ABD’nin Hawaii Eyaleti’ne bağlı Maui Adası’ndaki tarihi Lahaina Kasabası’nda çıkan orman yangınlarında onlarca kişi yaşamını yitirdi. Uzaklardaki bir kasırganın yarattığı rüzgar etkisiyle körüklenen alevler, çok sayıda mahalleyi yakıp yerle bir etti. Adanın batı tarafı neredeyse tamamen kül oldu.
Yerel halk, yaşadıkları felaketi “kıyamet” veya “savaş bölgesi” şeklinde tanımlıyor. ABD’li havayolu şirketleri de adaya yaptıkları uçuşların sayısını artırarak, insanların bölgeden tahliyesine destek olmaya çalıştı.
Hawaii'de yaşanan orman yangını sırasında ailesiyle adada tatilde olan ve bir gece havalimanında mahsur kalan @united pilotu Vince Eckelkamp'ın gönüllü olarak kokpite geçip 330 kişiyi yangından kaçırarak, ABD anakarasına ulaştırdığı öykünün detayları:https://t.co/eVWNG1uNRs pic.twitter.com/PvEzaPU3CN
— BoardingInfo (@boardinginfo) August 15, 2023
Yangın başladığında Hawaii’de tatilde olan bir United Airlines pilotu, 330 kişinin yangından kaçmasına yardım etmek için Maui’den ABD anakarasına bir uçak uçurmak için gönüllü oldu.
Vince Eckelkamp, orman yangınları patlak verdiğinde ailesiyle birlikte Hawaii’deki beş günlük tatilini tamamlamak üzereydi. Ailesiyle beraber Salı günü, alevlerin yükseldiği sıralarda dönüş uçuşu vardı. Eckelkamp, tatile giderken, dönüşte uçağı kendisinin getireceğinden habersizdi. Denver’da ikamet eden ve United Havayolları’nda hat eğitim müdürü olarak görev yapan Eckelkamp, kariyerinin en ilginç uçuşlarından birine imza attı.
Pilot ve ailesinin kaldığı otel, Salı sabahı erken saatlerde, şiddetli fırtına nedeniyle elektriksiz kaldı. Yangın kasabayı kasıp kavurmadan birkaç saat önce Lahaina’dan geçerek, Kahului Havaalanı’na erken gitmeye karar verdiler.
Eckelkamp ve ailesi sabahın erken saatlerinde havaalanına yaptığı yolculuğu, yaklaşık beş saatte tamamlayabildi. Bu ada şartları için gerçeküstü bir durumdu.
Aile, Lahaina yakınlarında durağan trafikle mücadele ederken, kükreyen rüzgarlara, devrilen elektrik hatlarına, yerinden kopan ağaçlara ve insanların kül yağmuruna tutulduğuna tanık oldu.
Bu esnada Eckelkamp’ın dönüş uçuşu ertesi güne ertelendi. Bu durum tüm aileyi ve havalimanında mahsur kalan diğer yolcuları, ada genelinde otel bulmak imkansız olduğu için, geceyi havaalanında geçirmek zorunda bıraktı.
Eckelkamp, bir bilet gişesinin arkasına geçtiklerini ve herkesin, terminalde kendisine küçük bir köşe bulduğunu söylüyor. Eckelkamp ve havalimanında mahsur kalan herkes, sosyal medyada paylaşılan video ve fotoğraflar ile yangının ne kadar büyük bir hasara yol açtığını Çarşamba sabahı daha net görmeye başladı.
Eckelkamp, Çarşamba günü erken saatlerde, ailesiyle birlikte yer alacağı uçuşun iptal edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu öğrendi. Gerekçe, pilotların zorunlu dinlenme saatlerini içeren mürettebat regülasyonlarıydı. Görev süresi dolan pilotlardan biri uçuştan ayrıldı.
Eckelkamp ise uçmaya hazır ve müsait olduğunu açıkça belirterek, uçuşta gönüllü olarak yer almak istediğini söyledi. Eckelkamp, basına verdiği demeçte “Doğru zamanda doğru yerdeydim. Benim durumumda olan çoğu pilotun aynısını yapacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Havayollarının ucuz biletler sunarak ve ekstra uçuşlar düzenleyerek insanları adadan çıkarmak için çabaladığı bir ortamda, Eckelkamp da uçağı ABD anakarasına uçurarak, yaklaşık 330 kişinin yangından kaçmasına yardım etti.
Eckelkamp’ın kokpite geçmesi ve yardımcı pilotun görev saatinin dolmasına sadece 25 dakika kala, uçak adadan teker kesmeyi başardı. Eckelkamp, bu anları “Sonunda her şeyin bir araya gelmesi inanılmazdı” şeklinde yorumluyor.
Üniformasız Gerçekleştirdiği İlk Uçuş Oldu
Kaos ve karmaşanın ortasında Eckelkamp, polo yaka t-shirt, şort ve tenis ayakkabılarıyla bir yolcu uçağı uçurarak, kariyerinde bir ilki gerçekleştirdi.
Uçaktaki çok az insan, bu uçuşun yapılabilmesini mümkün kılan perde arkasındaki olaylardan haberdardı. Ancak yine de Eckelkamp, bu çileli ve maceralı yolculuktan sonra, tüm yolculara veda etmek istedi ve yolcular uçağı terk ederken kokpitin kapısında bekledi. Eckelkamp, yolcuların uçaktan indikten sonra kendi aralarında “‘Bize veda eden o adam kimdi? Orada ne işi vardı?” diye birbirlerine sorduklarını hayal ettiğini söylüyor.
Eckelkamp, Hawaii’ye küçük de olsa yardım edebildiği için mutlu olduğunu söyleyerek “özel bir şey yapmadığını” tekrarlıyor.
Eckelkamp’a göre havaalanında görev yapan insanlar, tüm sürecin gerçek kahramanlarıydı. “Bütün bunlar olup biterken, yangın nedeniyle kendi evlerini kaybederken, hala insanların adadan çıkmasına yardım ediyorlar. Bu oldukça şaşırtıcı.” diyerek, havalimanı personelinin gösterdiği üstün çabanın hakkını vermeyi ihmal etmiyor.
