Türkiye ile ABD Arasındaki F-35 Krizinin Perde Arkası

Türkiye ile ABD arasında ipler, F-35 savaş uçağının teslimatı konusunda iyice gerildi. Bu gerginliğin temelinde hangi konu var? Türkiye’nin F-35 üretim programındaki rolü ne? ABD gerçekten Türkiye’ye F-35’leri teslimatını engelleyebilir mi? İşte Türkiye ile ABD arasındaki F-35 krizinin perde arkası…

Türkiye 2019 yılı içinde, iki büyük yeni askeri teçhizat alımına hazırlanıyor. Biri Amerikan Lockheed Martin üretimi beşinci nesil savaş uçağı F-35, diğeri Rus yapımı S-400 füze savunma sistemi.

Ancak bahsedilen iki askeri gücün, aynı ülkenin elinde bulunması fikri ABD ve NATO yetkililerini ciddi şekilde rahatsız ediyor. Bu yüzden hem Pentagon hem de ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri uzun süredir Ankara’ya S-400 alım kararını rafa kaldırma konusunda baskı yapıyor.

Normal takvime göre Türkiye ilk F-35’i 21 Haziran 2018’de törenle teslim alacak. Teslimatın ardından pilotlarımızın Amerika’da eğitim süreci başlayacak. 2019 yılında da F-35’ler envantere alınacak. Ancak 21 Haziran’a sayılı günler kala ABD hala Türkiye ve F-35 konusunda net olarak kararını verebilmiş değil.

Türkiye’nin S-400 alımı konusundaki kararlı tutumunun ardından Amerikan Temsilciler Meclisi bir kaç gün önce 716 milyar dolarlık Ulusal Yetkilendirme Yasası’nı kabul etti. F-35 teslimatlarını bir süreliğine kısıtlamaya uğratacak tasarının diğer ABD ihracatlarını etkilememesi üzerinde çalışılıyordu. Şimdi Savunma Bakanı’nın Türkiye ile ilişkilerin durumu hakkında bir rapor hazırlaması ve bu sürede F-35 savaş uçaklarının teslimatının askıya alınması öngörülüyor.

Bir yandan da ABD Senato Silahlı Hizmetler Komitesi, Türkiye’nin F-35 programından kesin olarak çıkarılmasını talep eden daha sert bir tasarıyı kabul etti. Tasarının bu versiyonu Komite’nin ardından Senato’da oylanacak. Senato’nun da kabul etmesi durumunda her iki yasama organından temsilciler bir araya gelerek tasarıya son halini verecek. Ardından da nihai karar Başkan Donald Trump’ın onayı ile alınacak. Yani süreç uzun ve ABD hala bu konuda tam olarak kararını verebilmiş değil.

ABD uzun sure Türkiye’ye füze savunma sistemi olarak Patriot satmaya çalıştı. Ancak Ankara, 2.5 milyar dolarlık bir anlaşma karşılığında, Rusya’ların S-400’ünü tercih etti. Başlangıçta 2020 için planlanan teslimatın daha öne çekilmesi için çalışmalar hızlandırıldı.

S-400 tercihi “Amerika’nın Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası” uyarınca bazı kararlar almasını tetikleyebilir ve ABD’nin Türkiye ile yaptığı savunma başta olmak üzere bütün ticari iş faaliyetlerinde ciddi problemler oluşturabilir. Ancak bu biraz zor bir ihtimal gibi görünüyor.

Çünkü 2015 yılı Amerikan Kongresi verilerine göre ABD’nin Türkiye’ye 9.7 Milyar dolarlık aktif askeri satış anlaşması var. Son olarak 70 Milyon Dolar değerindeki müşterek doğrudan taarruz mühimmatı da bu miktarın içinde. 2013 ve 2017 arasında ABD, Türkiye’den doğrudan ticari satışlar ile 1,7 milyar dolar daha kazandı.

Türkiye aynı zamanda F-35 için önemli bileşenler üreten bir ortak durumunda. Bu da ABD ile Türkiye’nin Savunma ve ticaret ortaklığındaki gücü ve gelecekteki büyüme potansiyeli için önemli bir kanıt niteliğinde. Yani F-35’i Türkiye’ye vermemek kararı o kadar da kolay alınabilecek türden değil.

Ancak, hazırlanan bir başka bağımsız mevzuat taslağı, ABD hükümetinin F-35 uçağı için Türkiye’ye bakım desteği ile ilgili fikri mülkiyet veya teknik veriler konusunda bir yasaklama getirmeyi öneriyor. Bütün seçenekler masaya yatırıldığında Türkiye’nin F-35 alımını engellemek için ABD için en iyi yaklaşım bu gibi görünüyor.

Fikri mülkiyet ve teknik verilerin devrinin engellenmesi, Türkiye’nin uçağın motorlarında bakım yapamayacağı veya kendi uçaklarına hizmet veremeyeceği anlamına geliyor. Türkiye, tüm Avrupalı ​​operatörler için F135 motor revizyonu merkezi olarak seçilmişti. Motorların son montajı ve bakımı, eskiden F-16 motorlarına da hizmet veren Eskişehir’deki 1. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı’nda gerçekleşecek. Lockheed, Türk sanayisinin F-35 ile 12 milyar dolar kazanacağını öngörüyor.

Satış ABD hükümeti tarafından değil, uluslararası F-35 konsorsiyumu tarafından gerçekleştirildiği için Kongre’nin bunu engellemek için yasal yetkisi yok. Türkiye F-35 programında bir kalkınma ortağı ve en az 100 tane F-35A satın almayı planlıyor.

ABD dahil tüm NATO müttefikleri, S-400’ü ciddi güvenlik meselesi olarak görüyor. Türkiye’nin hem S-400 hem de F-35’e sahip olmasının dünya barışı için ciddi tehlike olacağı düşünülüyor. NATO Askeri Komitesi başkanı Çek Orgeneral Petr Pavel, S-400’ün sadece sofistike bir hedef radarı olmadığı görüşünde. S-400 bir veri tabanına sahip. Sistemi Türkiye’de kurmaya gelen Rus uzmanlar veri tabanını NATO verileriyle doldurabilir. Bu çok büyük bir tehlike diyor

Tüm bunlara rağmen uluslararası camiada uzmanlar ABD’nin S-400 satın aldığı için Türkiye’ye karşı yaptırım uygulamasının mümkün olmadığını görüşünde. Bunun dünyanın en büyük silah ihracatçısı olan ABD’nin Çin ve Rusya’ya pazar payını kaybetme konusundaki “paranoyası” olduğu düşünülüyor.

Rusya’nın teknolojisini dünyanın geri kalanına pazarlamakta başarılı olmadığı da aşikar. Türkiye’nin Rusya’dan alacağı 1 ya da 2 tane S-400 ile en az 100 tane F-35 alacak olması arasında ciddi bir ekonomik fark da var. Bütün bu sebeplerle F-35’lerin Türkiye’ye verilmemesi sürpriz olarak yorumlanıyor. Bekleyip göreceğiz…

adbanner