi uçak içi eğlence sistemi ödülü de Emirates’e verildi.

Değerlendirme sonucunda Türk Hava Yolları, APEX tarafından üçüncü kez üstüste “Beş Yıldızlı Küresel Havayolu” seçildi.

AIGLE AZUR İFLAS ETTİ!

Yakıt fiyatları başta olmak üzere maliyetlerin artması ve pazarda rekabetin büyümesi nedeniyle kısa süre içinde Air Berlin, Germania, Monarch ve Swiss SkyWork de dahil olmak üzere çok sayıda Avrupalı havayolu iflas açıkladı. Bir süredir ekonomik sorunlarla boğuşan Fransa’nın en büyük ikinci havayolu şirketi olan düşük maliyetli Aigle Azur da iflas eden havayolları kervanına katıldı ve tüm seferlerini durdurma kararı aldı. İflas başvurusunda bulunan Fransız havayolunun kararı ile en az 13 bin yolcu mağdur olurken; yolcuların büyük çoğunluğu Cezayir’de olmak üzere, Mali, Lübnan, Rusya ve Senegal gibi ülkelerde mahsur kaldı. Air France, ek seferlerle bu yolcuların mağduriyetini ortadan kaldırmaya çalıştı.

Havayolu şirketi kısa süre içinde aralarında Air France-KLM ve Air Caraibes gibi şirketlerin de olduğu 14 devralma teklifi aldı. Düşük maliyetli havayolları EasyJet ve Vueling de Aigle Azur’u satın almakla ilgilendiklerini belirtti. Air France, uçuş ekibi ve kabin personelinin yaklaşık yüzde 70’ini işe alacak bir teklifle sonuca en yakın aday gibi görünüyor. Nihai karar ise gelecek haftalarda verilecek.

Aigle Azur’un en büyük hissedarı, Hainan Havayolları’nın da sahibi olan Çinli holding HNA Grubu. JetBlue ve TAP Air Portugal şirketlerinde de hissesi bulunan Amerikan havayolu girişimcisi David Neeleman yüzde 32; Fransız işadamı Gérard Houa ise yüzde 19 hisseye sahip. Bir dönem filosunu 37 uçağa kadar genişleten havayolunun filosunda 2 A330, 8 A320 ve 1 A319 olmak üzere 11 uçağı bulunuyordu.

adbanner