Sosyal medyada fotoğraflarına sıkça rastladığımız ama çok da bilgi sahibi olmadığımız muhteşem bir yere götürüyorum bugün sizi.
Kayalara oyulmuş devasa yapıların olduğu adeta bir kanyona gizlenmiş bölge düşünün. Binlerce yıllık geçmişe ev sahipliği yapıyor. Görenleri kendine hayran bırakıyor. Lut Gölü ile Akabe Körfezi’nin arasında 100 kilometre kare alana yayılmış olan Petra’ya Ürdün’ün başkenti Amman veya Akabe’den kara yolu ile gidiliyor. Şair John William Burgon, “Tarihin yarısı kadar yaşlı gül kırmızısı şehir” diyor.
Gelelim diğer detaylara:
- Petra’nın kelime anlamı “taş”
- Rivayete göre Musa’nın değneğiyle taşa vurup su çıkarttığı 12 kaynaktan biri Petra’da.
- MÖ 400 ile MS 106 yılları arasında, sıra dışı bir halk olan Nebati Krallığı’na başkentlik yapmış.
- Deprem, ekonomik sıkıntılar ve su yönetim sisteminin zarar görmesi nedeniyle Petra ışıltısını kaybedip zaman için unutulmuş.
- 1000 yıldan uzun bir süre sadece göçebe Arapların bildiği kayıp bir şehir olan Petra; 1812’de İsviçreli kaşif Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedilmiş.
- Kayaların rengi; pembe, kırmızı, sarı ve turuncunun karışımından oluştuğu için ‘Rose City’ olarak da biliniyor.
- 2200 yıllık antik kentte; kireç taşına oyularak yapılmış amfi tiyatro, tapınaklar, evler ve mezarlar var.
- The Siq adı verilen, yüksekliği 180 metreyi bulabilen, kayalarla çevrili bir geçite de ev sahipliği yapıyor.
- Indiana Jones, Mortal Combat gibi dünyaca ünlü filme burada çekilmiş.
- 1985’de UNESCO Dünya Mirasları listesine eklenip; 2007’de ‘Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri seçilmiş.
- Peru’daki Machu Picchu Antik Kenti ile kardeş şehir.
- Küçük bir öneri: Haftanın belirli günlerinde düzenlenen Petra by Night’ta mumlarla donatılmış The Siq yolunda yürüyüş yapıp, El-Hazne’nin önünde düzenlenen müzik dinletisiyle geceyi tamamlayarak müthiş bir deneyim yaşayabilirsiniz.
