Tek çatı altındaki en büyük yiyecek ve içecek alanına sahip İGA İstanbul Havalimanı ile 90’dan fazla işletmesiyle yolculara uçuş öncesi ve sonrası yiyecek- içecek hizmeti sunan TUM ortaklığında çok özel bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçirildi. İç Hatlar Terminali’nde Cafe Yanımda isimli, bir kafe faaliyete başladı.
Bünyesinde fiziksel ve bilişsel farklılıkları bulunan engelli bireylere istihdam olanağı sağlayarak, ekonomik ve sosyal yaşamda daha aktif rol almalarını sağlayan Cafe Yanımda, aynı zamanda, tüm yolcuların ihtiyaçlarına yönelik çözümleri ile engelsiz ve konforlu bir yeme-içme deneyimi sunmayı amaçlıyor.
Bugüne kadar, insanı odağa alan işletme anlayışı ile Çocuk ve Aile Dostu Havalimanı, Asistanlık Hizmeti, Erişilebilir Ulaşım, Engelsiz Havalimanı, Özel Yolcu Hizmet Noktası, İşaret Dili gibi pek çok uygulamaya öncülük eden İstanbul Havalimanı, Cafe Yanımda ile 360 derece erişilebilir hizmet anlayışını bir kez daha perçinlemiş oldu.
‘Hayata eşit katılma hakkı’ yaklaşımıyla bünyesinde fiziksel ve bilişsel farklılıkları bulunan bireyleri istihdam eden Cafe Yanımda’nın gelirleri, onların sosyal yaşamdaki hak ve özgürlüklerini geliştirme yönünde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerine bağışlanıyor.
Cafe Yanımda, iç hatlarda yolculuk yapan misafirlerin yiyecek içecek alışverişlerini bağımsızca yapabilecekleri, erişilebilir bir mekân olarak hizmet sunuyor. Tüm misafirlerin ihtiyaçlarına yönelik çözümlere tek noktadan erişmelerini sağlayan Cafe Yanımda; TUM ve İGA iş birliğinde, Erişilebilir Her Şey danışmanlığında ve Arnavutköy Belediyesi’nin istihdam konusunda verdiği destek ile fiziksel ve bilişsel farklılıkları bulunan 9 bireye de iş yaşamında alan açıyor.
TUM CEO’su Hüseyin Dönmez projeyle ilgili olarak: “Cafe Yanımda, dünden bugüne ortaya çıkmış bir proje değil. Üzerinde uzun uzun düşünülmüş, her ayrıntısı tartışılmış, fiziksel ve bilişsel farklılıkları bulunan bireylerin sosyal yaşama entegrasyonu konusunda önemli çalışmalara imza atan STK’larımızdan destek alınarak tasarlanmış bir girişim. Bu proje ile amacımız; fiziksel ve bilişsel farklılıklara sahip bireylerin iş ve sosyal yaşamında erişilebilir koşullar sağlandığında aktif olarak istihdama katılabildiğini ve sosyalleşebildiğini göstermek” şeklinde konuştu.
Hizmete başlayan kafede, vakit geçirecek fiziksel ve bilişsel farklılıkları bulunan bireylerin rahat etmeleri yönünde her türlü imkânı düşünülmüş. Örneğin, kafe alanındaki tüm ışıklandırmalar göz hassasiyetine göre ayarlanmış durumda. Görme engelli yolcular ve çalışanlar için Braille alfabeli yönlendirmeler ve menüler bulunuyor. Aynı zamanda, akülü tekerlekli sandalyeler için şarj istasyonu da var. Sese karşı hassasiyet duyan yolcuların, yemeklerini daha konforlu yiyebilmesi için sessiz oda yerleştirilirken; işaret diliyle iletişime geçen canlı asistan hizmeti de mevcut. Özetle; yolcuların, farklı engel gruplarından güler yüzlü çalışanlarla kolayca iletişim kurarak sipariş verebilecekleri ve ihtiyaçlarına özel çözümlere tek bir noktada erişebilecekleri bir mekân tasarlanmış durumda.
İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu, ”İGA İstanbul Havalimanı olarak inşaat aşamasından itibaren ulusal ve uluslararası standartlara bağlı kalarak havalimanımızı fiziksel, duyusal, zihinsel farklılıkları olan misafirlerimiz için daha erişilebilir hale getirmek ve onlara tek başlarına yaşayabilecekleri keyifli bir havalimanı deneyimi sunmak için yola çıktık. Yaptığımız çalışmalar neticesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ulusal/uluslararası erişilebilirlik standartlarına bağlı olarak yapılan denetimler sonrasında, 2020 yılında İstanbul Havalimanı Erişilebilirlik Belgesi’ni almaya hak kazandık. Kısa bir süre önce de Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI), İGA İstanbul Havalimanı’nın, havalimanı erişilebilirliğine yönelik “Erişilebilirliği Geliştirme Akreditasyonu” programı kapsamında akredite edilen dünyadaki ilk havalimanı olduk.İGA olarak erişilebilirlik yaklaşımımız özel günlere yönelik geliştirilen projelerden ibaret değil. Biz burada, bu havalimanında erişilebilirliği bir ekstra olarak değil, bir kültür olarak görüyoruz. Yarattığımız bu kültürü geliştirmek ve güçlendirmek için de bugün olduğu gibi her zaman çalışmalarımıza devam edeceğiz” şeklinde görüşlerini paylaştı.
