Pilotlarla İlgili 5 Büyük Yanılgı

İnsanlar belli konularda bilinçli ya da bilinçsiz bilgi kirliliğine maruz kalabiliyor. Havacılık sektöründe de pilotlara dair bir çok konuda toplumun doğru bildiği yanılgılar bulunuyor. Pilotlar ve pilotluk mesleğine dair en çok karılaştığımız yanılgıları derledik:

1. Uçuşta pilota çok az ihtiyaç oluyor. Uçak, kendi kendine uçuyor!

İnanması zor ama pek çok insan, kokpitte pilotların, otomatik pilot modunu açtığını, kabin ekibinden kendilerine bir fincan kahve getirmesini isteyip, uçuşun geri kalanında içerde keyif yaptığını düşünüyor. Bu kesinlikle doğru değil. Genel itibariyle, pilotlar kalkışı gerçekleştirdikten sonra, uçağı otopilota devrederler. Otomatik pilot sistemi, inişten hemen önce devreden çıkarılana kadar, tüm uçuş boyunca aktif kalsa da, kokpitteki pilot veya yardımcı pilot, bu süreçte büyük bir dikkatle göstergeleri kontrol etmek zorunda. Eylemsel olarak uçağı kontrol etmek için bir şey yapmıyor gibi görünebilirler. Ancak teorik olarak, uçuşta her an her şey olabilir: motor arızası, basınç kaybı, yangın akla gelen ilk olumsuz senaryodan sadece bir kaçı. Bu tip durumlarrda, pilotların alınması gereken aksiyonu belirleyip, eyleme dönüştürmeleri için çok kısıtlı bir zamanı bulunuyor. Bu sebeple de pür dikkat şekilde böylesi Birr tatsız senaryoya müdahale etmek için hazır ve tetikte olmak zorundalar.

Modern uçaklarda, oto pilot sisteminin, pilotların işini büyük ölçüde kolaylaştırdığı inkar edilemez bir gerçek. Hatta uygun donanıma sahip hava meydanlarında bazen pilot müdahalesi olmadan da iniş yapılabiliyor. Ancak bazı meydanlarda pilot olmadan iniş yapmak mümkün değil.

2. Pilotlara bir şey olursa; yolculardan biri uçağı indirebilir!

Birçok dizi ve filmde benzeri sahneler görmüş olsanız da, gerçek hayatta pek mümkün olmayan bir diğer konu da pilot lisansı olmayan bir yolcunun uçağı indirebilmesidir. Hava durumu, uçağın tipi ve ağırlığı, yolcuların güveni, hava trafik kontrolörü (ATC) ile bağlantı ve çok daha fazla faktör, uçağı sorunsuz indirebilmek için belirleyici bir rol oynar.

Bununla birlikte, ATC’nin net talimatlar vermesi ve herhangi bir anormallik olmaması koşuluyla en iyi senaryoda bile , deneyimsiz birinin bu talimatlı yeterince hızlı ve panik yapmadan uygulayabilmesi pek mümkün değil. Bu soruya karşı verilecek en net yanıt şudur: Bir yolcu daha önce hiç uçağa binmediyse veya uçuş simülatörü kullanmadıysa, uçağı güvenli bir şekilde indirme şansı çok azdır.

Bugüne kadar, kokpitteki pilotların sağlık sorunu yaşaması veya ölmesi gibi bir durumunda, dışarıdan alacağı talimatlarla uçağı indirme girişiminde bulunan bir yolcuya ilişkin resmi bir kayıt yok. Ancak, yolcu olarak seyahat eden lisanslı pilotların, yardımcı olmak için kokpite daverr edildiği yaşanmışlıklar var.

Tek motorlu uçaklarda ise durum farklı. 2019’da iki kişilik bir Cessna 152 uçağında, Batı Avustralya’nın Perth şehrinde Jandakot Havalimanı’ndan kalkış yapıldıktan sonra eğitmen pilotun bilincini kaybettiği bir vaka yaşandı. 29 yaşındaki öğrenci pilot adayı Max Sylvester, ilk uçuş dersinde, kuleden aldığı talimatlarla uçağı güvenli bir şekilde indirmeyi başarmıştı.3.

3. Pilotların evine ve ailesine zamanı yok!

Hepimizin bildiği gibi, pilotlar işleri gereği çokça seyahat eder. Birçok kişi buna ikna olmasa da, pilotlar için iş-yaşam dengesini korumak mümkündür. Düşük maliyetli (Low cost) charter veya kısa mesafeli bir havayolunda çalışıyorsanız, evinizden çok uzun süre uzak kalmadan mesleğinizi rahatlıkla icra edebilirsiniz. İşvereniniz daha uzun mesafelere uçan bir havayoluysa, uzak destinasyonlara yaptığınız uçuşlarda, evinizden bir sürre uzak kalsanız da döndükten sonra aynı şekilde hiç işe gitmeden uzun süre evde kalabileceksiniz demektir. Yani bu iş tam anlamıyla denge işidir.

Pilotların uçuş programları, kişisel yaşamları için fırsatlar yaratmak için son derece uygundur. Hangi düzenlilikte uçuş yapacakları ise büyük ölçüde çalıştıkları havayoluna bağlı olacaktır. Bir dereceye kadar, ticari pilotlar aylık programların hazırlanması aşamalarında, özel durumlarını önceden belirterek istediği değişiklikleri de yaptırabilir.

4. Paran varsa pilot olabilirsin!

Paranın, sizi hayalinizi gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaştırabileceği doğru olsa da, ilgilenmeniz gereken temel gereksinimlerin sadece bir kısmı para ile ilgilidir. Diğer kısım ise bu iş için uygunluğunuzu; doğru becerilere, yeteneklere ve motivasyona sahip olduğunuzu kanıtlamakla ilgilidir. Bazı özel uçuş okulları, eğitim masraflarını karşılama yeteneklerine bakılmaksızın, pilotluk için istenen özelliklere sahip olup olmadığınızı anlamak için kapsamlı değerlendirme süreçleri yürütebiliyor. Bazen pilot adayları, uçuş eğitimi için gerekli ücreti ödeyip, ilk değerlendirmede başarısız olabiliyor. Bu nedenle sürece başlamadan önce objektif değerlendirme yapmak oldukça önemli. Bir havayolu pilotu, eylemlerini koordine edebilmeli; geri bildirimlere verirken net, disiplinli ve karar almak konusunda sorun yaşamamalıdır. Uyumlu ve ekip çalışmasına yatkın olmak da oldukça önemlidir. İyi bir takım oyuncusu olmayan bir pilot adayını düşünün. Kokpitte diğer pilotlar, hava trafik kontrolörleri ve kabin ekibi ile iletişim kurarken kendini ne kadar rahat hissedebilir? Yani her şey para değildir!

5. Pilot eğitimine yapılan yatırımın asla karşılığını alamazsın!

Pilotaj eğitimi pahalı olsa da, karşılığında harika bir mesleğe sahip olabilir ve tüm kariyeriniz boyunca iyi paralar kazanabilirsiniz. Başlangıçta, herhangi bir işte olduğu gibi, kazançlar harika olmayabilir, ancak zaman içinde hızlı bir yükseliş yaşamanız çok normal olabilir. Mesleğe başladıktan sonra, gerekli uçuş saatlerine ulaşırken bir yandan da geleceğiniz için sağlam bir finansal zemin oluşturmaya başlarsınız.

adbanner