26 Kasım 2019, Türk havacılığı için kara günlerden biri olarak kayıtlara geçti. Sektörün en önemli aktörlerinden biri olan Atlasglobal tarafından yapılan bir açıklama gündeme bomba gibi düştü. Havayolu nakit akışındaki sıkıntılar ve artan maliyetler nedeniyle 21 Aralık 2019 tarihine kadar uçuşların durdurulduğunu açıkladı. Bugüne kadar havacılık dünyasında yaşanan benzer örnekler ortada. Yani tecrübelerimiz bizi yanıltmazsa, 21 Aralık günü de iflas açıklama ihtimalleri oldukça yüksek.
ATLASGLOBAL UÇUŞLARINI NEDEN DURDURDU?
Atlasglobal’in yaptığı yazılı açıklama da bazı detaylar satır aralarında yer alıyor. Biliyorsunuz 2015-2016 yıllarında ülkemizde yaşanan terör olayları, hain darbe girişimi, Atatürk Havalimanı patlaması ve Rus savaş uçağının düşürülmesi olaylarıyla birlikte, turizm ve dolayısıyla havacılık sektörü büyük yara almış ve hem yolcu sayısı hem de gelirlerde büyük kayıplar yaşanmıştı.
2018 ile birlikte Türkiye üzerindeki güvenlik algısı ve ana pazarlarla ve özellikle Rusya ile politik ilişkilerdeki iyileşmenin desteğiyle toparlanma süreci yaşanmış; şirketler tarafından alınan tedbirlerin de etkileriyle havacılık sektöründe bazı olumlu kıpırdanmalar başlamıştı.
Ancak 2019 ile birlikte Türk Lirası karşısında Dolar ve Euro’nun aşırı dalgalı hali ve kurun uçuşa geçmesi özellikle iç pazar dinamiklerini olumsuz etkileyerek uçakla seyahat etme talebinde azalmaya sebep oldu. Şirketlerin iç hatlarda kar etmesi neredeyse imkansız hale geldi. Havayolları iç hat uçuşlarını giderek azalttı. Atlasglobal’de operasyonlarının büyük çoğunluğunu Antalya’dan Rusya’ya charter uçuşlara çevirerek nakit akışı sağlamaya çalıştı.
Bütün bunlara Nisan 2019’da İstanbul Havalimanı’na taşınma maliyetleri eklenince havayolları için tablo içinden çıkılmaz bir hal aldı. Hem taşınma operasyonunun kendi maliyeti hem de İstanbul Havalimanı’nda havayollarının ofis kirasından uçaklarına aldığı tüm operasyonel hizmetlere kadar tüm kalemlerde Atatürk Havalimanı’na göre kat be kat fazla ücret ödüyor oluşu kaçınılmaz sonu getirdi. Atlasglobal için bardağı taşıran son damla ise kısa süre önce sonuçlanan ZagrosJet davasının kaybedilmesi ve çok yüklü bir miktarda tazminat ödemek zorunda kalınması kararı oldu.
ÜST DÜZEY İSTİFALAR!
Şirketin genel müdürü Sermed Temizkan ve Ticaretten Sorumlu Genel Müdür yardımcısı Nevzat Arshan’ın son bir ay içindeki istifaları da durumun hızlanarak kötüye gittiğinin kanıtıydı. Elbette bütün bu süreçte yaşananları ve durumun kötüye gittiğini sosyal medya hesaplarım üzerinden yaptığım paylaşımlarda anlatmaya çalışmıştım. Peki şimdi ne olacak derseniz. İflas kararı açıklanacak. Yolculara yaptıkları rezervasyonlar için ücret iadesi veya bazı alternatif uçuş planları sunulacak ve Atlasglobal muhtemelen pazardan çekilecek. Elbette ülkemizde her an her şeyin olabileceği gerçeği de söz konusu. Zira şirketin sahibi Murat Ersoy’un kardeşinin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy olduğu gerçeğiyle birlikte, iki kardeşin geçmişten bu yana aralarının açık olması gibi durumlar sonucu nasıl etkiler bilinmez.
TÜRK HAVA YOLLARI’NA MI YARAYACAK?
Bu olumsuz tablonun THY’nin özellikle Kıbrıs, Rusya gibi Atlasglobal’in görece güçlü olduğu pazarlardaki gücünü artıracağı kesin gibi görünse de Türk havacılığı için durumun oldukça sıkıntılı olduğu aşikar. Dünyanın havacılık merkezi vizyonuyla hayata geçirilen İstanbul Havalimanı’nda sadece THY merkezli bir operasyon ağının, bu vizyonla örtüşmediği aşikar. THY’nin tekelleştiği bir havacılık endüstrisi sadece İstanbul Havalimanı için değil biz yolcular için de sektörün geneli için de hiç hayırlı olmayacaktır.
HAVAYOLLARI İFLAS YARIŞINA GİRDİ!
Elbette tek sorun yaşayan havayolu Atlasglobal değil. Bundan yıllar sonra, havacılık tarihine bir yolculuk yaptığımızda; 2010’lu yılları, iflas eden havayolları enflasyonunun zirve yaptığı yıllar olarak anacağımız kesin. 2007’den bugüne yaklaşık 300 havayolu uçuşlarını durdurmak zorunda kalırken; 2019 bitmeden bu sayı 30’a yaklaşmış durumda.
Özellikle son 2 yılda sayıları giderek artan uçuşlarını durdurma kararı alan havayollarının bir kısmı haberlerde güçlü bir şekilde yer alıp konuşulurken; büyük çoğunluğu sessiz sedasız şekilde pazarı terk edip tarihin tozlu sayfalarına karıştı. Peki havayollarını bu talihsiz sona götüren sebepler ne?
1- MALİYETLERİN ARTMASI
Bir havayolunu işletebilmek konusunda en önemli detaylardan biri, maliyetlerin doğru şekilde analiz edilip, yönetilebilmesi. Havayolunun genel giderlerinden çok azı sabit giderler. Petrol fiyatları havayolları için en büyük gider kalemidir ve kötü olan şey; dünya genelinde yaşanan olaylar nedeniyle sürekli değişkenlik gösterir. Bu kadar önemli bir maliyet kaleminde yaşanan istikrarsız değişimler, bütçeyi yönetmeyi çok zorlaştırıyor.
İstatistikler, 2018’de havayollarının toplam giderlerinin ortalama yüzde 23,5’ini yakıt maliyetlerinin oluşturduğunu gösteriyor. Bu oran 2012’de yüzde 32,3’tü. 2019 sonu için tahminler ise toplam giderin yüzde 25’inin yakıt maliyetleri olacağını söylüyor.
Dünyanın birçok yerinde işgücü maliyetleri de tıpkı petrol fiyatları gibi değişkenlik gösteriyor. Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği IATA’nın son mali raporu da artan istihdam maliyetleri nedeniyle havayollarının küresel olarak 5 milyar dolar kaybedeceğinin tahmin edildiğini gösteriyor.
Avrupa Birliği’nin yolcu haklarına yönelik tazminatı kurallarındaki katı tutumu da havayolları üzerinde ek bir baskı oluşturuyor. Gecikmeler ve iptaller artık havayolları için onbinlerce dolar tazminat kalemi oluşturuyor. Bütün bunlara ek olarak, Almanya, Fransa gibi bazı ülkelerin uçuşlara uyguladığı ek çevre ve emisyon vergileri, havayollarının genel giderlerinin artmasına neden oluyor. Bu da yıllık maliyet tablolarında kapatılması gereken yeni açıklar doğuruyor. Göreceli olarak daha az finansal gücü olan havayolları bu tür ani değişiklikler ve regülasyon değişiklikleri karşısında aksiyon almakta zorlanıyor ve hayatta kalamıyor.
2- ARZ TALEP DENGESİZLİĞİ
Başta Avrupa olmak üzere birçok havacılık pazarında arz talep dengesizliği sorunu oluşmuş durumda. Pazar büyüklüğü ve ihtiyaç duyulan havayolu sayısı ile mevcut havayolu sayısı arasında önemli bir dengesizlik yaşanıyor. Daha basit bir ifadeyle pazarda gereğinden fazla havayolu var. Tüm havayolları da pazardaki paylarını koruyabilmek için güçlü bir mücadele içinde. Örneğin 2018’de, Avrupa’daki en büyük yedi havayolu şirketi pazarın yüzde 55’ini oluştururken, Kuzey Amerika’da bu oran yüzde 82 idi. IATA’ya göre, Avrupa’da uçuş trafiği son on yılda yüzde 40’tan fazla arttı. Eşzamanlı olarak fiyatlar düşerek; havayollarının kar marjlarına olumsuz bir baskı uygulamaya başladı. Tüm bu tablo mevcut finansal tabloları adeta alt üst etti.
Havayollarının katı bir rekabetle karşı karşıya kaldığı tek pazar Avrupa değil. Jet Airways, Hindistan’da düşük maliyetli (low cost) havayollarının yükselişine karşı koyamadı. Afrika’nın en eski havayollarından biri olan South African Airways, kendi ülkesine yabancı havayollarının akın etmesine karşı ancak devlet eliyle (vatandaşların vergileriyle) ayakta durabiliyor.
3- KONTROLSÜZ BÜYÜME
Havayolları için, uçuş ağlarının, filonun ve hizmetlerin büyümesi genellikle iyi bir şeydir. Ancak bu büyümenin ölçülü ve kontrollü bir şekilde yapılması şartıyla. Şirketler büyüme stratejileri içinde çok fazla şeyi, kısa süre içinde ve aynı anda yapmaya kalkıştıklarında, finansal dengeleri kayboluyor ve türbülansa giriyor. O an itibariyle de işler ters gitmeye başlayıp geri dönüşü olmayan bir yola giriliyor. Buna en iyi örnek, Primera Air.
Düşük maliyetli bir havayolu olan Primera, pazara fırtına gibi girmiş ve son derece emin adımlarla ilerliyordu. Kısa süre içinde, yeni destinasyonlar ve yeni uçaklar için ciddi bir ivmelenme yaşadılar. Hatta ucuza transatlantik uçuşlar yapmaya bile başladılar. Ancak bu süreçte harcamalar ve maliyetler giderek artıyor, karşılığında istenen gelir seviyesine bir türlü ulaşılamıyordu. Nihayetinde yöneticiler yenilgiyi kabullendi ve son dönemde iyice karmaşık bir hal alan uçuş operasyonları tamamen durduruldu.
İzlandalı WOW Air de son derece cüzi fiyatlarda yolcuları transatlantik güzergahlarda uçurma parolasıyla hizmete başlamıştı. Pek çok yolcunun “gerçek olamayacak kadar ucuz” olarak nitelendirdiği fiyatlama sistemi havayolu için sonun başlangıcı oldu.
4- GREVLER VE TAZMİNATLAR
Geride bıraktığımız son birkaç yıl havayolları için personel grevleri nedeniyle de çok zor geçti. Artan yakıt ve iş gücü maliyetinin yanı sıra, Avrupa’daki havayollarının, havalimanlarının ve kule personellerinin çeşitli zamanlarda yaptığı grevler ve eylemler, havayolları için ciddi sorun oluşturdu.
Fransa’da 2017 yılında grevlerde yüzde 300 artış oldu ve yalnızca Mayıs ayında 39.000 uçuş ertelendi. Almanya, İngiltere ve daha pek çok ülkede durum pek farklı değil. Grev nedeniyle geciken ya da iptal edilen her uçuş havayolları için ciddi bir zarar ortaya çıkarıyor. Çünkü hem yolcuları bu süreçte otellere yerleştirmek; hem onların ihtiyaçlarını karşılamak üstüne bir de onlara yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kalıyorlar. Müşterilerin güven duygusunu kaybetmelerinin maddi bedeli ise ölçülemeyecek cinsten.
Kar marjı yüksek olan, finansal olarak güçlü durumdaki büyük havayolları böylesi olayın etkisini daha kolay tolere edebiliyor olsa da; küçük havayolları için bu durumun altından kalkmak oldukça zor.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Avrupa Birliği ve onun havayolu serbestleştirme programı sayesinde, IAG, Lufthansa ve Air France-KLM gibi dev havayolu grupları pazarda Ryanair ve EasyJet gibi low cost taşıyıcılarla rekabet etmenin yollarını arıyor. Yeni binyılın başından bu yana Avrupa’nın en büyük havayolları, birden fazla güçlü markanın yer aldığı daha büyük havayolu gruplarına dönüşümünü kademeli olarak gerçekleştiriyor. Ryanair’in Laudamotion ve Malta Air’i devralması gibi konsolidasyon örnekleri özellikle Avrupa havacılık pazarında örneklerinin arttığını göreceğimiz potansiyel sonuçlardan. Zaman ilerledikçe bu tip eylemlerin sayısı artmak zorunda. Zira pazardaki arz fazlası sürdürülebilir değil.
İflas kararları genellikle havayolu şirketinin bir yatırımcıya ihtiyacı olduğunda ve bu yatırımcının bulunamadığı durumlarda ortaya çıkıyor. Hem WOW Air hem de Kobalt’ta benzer süreçler yaşadık. Yatırımcılarla yapılan görüşmeler potansiyel olarak onları bataktan kurtaracak gibi görünse de görüşmeler sona erdiğinde, havayolları kapılarını kapatmak zorunda kaldı.
Petrol fiyatları şu anda değişkenliğini sürdürüyor. Kısa süreli iniş çıkışlara bakılmaksızın, sektörde genel görüş, fiyatların önümüzdeki beş yıl boyunca artmaya devam edeceği yönünde. Havayollarının uçucu personellerinin, hava kontrol kulesi çalışanlarının ve havalimanı yer hizmetleri personellerinin potansiyel grev sayısının artacağı beklentisi ile birlikte tüm Avrupa’yı ilgilendiren Brexit süreci pazarda daha çok taşı yerinden oynatabilir gibi görünüyor.
Maliyetleri artıran ABD Doları’nın gücü, Avrupa ekonomisinin aşağı eğilimli genel durumu, Almanya ve İngiltere’nin GSYİH büyüme oranlarındaki düşüş, İtalya’daki durgunluk havayollarının geleceği için ciddi bir endişe kaynağı. Avrupalı havayolları yaklaşan kış sezonu öncesi adeta tetikte bekliyor. Neler olup biteceğini hep birlikte göreceğiz. 2020’nin havayolları için çok ama çok zor geçeceği kesin…
Bir Bakışta | 2019’da Uçuş Operasyonlarını Durduran Havayolları
- Germania (Almanya)
- California Pacific (ABD)
- Flybmi (İngiltere)
- Insel Air (Curaçao)
- Tajik Air (Tacikistan)
- Asian Express Airline (Tacikistan)
- WOW Air (İzlanda)
- Aerolíneas de Antioquía (Kolombiya)
- Fly Jamaica Airways (Jamaika)
- Air Philip (Güney Kore)
- Jet Airways (Hindistan)
- Wisdom Airways (Tayland)
- Avianca Brasil (Brezilya)
- Avianca Argentina (Arjantin)
- Al Naser Wings Airlines (Irak)
- Aigle Azur (Fransa)
- XL Airways (Fransa)
- Thomas Cook (İngiltere)
- Adria (Slovenya)
- Peruvian Airlines (Peru)
- New Gen Airways (Tayland)
- Via Airlines (ABD)
- TAM Bolivia (Bolivya)
- Shaheen Airlines (Pakistan)
- Astra (Yunanistan)
- Taron Avia (Ermenistan)
- Atlasglobal (Türkiye)
Bir Bakışta | 2018’de Uçuş Operasyonlarını Durduran Havayolları
- Primera Air (Danimarka)
- Saratov Airlines (Rusya)
- Small Planet Airlines (Litvanya)
- Privat Air (İsviçre)
- Skywork Airlines (İsviçre)
- Cobalt (Güney Kıbrıs)
- VLM Airlines (Belçika)
- FlyViking (Norveç)
- Dart Airlines (Ukrayna)
- Nextjet (İsveç)
- OneJet (ABD)
- Wataniya Airways (Kuveyt)
- PAWA Dominicana (Dominik Cumhuriyeti)
- LC Perú
- Bassaka Air (Kamboçya)
- Air Bagan (Burma)
- Zoom Air (Hindistan)
- Orient Thai Airlines (Tayland)
Muhammed YILMAZ