Gördüğünüz fotoğraf, uçağın ana iniş takımlarından birinin yuvasından çekildi.
Uçak havalandıktan sonra, tekerlekler işte bu yuvaya giriyor ve kapak kapanıyor. İnişe çok az bir süre kala ise kapaklar açılıp tekerlekler düşüyor.
İniş takımına dair merak edilen bazı bilgiler ise şöyle:
Özellikle Afrika ülkelerinde başka bir ülkeye iltica etmenin yolu buraya saklanıp kaçmak olabiliyor. Uçağın kargo bölümleri çok sıkı kontrol edildiği için, yakalanmamak için tercih, iniş takımlarının yuvaları oluyor.
Tek koridorlu uçakların iniş takımlarına insanın sığması zor. Ama uçağın gövdesi büyüdükçe, alan genişliyor. Ancak yine de oldukça riskli bir yer. Kalkışın ardından iniş takımları hidrolik kollarla kapatılıyor. İniş takımlarını kontrol eden hidrolik kollar çok güçlü. Bu büyük güç, hem iniş takımlarını hem de iniş takım kapaklarını topluyor. Bu güce direnmek neredeyse imkansız.
İniş takımı yuvasının içinde oksijen yok. Hava sıcaklığı yüksek irtifalarda -57 dereceye kadar düşüyor. İnsanın dayanamayacağı kadar soğuk. Ayrıca yüksek basınç farkı ve düşük oksijen sebebiyle hızlı bir ölüm gerçekleşebilir. Tabi iniş takımı kapanırken ezilmediyseniz!
Şu ana kadar iniş takımında ölen 4 Türk var
25 Ocak 2000’de Northwest Havayolları’nın DC-10 uçağında Amsterdam’dan New Jersey’e kadar uçan 38 yaşındaki Rıza Karadağ donarak öldü.
27 Ocak 2003’te Paris-Şanghay seferini yapan Air France uçağının iniş takımında donan Onur Özüyaman ve Ramazan Karaçoban’ın cesetleri yere çakıldı.
2013’te British Airways’in İstanbul-Londra seferini yapan Airbus A320 uçağının iniş takımlarında ceset bulundu. Ölenin Hikmet Kömür olduğu belirlendi.
YAŞAYAN YOK MU?
2010’da, Viyana’dan Londra’ya uçan özel bir uçağın iniş takımına saklanan bir Romen vatandaş, 1.5 saatlik yolculuğun ardından sağ olarak uçaktan indi. İnişte hastaneye kaldırılan yolcu hipotermi geçirdi. Bir kaç gün içinde ise sağlığına kavuştu.