Randall Munroe tarafından kaleme alınan “What if? Serious Scientific Answers to Absurd Hypothetical Questions” kitabında, absürd varsayımsal sorulara ciddi bilimsel yanıtlar aranıyor ve pratikte pek mümkün olmayacak durumlara bilim yoluyla bazı senaryolar çiziliyor.
Kitapta işlenen ilginç konulardan biri de “Güneş Sistemi’nde yer alan gezegenlerde, bugün bizim kullandığımız uçaklarla uçsak ne olurdu?” sorusu.
Bakın diğer gezegenlerdeki fiziksel şartlar ve uçmak arasında nasıl bir ilişki var?
Merkür:
Atmosfer olmadığı için, uçağın uçmasını sağlayacak bir taşıma kuvveti yaratmak imkansız. Yani uçağı kaldıramazsınız.
Venüs:
Bereketli bir atmosfer bulunuyor. Fakat yüzeyi çok sıcak. Bu yüzden daha kalkış yapamadan uçağınız alev alır.
Mars:
Atmosfer dünyadakine göre 100 kat daha ince. Bu yüzden taşıma kuvveti oluşturabilmek için saatte yaklaşık 1250 km hıza ulaşmanız gerekir. Daha sonra bu yüksek hız ile devam etmek zorunda olduğunuz için uçağı kumanda etmeniz oldukça güç.
Jüpiter:
Yer çekimi sizi sürekli aşağı bastıracaktır. Bu yüzden zamanla donacaksınızdır.
Satürn:
Yer çekimi jüpitere nazaran daha hafiftir. Uçarken kendinizi su yüzeyinde gibi hissedersiniz. Ancak bir süre sonra düşmeye ve donmaya mahkumsunuz.
Uranüs:
Yer çekimi kuvveti dünyaya göre daha hafiftir. Bu yüzden “yakıtınızın donacağı süreye kadar” uzun bir uçuş gerçekleştirmeniz mümkün.
Neptün:
Güneş Sistemi’nde yer alan tüm gezegenler arasında en sert rüzgarların hakim olduğu gezegen. Bu yüzden sürekli sert türbülanslar ile karşılaşırsınız. Uçağınızı kontrol etmek imkansızdır. Zaten havada bir süre sonra uçağınız parçalanır.